Türkiye, savaş suçları işleyen bir ülkedir, ülkenin güneydoğusundaki Kürtleri öldürmektedir. Michael Flynn
Yazarlar: CAROL E. LEE ve JULIA AINSLEY, 10 kasım 2017
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 17 kasım 2017
WASHINGTON – Soruşturmadan haberdar olan birçok insana göre; federal savcılar, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in, Başkan Donald Trump’ın göreve başlama yemin töreninden sadece haftalar önce, olası bir bedel karşılığında, Ankara’dan gelecek talimatları Beyaz Evdeyken gizlice yerine getirmek üzere, üst düzey Türk yetkililer ile bir araya gelip gelmediğini incelemektedir.
Görüşmeler hakkında bilgisi olan iki kişinin verdikleri bilgilere göre; Özel Savcı Robert Mueller adına Rusya’nın ABD başkanlık seçimlerine müdahalesini yürütmekte olan soruşturma ekibi, geçtiğimiz günlerde, 2016 yılı Aralık ayında Michael Flynn ve üst düzey Türk yetkilileri arasında gerçekleştiği iddia edilen bir toplantı hakkında görgü tanıklarını sorgulamışlardır. Görgü tanıklarına sorulan sorular, Flynn’in Türkiye adına yürüttüğü lobicilik faaliyetleri ile ilgili yürütülen bir soruşturma ile ilgilidir.
Soruşturma hakkında bilgisi olan dört kişinin verdikleri bilgilere göre; Mueller’in araştırdığı husus, Flynn’in söz konusu toplantıda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük rakiplerinden olan ve ABD’de yaşayan birinin, Türkiye’ye dönmesini düzenleme işine bulaşıp bulaşmadığını ortaya çıkarmaktır. Buna ilave olarak, soruşturmayla ilgili bilgileri olan üç kişi de soruşturmacıların, Flynn ve diğer katılımcıların, aralarında ABD tarafından hapsedilen ve İran’a olan ABD yaptırımlarını delme federal suçlamalarıyla karşı karşıya olan, Türk ve İran asıllı altın tüccarı Reza Zarrab’ın serbest bırakılmasını görüşüp görüşmediklerini de incelemektedirler.
Soruşturma hakkında bilgisi olan üç kişiye göre; Mueller spesifik olarak, anlaşmanın başarılı olması durumunda Flynn’e, gizlice milyonlarca dolarlık ödeme yapılıp yapılmayacağını ortaya çıkarmak istemektedir.
Toplantının New York kentinde bulunan, Michael Flynn’in başkanlık geçiş süreci ekibi üyesi olarak çalıştığı Trump Tower’den, sadece birkaç blok uzaklıktaki lüks 21 Club restoranında yapıldığı iddia edilmektedir. Toplantı hakkında bilgisi olan iki kişinin ifadelerine göre; Flynn’e, anlaşmanın gereklerini yerine getirmesi ve başarılı olması durumunda, direkt veya dolaylı olarak ödenmek üzere 15 milyon ABD doları üzerinde ücret teklif edilmiştir.
Flynn’in ulusal güvenlik danışmanı olarak, iddia edilen bu ricaları nasıl yerine getirebileceği belirsizliğini korumaktadır. Fakat bir hükümet yetkilisinin, yabancı bir hükümet adına gizli işler yapmak için rüşvet alması potansiyel olarak birçok federal suç teşkil etmektedir.
Soruşturmayı yürütenler bunun yanı sıra, Flynn’in oğlu Michael G. Flynn’in de bu gayretlerdeki olası rolünü araştırmaktadır. Genç Flynn, babası ile yakın bir şekilde, Flynn Intel Group lobicilik firmasında çalışmaktadır.
Baba Flynn, sadece 24 gün görev yaptıktan sonra, Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Trump için çalışan diğer yetkilileri, Rusya’nın ABD büyükelçisi ile yaptığı görüşmeler hakkında yanlış yönlendirdiği gerekçesiyle, geçtiğimiz Şubat ayında, Trump’ın ulusal güvenlik danışmanlığı görevinden kovulmuştur.
NBC News tarafından bildirildiğine göre; Rusya’nın 2016 yılı başkanlık seçimlerine müdahalesini ve Moskova ile Trump kampanyası arasındaki gizli anlaşmayı incelemekte federal soruşturmacılar, Flynn’i de soruşturma kapsamına dâhil etmek için yeterli kanıtları toplamış durumdadırlar.
Soruşturmalar hakkında bilgisi olan iki kişinin ifadelerine göre; büyük jüri, Flynn’in iş faaliyetlerini bilen tanıklarla görüşmelerini geçtiğimiz hafta boyunca sürdürmüştür.
Baba Flynn’in avukatı Robert Kelner konu hakkında yorum yapması yönündeki ricaları reddetmiş, oğul Flynn’in avukatı Barry Coburn da konu hakkında yorum yapmaktan kaçınmıştır.
Erdoğan, ABD yetkililerine defalarca, Pennsylvania’da yaşamakta olan imam Fethullah Gülen’i iade etmesi yönünde baskı yapmıştır. Türkiye, Gülen’i Temmuz 2016 ayındaki darbe girişimi nedeniyle suçlamakta ve Erdoğan sürekli olarak ABD yetkililerine Zarrab davasını gündeme getirmektedir.
Trump’ın kampanyasını yürüten ekipte, Flynn ile birlikte üst düzey yetkili olarak görev yapan Rudy Giuliani Zarrab’ın savunma ekibinde yer almaktadır. New York Times tarafından bildirildiğine göre Giuliani, Şubat ayı sonlarına doğru Erdoğan ile bir araya gelmiş ve Türkiye’nin bölgedeki ABD çıkarlarını korumaya daha fazla yardım etmesi karşılığında, Zarrab’ın serbest bırakılmasını öngören bir anlaşma üzerinde görüşmüşlerdir.
Türk gazetesi Hürriyet’e göre; görüşme sonrası habercilere bir açıklama yapan Erdoğan, Zarrab davası meselesini daha önce zamanın Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüştüğünü ve Manhattan Birleşik Devletler Savcısı Preet Bharara’nın, Gülen destekçileri adına hareket ettiğini öne sürdüğünü ifade etmiştir. Trump, Mart ayı sonlarına doğru Bharara’yı görevden almıştır.
NBC News, Pazartesi günü federal soruşturmacıların, Flynn’in Beyaz Evde görev yaparken milyonlarca dolar karşılığında Gülen’in Türkiye’ye döndürülmesi için gayret gösterip göstermediği ve Trump yönetimi yetkililerinin, Federal Soruşturma Bürosuna (FBI) Gülen davasını yeniden inceleme talebinde bulunup bulunmadıklarını incelediklerini bildirmiştir.
Suçluların ülkelerine iade talepleri, ABD Dışişleri Bakanlığı üzerinden yürütülmektedir ve Birleşik Devletler adalet sisteminin, Beyaz Ev veya diğer kurumlar tarafından yönlendirilmesi mümkün değildir.
Flynn ve Türkiye’nin dâhil olduğu milyonlarca dolarlık bir anlaşma olasılığı, soruşturmacıların, Flynn’in yabancı hükümetler ile geçmişte yaptığı anlaşmaları incelemesi esnasında ortaya çıkmıştır.
Flynn’e, 2016 yılı başkanlık kampanyası esnasında, Adalet Bakanlığının ifadesine göre Türk hükümeti yararına yaptığı iş nedeniyle 530,000 ABD doları ücret ödenmiştir. Flynn, o zamanlar müşterisi bir Türk iş adamı olduğundan, Birleşik Devletler FARA (Foreign Agents Registration Act) yasaları gereği, yabancı hükümetler ile iş yapan firmalar için zorunlu olan ‘‘yabancı ajans’’ olarak resmi kayıt yaptırmamıştır.
Flynn’in Adalet Bakanlığı’na verdiği belgeye göre, firması Flynn Intel Group, sadece Gülen hakkında bilgi toplamak ve bulguları hakkında kısa bir film yapmak üzere kiralanmıştır.
Flynn Intel Group ile Türk iş adamı arasındaki sözleşme, Trump’ın seçimi kazandığı günün hemen ertesinde sonlandırılmıştır.
Trump kampanyası esnasında üst düzey bir dış politika danışmanı ve sonrasında da ulusal güvenlik danışmanı olarak Flynn, Trump’ın Türkiye hakkındaki siyasi kararlarının şekillendirilmesinde öncü bir rol oynamıştır.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazarlar ile NBC News yayın kuruluşunun görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının çevrilmesi Sun Savunma Net sitesi ve çevirenin yazıda ifade edilen görüşleri paylaştığı anlamına gelmemektedir.
Sun Savunma Net Sitesinde 5 Nisan 2017 tarihinde yayımlanan ‘‘Türkiye ve İslam Düşmanı Michael Flynn Bağlantısı’’ başlıklı analizde de belirtildiği gibi Michael Flynn, 33 yıllık silahlı kuvvetler deneyimi ile emlak milyarderi başkan adayı Trump’ın çok güvendiği emekli bir korgeneraldir. 58 yaşında olan Flynn, Donald’a aşırı derecede sadıktır ve bu sadakatinin ödülünü de ulusal güvenlik danışmanlığına atanarak alır.
Emekli korgenerale göre İslam dini bir kanserdir. Dinin arkasına saklanan politik bir ideolojidir. Amerika için tek ve en büyük tehlike radikal İslam terörüdür. İslam dininden öylesine nefret etmektedir ki, ‘‘Savaş Alanı: Radikal İslam ve Müttefiklerine Karşı Küresel Savaşı Nasıl Kazanırız?’’ adlı bir kitap dahi yazmıştır.
Sonradan Türkiye ve Erdoğan hakkında oldukça ilginç bir makale kaleme alacak olan, asker arkadaşları tarafından ‘‘CİVATALARI GEVŞEMİŞ’’ olarak tanımlanan sadık Emekli Korgeneral Michael Flynn’in, Türkiye hakkındaki eski demeçleri aşağıda sunulmuştur.
Arkadaşları tarafından ‘‘CİVATALARI GEVŞEMİŞ’’ olarak nitelendirilen sadık emekli korgeneral Flynn’in Amerikalı koyunlara alkışlattığı darbeci generaller.
Henüz bitmedi; Trump’a çok sadık bu emekli korgeneralin, 15 Temmuz 2016 başarısız askeri darbesiyle ilgili çok ilginç bir hikâyesi de vardır. Türk ordusundan bazı unsurlar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırmak için darbe girişimi yaparken, sadık emekli Korgeneral Michael Flynn, Cleveland’da bir konuşma yapmaktadır.
Sadık emekli korgeneral konuşmasının bir bölümünde gaza gelir; ‘‘Şu anda Türkiye’de bir darbe yapılmaktadır. Türkiye, Erdoğan yönetimi altında İslamcılığa doğru gitmektedir ve silahlı kuvvetler, Türkiye’nin laik yapısını korumaya çalışmaktadır’’ ifadelerini kullanır. Kalabalık darbecileri alkışlar.
Türkiye ve İslam düşmanı ve de darbecileri Amerikalı koyunlara alkışlatan emekli sadık korgeneral Flynn, soyadının ‘‘Fly’’ kısmından olsa gerek 8 Kasım 2016 günü uçuşa geçer, ne içtiği bilinmemektedir ama azılı düşman artık fikir değiştirmiştir. Hill adlı gazetede bir makalesi yayımlanır.
Sadık emekli korgeneral makalesine; ‘‘Müttefikimiz Türkiye krizde ve yardımımıza ihtiyacı var’’ başlığını atmıştır ve takvimin yaprakları 8 Kasım 2016 tarihini göstermektedir.
Flynn, kaleme aldığı yazıda; Türkiye’nin ABD çıkarları için çok önemli olduğunu, Irak ve Suriye’de İslami Devlete karşı yürütülen mücadelede ABD’nin en kuvvetli müttefiki olduğunu ve bölgede istikrar kaynağı olduğunu öne çıkarır. Yapılan ABD askeri operasyonları ile iş birliğine şiddetle ihtiyaç olmasına rağmen Obama yönetimi, akılsızca bir politika ile yıllardır süren müttefikliği tehdit edecek bir şekilde Türkiye’yi uzakta tutmaktadır.
Flynn’e göre ABD, Türkiye’yi öncelikli bir konuma koyacak şekilde dış politikasını yeniden düzenlemeli ve dünyaya Türkiye’nin perspektifinden bakmalıdır. Osama bin Laden örneğini veren Flynn okuyuculara, 11 Eylül olayı sonrasında Laden’in Türkiye’de güzel bir villada yaşadığını ve Türk vergi mükelleflerinin paraları ile 160 adet okul işlettiğini duysaydınız ne yapardınız diye sormaktadır.
Flynn makalesinde: istihbarat alanındaki uzmanların Gülen’in yazdıklarında terörün izlerini kolaylıkla görebildiğini, imam Gülen’in geniş küresel ağının, uyuyan bir terör şebekesi olduğuna dair bütün belirtilerin olduğunu ifade etmektedir.
Yazısında, radikal İslam’ın gücünü Fethullah Gülen gibi radikal sahtekâr imamlardan aldığını savunan Flynn, ABD’nin ona sığınak sağlamayı bırakmasını dile getirmekte ve kriz anlarında kimin gerçek dost olduğunun bilinmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Zarrab davası, hiç de şu anda Birleşik Devletler adalet sisteminin elinde olanlar ile sınırlı kalacak gibi görünmemektedir.
Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.