İsrail Değil İran ve Hamas!
Arap dünyası Gazze Şeridi’nin çocuk mezarlığına çevrilmesinden İsrail değil de İran ve Hamas’ı sorumlu tutmaktadır. Halkının çıkarlarını gözetmekle sorumlu sözde Filistinli liderlerin, onların yaşamları pahasına kendi zenginliklerine zenginlik katması ve şahsi çıkarları ile kazançları için onları kurban etmesi yeni bir hikâye değildir…
Yazar: Khaled Abu Toameh, GATESTONE INSTITUTE, 07 Haziran 2021
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 09 Haziran 2021
03 Ağustos 2014 tarihinde Gazze Şerdi güneyindeki Rafah yerleşim birimindeki bir hastanede çekilen fotoğraf, İsrail hava saldırısında hayatlarını kaybeden ve bir dondurma soğutucusu içinde gömülmeyi bekleyen bir bebek ve üç çocuğun cansız bedenlerini göstermektedir. Fotoğraf: Said Khatib/AFP/Getty Images.
Hamas’ın İsrail ile yaptığı son savaşı kazandığı yönündeki iddiaları; İran destekli bu terörist grubun Filistinlilere ve dünyanın geri kalanına yalan söylediğini haykırmaktan korkmayan birçok Arap için alay ve mizah konusu olmuştur.
Araplar bunun yanı sıra; İran’daki efendilerine hizmet etmek maksadıyla birçok Filistinli ve İsrail vatandaşının ölümlerinden ve büyük yıkımdan Hamas’ı sorumlu tutmaktan da kokmamaktadır.
Sözde Hamas zaferini kutlayan Filistinlilerin görüntüleri, başta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap dünyasında bir kınama dalgası başlatmıştır. Arapların Hamas’ın zafer iddiasına reaksiyonu; Arap dünyasında birçok insanın terörist grubun propaganda makinesinin tuzağına düşmediğinin net bir göstergesidir. Araplar Hamas’ın tek derdinin, daha fazla para ve silah almak maksadıyla Tahran’daki mollalara yağ çekmek olduğunun farkındalar. Araplar, Gazze Şeridi’nde yaşananların Hamas ve özellikle İran tarafından hazırlanan bir komedi olduğunu çok iyi biliyorlar.
Uluslararası ilişkiler alanında uzman ve medya ile sosyal medya ağlarında popüler bir yorumcu olan ünlü Arap gazeteci Amiad Taha, bir televizyon programı esnasında kendisine sorulan ‘‘Hamas’ın İsrail’e karşı bir zafer kazandığını düşünüyor musunuz?’’ sorusu üzerine kahkahalara boğulmuştur.
Hamas’ın İsrail ile yaptığı son savaşı kazandığını iddia etmesi, bu terör örgütünün tek hedefinin daha fazla para ve silah almak maksadıyla İran’daki mollalara hizmet etmek olduğunu çok iyi bilen Araplar arasında alay ve mizah konusu olmuştur. Fotoğrafta İran lideri Ayatollah Ali Khamenei ve Hamas lideri İsmail Haniyeh, Tahran’da kucaklaşırken görülmektedir. 12 Şubat 2012. Fotoğraf: khamenei.ir/AFP via Getty Images
Taha verdiği yanıtta; Gazze Şeridi’nde kimsenin kazanmadığını ve her iki taraftan da çocuklar ve kadınların hayatlarını kaybettiklerini ifade etmiştir. Taha; ‘‘Kadınları ve çocukları insan kalkanı olarak kullanmak mı zafer? Zafer, Gazze Şeridinde 269 Filistinlinin ölmesi ve 8,900’unun yaralanması anlamına mı gelmektedir’’ sözleriyle tepkisini göstermiştir.
Taha, 11 gün süren savaş esnasında ölen Filistinlilerin bazılarının Hamas roketlerinin kurbanı olduklarına da dikkat çekmektedir. Hamas terör örgütü tarafından İsrail’e atılan 3,700 roketten 400’ü Gazze Şeridi’ndeki yerleşim birimlerine düşmüş ve çocuklarla kadınların hayatlarını kaybetmelerine neden olmuştur.
Taha tepkisini; ‘‘Ne kadar garip. Yenilginin zafer olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Katar’da yaşayan Hamas lideri İsmail Haniyeh’e Mercedes arabası, Rolex saati ve Armani elbisesinin keyfini çıkarmasını diliyorum. Masum Filistinlilerin kanları için pazarlık yapan Hamas terör örgütüne de yazıklar olsun. Her zaman olduğu gibi Haniyeh kazandı ve Filistin halkı kaybetti’’ sözleriyle dile getirmiştir.
Filistinliler, Hamas ve İsrail arasında Mısır’ın arabuluculuğu ile sağlanan Gazze Şeridinde ateşkesi kutlarken. Fotoğraf: Mahmud Hams/AFP
İran’ın, Viyana’da 2005 İran nükleer anlaşmasını yeniden hayata geçirmek maksadıyla yapılacak olan müzakerelerde, ABD ve diğer dünya güçlerinden ödünler koparmak maksadıyla Filistinli vekâlet savaşçıları ile Hamas ve Filistin İslami Cihad örgütlerini kullandığına dair Arap dünyasındaki yaygın inancı tekrarlayan Taha, sözlerini aşağıdaki şekilde sürdürmüştür.
‘‘Gazze Şeridi’ndeki Hamas militanları İran’a aittir. Bu militanların son zamanlarda yaptıkları sadece İran Devrim Muhafızlarına hizmet etmektir. İran, Viyana müzakerelerinde Filistin meselesini, İsrail’i giderek daha çok tehlikeye sokan güvenliğiyle ilgili tehditleri sona erdirmek karşılığında, ABD’yi İran’a uyguladığı yaptırımları kaldırmaya zorlayacak bir koz olarak kullanmak istemektedir. Katar’da yaşayan terörist İsmail Haniyeh, İran’a para ve silah ve yardımları için teşekkür etmiştir. İran parası, Filistin meselesini devam ettirmek isteyen paralı askerlere yardım etmek içindir. İran’ın silahları yıkım ve imha içindir, inşa için değil.’’
İran ile dünya güçleri arasında 2015 nükleer anlaşması üzerindeki müzakereler, Birleşik Devletleri yeniden anlaşmaya dâhil etmek hedefiyle, geçtiğimiz hafta yeniden başlamıştır.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden gazeteci Mohamed Taqi, Hamas’ın iddia ettiği zafer ve İran ile ittifakı konusunda çok daha sert ve eleştirel bir tutum takınmıştır. Twitter sosyal medya hesabında paylaştığı bir videoda: ‘‘Allah, şahsi zafer ve çıkarları uğruna al-Aqsa Camisi ve Filistin meselesini istismar edenlerin belasını versin! Allah Filistin’i gümüş bir tepsi içinde İranlı mollalara sunan hainlerin belasını versin!’’ ifadelerini kullanmıştır.
Birçok Arap gibi Taqi de İran’a yağ çekmek ve şirin görünmek için Gazze Şeridinde kendi halkını feda ederken, Katar ve Türkiye’de lüks içinde bir yaşam süren Hamas liderlerini şiddetle kınamıştır.
İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların sürdüğü esnada Katar’ın Doha kentinde yeni bir lüks Mercedes’in içinde görülen Hamas liderine atfen Mohamed Taqi; ‘‘Ey Haniyeh! Sen ve çocukların Katar ve Türkiye’de lüks otellerde yaşarken, sen hangi direnişten bahsediyorsun?’’ diye sormuştur.
Solda son Hamas terör örgütü ve İsrail arasındaki savaşta bir kez daha harap olan Gazze Şeridi’nden bir görüntü, sağda ise özel lüks uçağının içinde görülen Hamas lideri İsmail Haniyeh. Fotoğraf: AP
‘‘Sen ve çocukların iyi bir yaşam sürerken hayatlarını kurban ettiğin halkın adına hangi direnişten bahsediyorsun’ diyen Taqi, Haniyeh’i; İran’a sözde zaferini sunarken, ihanetle suçladığı Araplardan Gazze Şeridini yeniden inşa etmelerini istemekle suçlamıştır.
Faslı yazar ve siyasi analizci Saeed Al-Kahel de Hamas terör örgütünü Filistin meselesini ticari bir kazanca dönüştürmekle suçlamıştır.
Al-Kahel yazısında; Hamas’ın İsrail – Filistin çatışmasını sona erdirmek istemediğini, bunun nedeninin de siyasi ve finansal kazançlar elde etme arzusu olduğunu yazmıştır. Kahel’e göre Hamas Filistin meselesini, çeşitli kaynaklardan fon üreten ve Hamas liderleri için refah ve zenginlik sağlayan ticari bir kazanç kapısına dönüştürmüştür.
Al-Kahel de İran’ın Filistinli müttefiklerinin İsrail’e karşı sürdürdüğü terör kampanyasını, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları kaldırmasını sağlamak maksadıyla bir koz olarak kullandığı görüşünü paylaşmaktadır.
Solda eski Filistinli lider Khaled Mashal, sağda ise şimdiki lider İsmail Haniyeh Katar’da boş zamanlarında spor yaparken görülmektedir.
‘‘İşte bu nedenle; İsrail ile çatışmanın sonucu ne olursa olsun, Hamas yenildiğini asla kabul etmeyecektir. Tersine, yıkıntılar ve tabutlar arasında kutluyor olsa da bir zafer olarak lanse edecektir. Filistinlilerin kuşatma ve yoksulluk altında acı çektiği bir ortamda, öldürme ve yıkım ne kadar fazla olursa Hamas’ın gelirleri de o kadar artmaktadır. Çok daha kötü olan ise, siyasi İslami organizasyonların Hamas’ın elde ettiği sözde zaferden gurur duymalarıdır. Bu organizasyonların hiçbirisi, bu zaferin niteliği ile Filistinliler ve davalarının yararına olan kazanımlarını, kaç mahkûmun serbest bırakılmasının sağlandığını ve ne kadar Filistinli mültecinin vatanlarına geri döndüğünü sormamıştır. Bunların hiçbirisi başarılamamıştır ve Hamas, Filistin karar alma sürecini yönettiği sürece başarılması da olası değildir. Filistinlilerin kanı, Hamas’ın yanı sıra; liderleri Hamas liderliğini kazandıkları net zafer için kutlayan Fas İslami Hareketi için de çok ucuzlamıştır.’’
Eski Mısır parlamento üyesi ve Mısır Orta Doğu Stratejik Çalışmalar Forum Başkanı Samir Ghattas da İran’ın Viyana müzakereleri esnasında ABD ve diğer dünya güçlerinden kazanımlar elde etmek maksadıyla Hamas’ı kullanma girişimlerine karşı uyanık olunması çağrısında bulunmuştur.
Ghattas, İran’ın İsrail ile Hamas arasında patlak veren savaşın daha ilk gününden itibaren, Gazze Şeridi’ndeki Filistinli terörist grupları destekleyen açıklamalar yayınlayarak savaş alanındaki varlığını kanıtlamaya çalıştığına dikkat çekmiştir. İran tarafından yapılan açıklamalar arasında; İran Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Esmail Qaani tarafından Hamas terör örgütünün önde gelen teröristi Mohammed Deif’e gönderilen ve Filistin’in İsrail’e karşı yürüttüğü savaşa tam destek sözü veren bir mektup ta yer almaktadır.
Ghattas, İran ile müzakerelerde bulunan Birleşik Devletler yönetimi ve diğer dünya güçlerine açık bir uyarı olan; ‘‘İran, Viyana müzakerelerinde nitelikli ve güçlü bir ilerleme sağlamak istemekte ve bölgesel güç ile ağırlığını gerçekleştirmek maksadıyla; Lübnan’da Hezbollah, Yemen’de Houthiler, Filistin’de Hamas ve İslami Cihat gibi kendisine sadık hizip ve militanlar kartını oynamaktadır’’ ifadeleriyle seslenmiş ve sözlerine; ‘‘İran, Hamas ve İslami Cihad terör örgütlerini sadece kendi çıkarları için sömürmüştür, gerçekten Filistinlilerin çıkarlarını istiyor olsaydı, Gazze Şeridi’nin yeniden inşasına katkıda bulunurdu’’ ifadelerini eklemiştir.
Lübnan’daki ekonomik çöküş, 1975-1990 iç savaşından beri ülkenin istikrarı için en büyük tehdidi oluşturmaktadır. Fotoğraf: AFP
‘‘Tahran, Gazze’deki insani yardım veya yeniden inşa projelerine hiçbir katkıda ya da bağışta bulunmamış, aksine Gazze’yi bölgenin güvenliğini tehdit eden bir silah merkezine dönüştürmek maksadıyla; silah ve diğer şeylerin satın alınmasının finansmanına katkı sağlamıştır. Son Gazze savaşı ve geçmişte 2008, 2012 ve 2014 yıllarında yaşanan benzer savaşlar, İran’ın Filistin ve Gazze halkının çıkarlarından ziyade ve onların kanı pahasına, sadece kendi çıkarları için siyasi ve askeri olarak istismar ettiği fırsatlardır.’’
Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi danışmanı Muhammad Mujahid Al-Zayyat, İran’ın İsrail ile savaş esnasında Hamas’a verdiği desteğin, İran’ın Batı dünyasına; Filistinli terörist grupların, Batı ile ilişkilerinde İran için bir pazarlık kozu haline geldiğine yönelik bir mesaj gönderme amacı taşıdığını ifade etmiştir.
Al-Zayyat, son Gazze savaşının Tahran’ın gücünü göstermeye yönelik diğer bir girişim olduğunu ve kendisine yönelik yaptırımları kaldırmak ve İran nükleer anlaşmasından istediklerini kazanmak maksadıyla, elinde bir Hamas zaferi ile Viyana müzakerelerine gitmek istediğinin bir göstergesi olduğunu ileri sürmektedir.
Mısırlı uzman, diğer bir ifadeyle; İran’ın Hamas’ın İsrail’e karşı sürdürdüğü terör savaşı için ödüllendirilmesine izin vermemeleri konusunda Biden yönetimi ve Batılı güçleri uyaran diğer Araplara katılmaktadır.
İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne uygulanan kuşatma nedeniyle ülkenin ekonomisi çökmüş ve bölgenin statüsü Birleşmiş Milletler’in gelişme geriliği olarak nitelendirdiği bir seviyeye inmiştir. Fotoğraf: EPA.
Suudi Arabistanlı siyasi analizci Abdul Rahman Altrairi de Hamas’ın savaşı kazandığı yönündeki iddialarıyla dalga geçmiştir. Altrairi, İran’ın Lübnan merkezli Hezbollah terör örgütü militanlarının da geçmişte; İsrail ile yapılan 2006 savaşı esnasında Lübnan altyapısında büyük yıkımlara neden olmanın ardından, İsrail’e karşı zafer ilan ettiğine dikkat çekmiştir.
Altrairi, İran’ı yatıştırmak maksadıyla çok çalışan Batılılara; Irak, Lübnan, Suriye ve Yemen’deki yıkım ve bozulmalardan İranlıların sorumlu olduğunu hatırlatmıştır.
Altrairi, Batı dünyasını, İran’ın Gazze savaşındaki hedeflerinden bir tanesinin İsrail ile bazı Arap ülkeleri arasındaki barış anlaşmalarını yok etmek ve İsrail’i yeniden Arapların düşmanı konumuna geri getirmek olduğu konusunda da uyarmıştır.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden imam Waseem Yousef de Araplarla ilişkilerindeki ikiyüzlülüğü nedeniyle Hamas’ı kınayanlar arasındadır.
Yousef Hamas terör örgütüne olan tepkisini; ‘‘Hamas İsraillerin evlerine roket atmış ve İsrail’den tepki geldiğinde de ağlayıp sızlayarak; ‘‘Nerede bu Araplar? Nerede bu Müslümanlar?’’ diye bağırmıştır. Hamas, Gazze’yi çocuklar ve masum insanlar için bir mezarlığa çevirmiştir. Hamas birçok Arap ülkesinin bayraklarını yakmış, Arap ülkelerine hakaret etmiştir ve hiç kimseye saygı duymamaktadır’’ sözleriyle dile getirmiştir.
Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi’ndeki Beit Hanoun’da İsrail hava saldırılarıyla vurulan bina yıkıntıları arasında yardım isterken görülmektedir. Fotoğraf: Ali Jadallah/Getty Images.
Arap dünyasından; Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere felaket getirirken, İsrail’e karşı zafer ilan ettiğini iddia eden Hamas terör örgütüyle alay eden seslerin yükselmesi oldukça ümit vericidir. Birçok Arap’ın, İran’ın önce İsrail’i, ardından da onları ortadan kaldırmayı amaçlayan Filistinli terörist gruplarla ilişkisinin yarattığı tehlikelerin farkında olduklarını görmek te oldukça ümit vericidir.
Bununla birlikte, birçok Arap’tan gelen en önemli mesaj, Biden yönetimi ve Batılı güçlere yöneltilen ve İran’ın Tahran’a ilave ödünler verilmesi için Gazze Şeridi’ndeki son savaştan yararlanmaya çalıştığı konusunda onları uyaran mesajdır. Biden yönetimi ve Batılı güçlerin bu uyarıyı dikkate mi alacaklarını, yoksa İran’daki mollaların ABD’den aldıkları büyük rüşvetler karşısında vahşi çizgilerinden sihirli bir şekilde sapacakları bahanesiyle kafalarını kuma gömmeye devam mı edeceklerini hep birlikte bekleyip göreceğiz. Geçen sefer yapmamışlardı; yine yapmazlar ise acaba bölgenin durumu ne olacak?
Çevirenin Notları: Khaled Abu Toameh tarafından kaleme alınan ve 07 Haziran 2021 tarihinde Gatestone Institute haber sitesinde paylaşılan ‘‘Arabs: Hamas and Iran Turned Gaza into Cemetery for Children – Araplar: Hamas ve İran Gazze’yi Çocuk Mezarlığına Çevirdi’’ başlıklı yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. Yazının çevrilerek paylaşılması, Sun Savunma Net sitesi ve çevirenin yazıda ifade edilen görüş ve iddiaları paylaştığı anlamına gelmemektedir. Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
İsrail–Gazze sınırında 2018 yılında meydana gelen çatışmalarda, Filistinli yetkililere göre İsrail ordusu tarafından açılan ateş sonucunda hayatını kaybeden ve yaralanan Filistinli kurban sayısı toplam 12,844’tür. Foto Telif Hakkı: EPA
Bilindiği gibi son İsrail-Hamas çatışması; Filistinlilerin Doğu Kudüs’teki evlerinden zorla tahliye edilmesi ve ibadet eden Müslümanların İsrail güçleri tarafından şiddetli bir baskınla Al-Aqsa’dan çıkarılmasının ardından başlayan olayların, kısa bir süre içinde bölgede gerginliğin bir anda yeniden patlaması sonucu meydana gelmiştir.
11 gün süren savaşın ardında yapılan resmi açıklamalara göre; çatışmalarda İsrail tarafından 12, Filistin tarafından ise 221 kişi hayatlarını kaybetmiştir. Hayatlarını kaybedenler arasında, her iki taraftan kadınlar ve çocuklar da bulunmaktadır. Bu rakamlara bakıldığında; desteklenmeye ve korunmaya çok daha fazla ihtiyacı olan tarafın Filistin olduğu net bir şekilde görülmektedir.
Arap ülkeleri Hamas ve İslami Cihad terör örgütleri ile İran konusunda bu şekilde tepki gösterirken; son İsrail-Hamas savaşı TBMM ve Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan tarafından şiddetle kınanmıştır. Erdoğan, bir kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada; ‘‘Sayın Biden, sözde Ermeni soykırımında Ermenilerin yanında yer aldın, şimdi de ciddi manada orantısız bir saldırı ile Gazze’ye saldıran ve yüzbinlerce insanın şehadetine vesile olan bu olayda da ne yazık ki siz kanlı ellerinizle bir tarih yazıyorsunuz. Bunu söylemeye bizleri mecbur ettiniz. Çünkü biz bu konularda çok daha fazla duramayız, durmayacağız. Ve bugün de tekrar hatırlatıyorum, 84 milyon hep birlikte Kudüs nöbetimizi devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Osmanlı’nın yıkılışı ile barış ve huzur iklimini kaybeden pek çok coğrafya gibi Filistin toprakları da zulümle, acıyla, kanla yıkanıyor. Siz de buna destek veriyorsunuz’’ ifadelerini kullanmıştır.
İsrail’e verdiği silahlar ve milyarlarca dolar destek nedeniyle, İsrail ile Hamas arasında yaşanan son çatışmalardaki şiddet ve ölümlerdeki rolü sorgulanan stratejik ortağımız ve NATO müttefikimiz Birleşik Devletler ise; İsrail Rafael Advanced Defense Systems firması tarafından tasarlanan ve imal edilen Demir Kubbe hava savunma sisteminin geliştirilmesi için İsrail’e yardım edileceğini açıklamıştır.
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price tarafından yapılan ve resmi web sitesinde paylaşılan bir açıklamada; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer Türk liderlerin Yahudi halkıyla ilgili yaptığı açıklamalar sert bir dille kınanmıştır.
‘‘Birleşik Devletler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yahudi halkıyla ilgili son zamanlarda yaptığı Yahudi düşmanı yorumlarını şiddetle kınamakta ve bu ifadeleri kınanmaya değer bulmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer Türk liderlerini, şiddeti daha fazla körükleyebilecek kışkırtıcı açıklamalar yapmaktan kaçınmaya çağırıyoruz. Türkiye’yi, çatışmayı sona erdirme çalışmalarında Birleşik Devletler ile birlikte hareket etmeye davet ediyoruz. Yahudi karşıtı dilin hiçbir yerde yeri yoktur. Birleşik Devletler, Yahudi karşıtlığının bütün formlarıyla savaşma konusunda son derece kararlıdır. Çoğu kez Yahudi karşıtlığına eşlik eden şiddeti ve onu destekleyen tehlikeli yalanları ciddiye alıyoruz. Yalanlara daima gerçekler ile karşı koymalı ve nefret suçlarına adaletle yanıt vermeliyiz.’’
Trump yönetimi de Ağustos 2020’de yaptığı bir açıklamada; Türkiye’nin Birleşik Devletler tarafından terör örgütü olarak nitelendirilen iki Hamas liderini ağırlamasına şiddetle karşı çıktıklarını dile getirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 01 Şubat 2020 tarihinde İstanbul’da düzenlenen toplantı öncesinde HAMAS hareketi lideri İsmail Haniyeh ile tokalaşırken. Kaynak: VOA News
Birleşik Devletler Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından yapılan resmi açıklamada; ‘‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu terörist örgüte devam eden desteği, Türkiye’yi uluslararası toplumdan tecrit etmekten başka hiçbir şeye yaramamakta, Filistin halkının çıkarlarını zedelemekte ve Gazze’den başlatılan terörist saldırılarını önlemek için sürdürülen küresel gayretlere zarar vermektedir’’ ifadelerine yer verilmiştir. Açıklamada ayrıca, İstanbul’a gelen Hamas liderlerinden bir tanesinin hakkında birçok terörist saldırısı, uçak ve adam kaçırma olaylarına karıştığı yönündeki iddialara yer verilmiştir.
Türkiye ise ABD’nin eleştirilerini tümüyle reddetmiş ve konuyla ilgili olarak Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından aşağıdaki açıklama yapılmıştır:
Gazze’de demokratik seçimlerle iktidara gelen ve bölgenin önemli bir realitesini teşkil eden Hamas’ın meşru temsilcisinin terörist olarak nitelendirilmesi bölgede barış ve istikrarın tesisine yönelik çabalara katkı sağlamayacaktır. Kaldı ki, kendi terör örgütleri listesinde yer alan PKK’ya açık destek veren, FETÖ elebaşına evsahipliği yapan bir ülkenin üçüncü ülkelere bu konuda söz söylemeye hiçbir hakkı bulunmamaktadır. ABD Yönetimi Filistinliler arası iç uzlaşı çabalarının da bir tarafı olan Hamas’ı terör örgütü ilan etmiş, ardından Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Vaşington’daki Ofisini kapatmıştır. Böylelikle tüm Filistin Yönetimi ve halkıyla irtibatını keserek, bölgemizin gerçeklerinden kendini ne kadar soyutlamış olduğunu da ispatlamıştır. Bu vesileyle ABD Yönetimi’ni, bölgedeki güç ve nüfuzunu münhasıran İsrail’in çıkarlarına hizmet etmek amacıyla kullanmak yerine, dengeli politikalar izleyerek İsrail-Filistin ihtilafına uluslararası hukuk, adalet ve hakkaniyet temelinde samimi çözüm arayışında bulunmaya davet ediyoruz.”
Ne dersiniz? Önümüzdeki günlerde yapılacak NATO Zirvesi esnasında görüşecek olan Biden ve Erdoğan arasındaki görüşmede Filistin meselesi ve ABD tarafından terör örgütü olarak nitelendirilen Hamas örgütü de gündeme gelir mi?
https://www.gatestoneinstitute.org/17433/hamas-iran-gaza-cemetery