Ercan Caner, Sun Savunma Net, 20 Ağustos 2018
1991 yılı 18 Ağustos günü, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Devlet Başkanı Mikhail Gorbachev, kendi hükümetinden üst düzey askeri ve emniyet kuvvetleri mensuplarının darbesiyle ev hapsine alınmıştır.
Komünist Parti sekreteri olduğu 1985 yılı ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) devlet başkanı olduğu 1988 yılından itibaren Gorbachev, Sovyet sisteminde kapsamlı reformlar gerçekleştirmiştir.
Serbest piyasa ekonomisine büyük ağırlık veren PERESTROIKAT (Yeniden Yapılanma) ve diplomaside de GLASNOST’u (Açıklık) birleştiren Gorbachev, başta ABD olmak üzere, Sovyetler Birliği’nin Batı dünyası ile ilişkilerini geliştirmiştir.
Fakat Gorbachev, ülke içinde onun Sovyetler Birliği’ni çöküşe sürüklediğini ve ikinci derecede bir güce dönüştürdüğünü düşünen muhafazakâr ve sertlik yanlısı politikacılar ile askeri yetkililer dâhil birçok kesimin çok sert eleştirilerinin hedefi haline gelmiştir.
Ağustos 1991 darbesi, Gorbachev yönetimindeki sertlik yanlılarının yanı sıra Sovyetler Birliği ordusundaki üst düzey komutanlar ve KGB tarafından gerçekleştirilmiştir. Kırım’da bulunan yazlık evinde tutuklanan Gorbachev ev hapsine alınmış ve istifa etmesi için baskı yapılmıştır. Gorbachev istifa etmeyi reddetmiştir.
Onun hasta olduğunu iddia eden, eski devlet başkan yardımcısı Gennady Yanayev yönetimindeki darbenin liderleri, olağanüstü hal ilan etmiş ve hükümetin kontrolünü ele geçirme teşebbüsünde bulunmuşlardır.
İşte tam bu sırada Yeltsin ve Rus Parlamentosunda onu destekleyenler araya girmişler ve Rus halkına darbeyi protesto etme ve grev yapma çağrısında bulunmuşlardır. Askerler Yeltsin’i tutuklamak için harekete geçtiklerinde, parlamento binasına giden yolun, silahlı ve silahsız siviller tarafından bloke edildiğini görmüşlerdir.
Yeltsin’in kendisi de bir tankın üzerine çıkmış ve bir megafonla yaptığı konuşmada, askerleri kendi halkına karşı çıkmamaları yönünde uyarmış ve darbeyi yeni bir terör hanedanlığı olarak kınamıştır. Askerler geri çekilmiş, içlerinden bazıları direnişe katılmayı seçmiştir. Binlerce Rus vatandaşının gösteri yapmak için sokaklara dökülmesi sonrasında darbe, sadece üç gün içinde çökmüştür.
Gorbachev serbest bırakılmış ve uçakla Moskova’ya dönmüş, fakat rejimi öldürücü bir darbeyle karşı karşıya kalmıştır. Takip eden birkaç ay içinde Komünist Partiyi dağıtmış, Baltık Ülkelerine bağımsızlıklarını vermiş ve kalan eski Sovyet cumhuriyetleri için de daha gevşek ve ekonomi tabanlı bir federasyon teklifinde bulunmuştur.
Alexander Zemlianichenko’nun Pulitzer ve World Press Photo ödülü kazanan fotoğrafı; kronik alkol bağımlısı Boris Nikolayevich Yeltsin, 10 Haziran 1996 tarihinde, yeniden seçilmek için yürüttüğü kampanya esnasında, Rostov kentinde bir konserde dans ederken. Foto: Alexander Zemlianichenko
1991 yılı Aralık ayında Gorbachev istifa etmiş, Moskova ve yeni oluşturulan Bağımsız Devletler Topluluğunun en güçlü kişisi olarak geride, onun darbe karşısında yenilgisini avantaja dönüştüren Boris Yeltsin kalmıştır.