Yazan: Daniel Pipes, 7 Ekim, 2005
Çeviri: Ercan CANER, Sun Savunma.Net, 8 Eylül 2016
Hindistan medyası, bir süredir, Körfez Araplarının Hindistan’ın güneyinde bulunan Haydarabat kentindeki kirli çamaşırlarını ortaya döken belgeler yayınlamaktalar. R. Akhilehwari tarafından kaleme alınarak Deccan Herald gazetesinde yayınlanan ‘‘Tek Gecelik Damatlar’’ ile Mohammed Wajihuddin tarafından kaleme alınarak Times of India gazetesinde yayınlanan ‘‘Küçük bir kız ve bir sürü Arap’’ isimli yazılar iki önemli örnektir. Wajihuddin’in tasvirine göre:
Şehvetle dolu yaşlı vahşiler. Genellikle sakallı, üzerlerinde her zaman giydikleri dökümlü elbiseler ve başlarında pahalı sarıklar. Zengin ve orta yaşlı Araplar, ortaçağ hükümdarlarının bir zamanlar haremlerinde yaptıkları gibi, giderek artan sayıda Haydarabat kentinin mahrumiyetin hüküm sürdüğü sokaklarında kol geziyorlar. Viagra takviyeli bu Araplar, evliliğin İslami kuralı olan ‘‘nikâh maskesi altında’’ bariz bir suç ve günah işliyorlar.
Wajihuddin sonrasında problemi ayrıntılarıyla anlatıyor:
Bir Müslümanın aynı anda dört kadın ile evlenebilmesine izin veren hükmü istismar eden birçok yaşlı Arap, sadece Haydarabat kentindeki reşit olmayan kızlarla evlenmekle kalmıyor, bir imam nikâhında birden fazla küçük kızla aynı anda nikâh kıyıyorlar. Genç kadınları bu kötülüğe karşı uyaran ve onları duyarlı hale getirmek için çabalayan Jameela Nishat’a göre; ‘‘Araplar 13-19 yaşları arasındaki bakire gelinleri tercih ediyorlar’’.
Araplar kızlarla genellikle kısa süreler, bazen tek gece için evleniyorlar. Aslında Wajihuddin’e göre evlenme ve boşanma formaliteleri genellikle aynı anda hazırlanmakta, bu şekilde olaya dâhil olanların hepsi için süreç hızlandırılmaktadır. Akhileshwari’nin öne sürdüğüne göre; ‘‘Bunak ve yaşlı Arap erkeklerinin şehvetlerini tatmin etmek için küçük kız çocuklarının fiyatı sadece 5000 rupi.’’ Bu arada 5.000 rupi 100 dolardan biraz fazla ediyor.
Bir Hindistan televizyonu geçenlerde, Arap taliplerine sunulacak, çoğunluğu çocuk yaşta olan sekiz gelin adayı ile ilgili bir program yayınlamıştır. ‘‘Ortam tıpkı bir genelev gibidir. Çocuk yaştaki kızlar, yüzlerini dahi kafesle örten çarşaflarını açarak hatlarını kontrol eden, parmaklarıyla saçlarını yoklayan ve bir tercüman aracılığı ile kendileriyle konuşan Arapların önünde adeta resmigeçit yapmaktadırlar.’’
Wajihuddin spesifik bir olaydan da bahsetmektedir:
Ağustos ayının ilk gününde, Birleşik Arap Emirliği vatandaşı şeyh 45 yaşındaki Al Rahman İsmail Mirza Abdul Jabbar, tarihi Char Minar şehri yakınlarında, bu tür işleri düzenleyen 70 yaşındaki Zainab Bi adlı arabulucuya başvurur. Arabulucu yaşları 13 ve 15 olan Farheen Sultana ve Hina Sultana’yı 20.000 rupiye (yaklaşık olarak 450 ABD doları) şeyh için ayarlar. Sonra nikâhı kıymak üzere, Mohammed Abdul Waheed Qureshi isimli imamı kiralar. İmam, İslami bir hükme dayanarak kızları Arap’la evlendirir. Geceyi çocuk yaştaki kızlarla geçiren Arap şafakta ortadan kaybolur.
Prajwala adlı, insan kaçakçılığı ile mücadele eden organizasyonun yöneticisi olan Sunita Krishman, çok bariz bir noktaya parmak basarak, kız çocuklarının toplum nezdinde hiçbir değerlerinin olmadığını, ‘‘Bir kız çocuğu satıldığında veya yaşamı karartıldığında bunun ulusal bir kayıp olarak algılanmadığını ve bu nedenle bu tür olayların cemaat ve toplum nezdinde bir problem olarak görülmediğini’’ ifade etmektedir. Sahte evliliklere karşı çıkan Millat-e-Islamia isimli organizasyonun yöneticisi olan Maulana Hameeduddin Aqil hariç, herkes bu duruma razıdır. Aqil’e göre yapılanlar büyük bir günahtır, imamların kıydıkları kesinlikle nikâh değildir ve bütün yapılanlar bir anlamda fahişelikten başka bir şey değildir. Hindistan’daki İslami otoriteler ise şeriatın düştüğü bu komik ve acınası durum karşısında ne yazık ki sessizliklerini muhafaza etmektedirler.
Haydarabat kentinin Müslüman politikacıları görünüşe bakılırsa bu olaylarla hiç ilgilenmiyorlar. Bir sosyal refah organizasyonun olan Gönüllü Dernekler Konfederasyonunun yöneticisi Mazhar Hussain’e göre ‘‘Bu olaylar hiçbir politikacının gündeminde dahi değildir.’’ Haydarabat Müslümanlarının ana partisi konumundaki Majlis-e-İttihadul Muslameen partisi anlaşılması güç bir şekilde bu olaylara kayıtsız kalmaktadır. Parti başkanı Sultan Salahuddin Owaisi ‘‘Bu evlilikler sayesinde birçok ailenin kaderlerinin değiştiği gerçeğini inkâr edemezsiniz’’ diyebilmektedir.
(1) İronik bir şekilde, Araplara sunulan kızların tamamının Müslüman oldukları görülmektedir – Hindu ve diğerlerinin bir gecelik evlilikler için başvurmalarına gerek yoktur.
(2) Arapların Hindistan’daki davranışları, Hindistan olayında görüldüğü gibi evliliğin olmaması ve bekârete verilen önem hariç, bir anlamda Japonlar ve Batılıların Tayland’da yaptıkları ile paraleldir ve ne yazık ki yerel otoriteler, çocuk yaştaki kızlarını seks turizminin hizmetine sunmaktan memnun gibi görünüyorlar.
(3) Arap seks turizmi sadece Hindistan’a özgü değildir, diğer fakir ülkelerde de aynı türden olaylar yaşanmaktadır.
(4) İnsanlar arasındaki ticaret, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde çok yaygın olan bu işin sadece bir boyutudur. Problemin diğer bir boyutu için “Saudis Import Slaves to America” konulu yazıya bakınız.
(5) Cariyelik, zorla çalıştırma, sözleşmeli hizmetçilik, kölelik gibi olaylara dünyada en çok Körfez Bölgesinde rastlanılmaktadır ve bu problemlerin bugüne kadar çok azı çözülebilmiştir. Ünlü bir Suudi din bilgini öylesine ileri gitmiştir ki ‘‘Kölelik İslam’ın bir parçasıdır ve kaldırılmasını isteyen herkes kâfirdir’’ diyebilmiştir. Bu tür yaklaşımlar sansür edilmeden topluma duyurulduğu sürece kız çocukların istismar edilmeleri asla sona ermeyecektir.
(6) Bu ticaretin ikiyüzlülüğü belki de onun en iğrenç tarafıdır. Fahişelik, açık sözlü olmak gerekirse dini açıdan onaylanmış sahte evlilikten çok daha iyidir
(7) Wajihuddin, Arapları ‘‘ortaçağ hükümdarları’’ ile karşılaştırmaktadır ve bu benzetme çok yerindedir. Müslüman çocuk yaştaki kızların kullanıldığı ve İslami yasaların himayesi altında yapılanlar, Müslüman dünyasında çağdışı değerlerin hala egemen olduğunu ve İslam dinini modernize etmenin gerekliliğini göstermektedir.
ÇN: Bu yazı Daniel Pipes tarafından 7 Ekim 2005 tarihinde kaleme alınmıştır ve onun görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten ulaşılabilir.
http://www.danielpipes.org/3022/arabian-sex-tourism
Yazar: Daniel Pipes, Middle East Forum’un başkanıdır. Yazı ve makaleleri iki haftada bir Washington Times ve dünyanın her yerinden Israel Hayom (İsrail), La Razón (İspanya), L’Opinione (İtalya), National Post (Kanada) ve Australian dâhil gazetelerde yayımlanmaktadır. Özel ilgi alanları İslam’ın kamu hayatındaki rolü, Türkiye, Arap-İsrail savaşları ve ABD dış politikasıdır. Web sitesi DanielPipes.org geçmiş yazıları için bir arşiv ve güncel yazılarının kayıt yapılıp abone olunarak e-mail ile alınabileceği fırsatlar sunmaktadır. 69 milyon sayfa ziyaret rakamı ile Orta Doğu ve Müslüman tarihi ile ilgili özel bilgilerin bulunduğu web sitesi, İnternet’in en çok erişilen sitesidir. A.B. derecesini 1971 yılında, doktora derecesini 1978 yılında tarih alanlarında Harvard Üniversitesinden almıştır. Üç yılı Mısır’da olmak üzere toplam altı yıl yurt dışında çalışmalarını sürdürmüştür. Pipes Fransızca konuşmayı ve Arapça ile Almanca okumayı bilmektedir. Harvard, Pepperdine, ABD Deniz Harp Okulu, Chicago üniversitelerinde ders vermiştir. ABD hükümeti çeşitli birimlerinde görev almış, iki kez başkan tarafından atanan pozisyonlarda, Fullbright Dış Burslar Yönetim Kurulunda ve U.S. Institute of Peace yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. 1986-1993 yılları arasında Foreign Policy Research Institute yöneticiliği görevini üstlenmiştir. Yazıları 100’den fazla gazetede yayımlanan Pipes 16 adet kitap yazmıştır.