Dava Düşmedi…
Erdoğan, tamamen Halkbank’ı bir süreden beri devam eden soruşturma ve olası davadan kurtarmaya odaklanmıştı. Bu meseleyi Trump ile defalarca gündeme getirdi. Halkbank meselesinin gündeme gelmediği yüz yüze veya telefonla yapılan görüşmeler nadiren olurdu. Erdoğan sürekli olarak soruşturmanın haksız olduğunu, çözülmesi veya düşürülmesi gerektiğini söylüyordu. John Bolton
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 24 Nisan 2023
Halkbank davasıyla ilgili ayrıntıları ve yaşanan gelişmeleri, Sun Savunma net sitesinde paylaşılan HALKBANK DAVASI başlıklı yazıdan okuyabilirsiniz. https://www.sunsavunma.net/wp-content/uploads/2021/07/HALKBANK-DAVASI.pdf
Küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayicilere kolay ve ucuz kredi vermek maksadıyla kurulan Halkbank tarafından yapılan açıklamaya göre; ABD’de devam eden ceza davasıyla ilgili olarak, bankanın Yabancı Devlet Yargı Bağışıklığı Yasası (FSIA-Foreign Sovereign Immunities Act) uyarınca ABD Yargıtay Mahkemesi (Supreme Court of the United States) nezdinde gerçekleştirmiş olduğu temyiz başvurusu, anılan Yüksek Mahkeme tarafından 03 Ekim 2022 tarihinde kabul edilmiştir.
Bankanın temyiz başvurusunu kabul eden ABD Yüksek Mahkemesi 19 Nisan 2023 tarihinde, küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayicilere kolay ve ucuz kredi vermek maksadıyla kurulan ve 23 Mayıs 1938 tarihinde faaliyete geçen bir kamu bankası olan Türkiye Halk Bankası A.Ş. (kısaca Halkbank) hakkında bir karar vermiştir.
İddialara göre Washington tarafından İran’a uygulanan yaptırımları ihlal eden küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayicilere kolay ve ucuz kredi vermek maksadıyla kurulan Halkbank hakkında, Manhattan federal mahkemesinde görülen ceza davasında yargılamadan muaf tutulmasıyla ilgili karar oldukça karışıktır.
ABD Yüksek Mahkemesi’nin küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayicilere kolay ve ucuz kredi vermek maksadıyla kurulan Halkbank hakkındaki kararına göre banka; 1976 tarihli Yabancı Devlet Yargı Bağışıklığı Yasası’na (FSIA – Foreign Sovereign Immunities Act) kapsamında cezai yargılamadan muaf değildir. Ancak ABD Yüksek Mahkemesi, bankanın içtihat hukuku kapsamında yargılamadan muaf olduğu yönündeki iddiasını ise alt mahkemeden yeniden değerlendirmesini talep etmiştir.
ABD Yüksek Mahkemesi’nin verdiği karar göre Manhattan’daki Temyiz İkinci Dairesi, küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayicilere kolay ve ucuz kredi vermek maksadıyla kurulan Halkbank’ın ABD’de içtihat hukuku kapsamında kovuşturmanın düşürülmesi talebini yeniden değerlendirecek. Bu karar; yeniden değerlendirme sonrasında, Yüksek Mahkeme’den iddianamenin yasallığı hakkında bir kez daha karar vermesinin istenebileceği anlamına gelmektedir.
İddianamede, üst düzey Türk ve İran hükümet yetkililerinin, küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayicilere kolay ve ucuz kredi vermek maksadıyla kurulan Halkbank ve banka görevlileriyle bir yaptırımlardan kaçınma planında yer aldığı iddia edilmektedir. Eski ABD Başkanı Donald Trump’a davanın düşürülmesi maksadıyla birçok kez baskı yapan Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın, yanlış bir şey yaptığını daima reddetmesine rağmen, iddia edilen komplo hakkında neler bildiği soruları gündeme gelmiştir. Erdoğan, 2019 yılı sonlarında gazetecilere verdiği bir demeçte, ABD kolluk kuvvetlerinin davada Halkbank’ı takip etmesinin ‘‘hukuka aykırı ve çirkin’’ olduğunu söylemiştir.
‘‘Biden ile görüşmemizde yargı konusu açıldığında Rıza Sarraf konusunu da gündeme getirdim. ABD Adalet Bakanlığı’nın bu davayı havale ettiği mahkeme de ilginç. Savcı Bharara da hâkim Richard Berman da Türkiye’de daha önce FETÖ tarafından ağırlanmış isimler. Yani Adalet Bakanlığı Sarraf’ı tutup orada FETÖ’nün yedirip içirdiği isimlere teslim ediyor. Biden’e bunları anlattım. ‘Ben bu kadarını bilmiyordum’ dedi. Hukukla değil, ilişkiler ağıyla başka işler çevirme peşindeler.’’ Recep Tayyip Erdoğan’ın Eylül 2016 ABD dönüşü uçak konuşmasından alıntıdır.
Küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayicilere kolay ve ucuz kredi vermek maksadıyla kurulan Halkbank’a göre banka aleyhinde açılan dava Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda yürüttüğü Barış Pınarı Harekâtı’na karşılık olarak başlatılan yaptırımların bir parçasıdır. Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan gazetecilerin Halkbank iddianamesi hakkındaki sorularını yanıtlarken verdiği demeç aşağıdadır:
‘‘Bu işlerin ne kadar duygusal olduğunun ayrı bir ifadesi. Güya bu iş kapatılmıştı. Şimdi bunu yeniden açmak suretiyle hukuk dışı çirkin bir adım attılar. Onların alacağı kararı göreceğiz. Ona göre de biz tabii tedbirlerimizi olgunlaştıracağız.’’
Dokuz üyeden oluşan ABD Yüksek Mahkemesi’nin Halkbank hakkındaki kararı 7-2 oranı ile alınmıştır. Çoğunluğun görüşünü, yani mahkemenin kararını kaleme alan Yargıç Brett Kavanaugh; Halkbank’ın iddiasına göre yabancı bir devletin sahip olduğu tamamen ticari bir şirket, ABD vatandaşlarını etkileyen ve ABD’nin ulusal güvenliğini tehdit eden bir suça karışabilir, ancak Amerikan mahkemelerinde yargılanamaz argümanını öne sürdüğü, fakat Yabancı Devlet Yargı Bağışıklığı Yasası’nda bankanın bu tezini destekleyen hiçbir şey olmadığını ifade etmiştir.
BNP Paribas Ceza Rekorunu Elinde Tutuyor
Paris merkezli bir küresel finans kurumu olan BNP Paribas, ABD ekonomik yaptırımlarına tabi; Sudan, İran ve Kübalı bazı gerçek ve tüzel kişiler adına, Birleşik Devletler finans sistemi üzerinden milyarlarca dolar işlem yaparak Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA – International Emergency Economic Powers Act) ve Düşmanla Ticaret Yasasını (TWEA – Trading with the Enemy Act) yasasını ihlal etmesi nedeniyle 2015 yılı Mayıs ayında mahkûm edilir.
BNP Paribas, beş yıl gözetim altında tutulma, Birleşik Devletlere 8.833.600.000 ABD doları ceza ödeme ve ayrıca 140,000.000 ABD doları para cezası ödemeye mahkûm edilir Verilen bu mahkûmiyet kararı, finansal bir kurumun ABD ekonomik yasalarını ihlal etmekten yargılandığı ve cezalandırıldığı ilk davadır ve geri ödeme ile para cezası dâhil ödenecek toplam finansal ceza tutarı da bir suç davasında bugüne kadar verilen en büyük cezadır.
ABD Temyiz Mahkemesi, Halkbank’ın İran’a yönelik yaptırımların ihlalinden yargılanabileceği yönünde karar vermiştir. Halkbank, İran’ın yararına petrol gelirlerini önce altına ve sonrasında nakde dönüştürmek ve petrolden elde edilen gelirlerin transferini aklamak maksadıyla gıda sevkiyatı yapıyor gibi göstermekle suçlanmaktadır. ABD’li savcıların Halkbank’a yönelttiği bir diğer suçlama ise bankanın, erişimi sınırlandırılmış fonlardan İran’a gizlice 20 milyar dolar aktarılmasına yardım etmesidir.
20 milyar ABD dolarına ilave olarak İran yaptırımlarından etkilenenlerin açtığı davalarda talep edilen miktar da yaklaşık 10 milyar ABD dolarıdır.
Dava düşecek mi yoksa yeni ceza rekoru küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayicilere kolay ve ucuz kredi vermek maksadıyla kurulan Halkbank’a mı geçecek bekleyip göreceğiz.
Baba-Oğul Meselesi: “Reza Zarrab benim babamın oğlu değil, ama benim bir vatandaşımdır. Dolayısıyla devletlerin, yöneticilerin herhalde bir görevi de kendi vatandaşlarının hukukunu korumaktır. Eğer varsa bir suçu, bunlar bizim Adalet Bakanlığı‘mıza da bildirilir. Ve gereği yapılır. Ama yoksa durup dururken, hemen bazı şeyler uydurulmak suretiyle insanlar alınırsa o zaman tabii ki kendi vatandaşına sahip çıkmayan bir ülke konumuna düşersiniz. Diğer Hakan Bey ise bizim adeta devlet bankamız konumunda olan bir bankanın genel müdür muavinidir. Şu ana kadar ABD’ye yedi kez girip çıkmıştır. Herhangi bir şey yokken, son anda böyle bir şeyin genel müdür muavinimize uygulanmış olması, burada bazı art niyetli bazı girişimlerin olduğunu göstermektedir. Belki burada da biz tabii FETÖ ile ilgili bağlantıların olduğunu görüyoruz. Bizim yaptığımız tespitler bu istikamettedir”. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Halkbank davasında henüz siyasi ve adli süreç devam ediyor. Emekli Tümgeneral Naci Beştepe’nin söylediği gibi; ‘‘Suç ve dava bireysel ama sonucu ulusaldır. Çünkü ceremeyi çekecek olan rüşvetçiler ve onlara yol verenler değil, Türk halkı olacaktır. Zaten sallanan ekonomi daha da dibe vurdukça hepimiz zarar göreceğiz. Davanın ulusal olmasının diğer ve en önemli yanı ise ABD’nin Türkiye’ye karşı uyguladığı düşmanca dış politikadır. ABD bu davayı da düşmanca politikasının sopası olarak kullanmaktadır.’’
Teşekkürler