savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
33,0372
EURO
35,9878
ALTIN
2.559,61
BIST
11.064,85
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
30°C
Ankara
30°C
Parçalı Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
31°C
Salı Az Bulutlu
31°C
Çarşamba Az Bulutlu
33°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
33°C

AKP ÖĞRETMENLİK MESLEK YASASI

AKP ÖĞRETMENLİK MESLEK YASASI

AKP ÖĞRETMENLİK MESLEK YASASI

AKP Öğretmenlik Meslek Yasası, AKP parti programı ve 2023 eğitim ve kültür vizyonunda yer almadığından Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmelidir. AKP seçmenlere böyle bir şey yapacağını önceden söylememiştir…

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 11 Temmuz 2024

“Cihat İslam’ın en öncelikli unsurudur. Namazdan da önce gelir. Osmanlı padişahlarına baktığımızda neredeyse tamamı cihadı bırakmamak için hacca bile gitmemiştir. Bakanlığımız çok isabetli bir karar vermiş. Namaz dinin direğiyse, cihat çadırdır. Direksiz çadır bir işe yaramaz. Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok” Ahmet Hamdi Çamlı (AKA YELİZ).

PARTİ PROGRAMI – EĞİTİM

Partimize göre eğitim her alandaki kalkınmanın en önemli unsurudur. Beşeri sermayeyi etkin kullanmayan toplumlar, rekabet şanslarını kaybetmeye mahkûmdur. Bu nedenle partimiz, kamu kaynaklarının tahsisinde birinci önceliğin eğitime yapılacak yatırımlara verilmesi gerektiğine inanır. Eğitim alanında oluşacak zaaflar, hiçbir alandaki üstünlükle giderilemez. Buna karşılık eğitim alanında yakalanacak üstün seviyeler, diğer tüm alanların toplam kalitesini yükseltir. Eğitime bu bilinçle yaklaşan partimiz, bu alanda giderek artan zaafları gidermeyi öncelikli hedeflerinden saymaktadır.

Türkiye eğitim alanında ciddi bir karmaşa yaşamaktadır. Eğitim kalitesi, olması gerekenin çok altındadır. Eğitimde fırsat eşitliği her geçen gün yok olmaktadır. Eğitim sistemi ideolojik kavgaların arenası haline getirilmiştir. Eğitim, araştırma ve istihdam planları olmaksızın yapılmaktadır. Yüksek öğretim kurumları dâhil, eğitim-öğretim kurumlarımızın çoğu gerçekçi bir anlayıştan uzak, diplomalı işsizler yetiştirmektedir.

Bu nedenlerle partimiz, eğitim alanında köklü bir reform hareketine girişecektir.

* Ülkemizde oldukça yetersiz düzeyde olan okul öncesi eğitim kamu ve özel sektör eliyle ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.

* Temel eğitim müfredatı çağın gereklerine, ihtiyaçlarımıza ve öğrencilerin kazanacakları donanıma göre yeniden oluşturulacaktır. Temel eğitim hizmetlerinin verilmesi pilot uygulamalarla merkezi idarenin taşra birimlerine ve yerel yönetimlere aktarılacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı ise denetleyici, düzenleyici ve standart oluşturucu bir konuma getirilecektir. Yoksul bölgelerde eğitim devlet tarafından oluşturulacak özel programlarla desteklenecektir.

* Zorunlu eğitim kademeli, tercih ve yönlendirmeye imkân sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecek, halen sekiz yıl olan zorunlu eğitim, alt yapı çalışmaları hızlandırılarak makul bir süre içerisinde on bir yıla çıkarılacaktır.

* Halen yürürlükteki uygulama, hakkaniyete aykırı ve öğrencilerin motivasyonunu azaltan sonuçlar üretmektedir. Bu uygulamanın çarpıklıkları öncelikle ele alınacak üniversiteye giriş sınavlarında tüm lise ve dengi okul mezunlarına fırsat eşitliği sağlanacaktır.

* Temel eğitim, kamu tarafından parasız olarak sunulacaktır. Kamu okullarının eğitim kalitesi artırılacak, teknolojik olanakları geliştirilecektir. Katılımcı, özgür düşünme ve analiz alışkanlığını geliştiren, bağımsız karar verme ve üretme yeteneğini teşvik eden, çoğulcu değerleri sunan, vatandaş olma bilincini yükselten, çağdaş gelişme ve teknolojileri öğreten bir eğitim anlayışına geçilecektir. Bu dönüşümde demokratik ve gelişmiş ülkelerin deneyimlerinden de istifade edilecek, öğretmen yetiştiren okullar bu anlayışa göre yeniden yapılandırılacak ve mevcut öğretmenler yeni sisteme göre hizmet içi eğitime tabi tutulacaktır.    

* Temel eğitimin beşinci sınıfından itibaren “seçmeli dersler” konularak öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre genel ve mesleki eğitime yönelmeleri sağlanacaktır.    

* Özel sektörün eğitim yatırımlarında bulunmasını sağlamak amacıyla özendirici düzenlemeler yapılarak özel öğretim kurumları yaygınlaştırılacak ve mevcut okulların % 100 kapasite ile çalışmalarını temin eden düzenlemeler yapılacaktır. Başarı kıstası esas alınarak maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının da özel okullarda okuyabilmelerini sağlamak amacıyla devlet tarafından hizmet satın alınması yoluna gidilecektir. Talep oluşturularak özel sektörün eğitim yatırımlarına kaynak ayırması temin edilecektir.    

* Mesleki okullara özel bir önem verilecek, üniversite öncesi eğitim, diploma vermenin ötesinde meslek kazandırmaya yönelik bir niteliğe kavuşturulacaktır. Sanayi ve ticaret odaları ve işadamlarının kurmuş olduğu sivil toplum örgütleri ile birlikte iş dünyasının ihtiyaç alanları belirlenerek dinamik ve günün ihtiyaçlarına uyan “Mesleki Eğitim Programları” geliştirilecektir. Uzun süreli okul programlarına devam edemeyecek durumda bulunanlar için kısa süreli meslek kazandırma eğitimi veren kuruluşlar oluşturulacaktır. Kalkınmada öncelikli bölgelere, meslek eğitimi alanında özel destek programları verilecektir.    

* Öğrenciler yetenekleri ve birikimlerine göre eğitim hizmetlerinden faydalanacaklardır. Bu bağlamda maddi durumu elvermeyen öğrencilerin de kaliteli bir eğitim alması sağlanacaktır.    

* Kamu üniversitelerinde okuyan öğrenciler için okul masraflarını karşılayıp yaşamlarını belli bir standartta sürdürebilecekleri bir kredi sistemine geçilecek, yoksul öğrencilere yapılacak yardımların ilke ve esasları belirlenecektir.    

* Ara eleman ihtiyacını karşılamak üzere kurulan meslek yüksek okulları bir program dâhilinde yeni bir düzenlemeye tabi tutulacak, bu kurumların nitelikli ara eleman yetiştirmeleri sağlanacaktır.    

* Üniversitelere yerel yönetimler, odalar ve işadamları ile şirket kurabilmeleri ve ortak projeler yapmaları fırsatı yaratılacak, yerel yönetimler ve özel sektörün üniversitelerle ilişkilerinin geliştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.

* Merkezi Yönetim, devletin ihtiyacı olan alanlarda üniversitelerde araştırma ve teknoloji geliştirme programlarını destekleyecek, üniversitelere bu konularda fon sağlayacaktır. Böylece üniversitelerimizin sanayi ile işbirliği içerisinde olmaları, pratik faydayı gözeten kurumlar haline gelmeleri sağlanacak, toplumdan ve hayattan kopuk bir görüntü arz etmelerinin önüne geçilecektir.    

* Türkiye’de yüksek öğretim, nicelik açısından büyük bir ilerleme kaydetmiş, ancak nitelik bakımından aynı başarı gösterilememiştir. Yüksek öğretimde köklü bir reforma ihtiyaç vardır. YÖK, üniversiteler arasında koordinasyon sağlayan, standart belirleyici bir yapıya kavuşturulacak, üniversiteler idari ve akademik özerkliğe sahip, öğretim elemanları ve öğrenciler üzerinde baskı, dayatma ve antidemokratik uygulamaların bulunmadığı, bilimsel bilginin üretildiği, araştırma ve öğretim faaliyetlerinin esas olduğu kurumlar haline getirilecektir.    

* Eğitim yapıları mimari özellikleri fiziksel ve eğitsel donanımları yönünden geliştirilecektir. Okullarda sınıf esası yerine ders esasını temel alan fiziki yapılanma benimsenecek; okul yapımında tek tip bayındırlık modeli terk edilerek esnek bir yapılanmaya gidilecektir.    

* Okul aile birliklerinin ve rehberlik sisteminin, sosyal bilimcilerin hazırlayacağı projelerle desteklenmesi ve güçlendirilmesi sağlanacaktır.

* Dünyada bireyler, toplumlar ve milletlerarası diyalogda yabancı dil bilmenin önemi büyüktür. Bu nedenle yabancı dil eğitimi modern imkân ve araçlarla kolaylaştırılarak nitelikli hale getirilecektir. Partimiz, yabancı dil öğretimini teşvik ederken, Türkçenin bilim dili olarak kullanımını özendirecektir.    

* Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ve çocuklarının ortamlarına uygun eğitim görmeleri sağlanacaktır.    

* Din eğitimi ve öğretimi konusunda anayasanın 24. maddesiyle devlete verilen görevler, bu maddenin lafzına ve ruhuna uygun düşecek şekilde yerine getirilecek; özellikle isteğe bağlı din eğitimi ihtiyacı, eksiksiz düzeyde karşılanarak elverişsiz koşullarda ve ehliyetsiz kişiler eliyle yürütülen sağlıksız ve denetim dışı din eğitimi uygulamalarına meydan verilmeyecektir.    

* Gelişen teknolojiler bireylere internet ortamında öğretim yapma olanakları sunmaktadır. Üniversitelerin bu tip uygulamaları teşvik edilecek, öğrencilerin internet ortamında yapılan öğretimden yararlanmalarını sağlayıcı düzenlemeler yapılacaktır.    

* Vakıf üniversiteleri desteklenecek, bu üniversitelere bütçeden yapılan maddi desteğin esasları yeniden belirlenecektir.    

* Özürlü öğrencilerin eğitimine özel bir önem verilecek, bu amaçla faaliyet gösteren dernek, vakıf ve sosyal yardım kuruluşlarının faaliyetleri özellikle desteklenecektir.

2023 SİYASAL VİZYON – EĞİTİM VE KÜLTÜR

En büyük değerimiz ve zenginlik kaynağımız, sahip olduğumuz genç ve dinamik nüfusumuzdur.

Nüfusumuzun nitelikli hale getirilmesi, bilgi ile donatılması kuruluşumuzdan beri şaşmaz hedefimiz olmuştur. Eğitim alanında gerek fiziki ve teknolojik alt yapı, gerek eğitime erişim gerekse de kalite konusunda çok önemli gelişmeler kaydettik.

AK Parti’nin 12 yıllık zorunlu eğitime geçmesi, çok önemli, zor ve fedakârlık gerektiren bir karar olmuştur.

Eğitimin önünde fırsat eşitliğini yok eden tüm engeller temizlendi, temizleniyor.

Cumhuriyetin 100. yılında, 50 yaşın altında % 100’lük okur-yazarlık oranına ulaşmış, genç nüfusunun tamamı asgari lise eğitimi görmüş ve talep eden herkese yüksek öğretim imkânı temin etmiş bir ülke olmayı hedefliyoruz.

2023’te üniversite sayısı 200’ü aşmış, özel üniversite açılması önündeki engelleri kaldırmış, Ar-Ge bütçesi dünyadaki en ileri ülkelerin seviyesine ulaşmış, bilgi ve teknoloji ihraç eden bir Türkiye hayalimiz var. Yeni Anayasa çalışmaları kapsamında YÖK üniversiteler arasında koordinasyonu temin eden bir kurum haline gelecektir.

Eğitimli, sağlıklı, dünyadaki emsalleriyle yarışabilen ve idealizmle donatılmış bir gençlik, Türkiye’ye yakışan bir gençliktir. İlgili bakanlıklarımızın ortak çabaları ve Belediyelerimizin süreçlere dâhil edilmesiyle, gençliğimizin sosyal, kültürel ve sportif aktivitelere daha fazla teşvik ve dahil edilmesi yeni dönemdeki hedeflerimiz arasındadır.


Mesleklerin ve iş enstrümanlarının sürekli değiştiği dünyamızda, hayat boyu eğitim kaçınılmaz hale gelmiştir. Yediden yetmişe herkesin, eğitimi hayatının ayrılmaz parçası haline getirdiği bir toplum özlemimiz var.

Artık hepimiz biliyor ve inanıyoruz ki ülkelerin zenginliği ne tarım potansiyeli, ne yer altı ve yer üstü zenginliklerin çokluğu, ne ağır sanayi yatırımları ile ölçülüyor. Bilgi çağının en büyük zenginlik ölçüsü bilgi üretme, bilgiyi teknolojiye uyarlama ve teknoloji ihraç eder hale gelmelidir.

Önümüzdeki süreçte bilgi toplumu olmanın bütün gerekleri eksiksiz olarak yerine getirilecektir.

Ders kitaplarında kin, nefret ve düşmanlık telkin eden ve çağrıştıran tüm unsurlar son kelimesine kadar ayıklanacaktır. Her türlü ayrımcılık ve ötekileştirmeyi ima eden, insan hakları ve hukukun evrensel ilkelerine aykırı ne varsa eğitim ve öğretim alanından dışlanacaktır.

AK Parti, muhafazakâr ve demokrat bir partidir. Bizim muhafazakârlığımız eski olanın muhafazası değil, eskimeyenin muhafazasıdır. Her alanda değişimi ve reformu gerçekleştiren AK Parti için muhafazakârlık; sosyal ve kültürel ilkelerimizi ve değerlerimizi, bizi biz yapan, bize has özellikleri ve güzellikleri günümüzün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden üreten bir siyasettir.


AK Parti olarak kültürü; insanı, toplumu, geleceği ve uygarlığı inşa eden temel bir alan olarak görüyoruz.

Vizyonumuz, kendi değerlerimiz ve kültürümüz esasında gelenek ile modernliği, yerel ile küreseli, eski ile yeniyi, kadim ile günceli, soyut ile somutu bağdaştırmış bir toplumdur.

Kültürün, hayatımıza rengini veren temel olgu olduğu düşüncesinden hareketle her türlü kültür değerimizi geliştirecek, kişisel veya toplumsal yaşam pratiklerimizi ve davranışlarımızı etkileyen kültür kaynaklarını güçlendirecek, kültürel dokuyu sağlamlaştıracak etkinliklere hız vereceğiz.

Kültür iklimimiz içinde bulunan her türlü farklı rengi yaşatmanın ve geliştirmenin gayreti içinde olacağız.

Türkiye’nin dünyanın en güçlü 10 ülkesinden birisi haline gelmesi demek, kültür alanında da bölgesinin ve dünyanın kültürel üretim ve paylaşım merkezi olması demektir. Bu meyanda kültürel mirasımızı ve geleneğimizi, sanatçılarımızı, düşünce insanlarımızı ve eserlerini dünyaya tanıtmak için daha zengin içerikli ve kuvvetli programlar geliştirilecektir.

Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’de kültür ve sanat değerlerimiz muhafaza edilecek, yeniden üretilecek ve gelecek nesillere aktarılacaktır. İnsanımız kendi değerlerine sahip olmanın verdiği özgüven ile bütün dünyayı kendi bilgi ve iş sahası olduğu kadar, kültürel etkileşim alanı olarak da görecektir. Herkesin kültür ve sanat faaliyetlerine erişebildiği bir toplumsal yapı oluşacaktır.

Gelişmenin temel hedefi insan olduğu gibi, temel taşıyıcı unsuru da yine insandır. Bu anlayış içinde, eğitim politikalarını diğer tüm politikalarımızı da etkileyecek merkezi bir konumda görüyoruz.

Müreffeh bir toplum hedefine ulaşmak ve ülkemizin insan kaynağını gelişmiş dünya ile rekabet edebilir donanıma kavuşturmak için, vatandaşlarımızın fırsat eşitliği temelinde hayat boyu nitelikli eğitim imkânlarına erişmesi esastır. Bu çerçevede, insanı merkeze alan bir yaklaşımla geçmişten bugüne taşıdığımız birikimi, demokratik ve insani değerleri özümsemiş, yeniliklere açık nesillerin yetiştirilmesi temel amaçtır.

Kökleri zengin mirasımızdan beslenen, geleceğe özgüvenle bakan, özgür düşünen ve bağımsız karar verebilen, çağın gereklerine uygun donanımda yetişen nesillerle Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceğiz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği üzere ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefini gerçekleştirmede,  Cumhuriyetimizin temel değerlerine hayat veren eğitim alanını en güçlü unsur olarak görüyoruz.

Dünya ile rekabet edebilir, ileri demokratik bir toplum hedefine ancak eğitim alanında insana yapacağımız yatırımlarla ulaşmamız mümkündür. Eğitim alanında yapacağımız yatırımlarla mekân kalitesini artırırken, öncelikli olarak insan kaynağımızın niteliğini daha üst seviyelere çıkaracağız.

Eğitim hakkının önünde hiçbir engel bırakmayarak eğitim destekleri ve burslarla, kaliteli eğitim imkânlarına ulaşmada fırsat eşitliğini güçlendirmeye devam edeceğiz.

Eğitimde teknoloji kullanımını daha da etkinleştirecek, mesleki eğitimin ve hayat boyu öğrenme programlarının işgücü piyasasının ihtiyaçlarına cevap verme kabiliyetini artıracağız. Böylece, daha fazla ve daha nitelikli istihdam imkânlarını geliştirmeyi hedefliyoruz. Daha etkin ölçme-değerlendirme sistemleriyle, veriye dayalı uygulamaları güçlendireceğiz.

Gerek katsayı adaletsizliğini gidererek gerekse diğer tedbirlerle geçmişte önemli hamleler yapmış olduğumuz mesleki eğitim bu dönemde de temel önceliğimiz olacaktır.

Bağımsız ve eleştirel düşünmeyi, sorgulamayı ve araştırmayı hedefleyen bir yaklaşımla, küresel ölçekte yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak eğitim müfredatını zenginleştirmeye, kimseyi dışarıda bırakmayan, eşit, kapsayıcı ve nitelikli eğitime erişim sağlamaya devam edeceğiz.

Üniversitelerimizin küresel rekabet gücünü geliştirecek, ülkemizin bilim üretiminde cazibe merkezi olmasını sağlayacağız. Üniversitelerimizin akademik performansını, araştırma ve bilgi üretme kapasitesini artırmaya devam edeceğiz. Üniversite-iş dünyası iş birliği modellerinin daha güçlü bir şekilde desteklenmesi yoluyla, üniversitelerimizin bulundukları bölgenin iktisadi, sosyal, kültürel potansiyelini harekete geçirerek kalkınmaya güç vermesini sağlayacağız.

EVET, SADECE AKP’NİN ÖĞRETMENLİK MESLEK YASASI DEĞİL, PARTİLERİN PROGRAMI, VİZYONU VE SEÇİM ÖNCESİ VAATLERİNDE YER ALMAYAN BÜTÜN YASALAR ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLMELİDİR. İPTAL GEREKÇESİ DE ÇOK BASİTTİR; HİÇBİR PARTİNİN SEÇMENLERİNE HERHANGİ BİR YOLLA VAAT ETMEDİĞİ HUSUSLARI İKTİDAR OLDUKTAN SONRA YASA TEKLİFİ OLARAK SUNMA LÜKSÜ OLAMAZ…

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.