Yazan: Alican TÜRK
Geçtiğimiz Temmuz ayında – önce 10 Temmuz’da OdaTv’de, ardından ayın 28’inde yine OdaTv’de, Cumhuriyet gazetesinde ve bazı internet sitelerinde 28 Şubat kumpas davasıyla ilgili bir haber yayımlandı. Haberde davanın sanıkları adına hazırlanan ve davadaki bütün hukuksuzlukları, keyfî tutumları, sahte evrak ve belgeleri tek tek belgeleyen yaklaşık 1750 sayfalık oldukça kapsamlı bir “Temyiz Dilekçesi”nin Yargıtay’a gönderildiği ifade ediliyordu.
Özellikle mahkemenin “delil” diye kabul ettiği “CD-5” içindeki belgelerin üretilmiş (sahte) olduğuna vurgu yapılan haberde, 28 Şubat davasındaki FETÖ izleri deşifre ediliyordu.
İşte şimdi size o izlerden çok önemli birini sunacağım.
Ancak konunun bilinmesi ve daha iyi anlaşılması açısından önce şu ön açıklamayı yapalım:
2011’de Erbakan’ın ölümünden sonra Ankara’da Mustafa BİLGİLİ denen FETÖ üyesi bir savcı tarafından 28 Şubat soruşturması başlatılır. Tesadüf bu ya (isterseniz “Allah’ın hikmeti” de diyebilirsiniz), soruşturma sürerken, Fetullah Gülen Nur Cemaati üyesi olduğu gerekçesiyle 1997 yılında TSK’dan atılan ve Çorlu’da yaşayan Tamer TATAR adlı eski bir tabip yüzbaşıya – aralarında bir CD de bulunduğu iddia edilen – bir klasör belge gönderilir. (Belgeleri gönderen zat – yine ne tesadüftür ki – Balyoz ve Poyrazköy kumpaslarının da ihbarcılarından Ahmet YILMAZ adında biridir.) Fetullahçı Tamer TATAR bu bilgileri hemen 28 Şubat soruşturmasını yürüten – ve aynı zamanda TSK’nın harîm-i ismeti olan Kozmik Oda’ya girmenin baş sorumlusu – Ankara’daki Savcı Bilgili’ye ulaştırır. Bilgili o belgelere ve sözde CD’ye (ki mahkeme tutanaklarında CD-5 olarak geçmektedir) dayanarak soruşturmayı derinleştirir, anılan CD içerisindeki tüm dijital belgeleri doğru kabul ederek tutuklamalarda kullanır. Mahkemede sanıklar bu CD-5’in imaj kopyasını ısrarla istemesine rağmen yaklaşık 3 yıl boyunca verilmez. Nihayet tutuklamalardan 3 yıl sonra temin edilen CD imajı Türkiye’nin sayılı adli bilişim uzmanlarından Tuncay BEŞİKÇİ’ye inceletilir. Adı geçen uzman 2,5 ay sonra hazırladığı raporda söz konusu CD’nin delil olarak kullanılamayacağını, üzerinde tahrifat bulunduğunu açıklar. Sanıklar bu raporu mahkeme heyetine sunarak yeniden bilirkişi incelemesi talebinde bulunur. Bu kez görev ODTÜ Bilgisayar Bölümü’nden Prof.Dr. Ahmet COŞAR başkanlığındaki bir heyete verilir. Heyetinin yaklaşık 7 aylık incelesinden sonra 01 Nisan 2016 tarihinde mahkemeye gönderdiği raporda kısaca CD-5’in adli bilişim açısından güvenilir olmadığından delil niteliğinin bulunmadığı değerlendirilmektedir.” denir.
Yani CD-5’in sahteliği mahkemede net biçimde ortaya çıkar. Ancak buna rağmen sayın (!) hâkimler CD-5 hakkındaki bu raporu görmezden gelerek sanıklar hakkında cezaya hükmeder. Üstelik gerekçeli kararlarında o CD’de çıkan sözde belgelere atıf yapmakta da bir beis görmezler.
İlk derece mahkemenin verdiği karar İstinaf Mahkemesince de Haziran 2020’de aynen kabul edilir. Yani İstinaf da sahteliği sabit olan CD’yi doğru ve güvenilir bir belgeymiş gibi değerlendirir.
İşte sanıklarca hazırlanan ve Temmuz ayı başlarında Yargıtay’a ulaştırılan yaklaşık 1750 sayfalık Temyiz Dilekçesinde 28 Şubat davasındaki bütün o hukuksuzluklar, sahtelikler, keyfîlikler tek tek belgeleriyle ortaya konur.
Değerli gazeteci Alican ULUDAĞ da Cumhuriyet gazetesi ile OdaTv’de bu Temyiz Dilekçesinin haberini yapar.
Aslında o haber yayınlandığı zaman, habere konu olan ve CD-5 içinde ortaya çıktığı vurgulanan belgelerden birinin kamuoyunun dikkatini çekeceğini, epey ses getireceğini düşünmüştüm. Aksine üzerinde durulmadan öylesine geçilip gidildi.
Hâlbuki FETÖ kumpasının belki de en önemli somut ayak izlerinden biriydi. Geçiştirilebilecek bir belge değildi.
CD-5’in içinde bulunan ve davanın 10 ve 16’ncı klasörlerine de giren, üzerinde GİZLİ gizlilik derecesi vurulmuş olan belge işte şuydu:
Şimdi bu belgeye dikkatle göz attıktan sonra tekrar soralım: Adı 28 Şubat olan bir sözde “darbe” davası dosyalarının arasında bu belgenin işi ne? Bir üniversite hazırlık kursundaki matematik derslerinin içeriğini gösteren bu belge sizce ne olabilir? 28 Şubat’ın “hain” komutanları (!) bu belgedeki matematiksel işlemleri darbe plânının neresinde ve hangi hesaplamaları yaparken kullandılar acaba? Tankları yürütürken güzergâh açılarının hesaplamasında mı, darbe için gereken asker sayılarının hesaplanmasında mı, Meclis’teki milletvekili aritmetiğinin düşürülmesine ilişkin olasılık hesaplamalarında mı, nerede?
Ben söyleyeyim: Bir üniversite hazırlık kursundaki Matematik derslerinin içeriğiyle ilgili bu bilgiler, bütün diğer kumpaslar gibi 28 Şubat kumpasını da tezgâhlayan alçakların nerelerde belge hazırladıklarının ipuçlarını vermektedir. Belli ki bu iş için dershaneler kullanılmıştır; sahte kumpas belgeleri hazırlanırken veya üretilirken onların arasına dershane notları da karışmış, şablon olarak hazırlanan GİZLİ gizlilik dereceli kâğıt parçaları farkında olmadan dershane notlarının üzerine de yazılmış ve diğerleriyle birlikte servis edilmiştir.
Bu belge 28 Şubat kumpas davası sürecinde FETÖ + Savcı Bilgili ekibinin ortaklaşa parmak izini çok net biçimde ortaya koymaktadır.
Duruşmalar sırasında mahkemelerin görmemek için gözlerini kapattığı ve sanıkların suçlanmasında belge olarak kabul ettiği bu “şey”i Yargıtay hâkimlerinin göreceğini umarız.
Ve dahi yine ilgili hâkimlerin, Temyiz Dilekçesinde altı çizilen buna benzer yüzlerce sahtekârlığı ilk bakışta fark etmelerini bekleriz.
En çok da 28 Şubat Davasının (da) nasıl bir kumpas olduğunu asıl bütün Türk Milletinin görüp, fark edip, anlamasını diler ve önemseriz.