savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4746
EURO
36,4066
ALTIN
2.957,53
BIST
9.356,86
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
17°C
Ankara
17°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazartesi Az Bulutlu
2°C

TSK VE ORTA DOĞU

TSK VE ORTA DOĞU

TSK VE ORTA DOĞU

Türkiye büyük bir ülke, TSK hâlâ güçlü bir ordudur.

   Sun Savunma Net, 7 Kasım 2017

TSK’nın İdlib’e müdahalesi tartışma yarattı.

Her fikir, kendi içinde tutarlılığı ölçüsünde saygındır.

Ancak TSK’nın her harekâtı ulusal çıkar açısından değerlendirilmedikçe fikirler ve tartışmalar eksik kalır.

Temel ve değişmez ulusal çıkarımız; ulusal sınırlarımız içinde milli birliğimizi koruyarak güven, huzur ve gönenç içinde yaşamamızdır.

Suriye’nin kuzeyinde, sınırlarımıza paralel şekilde oluşturularak Akdeniz’e bağlanmak istenen Kürt (ABD-İsrail) Koridoru bu temel ulusal çıkarımıza tehdittir.

Bu tehdit yeni değildir. Yeni olan, Türkiye’yi yönetenlerin konjonktürel davranışıdır.

 Fırat doğusundaki 500 km. lik alanda ve batısında Rojava (Kobani)’ da AKP iktidarının da desteğiyle oluşturulan kantonlar Suriye’nin dolaysıyla yakın gelecekte Türkiye’nin toprak bütünlüğüne tehdittir.

İdlib harekâtı; koridorun kesilmesi yanında hemen kuzeyindeki Afrin Kantonu’nu kontrol etmesi ve Türkiye’ye olası insan göçünü engellemesi açısından da önemli ve gereklidir.

“Suriye’de veya Ortadoğu’da batağa saplanmak” genellemesi bu harekât için doğruyu yansıtmamaktadır.

Bölge ülkeleri ile akıllı işbirliği ve TSK’nın doğru kullanımı ile batağa girilmez tam tersine bataklık oluşması olası alanlar kurutulur.

TSK, siyasi otoritenin kararları doğrultusunda verilen görevi yapmaktadır.

Kantonların oluşmasında verilen desteğe TSK‘nın sessiz kalışı, müdahalede gecikme ve Suriye merkez otoritesine muhalif ÖSO ile birlikte hareketin yanlışlığı bu çerçevede değerlendirilmelidir.


ORTADOĞU’DA DENGELER

Ortadoğu’da dengeler çok bilinmeyenli denklem gibidir.

Petrol, doğal gaz, bunların ulaşım yolları ve su sorunu çok ortaklı denklem çözücüleri ile karmaşık bir haldedir.

Her ülke çıkarı ve gücü kadar denklemin içindedir.

Emperyalist ABD, onun stratejik ortakları İsrail ve İngiltere’nin amaçları bellidir. Ortalığı karıştıran ana sebep de onalar ve amaçlarıdır.

Rusya oyun dışı kalmak istememektedir.

Bakış açısı Türkiye ile aynı değildir. Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana gözükmekle birlikte koridora ve federal yapıya karşı değildir. Onun için önemli olan Akdeniz’de kara ve deniz üssü sağlayan bir ülkeyi kontrol etmektir.

Olayı böyle görünce; “Neden TSK giriyor, bizim çocuklarımız şehit oluyor da Rus askeri girmiyor? Suriye’yi biz mi kurtaracağız?”  yakınmalarının çok yerinde olmadığını söylemek olanaklıdır.

TSK, Suriye’yi değil kendi vatanımızı koruyor. Sınırın ötesinden.

“ Suriyeliler kaçıyor, bizim askerimiz onlar için çarpışıyor” serzenişi de bu açıdan değerlendirilmelidir. Güney sınırımıza hâkim olamazsak yarının bölüneni Türkiye, başka ülkelere kaçanlar Türk vatandaşları olabilir.

SURİYE’NİN İTİRAZI

Suriye’nin, TSK’nın İdlib’e girişine itirazı iki sebepten olabilir.

Harekâtı kabullenmiştir ancak kamuoyunu rahatlatmak istemektedir.

İkincisi, tam anlaşma sağlanamamıştır. Türkiye’nin bölgede kalıcı olmaması için uluslararası baskı ve kontrolü devreye sokmak istemektedir.

 Türkiye’nin ta baştan beri devam eden hatası Suriye yönetimi ile doğrudan ilişki kurmaya yanaşmamasıdır.

Üst düzey ağızlarda dillendirilen “Misak-ı Milli Sınırları” gibi işgalci ifadeler Suriye’yi haklı çelişmelere düşürmektedir.

IRAK ve TÜRKMEN BÖLGESİ

Irak’ta Körfez Harbi ile başlayan yanlışlarımız Barzani’yi Kürt Devleti ilan etme cesareti bulmaya kadar getirdi.

Son dönemde yapılan iş birliği ilk günden yapılsa idi ne Irak ne Suriye’nin kuzeyi bu duruma gelmezdi.

Problemi büyüttük şimdi çözmeye çabalıyoruz.

Çabalarken de hala tutarlılığımız şüpheli.

Bir gün Irak, bir gün Suriye bir başka gün Rusya’dan aykırı sesler geliyor.

Anlıyoruz ki tam bir fikir ve anlayış birliği sağlayamamışız. Güvenilir bir müttefik olamamışız.

Barzani’nin işgal ettiği bölgelerin bir bir Irak yönetimi kontrolüne geçmesi emperyalizme vurulan darbedir. Ancak mücadele bitmemiştir. Referandum sonucu patlamaya hazır bomba gibidir.

Bu coğrafyada, Türkiye-İran-Suriye ve Irak istemedikçe (ki istemeleri söz konusu değildir) bir Kürt devleti kurulamayacaktır.

Türkiye, Irak yönetimini desteklerken özellikle Türkmen yoğun bölgelerde İran güdümlü Haşdi Şabi güçlerinin yeni bir problem alanı yaratmamasına özen göstermelidir. Bunu sağlayacak gücü vardır. Irak da, İran da Türkiye’nin taleplerini göz ardı edemez. Herkesin birbirine gereksinimi vardır.

ÇÖZÜM

Sorunlarımız vardır. Çoğu mevcut yönetimin yanlışlarından kaynaklanmıştır. Ancak çözümsüz değildir.

Türkiye büyük bir ülke, TSK hâlâ güçlü bir ordudur.

İyi yönetilirse ülkenin geleceğini güvenceye almada, birlik ve bütünlüğünü korumada başarılı olunmaması için engel yoktur.

Çözüm; uluslararası alanda karşılıklı saygı ve güvene dayalı işbirliğini geliştirmek, yurt içinde ise ayrılıkları körüklemek değil milli birliği güçlendirmektir.

Naci BEŞTEPE

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.