Yazar: Robert Farley, 17 Aralık 2016
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 16 Nisan 2017
Trump Yönetimi, huzursuzluğun hüküm sürdüğü bir ortamda görevi devralmaktadır. Bazıları direkt olarak Trump’ın söylemleri ile bağlantılı olmak üzere, birçok nedenden ötürü büyük güçler son zamanlarda rastlanan en büyük belirsizlik ile karşı karşıyadırlar. Trump’ın başkanlık döneminin ilk aylarında, belki de başkanlık görevi başlamadan önce Birleşik Devletler, ABD, Rusya ve Çin arasında savaş başlatabilecek ve tırmandırabilecek aşırı tehlikeli parlama noktasına müdahale etmek zorunda kalabilecektir.
Başkan Obama’nın yeni Başkan Trump’a, Kuzey Kore politikasının yönetiminin ilk büyük denemesi olacağını söylediği ifade edilmektedir. Kuzey Kore giderek çok daha etkili balistik füze imal etmeye devam etmekte ve birçok uzmanı endişeye sevk edecek şekilde nükleer silah sayısını artırmaktadır. Kuzey Kore ekonomisi ve politik sistemi can çekişen bir durumda olmasına rağmen, devlette hiçbir çökme emaresi görülmemektedir.
Bunun da ötesinde, Güney Kore de çok ciddi bir politik krizin içinde bulunmaktadır. Çatışma birkaç şekilde patlak verebilir; Birleşik Devletler’in Kuzey Kore’nin balistik füze programını önleyici bir saldırı ile perdelemeye karar vermesi, Kuzey Kore’nin ABD sinyallerini yanlış yorumlayarak önce davranması veya hükümetin çökerek bir kargaşaya neden olması. 1950 yılında da olduğu gibi Kore Yarımadasında patlak verecek bir savaş; Çin, Rusya ve Japonya’yı da kolayca içine çekebilir.
Suriye’de son zamanlardaki Rus zaferleri Assad rejiminin ülkede yıllardır süren sivil savaştan yeni bir safhaya geçmesinin önünü açmıştır. Birleşik Devletler Aleppo kentinin savunmasına katkıda bulunmayı reddetmiş, bunun yerine kuvvetlerini İran ve ISIS terör örgütüne karşı yürütülen savaşa yoğunlaştırmıştır. Obama yönetimi, Rusya’nın Assad’ı desteklemesiyle rekabete girmeyecektir ve Trump yönetiminin de herhangi bir çatışmaya gireceği yönünde çok az gösterge mevcuttur.
Fakat en tehlikeli zamanlar geçmiş olsa da, Birleşik Devletler ve Rus kuvvetleri Suriye’de birbirlerine çok yaklaşmış bir şekilde operasyonlarını sürdürmektedirler. Deir al-Zour kenti yakınlarında 62 Suriye askerinin ölümüne neden olan ABD hava saldırısı, Suriye’de gerçekleşebilecek bir ABD-Rusya iş birliği olasılığını rafa kaldırmıştır. Amerikan veya Rus kuvvetler tarafından başlatılabilecek benzer bir olay iki ülkede de misilleme yapılması yönünde baskılara neden olabilir. Bunun da ötesinde, her iki tarafta da yer alan terörist gruplar ve yarı askeri unsurlar kadar çatışmayla ilgili diğer devletler Suriye’de kargaşa ve yanlış hesaplar veya anlamaların artmasına neden olmaktadır.
Birleşik Devletler, Rusya ve Çin, Rusya’nın ABD Başkanlık seçimine müdahalesindeki başarısına veya Çin’in ABD şirketlerinden fikri mülkiyet hakları ve teknoloji çalma yönünde süregelen gayretlerine rağmen siber alanda bir savaş halinde değildirler. Bununla beraber, ABD güvenlik sistemi, diğer kritik ABD siber unsurlarına saldırıları caydırmak maksadıyla Rus ve Çin provokasyonlarına bir karşılık verme ihtiyacını duyabilir.
Uzmanlar, mevcut faaliyetlerin artarak bir siber savaşa dönüşebileceğini beklememektedirler. Ve siber saldırı yetkisi verilen kurumlar bu yetkileri kullanmaktan nefret ettiklerini kanıtlamış durumdadırlar, kritik ve hassas zafiyetler üzerine yöneltilen siber saldırılar sadece bir kez işe yaramaktadırlar. Yine de Çin ve Rusya gibi diğer oyuncular, ABD’ye, tepki görme korkusu olmadan bir siber saldırı başlatabilir ve ABD hükümetini, giderek tırmanan talihsiz ve oldukça maliyetli bir tepki sarmalına sokabilir.
|
İlk raporlar Başkan Trump’ın, ABD-Hindistan ilişkilerinin derinleştirilmesi ve geliştirilmesi yönündeki Bush ve Obama yönetimlerinin politikalarını sürdüreceğini göstermiştir. Gerçekten de Trump’ın başkanlık seçim kampanyası, ABD’de yaşayan ve Pakistan ile çatışmaya eğilimli Hindistan vatandaşları tarafından büyük destek görmüştür.
Donald Trump’ın Pakistan Başbakanı Nawaz Sharif ile yaptığı telefon görüşmesi ise bütün varsayımları bir kaosa sürüklemiştir. Trump, Kashmir probleminde, Hintlilerin şiddetle karşı çıktıkları bir arabulucu rolüne soyunmuş gibi görülmektedir. Hindistan ve Birleşik Devletlerdeki analizciler, Pakistan’ın bu mesajı; Kashmir ve civarında yürüttüğü askeri operasyonları artırmak ve sorunu tırmandıracak diğer adımlar için bir yeşil ışık olarak algılayabileceğinden endişelenmektedirler. Diğer taraftan Hindistan da Pakistan’ın hazırlıklarını boşa çıkarmak maksadıyla kontrol hattı boyunca kendi operasyonlarını icra edebilir. Ve eğer iki taraftan herhangi biri meseleyi tırmandırmayı seçer ise, ABD ve Çin kendilerini bir anda çatışmanın içinde bulabilirler.
Belki de en büyük tehlike Baltık bölgesindedir. Başkan Trump’ın Rusya istihbaratıyla ilgili bağlantısı hakkındaki iddialar son haftalarda oldukça artmış durumdadır. Kesin olan; Trump’ın, Amerika’nın NATO’ya olan güvenlik garantisini şüphe altında bıraktığıdır. Potansiyel olarak bunun birkaç faydalı etkisi olabilir ve Avrupalıları kendi savunma bütçelerini artırma yönünde ikna edebilir, Ruslarla olan gerilimin azalmasına neden olabilir ve artık çok aşırı bir hale gelen ABD savunma yükümlülükleri algısının da iyileştirilmesine neden olabilir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazarın görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının aslına aşağıdaki linke tıklayarak erişebilirsiniz.
http://nationalinterest.org/blog/the-buzz/5-places-world-war-iii-could-start-2017-18760