Naziler iktidara mı geliyor?

Alman seçmeni aşırı sağa yönelirken
Merkel’in işi artık daha zor!

Yazarlar: Fred Pleitgen ve James Masters, CNN, 25 Eylül 2017

Çeviren: Ercan Caner,  Sun Savunma Net, 1 Ekim 2017

Berlin (CNN) Angela Merkel, dördüncü kez Almanya Şansölyeliğini kazanırken, partisinin parlamentodaki koltuk sayısı azalmış ve Almanya seçmeninin aşırı sağı desteklemesinde çok büyük bir patlama görülmüştür.

Almanya’nın aşırı sağcı partisi AfD (Alternative für Deutschland – Almanya için Alternatif), Alman seçmenlerin geleneksel partilere can yakan bir darbe vurduğu son seçimlerde, kazandığı oylarla ulusal parlamento Bundestag’da üçüncü parti konumuna yükselmiştir.

Merkel’in merkez sağ CDU (Christlich Demokratische Union – Hıristiyan Demokrat Birliği) ve kardeş partisi CSU’nun (Christlich Soziale Union – Hıristiyan Sosyal Birliği), Alman seçmenlerden aldıkları oylarda çok büyük bir düşme yaşanmıştır. Almanya’nın en eski partisi ve Merkel’in koalisyon ortağı olan merkez sol SPD (Sozial Demokratische Partei – Almanya Sosyal Demokratik Partisi) partisi ise yönetimde görev almak istemediğini belirterek muhalefete gerilemiştir.

Seçim sonuçları sonrasında taraftarlarına sönük ve coşkudan uzak bir şekilde seslenen Merkel, sonuçların kendisine ülkeyi yönetme görevini verdiğini, fakat AfD’nin başarısının, seçmenlerin endişelerinin anlaşılabilmesi için çok iyi bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

İlk sonuçlar, Merkel’in CDU/CSU grubunun Bundestag’da en fazla koltuk sayısına sahip olacağı,  fakat 2013 seçimlerinde %41,5 olan koltuk oranının, 2017 seçim sonuçlarına göre %33,5’e düşeceği yönündedir. SPD ise parti merkezinde büyük bir şoka neden olan bir sonuçla;  %25,7 olan oy oranını %21,6’ya düşmüştür. Bu sonuçlar CDU’nun 1949, SPD’nin ise 1945 yılından bugüne kadar aldıkları en kötü seçim sonuçlarıdır.

AfD sadece dört yıl önce kurulmuş ve %13’ü biraz geçen oy oranı ile 1961 yılından bugüne kadar geçen sürede Bundestag’a girmeyi başaran ilk aşırı sağcı parti olma unvanını kazanmıştır.

AfD’nin Yükselişi

AfD Berlin mahalli parti lideri Georg Pazderski, partisinin başarısını bir deprem olarak nitelendirmektedir. 2013 yılında kurulan AfD partisi, göçmen karşıtlığı bir duruş sergilemesi ve Merkel’in ülkenin sınırlarını, esas olarak Orta Doğu’daki şiddet ve işkenceden kaçan bir milyondan fazla göçmene açma kararına karşı çıkması ile öne çıkmıştır. Partiye muhalif olanlar, AfD’nin Almanya’da İslamofobi yangınına körükle gittiğini ifade etmektedirler.

AfD partisinin şansölye adayları Alice Weidel ve Alexander Gauland

AfD, Berlin dâhil özellikle Doğu Almanya’da oy toplamış ve araştırma şirketi Infratest Dimap’ın sandık çıkış araştırmasına göre, doğuda oyların %21,5’ini almayı başarmıştır. Batıda ise aldığı oy oranı, yaklaşık olarak %11 seviyesindedir. Alınan bu sonuçlara göre AfD, Almanya’nın doğu bölgelerinde, CDU’dan sonra en büyük ikinci parti konumuna gelmiş durumdadır.

‘‘Demokrasi, Almanya ve Avrupa için güzel bir gün.’’

AfD’nin önde gelen isimlerinden Alice Weidel, taraftarlarına yaptığı konuşmada, Merkel’in 2015 yılında bir milyondan fazla mültecinin ülkeye alınması kararını soruşturmak üzere, seçim kampanyası esnasında verdiği bir komite toplanması çağrısı yönündeki sözünü tutacağını ifade etmiştir.

Geçmişte defalarca, mülteci krizi esnasındaki kararları nedeniyle Merkel’in cezalandırılması gerektiğini iddia eden Alice Weidel; ‘‘İnsanlar bize olan güvenlerini gösterdiler, biz de onlara verdiğimiz sözü tutacağız’’ şeklinde taraftarlarına seslenmiştir.

Pazar günü, kesin olmayan sonuçların gelmeye başlamasıyla birlikte, partinin Berlin’de bulunan merkezi önünde protesto gösterileri yapılmıştır. Göstericiler ‘‘Naziler Dışarı’’ şeklinde slogan atmış ve ‘‘yüksek sesle, açıkça söyleyin, mülteciler burada kabul edilir’’ sözleriyle şarkılar söylemiştir.

Almanya Parlamentosu Bundestag, 2013-2017 Karşılaştırmalı Koltuk sayıları

Avrupa Yahudi Kongresi (EJC – European Jewish Congress),  büyük partilere, Alman parlamentosu Bundestag’da, aşırı sağcı AfD’den uzak durmaları çağrısını yapmıştır. EJC Başkanı Dr. Moshe Kantor yaptığı açıklamada; ‘‘Bundestag’daki merkezi partilere, AfD’nin önümüzdeki koalisyon hükümetinde hiçbir şekilde yer almaması için güveniyoruz’’ ifadelerini kullanmıştır.

Dr. Kantor yaptığı açıklamada, seçim kampanyası esnasında AfD tarafından ifade edilen bazı düşünce ve yaklaşımların, hoşgörüsüzlüğü bugüne kadar Almanya’da hiç görülmeyen alarm seviyesine ulaştırdığını vurgulamış ve bu durumun Alman ve Avrupalı Yahudiler için büyük bir endişe kaynağı olduğunu dile getirmiştir.

Jamaika Koalisyonu

Jamaika Koalisyonu: En solda Jamaika Bayrağı, sırasıyla CDU, FDP ve Green Party Sembolleri

SPD’nin hükümete katılmayı reddetmesi ve hiç bir partinin AfD ile çalışmak istememesi, seçimde en fazla oy alan ve Almanya Şansölyeliğinin en büyük adayı olan Merkel’e sadece birkaç koalisyon seçeneği bırakmaktadır.

Merkel, ‘‘Jamaika Koalisyonu’’ olarak adlandırılan bir koalisyon modeli oluşturmak maksadıyla Green Party ve FDP (Freie Demokratische Partei -Hür Demokrat Parti) ile bir anlaşma yapmak zorunda kalabilir. Jamaika Koalisyonu terimi bu ülkenin bayrağındaki yeşil, sarı ve siyah renklerden kaynaklanmaktadır. Green Party’nin yeşil, FDP’nin sarı ve CDU’nun siyah renkleri bir araya geldiğinde,  bu üç partinin bir araya gelmesiyle oluşabilecek bir koalisyona bu adın verilmesine esin kaynağı olmuştur.

2017 Seçim Sonuçlarına göre koltuk sayısı 709’a erişen Bundestag bugüne kadarki en büyük parlamento statüsüne ulaşmıştır.

Bir hükümet kurabilmek için koalisyona katılan partilerin parlamentodaki koltuk sayısının toplam koltuk sayısının en az %50’si olması gerekmektedir. Mevcut koltuk sayıları göz önüne alındığında ise oldukça fazla sayıda koalisyon seçeneğinin olduğu görülmektedir.

Çevirenin Notları: Bu yazı, kaleme alan Fred Pleitgen ve James Masters ile katkıda bulunan Judith Vonberg, Nadine Schmidt ve Stephanie Halasz’ın görüşlerini yansıtmaktadır. Sun Savunma Net sitesi, Almanya seçim sonuçları hakkında bilgi vermek maksadıyla yazıyı çevirerek okuyucularına sunmaktadır.

Aşağıdaki sözler AfD partisinin şansölye adaylarından Alexander Gauland’a aittir. Almanya doğumlu Türk asıllı bir bakanı, Anadolu çöplüğüne atacağız söylemi, saygısızca sarf edilmiş sözler ve ırkçılık kokan bir yaklaşımdır.

AfD, aşırı sağ eğilimli bir partidir ve ne yazık ki bazı Avrupa ülkelerinde sağ parti oylarında görülen artış, bir zamanlar Nazilerin hüküm sürdüğü Almanya’da da ortaya çıkmıştır.

Tanrıya şükürler olsun ki onu (Merkel’in Entegrasyon Bakanı Almanya doğumlu Aydan Özoğuz) Anadolu çöplüğüne atacağız.

Alexander Gauland

Bu seçim sonuçlarının ayrıntılı olarak analizinin yapılacağı ve Alman siyasi partilerinin kendi yaklaşım ve politikalarına göre tedbirler alacağı kesindir. Fakat bu seçim sonuçları, Almanya’da yaşayan Türkler için oldukça karamsar bir tablo ortaya koymaktadır.

Anayasa referandumunda İstanbul, İzmir ve Ankara’da yaşayan Türk vatandaşları çoğunlukla ‘‘HAYIR’’ oyu verirken, Almanya’da oy kullanan 412.159 Türk seçmeni tercihini ‘‘EVET’’ yönünde kullanmıştır. Bu sayı, oy kullananların %63.07’si anlamına gelmektedir. Almanya’da yaşayan Türklerin, seçim sonuçlarını ve bundan sonra Almanya’daki pozisyonlarını değerlendirirken göz önünde bulundurmaları gereken husus budur.