Altıncı nesil savaş uçaklarında, onları diğerlerinden ayıran gizli bir özellik bulunmaktadır. Yapay Zekâ, insan pilotların yoğun ve karmaşık muharebe esnasında faydalı bilgileri ayıklaması için verileri çözümlemesine yardımcı olacak, ancak ölümcül kuvvetin ne zaman ve nerede kullanılacağına yönelik nihai kararı yine de insanlar verecektir.
Yazar: Kris Osborn, National Interest, 06 Mayıs 2021
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 4 Temmuz 2021
Çin tarafından geliştirilen savaş uçağı, Amerika’nın F-35 Lightning hayalet savaş uçaklarının sahip olduğu birçok imkân ve kabiliyetlere sahip olabilir. Türkiye’nin de dâhil olduğu, fakat ABD tarafından uygulanan yaptırımlar kapsamında programdan çıkarıldığı F-35 savaş uçakları, sahip oldukları yapay zekâ kabiliyeti nedeniyle, birçok uzman tarafından ‘‘uçan bilgisayar’’ olarak nitelendirilmektedir. Fotoğraf: UK Defence Journal
Yeni veri analizi ve ağ teknolojileri, altıncı nesil savaş uçakları ile uçan pilotlar için bir aşırı savaş bilgisi yükü oluşturabilir mi? Ve acaba çeşitli veri kaynaklarından akan onca bilgiyle pilotun başa çıkması mümkün olmayabilir mi?
Belki bilginin çoğu faydalı olabilir ve büyük bir operasyonel değere sahip olabilir, fakat yine de bilgilerin, zaman hassas muharebe görevlerinde karar verme prosedürüne yardımcı olamayacak kadar fazla olacağı ve yeterince hızlı organize edilemeyeceği durumların olması kaçınılmazdır.
Geleceğin karmaşık muharebe ortamında; kara komuta merkezleri, insansız hava araçları, diğer savaş jetleri, uydular, donanmaya ait gemiler ve hatta kara muharebe araçları dahi altıncı nesil inanılmaz kabiliyetlere sahip bir hava aracı için çok büyük miktarda bilgi üretme imkân ve kabiliyetine sahip olacaklardır. Bütün bu bilgiler pilotu bilgi bombardımanına tutabilir ve bu bilgiler olumlu bir etki yaratmak için yeteri kadar hızlı da işleme tabi tutulup kullanılamayabilir. Aşırı öneme sahip ve zaman hassas görevler için faydalı küçük bilgi kırıntıları, oluşturulan belki de daha az etkili bu bilgi bombardımanı arasında kaybolabilir. Bu durum, pilotun karar verme sürecini karmaşıklaştırabilir ve hatta doğru karar verme kabiliyetini felce dahi uğratabilir.
Bununla birlikte; hızlandırılmış gerçek zamanlı analitikler ile sağlanan yapay zekâ destekli bilgi işlemesi, insan karar vericilere, sınırsız bilgi havuzundan sadece ihtiyaç duydukları bilgiyi seçip ayırmalarında yardımcı olabilir. Algoritmalar yeni bilgileri entegre edebilir, anında depolanmış bilgilerle karşılaştırabilir ve insan müdahalesi gerektirmeden bilinçli sonuçlara ulaşabilir. Bir bilginin nihai değeri çok olmasında değil, insan karar vericilere organize ve analiz edilmiş olarak süratle ulaştırılmasındadır.
Raytheon Intelligence & Space Gelişmiş Görev Sistemler Direktörü Tex Clark’a göre; gelecek nesil çok fonksiyonlu sistemler, mevcut sistemlere oranla çok daha fazla büyüklükte veri oluşturacak ve platform üzerindeki çoklu sistemler, uzay uyduları gibi değişik kaynaklardan gelen verileri platform üzerindeki verilerle birleştirerek pilot açsından oldukça yoğun bir veri ortamı oluşturacaktır.
Sıklıkla bilişsel yükü hafiflettiği söylenen yapay zekâ ve insan-makine ara yüzü, uzun zaman alan ve başka şekilde gerçekleştirilmesi mümkün olmayan bilgi analiz görevlerini yerine getirerek, komuta kontrol rolündeki insan karar vericilerin nihai kararları vermesini sağlayabilir.
Yapay zekâ, her ne kadar görünüşte sübjektif bilgileri ayırt ve organize etme alanında süratle gelişiyor olsa da sadece insan idrakine özel birçok karar verme yetenekleri ve problem çözme melekeleri bulunmaktadır. İşte bu nedenle gelecek bilimciler ve silah geliştiricileri, eş zamanlı olarak her birinin en iyi özelliklerini kullanan ve entegre eden
insan ve makine arasında dikkatlice dengelenmiş bir yaklaşımı benimsemektedir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir, orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.