Berk ÖZER, USMER Milli Güvenlik Politikaları Sözcüsü, Sun Savunma Net, 3 Mayıs 2018
Ülkemizde maalesef, terörle mücadele ile teröristle mücadele kavramları birbirine karıştırılıyor. PKK terörü konusunda, kırk yılı aşkın süren operasyonların neticesinde oluşan tecrübe ve birikim, göz doldurup başarı getirirken; FETÖ ile mücadele konusunda yapılanlar, halk tarafından yeterli görülmemektedir. Halk nazarında, PKK konusunda terörle mücadele edilirken; FETÖ konusunda teröristle mücadele noktasında kalınmaktadır.
24 Haziran 2018 seçimlerine gidilirken; FETÖ ile mücadele konusu, kamu vicdanını yaralamaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı, Türk Silahlı Kuvvetleri, bazı yargı ve emniyet mensupları, FETÖ ile topyekûn mücadele içerisine girmişken; devletin bazı kurumlarının, vatandaşın nazarında, FETÖ ile mücadelede yetersiz kaldığı gözlemleniyor. Bu süre zarfında, bazı bakanlıklardan gelen “FETÖ bitti” açıklamaları, vatandaşı tedirgin etmekte ve terör örgütü ile mücadelede, kararlılık hususunda inandırıcılığını yitirmektedir. Aziz Türk Milleti’nin kritik kararı vererek ülkenin geleceğini belirleyeceği bu günlerde, 15 Temmuz’da yaşananların, yapay gündem malzemeleri ile belleklerin gerisine itilmeye çalışılması, zorlama çatı aday formülleri, siyasilerin gerilimi artırıcı söylemleri, ekonomik krizin ayak sesleri; Türk Milletinin duyduğu tedirginlik konusunda kendi kendini doğruladığını göstermektedir. Türk Milleti, FETÖ ve PKK ile mücadele noktasında, devletinin ve hükumetinin sonuna kadar yanındadır; yeter ki mücadele adaletten ödün verilmeden, başarı ile sonuçlandırılsın.
Yakın geçmişte, Türk Devleti bir beka mücadelesi vermişken; 15 Temmuz hiç yaşanmamış gibi, bir takım FETÖ unsurlarının televizyonlara bilirkişi olarak çıkarılması, FETÖ’nün başlattığı usulsüz davaların sonuçlandırılması, (Ak Parti milletvekili Şamil TAYYAR ve Hava Kuvvetleri eski savcısı, Hâkim Albay Ahmet Zeki ÜÇOK’un da dediği gibi) FETÖ borsalarının kurulması, örgüte finans kaynağı sağlanmasına göz yumulması, örgüte kaynak sağlayanlar tutuksuz yargılanırken, para veremeyenlerin tutuklu yargılanmaları, adalete ve devlet olgusuna olan inancı temelden sarsmakta ve mücadele kavramı önemini yitirmektedir.
Tüm bunların ortadan kaldırılması, gerçek ve adilane bir mücadele için, bir “Terörle Mücadele Merkezi” oluşturulması elzemdir. Tüm ülke sathına yayılmış bu derece organize bir terör örgütü ile merkezi mücadele edilmesi kaçınılmazdır. Gelişen Türkiye, büyüyen Türkiye denilirken, kurumlarımızın yenilendiği vurgulanırken; terörle mücadele konusunda, iptidai yöntemlerle mücadele edilmeye çalışılması, hatalarda tekerrür edilmesi, ülkeyi mutlak mağlubiyet batağına sürüklemektedir. Özel harekât, terörle mücadele ve istihbarat birimlerinin tek çatı altında toplanması, merkezi terörle mücadele için atılması gereken ilk adımdır. İlaveten terörle mücadele edilirken organize suçların artacağı öngörülerek; kurulacak olan terörle mücadele merkezi yapısına, organize suçlarla mücadele birimleri de eklenerek mücadelenin kapsamı genişletilmelidir.
FETÖ dediğimiz örgüt, sadece bir terör örgütü değildir. Aynı zamanda kripto bir istihbarat ve organize suçlar örgütüdür. Bu konu, belki de çok net anlaşılamamaktadır. Daha net anlaşılması için açıkça belirtmek gerekirse: Organize suç örgütüne dönüşen bir yapının, zaman içerisinde mafyalaşması ve bir virüs halini alması demektir. Virüs, tüm unsurları ile temizlenmediği sürece, hızla üremeye ve bütünü olumsuz yönde etkilemeye devam edecek demektir. Dolayısıyla devletin organize suçlar ve terörle mücadele konusunda, kendisini yeniden dizayn etmesi gerekmektedir. Çünkü Türkiye’nin başındaki terör örgütleri, devamlı kendilerini yeniliyor ve geliştiriyorlar. İnternet üzerinden örgütleniyor, dronlarla istihbarat elde ediyor, kripto şekilde devlet kurumlarında organize oluyorlar vb. bir dizi faaliyette bulunuyorlar. Buna karşılık, devletin de mücadele kapsamında yeni yöntemler geliştirmesi ve kendini geliştirmesi kaçınılmazdır.
Kurulması öngörülen terörle mücadele merkezinde, terörle mücadele faaliyetlerinde yer almış, bu konuda teorik ve saha uygulaması alanlarında bilgi ve birikime sahip, donanımlı, yetkin ve kalifiye personele ihtiyaç vardır. Şu ana kadar FETÖ’nün mal varlıklarına el koyulması ve örgüte bürokrasi içerisinde yardım eden siyasi ayağın deşifre edilmesi konularında somut adımlar atılabilmiş değildir. Kurulması öngörülen merkezin içerisinde, kapsamlı biçimde strateji birimleri, araştırma geliştirme birimleri, devletin siyasetini terörle mücadele açısından yorumlayan siyaset mühendisliği birimleri ve teröristle/terörle mücadele birimleri yer almalıdır.
15 Temmuz’da devletine sahip çıkmak için darbeci hainlere karşı sokağa çıkan Türk Milleti, FETÖ / PKK ve dahi ezcümle terör yapılanmaları ile mücadele noktasında, tam bağımsızlığa ve adalete olan inancı ile sonuna kadar devletinin yanındadır. Aziz Türk Milleti, yaşadığı toprakların kaderini belirleyecek sürece gidilirken, topyekûn mücadele konusunda tek yürektir.