savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,7403
EURO
36,5512
ALTIN
2.948,63
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
8°C
Perşembe Az Bulutlu
9°C
Cuma Az Bulutlu
9°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
11°C

ABD’ye Aba altından On Milyar Dolarlık Sopa mı Gösteriliyor?

ABD’ye Aba altından On Milyar Dolarlık Sopa mı Gösteriliyor?
A+
A-

ABD’ye Aba altından On Milyar Dolarlık Sopa mı Gösteriliyor?

Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemleri nedeniyle F-35 programından çıkarılan ve yeni Blok-70 F-16 tedarik ve modernizasyon umutları bir başka bahara kalan Türkiye Eurofighter Typoon savaş jetleri mi alıyor?

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 29 Ocak 2023

 

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Washington’da paydaşı Antony Blinken ile yaptığı 40 adet Lockheed Martin Blok 70 F-16 savaş uçağı tedariki ve  envanterindeki 79 adet F-16’nın modernizasyonunu da kapsayan 20 milyar ABD doları tutarındaki silah alım görüşmesinden elinin boş döndüğü malum.

Biden yönetiminin olumlu bakmasına rağmen ABD Kongresi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Menendez Yunanistan’a en az 30 adet F-35 savaş uçağı satılmasına karşı çıkmadığını, ancak Türkiye’ye yeni F-16 savaş uçaklarının verilmesine şiddetle karşı olduğunu açıklamıştır.

Recep Tayyip Erdoğan Ekim-2022’de konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada; ‘‘Amerikan Savunma Bakanı da Milli Savunma Bakanımızla görüşmelerinde yönetim olarak, bakanlık olarak, askeri olarak bunu desteklediklerini ifade ediyor. Daha önce de Milli Savunma Bakanlığımız bu konuda üçü Türkiye’de biri Amerika’da olmak üzere heyetler arası dört toplantı yaptı. Prosedür devam ediyor. Bu Menendez gibi senatörlerin ifadeleri kendi şahsi görüşüdür, şahsi iddialarıdır; herhangi bir şekilde kurumsal bir durumu yansıtmıyor. Ayrıca bunların Yunanistan ile olan münasebetleri de ayrı bir inceleme konusu; niye bu kadar tarafgirler bu konuda? Yine geçtiğimiz günlerde NATO’daki Savunma Bakanları toplantısında Stoltenberg de bizzat bu konuda açık ve net bir şekilde tarafsızlığını ifade etti; F-16’ların Türkiye’ye verilmesinin sadece Türkiye için değil NATO için de önemli bir hadise olduğunu, Türkiye ne kadar güçlü ne kadar hazır olursa NATO’nun da ortalama değerinin bu şekilde yükseleceğini belirtti. Dolayısıyla biz gelişmeleri, süreci yakından takip ediyoruz. Olumlu şekilde sonuçlanması için yapılacak ne varsa yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Fakat diğer taraftan da dünya pazarı geniş, dolayısıyla çeşitli çözümler de mevcut.’’

Tek başına Menendez’in karşı çıkması bu işi engellemez. Herkes teklif verebilir ama yasa tasarısının Kongre’den geçmesi gerekir ki şu andaki atmosfer öyle değil. Yani bir kişinin karşı çıkmasıyla olmaz. Diğer taraftan yönetim de zaten olumlu istikamette gerekli adımları atıyor. Benim de son Amerika ziyaretimde Senato temsilcileriyle de Kongre temsilcileriyle de gayet olumlu bazı görüşmelerim oldu. Bu görüşmelerde “Ben bizzat Menendez ile de görüşeceğim” diyen senatörleri de gördüm ve Menendez’in bu yaklaşımlarını kabul etmediklerini gördüm. Dolayısıyla da burada bütün mesele Kongre’nin de Senato’nun da geneli itibarıyla nasıl bir tavır alacağıdır. Şu an itibarıyla yönetimin bakışı olumlu istikamette gelişiyor. Tabii bizim için tek çıkış yolu Amerika değildir. Gerektiğinde aynen S400’lerde olduğu gibi biz Amerika’nın dışında da alternatiflerle görüşüyoruz. Oralardan da bu işin temini yoluna gideriz. Elimizde bu tür alternatifler de var.’’ ifadelerini kullanmıştır.

Dışişleri Bakanı Bilinken’e Dilekçe

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e hitaben imzaya açılan bir dilekçede; Amerikan Düşmanlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası’nı (CAATSA-Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act) ihlal etmesi nedeniyle Türkiye’ye yaptırımlar uygulandığı ve yaptırımların başlamasından bugüne kadar geçen sürede Erdoğan hükümetinin ABD ile uyum içinde hareket etme ve Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması ve Kongre’nin Türkiye’ye Amerikan silahları satılmasına yönelik kısıtlamalara yol açan temel sorunları ele alma konusunda niyeti olmadığını açıkça ortaya koyduğu ifade edilmektedir.

Açık dilekçede; Ankara’nın NATO üyesi olarak sorumluluklarını yerine getirmek yerine CAATSA ihlallerini sürdürmeye kararlı olduğu, NATO’nun diğer bütün üyelerinin birlik ve kararlılık sergilediği bir dönemde, İsveç’ten hukukun üstünlüğünü ihlal etmesi gibi olmayacak taleplerde bulunarak, Finlandiya ve İsveç’in üyeliklerini tehdit olarak kullanmaya çalıştığı ve bu arada da Ege ve Akdeniz’de uluslararası hukuku sürekli ihlal ettiği ifadelerine de yer verilmektedir.

Solda Halkbank Davası ile ilgili bir haber, sağda ise Sheridan Circle olayından fotoğraf kareleri. Kaynak: Voice of America

Açık dilekçede ayrıca; Halkbank ve Sheridan Circle olaylarında hukukun üstünde olduğunu düşünen bir Türkiye’ye tanık olunduğunun altı çizilerek, mevcut koşullarda Türkiye’ye hem yeni F-16 savaş uçakları hem de modernizasyon kitleri satışına karşı olunduğu sözlerine yer verilmektedir.

Soldan sağa: F-35 Lightning II, F-16 Blok 70 ve Tranch 1 Eurofighter Typhoon savaş uçakları.

Elimizdeki Alternatifler mi?

Ares Osservatorio Difesa web sitesinde yer alan bir habere göre Türkiye, Birleşik Krallık ile ikinci el Eurofighter Typhoon, ikinci el C-130J nakliye uçakları ve üç adet ikinci el Type-23 Duke sınıfı firkateyn ve M60 tanklarını modernize etmekte kullanacağı motor tedarik konularında görüşmektedir. Paketin yaklaşık bedelinin 10 milyar dolarında olduğu tahmin edilmektedir.

Eurofighter Typhoon

Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş jetlerine duyduğu ilgi yeni değildir, ancak ABD Kongresi’nin, Biden yönetiminin Türkiye’ye F-16 savaş uçakları ve modernizasyon kitlerini satış önerisine karşı çıkması nedeniyle yeniden gündeme gelmiş durumdadır.

Türkiye’nin talebi; Almanya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık ortak üretimi 25-50 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı üzerinde odaklanabilir. Devrede Almanya’nın olması, bu savaş uçakları üzerinde yapılan görüşmeleri zorlaştırmaktadır. Bunun nedeni ise Berlin’in, Suriye ve Irak’taki askeri operasyonları nedeniyle Türkiye’ye uyguladığı yaptırımları tamamen kaldırmamış olmasıdır.

Bunun da ötesinde Türk tarafının ilgisinin, yeni savaş uçakları mı yoksa geçmişte Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF-Royal Air Force) tarafından kullanılan modernize edilmiş Eurofighter Typhoon modeli savaş uçaklarına mı olduğunun da açıklığa kavuşması gerekmektedir.

Dördüncü nesil çok maksatlı  Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının Birleşik Krallık Hava Kuvvetleri tarafından kullanılmasına 2003 yıllında başlanmıştır ve o tarihten itibaren bu jetler Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin gururu olmuştur.

Tranche-3, geliştirilmiş elektronik cihazlar, radar ve savunma sistemleriyle son üretim standardıdır. Ancak yenileştirme maliyeti oldukça yüksektir ve Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamada, eskimiş bazı savaş jetlerinin planlanandan 15 yıl önce envanterden çıkarılacağı ifade edilmiştir.

Trance-1 versiyonu savaş jetleri çok daha yaşlı ve az güvenilirdir. Modern yenileştirme ve geliştirme yapılamayacak kadar eski olan Tranche-1 versiyonu savaş jetlerinin işletim masrafları da çok yüksektir.

Türkiye her ne kadar kendi yerli ve milli savaş uçağı geliştirme ve imal sürecini başlatmış ve kararlı bir şekilde sürdürüyor olsa da Türk Hava Kuvvetleri’ne bu savaş uçaklarının teslim edilmesi uzun bir süre alacaktır ve Ankara acilen son teknoloji savaş uçaklarına ihtiyaç duymaktadır.

Milli Muharip Uçak (MMU) Geliştirilmesi Projesi Sözleşmesi, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile 05 Ağustos 2016 tarihinde imzalanmıştır. Başta ana yüklenici TUSAŞ olmak üzere, proje kapsamında görev alan tüm paydaşlar ile birlikte çalışmalar sürdürülmektedir. İmzalanan mevcut sözleşme, geliştirme ve üretim sürecinin bir parçası olan ön tasarım aşamasını da kapsamaktadır.

Söz konusu dönem içinde hava aracının tasarlanması, mühendislik, teknoloji, test altyapılarının ve sertifikasyon süreçlerinin geliştirilmesi, muharip uçak tasarım ve geliştirilmesine yönelik kabiliyet kazanılması amaçlanmaktadır. TUSAŞ ile BAE Systems (İngiltere) arasında Milli Muharip Uçak geliştirmesine yönelik ‘Ana İlkeler Sözleşmesi’ (Heads of Agreement) 28 Ocak 2017 tarihinde, anlaşma tutanağı ise 10 Mayıs 2017’de imzalanmıştır. TUSAŞ ve BAE Systems arasındaki iş birliği sözleşmesi 25 Ağustos 2017 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girmiştir.

C-130J Hercules Nakliye Uçakları

Öte yandan; Birleşik Krallık Kraliyet Hava Kuvvetleri envanterinden ‘‘Harcama Revizyonu’’ kapsamında çıkarılmak zorunda kalınan C-130J Hercule modeli nakliye uçakları konusu daha az problemli gibi görünmektedir. Burada aşılması gereken tek olası sorun; ABD, yani Biden yönetiminden yeniden satış konusunda alınması gereken onaydır.

Birleşik Krallık Hava Kuvvetleri Ağustos 2022’de aldığı bir kararla Lockheed Martin imali C-130J Hercules modeli nakliye uçaklarının ömrünü üç ay daha uzatmıştır. Hava Kuvvetlerini bu karara zorlayan neden Airbus A-400M nakliye uçaklarındaki yetersizliktir.

Birleşik Krallık Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne (RAF) 50 yıllık hizmet anısına boyanan bir C-130J nakliye uçağı. Kaynak: Marshall

Kraliyet Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan 14 adet C-130J nakliye uçağını hizmetten çıkarma kararını aslında 2021 yılında vermiştir. Afganistan ve Irak’ta uzun saatler uçan bu nakliye uçaklarının hizmet süresinin uzatılmasının nedeni tamamen A-400M uçaklarında yaşanan problemlerden kaynaklanmaktadır. Kraliyet Hava Kuvvetleri 22 adet A-400M siparişi vermiş ve 2022 yılı itibarıyla 20 adet uçağı envanterine almıştır.

Type-23 Duke Sınıfı Fırkateyn

Türkiye ayrıca üç adet Type-23 Duke sınıfı firkateyn almayı da planlamaktadır ve bu satışın gerçekleşmesi durumunda firkateynlerin Birleşik Krallık Kraliyet Donanması’ndan verilmesi söz konusudur.

Type-23 Duke sınıfı firkateynler denizaltı savaşı için dizayn edilmiş ve Soğuk Savaş esnasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) karşı etkin bir şekilde kullanılmıştır.

Türkiye’nin %75 seviyesinde yerli ve milli İstanbul sınıfı firkateyn imal ettiği göz önüne alındığında, Ankara’nın Birleşik Krallık’tan, her biri 30 milyon dolar tutarında üç adet Type-23 Duke sınıfı firkateyn talep etmesi şaşırtıcıdır.

Type-23 Duke sınıfı firkateynler 1989-2002 yılları arasında inşa edilmiştir ve 1990’lı yıllardan beri Birleşik Krallık Donanması tarafından kullanılmaktadır. Donanmada halen 12 adet Type23 Duke sınıfı firkateyn bulunmaktadır ve önümüzdeki yıllarda emekli edilmeleri planlanmaktadır.

İstif sınıfı firkateyn üretimi projesi kapsamında, iş ortaklığında yer alan Anadolu, Sedef ve Sefine tersaneleri, eş zamanlı olarak birer adet firkateyn inşa edecektir. SSB’ye göre bu üç firma; proje yönetimi ve kalifiye iş güçleriyle yeterlidir ve geliştirdikleri finansal yapılarıyla da  askeri gemi inşa projelerine yönelik proje ve risk yönetimini başarıyla icra edebilecek bilgi ve tecrübeye ulaşmıştır.

Middle East Eye web sitesinde Ragıp Soylu imzasıyla paylaşılan bir yazıda, Ankara’daki bazı kaynaklara dayandırılarak; Ankara’nın yukarıda görülen Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olan TCG Anadolu çok maksatlı amfibi gemisine eşlik etmek üzere bir deniz filosu oluşturmak istediği ifade edilmektedir.

Bugüne kadar toplam 16 adet Type-23 Duke Sınıfı fırkateyn imal edilmiş ve Kraliyet Donanmasına ilk savaş gemisi 1990 yılında teslim edilmiştir. HMS Norfolk (F230), HMS Argyle (F231), HMS Lancaster (F229), HMS Marlborough (F233), HMS Iron Duke (F234), HMS Monmouth (F235), HMS Montrose (F236), HMS Westminister (F237), HMS Northumberland (F238), HMS Richmond (F239), HMS Somerset (F82), HMS Grafton (F80), HMS Sutherland (F81), HMS Kent (F78), HMS Portland (F79), ve HMS St Albans (F83). Bu fırkateynlerden HMS Nıorfolk ve Marlborough 2005 yılında, Grafton ise 2006 yılında hizmetten çıkarılmış ve bu üç fırkateyn 2007-2008 yıllarında Şili’ye satılmıştır.

M60 Tank Motoru

İki ülke arasında görüşülen konulardan bir tanesi de Türkiye’nin envanterinde bulunan ve modernize etmek istediği M60 Patton tanklarıyla ilgilidir. Türk tarafı tankların modernizasyonu için Londra’dan motor talep etmektedir.

Türkiye’nin envanterindeki M60 Patton ana muharebe tankları, zamanında Türkiye savunma sanayi olarak yurtdışına bağımlı olduğu zamanlarda, mecburen İsrail’de modernleşme işleminden geçmiştir. Ancak Fırat Modernizasyonu Projesi ile M60T ana muharebe tanklarına İsrail’de yapılan modernizasyonun ötesinde, yukarıdaki tanıtım afişinde de görüldüğü gibi çok daha fazla unsurlar eklenmiş bulunmaktadır.

Program afişinde görülen ASELSAN tarafından yapılan çalışmalarla, tankın üzerine tehdit uyarı sistemleri, çeşitli görüntüleme sistemleri, karşı tedbir sistemleri ve daha da önemlisi dünyada sadece üç ülkede bulunan aktif koruma sistemleri yerleştirilmiş ve M60T Patton dünyada çok az ülkenin başarabildiği bir ana muharebe tankı haline gelmiştir. Fırat Projesi, Türkiye’nin savunma sanayiinde nereye geldiğinin çok güzel bir göstergesidir.

Fırat Projesi ile aslında Altay tanklarında kullanılan ve kullanılacak olan  bir dizi sistem M60T Patton tanklarına uygulanmış ve bu tank, kazandığı gerek koruma sistemleri, gerek uyarı sistemleri ve özellikle zırhın da ötesinde kullandığı aktif koruma sistemlerinin yanı sıra atış kontrol ve idare sistemleri gibi kabiliyetler ve yeni adı M60TM Fırat Sabra ile dünyadaki en kabiliyetli tanklar sınıfına girmiştir.

ABD’den 20 milyar dolarlık silah alım planında tam bir hayal kırıklığı yaşayan Türkiye, acaba gerçekten bu ikinci el uçaklar ve gemileri alacak mı, yoksa Birleşik Krallık’a yapılan 10 milyar dolarındaki öneri ABD’ye aba altından gösterilen bir sopa mı? Recep Tayyip Erdoğan’ın‘‘Gerektiğinde aynen S-400’lerde olduğu gibi biz Amerika’nın dışında da alternatiflerle görüşüyoruz. Oralardan da bu işin temini yoluna gideriz. Elimizde bu tür alternatifler de var.’’ sözleri bakalım gerçekleşecek mi?

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.