savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4746
EURO
36,4066
ALTIN
2.957,53
BIST
9.356,86
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
17°C
Ankara
17°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazartesi Az Bulutlu
2°C

28 ŞUBAT NE KADAR SÜRER?

28 ŞUBAT NE KADAR SÜRER?

28 ŞUBAT NE KADAR SÜRER?

Yazan: Naci Beştepe, Sun Savunma Net, 9 Aralık 2017

Genelkurmay Eski Bşk. E. Org. HÜSEYİN Kıvrıkoğlu’nun, “28 Şubat 10 yıl, 100 yıl, 500 yıl sürer” ifadesi gündem oluşturmuştu.

 Laik sistem oturana kadar gayretlerin sürdürülmesi gereğini vurgulamıştı.

28 Şubat davası altı yıldır sürüyor.

2012 Nisanında tutuklamalar başlamış, tutukluluklar Aralık 2014’te bitmişti.

Eylül 2013’teki ilk duruşmadan bu yana hala mağdur-müşteki olarak davaya müdahil olma talepleri sürüyor. Her duruşmada birkaç kişi dilekçe veriyor. Bazıları reddedildiği halde yeniden başvuruyor. “Ya tutarsa” diyorlar herhalde.

Her seferinde mahkeme bazılarını kabul ederek kapıyı açık tutuyor.

NEDEN MÜŞTEKİLER?

8 Aralık 2017’deki duruşmada da aynı durum yinelendi.

Müşteki talepleri üzerine söz alan E. Org. Çetin Doğan ve bazı avukatlar özetle dediler ki;

  • Davada iki grup müşteki var. TSK’dan çıkarılanlar ve kıyafetleri nedeniyle sorun yaşayanlar.
  • Davanın iddianamesi zor kullanarak hükümeti devirmeye dayanmıştır. Mağdur-müşteki olan varsa hükümet üyeleri olmalıdır. Onların çoğu da darbe olmadığını mahkemede beyan etmişlerdir.
  • Batı Çalışma Grubu (BÇG), adı üzerinde bir çalışma grubudur. İcra yetkisi yoktur. Hiçbir yaptırım emri-yazısı yoktur. Tüm belgeleri görülmüştür. Tesettürle, TSK’dan çıkarılmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
  • Müşteki olmak için doğrudan zarar görmek gerekir.
  • Ceza davalarında kurumlar değil şahıslar muhatap alınır. BÇG şikâyet edilemez. Yer, zaman, kanıt gösterilerek kimin hangi eyleminden zarar görüldüğü belirtilmelidir.

Bu nedenlerle müşteki taleplerinin reddi gerekir.

Mahkeme uygulamadan sapmadı. Bazı talepleri yine kabul etti.

Merak ediyorum, yasal haklılıkları bir yana dava başlayalı dört yıl geçmiş, bu zamana kadar akılları neredeydi bunların?

Mahkeme neden hala kabul eder talepleri?

Kısmet olursa Aralık 2018’de ben de müşteki olarak talepte bulunacağım Sanıklara açık açık söyledim. Davayı takip etmekten maddi manevi zararım var.

DAVA NEDEN UZUYOR?

FETÖ davalarına bakın. Patır patır kararlar alınıyor. Daha bir yıl dolmadan birçok dava bitirildi.

Ama Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat davaları bir türlü bitiril/e/miyor.

FETÖ davasından daha mı karmaşık? Kesinlikle hayır. Çok daha kolay. Suçlama belli, yapıl/an/mayanlar belli, yap/an/mayanlar belli.

Davayı açan savcı ve tutuklamalara karar veren yargıcın biri FETÖ’den tutuklu. Diğer hâkim de tutuklu olan gibi meslekten çıkarılmış.

İddianameye esas olan CD’nin sahteliği kanıtlanmış. Sahte CD’yi veren şahıs firari. Genelkurmay’dan yanlış bilgi ve belge veren yetkili FETÖ’den tutuklu.

 Savcı sahte belgeleri suç unsuru olsun diye değiştirmiş, işlemiş. Başbakan Çiller dâhil pek çok kişiyi şikâyetçi olmaya ikna etmiş/kandırmış.

Her şey apaçık ortada.

Peki, dava niye uzuyor?

Neden mahkeme heyeti ikide bir değiştiriliyor?

Neden hala müşteki kabul ediliyor?

Savcı neden durmadan ek süre istiyor ve mütalaasını sunmuyor?

Tek olasılık geliyor akla. Bir irade davanın bitmesini istemiyor.

İktidardakilerin mağduru oynayarak oya çevirme oyunu bitsin istenmiyor. 2019 seçimlerine kadar bu davaların sürmesi seçmenlerin etkilenmesinde bir araç olarak kullanılabilir.

Ancak gözden kaçmaması gereken çok önemli bir husus var;

9 ölçek deprem şiddetinde sarsıntı geçiren yargıya güven bir türlü dengelenmiyor.

“Geciken adalet, adalet değildir” deyişi dillerden düşmüyor.

Naci BEŞTEPE



Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.