Kissinger, 1974 yılında Kürtlerle Irak Arap hükümeti arasındaki İkinci Irak-Kürt Savaşında Kürtlere ihanet etmiştir.
JNi.Media, 19 Şubat 2017
Çeviren: Ercan Caner, Ankara-Türkiye, Şubat 2017
Mike Pence ve Kürt Başkan Masoud Barzani. Foto: Mike Pence Twitter Hesabı
Barzani’nin üst düzey danışmanı Hernin Hawrami’nin Rudaw TV’ye bildirdiğine göre; Kürtlerin Kuzey Irak’ta onlarca yıldır çektikleri acıları sonlandırmak için son çözüm, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile Kürt Başkanı Masoud Barzani arasında Cumartesi günü Münich-Almanya’da ciddi şekilde ele alınmıştır. Hawrami yaptığı açıklamada, ‘‘Kürdistan’ın bağımsızlığı ciddi şekilde ele alınmıştır.’’ ifadelerini kullanmıştır.
Kaka Hama olarak bilinen ve Barzani başkanlığındaki heyette yer alan deneyimli Kürt komutan Muhammad Haji Mahmud, Rudaw Televizyonuna yaptığı açıklamada, aralarında Cumhuriyetçi Senatör John McCain’in de bulunduğu bir grup ABD’li senatörün, Kürdistan’ın bağımsızlığı konusunda, Kürtlerden ‘‘çok daha fazla istekli’’ oldukları açıklamasını yapmıştır.
Kürt yetkili ABD’li senatörlerin, ABD yönetimlerinin 1970’li yıllardaki ihanetleri ve özellikle, Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’in, Kürtlerin 1975 yılında Saddam Hussein’e karşı isyanında onları yalnız bırakmalarına atıfta bulunarak, Amerika’nın onları bir daha asla yalnız bırakılmayacakları hususunda da garanti verdiklerini sözlerine eklemiştir.
Kissinger ihaneti 1974 yılında, Kürtlerle Irak Arap hükümeti arasında meydana gelen İkinci Irak-Kürt savaşı esnasında gerçekleşmiştir. Sonrasında da, 1980-1988 yılları arasındaki Irak-İran Savaşı esnasında, Irak Ordusu, Irak Kürdistanı halkını ve yaşadıkları yerleri yerle bir etmiştir.
Kaka Hama yaptığı açıklamada; ‘‘Odada bütün duyduklarımız destek mesajı ve Kürtlerin bir daha asla yalnız bırakılmayacağı’’ olmuştur ifadelerini kullanmıştır.
Kürt Başkanlığı tarafından ABD Savunma Bakanı James Mattis ile yapılan görüşme sonrasında yapılan açıklamada bağımsızlıktan söz edilmemiştir. Bölgedeki Irak, İran ve Türkiye’nin, açıkça ifade edilen Kürt bağımsızlığına karşı çıkacağı kesindir. Bağımsız Kürdistan’ın kurulması durumunda Irak devleti, ülkenin en zengin bölgesini kaybedecektir. Diğer iki ülke İran ve Türkiye ise kendi içlerinde yaşayan Kürt azınlıkların da bağımsızlık talebinde bulunmalarından korkmaktadırlar.
Çevirenin Notları: Biz Türk Tipi Cumburbaşkanlığı Hükümet Sistemi – yani başkanlık- ile oyalanırken Trump, Irak’ın en zengin kuzey bölgesinde Bağımsız Kürdistan’ı kurma peşinde büyük adımlar atıyor.
Körfez Harbi sonrasında çok akıllı adımlar atan Kürt liderler, ABD’nin de desteği ile Irak Merkezi hükümetinden ayrılma ve bağımsız bir Kürdistan devleti kurma aşamasına geldiler.
Yurt dışındaki düşünce kuruluşları, Türkiye’nin de artık istikrarlı ve daha otonom bir Kürdistan’ın gerekliliğini anlama noktasına geldiğinden bahsetmektedirler. Almanya’dan sonra en fazla dış satım yapılan yerin Irak Kürdistan’ı olduğu ve giderek çok daha fazla petrolün buradan alındığı iddia ediliyor. Ve sıkı durun; yavaş yavaş oluşturulacak bağımsız bir Kürdistan’a Türkiye’nin karşı çıkmayacağı öne sürülüyor.
Açıklamalar şöyle: ‘‘Türkiye, Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına olan itirazından; kendi iç politikalarından, enerji ihtiyacı ve ekonomik zorunluluklarından ve Irak ile Suriye’de giderek artan belirsizliklerden kaynaklanan nedenlerden ötürü vaz geçmiştir.’’
‘‘Sivil Türk hükümeti, geçmişte askerlerin hakim olduğu rejimler gibi Türkiyeli Kürtleri artık bir tehdit olarak görmemektedir. Kürt liderler de bağımsızlık yerine otonom bir Kürt bölgesi talep etmektedirler. Bu gelişmeler nedeniyle Ankara, bağımsız bir Irak Kürdistanı’nın kendi Kürt nüfusu içinde ayrılıkçı akımları körükleyeceği korkusunu artık bırakmış durumdadır.’’
RAND Raporuna göre; ‘‘Türkiye, Haziran 2015 seçimlerinde Kürtlerin hakim olduğu bir partinin başarı kazanarak, iktidardaki partinin çoğunluk olmasını engellemesi sonrasında geri adım atmıştır.’’ Türkiye’nin bölgeye yaptığı yatırımlar nedeniyle Irak Kürdistan’ı giderek artan oranda önemli bir ekonomik ortak konumuna gelmiştir. Türkiye’nin büyüyen ekonomisi petrol ve doğal gaza ihtiyaç duymaktadır. Güney sınırında istikrarlı bir Kürdistan Türkiye’nin yararınadır ve Türkiye Bağdat’taki Şiilerin hakim olduğu hükümete güvenmemektedir.’’
RAND raporunda bağımsız Kürdistan devletinin aniden ilan edilmemesi, yavaş ve dikkatli hareket edildiği takdirde Türkiye’nin buna hiç bir itirazının olmayacağı, hatta bu durumun Türkiye’ye çok büyük ekonomik ve politik avantajlar sağlayacağı iddia edilmektedir.
Asla unutulmaması gereken husus bugün kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürdistan devletinden bahsedilmesine en büyük katkıyı ABD’nin Irak’ı işgalinin sağlamış olmasıdır. Bölgede ne olacağına da ne yazık ki önünde sonunda yine ABD karar verecektir.
Tarih boyunca Rusya, Kürt halkına karşı samimi ve dostça bir tutum sergilemiştir. Bir zamanlar Kürt topraklarında Kürt edebiyatı ve kültürü yasaklanmış iken, Rusya’da en büyük Kürt yazarlar ve şairler Kürtçe eserler yazmakta özgürdüler. Rusya, Kürt halkının kültürünün gelişmesini desteklemiş ve katkı sağlamıştır. Birçok Kürt Rusya’da eğitim görmüştür. Ümit ediyoruz ki Rusya bir referandum yapılması ve bağımsız Kürdistan devletinin kurulmasında bizi destekleyecektir. Ali Avni, Kürdistan Demokratik Parti Politbüro Üyesi. 10 Mart 2016, Sputnik
Dünyada devleti olmayan en büyük ulus olan Kürtlere yapılan adaletsizliği düzeltmek için adımlar atmalıyız. Ulusları bir bağımsız bir Kürt devleti kuurulması için harekete geçirmeliyiz. Ayelet Shaked, İsrail Adalet Bakanı, 19 Ocak 2016, INSS Israel.
Son sekiz yıl Kürdistan halkını tanıma fırsatını buldum ve onların özgürlük için nasıl savaştıklarına ve bağımsız bir devlet kurmayı ne kadar çok arzu ettiklerine bizzat tanık oldum. Birleşik Devletlerin Kürt halkı için bir ilham kaynağı olduğunu ve tarihimizin, Kürt liderlerin Irak Cumhuriyetinden özerklik talep etmelerine ve kendi topraklarında refah, özgürlük ve hürriyet için çalışmalarına esin kaynağı olduğunu da gördüm. Gerçekten de birçok savaşa, despot bir diktatörlüğe ve sürekli tehditlere rağmen Kürdistan, istikrarsızlık ve ümitsizliğin hüküm sürdüğü dünyanın bu bölgesinde gelişmeye devam etmektedir. Bugün Kürdistan, iç istikrarın ve güvenliğin hüküm sürdüğü, Amerikan hoşgörü ve kavrayıcı ruhunun hakim olduğu bir ülkedir. Kürdistan, bölgede Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudilerin birlikte baskı ve zulüm korkusu olmadan yaşayabildikleri ender yerlerden bir tanesidir. Senatör (E) Conrad Burns, CNN, 14 Ağustos 2014.
İsrail’in ‘‘Böl ve Yönet’’ politikasının ayrıntıları için Sunsavunma.net web sitesinde yer alan ‘‘Büyük İsrail: Orta Doğu için Siyonist Plan–Kanlı Oded Yinon Planı’’ başlıklı yazıyı (http://sunsavunma.net/analiz/orta-dogu-icin-siyonist-plan/ okumanızı öneririm.
Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.