savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
16°C
Ankara
16°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Pazartesi Az Bulutlu
1°C
Salı Az Bulutlu
4°C

YSK’nın 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçim İptali ve Yenilenmesi Kararı Hakkında Bir Deneme

YSK’nın 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçim İptali ve Yenilenmesi Kararı Hakkında Bir Deneme


YSK’nın 31 Mart İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı Seçim İptali ve Yenilenmesi
Kararı Hakkında Bir Deneme

            Mevcut bilgiler ışığında YSK’nın 31 Mart 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminin İptali ve Yenilenmesi Kararı; Anayasa, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Yasalara aykırıdır çünkü;

1-        Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde 298 sayılı Kanununun 130. Maddesinde yer alan seçimi etkiyecek müessir bir olay veya hal olmamıştır.

2-        298 sayılı Kanun ve YSK’nın 139 No.lu genelgesine göre Ak Parti itirazını zamanında yapılmamıştır, yapılan itiraz aslında olağanüstü değil, normal itiraz niteliğindedir.

3-        Sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali Anayasa’nın 10. Maddesinde, İHAS’ın (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin) 14. maddesinde yer alan kanun önünde eşitlik (ayrımcılık yasağı) prensibine aykırıdır. 

4-        Anayasanın 67. İHAS’ın 1 No.lu protokolünün 3. Maddesinde yer alan İstanbul Halkının seçme ve E. İmamoğlu’nun seçilme hakkı ihlal edilmiştir.

5-        Ak Parti olağanüstü itirazının incelenmesinde 298 sayılı kanunun 132. Maddesine ve genel yargılama usüllerine aykırı hareket edilmiş, E. İmamoğlu’nun Anayasa’nın 36. Maddesinde ve İHAS’ın 6. Maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı (hak arama hürriyeti) ihlal edilmiştir.

6-        YSK oylamasındaki yedek üyelerin oyların geçersizdir, yedek üyelerin oylamaya geçilmesi teamül haline gelmiş keyfiliktir.

Bunların yanısıra seçimler adil koşullarda yapılmamıştır.  

YSK’nın zaten 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumunda vermiş olduğu şaibeli bir karar vardır. 298 sayılı Kanuna göre iptal edilen seçimlerin 60 gün içinde yenilenmesi gerekir ve YSK 27.03.2019 tarihli 1683 sayılı kararı ile seçimlerin 02 Haziran 2019 tarihinde yenileneceğini açıklamıştır. YSK ve ilgili seçim kurulları kasıtlı olarak sayım işlerini yavaşlatarak görevlerini kötüye kullanmış, seçim tarihini 02 Haziran 2019 yerine 23 Haziran 2019 tarihine almıştır.  YSK, kendisinin 1683 sayılı Kararına aykırı davranmıştır. 23 Haziran 2019 tarihi aynı zamanda 298 sayılı yasaya aykırıdır.

02 Haziran 2019 tarihi Ramazan ayına denk geliyor diyebilirsiniz, o günün Ramazan ayına denk geldiği önceden de biliniyordu.

 

Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde sonucunu etkiyecek müessir bir olay ve hal olmamıştır. Ak Partinin yaptığı iktidar gücüyle “bir hiçten her şey çıkarmaktır.”

–           Sandıkların teşkili ve başkanlarının seçimi, seçimin sonucunu etkileyecek bir işlem değildir. Zira sandık kurullarında başkanın yanısıra 6 üye daha bulunmaktadır ve sandıklarda Ak Parti ve MHP’nin de temsilcisi bulunmaktadır.

–           Seçimi etkileyebilecek olay sel, deprem gibi doğa olayları, yangın ve terör gibi seçmeni seçme hakkını kısıtlayacak vakıalar ile seçimin yapılması ve oyların sayılmasına yönelik olağanüstü itirazı gerektirecek bir husus yoktur.

Ak Parti itirazını zamanında yapmamıştır, yapılan itiraz olağanüstü itiraz kapsamında değildir.

–           Ak Parti 298 sayılı kanunun 130. Maddesine dayanak göstererek olağanüstü itirazda bulunmuş. Olağanüstü itiraz için seçimin neticesine müessir olaylar ve hallerin bulunması gerekiyor. Meğer sandıkların defalarca sayılması ve Maltepe’deki sayım işlemlerinin yavaşlatılması zaman kazanmak olağanüstü itiraz için delil bulmak içinmiş.  Bütün devlet imkanları seçimi kaybeden partinin ve adayının emrinde gece gündüz çalışmış.

–           298 sayılı kanunun 119. Maddesi gereği sandık kurulunun teşkiline dair şikayetlerin iki gün içinde yapılması, şikayet reddedilirse 2 gün içinde İl Seçim Kuruluna itiraz edilmesi gerekiyor, İl Seçim Kurulunun kararı kesin yani YSK’ya götürülemez. Üstelik YSK, 139 sayılı genelgesinde aynı hususları tekrar ederek 02 Mart 2019 tarihini kesin süre olarak vermiş.

–           Sandık kurullarına itiraz ediyorsan 02 Mart 2019 tarihine kadar yapmak gerekirdi. YSK dahil görevli herkes sandık kurulları tamam desin, oylar kullanılsın, oylar sayım sayım sayılsın, ondan sonra sandık kurulu başkanları ve sandık kurullarına itiraz et.

–           Şimdi 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri de şaibeli hale geldi. Söz konusu seçimlerdeki sandık kurul başkanları ve başkanları da araştırılması gerekli.  “Atı alan Üsküdar’ı geçti diyebilirsiniz” “amel niyete göredir” deyip “niyetimiz iyi ve kutsal olduğu için amelimizin haklı olup olmadığı fark etmez” diyebilirsin ancak tarih bunları affetmez, bu konuda da en istekli olanlar yakın arkadaşlarınız olabilir.   Turgut Özal, çok yakın arkadaşları hatta abileri Necmettin Erbakan ve Süleyman Demirel’in siyasi yasaklarının kalmasına karşı çıktığını herkes hatırlar.

 

Sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali Anayasa’nın 10. Maddesinde ve İHAS’ın 1 No.lu Protokolünde yer alan kanun önünde eşitlik prensibine aykırıdır.

            –           31 Mart 2019 seçimlerinde Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanlıkları, Muhtarlıklar ve Meclis Üyeleri oy pusulaları aynı zarf içine konulmuş ve aynı sandık kurulları görev yapmıştır.

            –           Aynı statüde olan vatandaşlara veya gruplara farklı davranılmaz, aynı sebepten sadece Büyükşehir Belediye Başkanları seçimlerinin iptali ayrımcılıktır ve Anayasa’nın 10. Maddesi ve İHAS’ın 14. Maddesine aykırıdır. 14. Maddenin kenar başlığı zaten “Ayrımcılık yasağıdır.”

İstanbul Halkının seçme ve E. İmamoğlu’nun seçilme hakkı ihlal edilmiştir.

            Anayasa Mahkemesinin 67 maddesi ve İHAS’ın 1 No.lu Protokolünün 3. Maddesinde seçme ve seçilme hakkını düzenlenmiştir. İHAS’ın 1 No.lu Protokolü’nün “Serbest seçim hakkı” kenar başlıklı 3. maddesinde; “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmaya taahhüt ederler.”  yazılı. Çok genel bir ifade içtihatlar ile genel ve yerel seçimlere yönelik seçme ve seçilme hakları düzenlenmiş. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu seçime örnek teşkil edecek 7 Şubat 2008 tarihli Kovach/Ukrayna Kararı var.

  1. İmamoğlu’nun Anayasa’nın 36. Maddesinde İHAS’ın 6. Maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı hak arama hürriyeti ihlal edilmiştir.

          Ak Partinin itirazı sonucu, kendisini savunma hakkı verilmeden İmamoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı elinden alınmıştır. YSK’ya verilen yargı yetkisi yasal olabilir, ancak YSK’nın karar alma sistemi İHAS’a aykırıdır.

Hukuk sistemimizde idari yargılama usulü 2577 sayılı kanun, hukuk yargılamaları (muhakeme) usulü 6100 sayılı kanun, ceza yargılaması (muhakemesi) usulü 5271 sayılı kanun ile düzenlenmiştir. YSK için herhangi bir usul düzenlemesi yoktur, 298 sayılı kanunun 110-132 maddeleri itiraz ve şikayetler olarak düzenlenmiş olup, idari yargılama usulü ile benzerlik göstermektedir, ancak 18.06.2014 tarihinde 6545 sayılı kanunun 19. Maddesi ile idari yargılama usulünde itiraz incelemesi yerine istinaf sistemine geçilmiştir.       

298 sayılı kanunun 3. fıkrasında “İtiraz dilekçesinin bir sureti, tutanağına itiraz edilene tebliğ olunur. Tutanağına itiraz olunan kimse, isterse yazı ile savunabileceği gibi, isteği üzerine, Yüksek Seçim Kurulunun tayin edeceği günde bizzat veya bir vekil marifetiyle kendini kurul huzurunda savunabilir.” 5. Fıkrasında “Seçimin özelliğine göre seçim sonuçları hakkında kesin karar vermeye yetkili mercie yapılacak itirazlarda da yukarıdaki 1 inci ve 3 üncü fıkralar hükümleri uygulanır.”düzenlemesi mevcuttur. Ak Parti Olağanüstü İtirazının E. İmamoğlu’na teblig edilip kendisine savunma hakkı verilip verilmediği merak konusudur. Esasen bu konuda yargılama sistemimiz dikkate alındığında kendisine cevap hakkı verilmesi gerekirdi.

YSK Kararları, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkesi açısından çok önemli olan seçimlere yönelik kurul kararlarıdır. Yapılan hatalar, hem toplumsal huzur ve barışı olumsuz etkilediği gibi hem de kişisel hak kayıplarına neden olmaktadır. 4400 TL alacak davası için istinafa başvurulabilirken, 58.800 TL alacak davası için hem istinaf başvurulabilir hem de temyize gidilebilirken YSK kararlarına karşı hiçbir mercie başvurulamamasını anlamak güçtür ve Türkiye’nin ayıbıdır. Bugün maalesef YSK Kararları konusundaki başvuruları Anayasa Mahkemesi reddetmekte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurulara işlem yapmaktadır.

  1. İmamoğlu’na kendisine savunma hakkı verilmemesi, davalıya cevap hakkı, sanığa savunma hakkı verilmemesi gibi şeydir. YSK Toplantısında CHP üyesi olabilir ancak E.İmamoğlu CHP’li olsa da karar verilecek hususun tarafları seçilmiş Belediye Başkanı ile kaybetmiş adaydır.

 

            Seçimler adil koşullarda yapılmamıştır.  

Türkiye’de medyanın Ak Partisi yanlısı olduğunu söylemek malumun ilanıdır.

Ak Parti, olağanüstü itiraz için devletin imkanlarını tamamen kullanmıştır. Şayet Ak Parti iktidarda olmasaydı, olağanüstü itiraz sebeplerini öğrenme imkanı ne kadar olurdu?

Cumhurbaşkanının aynı zamanda Parti Genel Başkanı olması ve seçim dönemlerine ilişkin herhangi bir sınırlama getirilmemesi ve seçimlerde devlet imkanlarını istediği gibi kullanması adil değildir. 298 sayılı kanunun 65 ve 66. Maddelerinde Başbakana seçim propaganda yasağı getirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmiş, Başbakanlık kaldırılmış, tüm yürütme yetkileri Cumhurbaşkanında toplanmış, ancak seçimler konusunda sınırlama getirilmemiş, hala Başbakana yönelik yasak var.

Cumhurbaşkanına Anayasa ile tanınan muafiyetler çok fazla, üstelik bir de Türk Ceza Kanununda Cumhurbaşkanında hakaret suçu var. Kantarın topuzu çok fazla kaçmış durumda. Ya sistem değişmeli, yada bu hususlarda çalışma yapılmalı.

YSK oylamasındaki yedek üyelerin oyların geçersizdir, yedek üyelerin oylamaya geçilmesi teamül haline gelmiş keyfiliktir.

YSK’nın İstanbul Seçimlerinin İptali Toplantısına yedek üyeler de katılmış ve oy kullanmıştır. Halbuki 298 ve 7062 sayılı kanunlarda kurulun 7 asıl ve 4 yedek üyeden oluştuğu yazılıdır. Yedeklerin oy kullanması, hukuka aykırıdır.

Sonuç:

–           Herkesin elini vicdanına koyup sorması gerekir, şayet Ak Partisi iktidarda olmasaydı, olağanüstü itiraz nedenlerini bulabilir miydi? Sandık kurullarının seçiminde yapılan hata seçim sonucunu etkilemiş midir? Seçilmiş bir Belediye Başkanına savunma hakkı verilmeksizin, başkanlığının elinden alınması reva mıdır? Aynı sandık kurulları ile yapılan seçimlerde seçilen İlçe Belediye Başkanlarının ve meclis üyelerinin seçimi kabul edilirken, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali adalete ve vicdana sığar mı? İKTİDAR VE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI ÖNEMLİDİR, ANCAK HERŞEY DEĞİLDİR. İHTİRAS VE HÜSRAN, ADALET VE VİCDANA GALİP GELMEMELİDİR.

–           31 Mart 2019 seçimlerinin sadece İstanbul Büyükşehir Ayağının iptali Anayasa ve İHAS’a aykırıdır. Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti açısından kabul edilebilecek bir şey değildir.

–           E. İmamoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitse kazanma olasılığı yüksektir. Böyle bir durum gerçekleşirse Ak Parti adayı Büyükşehir Başkan adayı seçimi kazansa dahi meşru olmayacaktır.

–           CHP iyimserlik içinde 23 Haziran 2019 seçimlerine koşulsuz katılmayı kabul etti. Oysa mevcut YSK, AA, seçim yasaları ve seçim organizasyonu ile seçim yapılırsa, gerçekçi olmak gerekirse E. İmamoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanı seçilme şansı Binali Yıldırım’a göre daha az gibi gözükmekte. Tabii ki 23 Haziran 2019 tarihine kadar çok şey değişebilir, belki de İmamoğlu daha büyük farkla seçimi kazanabilir; ancak ve ancak UMUT GELECEK İÇİN ÖNEMLİDİR FAKAT BİR YÖNTEM DEĞİLDİR. BAŞARI CESURDAN YANADIR.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.