savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Yağmurlu
9°C

Afganistan Sonrası Orta Doğu Senaryoları

Afganistan Sonrası Orta Doğu Senaryoları
A+
A-

Afganistan Sonrası Orta Doğu Senaryoları

 

Türkiye hükümetinin Birleşik Devletler çıkarlarını baltalamaya devam etmesi durumunda İncirlik hava üssünün terk edilmesi gerekmektedir.

 

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 07 Kasım 2021

 

 

American Enterprise Institute yazarı ve eski Pentagon görevlisi Michael Rubin, Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesinin birçok yansımaları olacağını ve en büyük sonucun da aralarında Taliban, Al-Qaeda ve İslami Devlet Terör Örgütü gibi Amerikan aleyhtarı cihatçılara yeni bir güvenli sığınak verilmesi olduğunu belirterek Amerika’nın bu hatasının bedellerini gelecekte ödeyeceğini iddia etmektedir.

Afganistan’da küçük bir ABD varlığının tam da bu senaryoyu önleme amaçlı olduğunu vurgulayan Rubin, bu yaklaşımdan ‘‘sonsuza kadar savaş’’ diye yakınanlara öfkeli olduğunun da altını çizerek, Afganistan’daki yerel müttefiklere ihanetin ardından, Amerikan gücünün denizaşırı kullanımında çok büyük bir yer tutan mahalli güçlerin kullanımının bundan sonra çok daha zor olacağını belirtmektedir.

Orta Doğu’nun Afganistan felaketinden çok fazla etkileneceğini; Amerika’nın çekilmesinin bölgedeki müttefiklere ‘‘Kendi güvenliğiniz için ABD’ye güvenmeyin’’ mesajı anlamına geldiğini ve Amerikan liderlerin gelecekte de benzer tutumları sergileyeceğinin bir göstergesi olduğunun altını çizen Rubin, bunun sonucu olarak birçok Orta Doğulu liderin, geçmişte direnç gösterdiği bölgesel liderlerle uyum içinde hareket etmek zorunda kalacağının altını çizmektedir.

Rubin, Türkiye’nin gelecekte Pakistan ile bir ittifak kuracağını ve Taliban ile işbirliği yapacağını beklemektedir. Rubin’e göre Pakistan, 1994 yılında Taliban’ı bir vekâlet savaşçısı olarak desteklediğinden, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesini kendi zaferi olarak görmektedir.

Suudi Arabistan’ın İslamcılık ve retçilik açılarından 20’nci yüzyıl için neyse Türkiye’nin de 21’inci yüzyıl için o olduğunu iddia eden Rubin, ABD’nin bunun bedelini ödeyeceğini iddia etmektedir.

Solda Taliban, sağda ise İslami Devlet –Horasan terör örgütleri

 

Türkiye’nin, Suriye’nin Washington ve Kürt müttefikleri tarafından kontrol edilen bölgelerine hâkim olma hırsları göz önüne alındığında, ABD’nin bölgede kalıcı bir güç olmadığını göstermiş olmasının önemli olduğu söyleyen Rubin, geri çekilmelerin ABD’yi teröristlerin hedefinden uzaklaştıracağına yönelik varsayımın, İslamcıları asıl harekete geçiren ideolojinin ‘‘işgal’’ veya diğer somut şikâyetler olmadığı gerçeğini görmezden gelmek anlamına geldiğini vurgulamaktadır.

Rubin’e göre; Batı kültürünün, Müslüman çocukları Tanrı’dan ayırmak için Pentagon’un duvarları arasında kasıtlı olarak tasarlanmış bir komplo olduğuna inanan İslamcılar kendilerini mağdur hissetmektedir ve verilecek maddi tavizlerle de tatmin edilmeleri mümkün değildir.

Rubin, ABD yönetiminin İslamcılığı sadece bir problem olarak kabul etmesinin yeterli olmadığını ve bir ideoloji olarak İslamcılığı çökertmesinin de gerekli olduğunu savunmaktadır.

Rubin’e göre ABD yönetimi tarafından finanse edilen Voice of America ve Radio Free Europe gibi platformlar ‘‘otokratik toplumların tartışamayacağı’’ tartışma konusu olan İslami konuları ele alan vaazlar yayınlamalıdır.

ABD’nin savunma bütçesini artırma ve Afganistan’dan geri çekilmesinin yarattığı boşluktan yararlanmaya çalışan düşmanlarına karşı sert tedbirler almaya hazır olması gerektiğini söyleyen Rubin, Islamabad’ın şiddet yanlısı İslamcıları himaye etmeye devam etmesi durumunda Pakistan’daki Balochi ayrılıkçılarına Amerikan desteğinin düşünülmesi gerektiğini savunmaktadır.

Michael Rubin’e göre Türkiye hükümetinin Birleşik Devletler çıkarlarını baltalamaya devam etmesi durumunda İncirlik hava üssünün de terk edilmesi gerekmektedir.

 

Michael Rubin Kimdir?

Solda; azılı Recep Tayyip Erdoğan düşmanı Michael Rubin, sağda ise politik kariyeri boyunca birçok Türk vatandaşını kendisine düşman etmek ve bölge devletleri ile Türkiye’nin geleneksel müttefikleri arasında kendisini ‘‘Persona non Grata’’ haline getirmekle itham ettiği Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

 

Sayın Taha Dağlı’nın 01 Temmuz 2017 tarihli ”Michael Rubin kimdir?” başlıklı haber7com sitesinde yayımlanan yazısından alıntıdır.

”Öncelikle Michael Rubin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a twitter hesabı üzerinden, günlük olarak, hakaretler ve tehditler yağdıran bir neo-con tetikçisidir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası küfür ve tehditlerini Türkçe olarak da paylaşmaya başlamıştır. Eski bir Pentagon görevlisidir. Birinci Irak işgali döneminde Pentagon adına Kuzey Irak’ta çalışmıştır. Bu dönem, PKK terör örgütünün Kuzey Irak’ta güç kazandığı süreçtir. Rubin 90’lı yılların Türkiye’sini arka bahçeleri gibi kullanan Amerikalılardan sadece birisidir. Bugün hala 90’ların Türkiye’sini geri getirme planları yapan Siyonist çetenin bir üyesidir.”

Michael Rubin’in hayran olduğu ”Bedduamatik İmam” Fethullah Gülen. ”Ey, itiraf adı altında iftirada bulunan talihsizler, imtihanda kaybedenler, altın olma varken posa durumuna düşenler, iki üç günlük dünya hatırına ahretini kaybedenler, bunu bu hale getirenlerin Allah belasını versin. Bunların böyle olduğunu gördüğü halde susan dilsiz şeytanların, bunlara yağcılık yapan teologların, Allah onların da belasını versin!”

”Ergenekon döneminde FETÖ elebaşını da hedef alan açıklamalar yapardı. Hatta elebaşını gladyo düşmanı bir figürmüş gibi gösterirdi. Ama bu fazla uzun sürmedi. 17 Aralık sürecinde sıkı bir FETÖ hayranı olduğunu gizlemedi. FETÖ yayın organı Zaman gazetesinden alıntılarla Erdoğan düşmanı yazılar yazdı. O dönemde Zaman gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan için hangi yalanları manşet yaptıysa bu adam onların hepsini İngilizce olarak Amerikalılara servis etti. 10 Şubat 2014 yani 17 Aralık saldırılarının en şiddetli geldiği günlerde Obama yönetimine ”Türkiye ile diplomatik ilişkileri kesin” çağrısı yaptı. 6 gün sonrasında 16 Şubat 2014’te bu kez Türkiye’ye karşı neden diplomatik ambargo konulması gerektiğinin sebeplerini sıraladı ve gerekçeler arasında Türkiye’nin Hamas’a destek vermesini de örnek gösterdi. Aslında Rubin’in bundan 3,5 yıl önce Türkiye’ye yönelik saldırılarda kullandığı Hamas meselesi bugün için hiç de yabancı bir argüman olarak durmuyor. Rubin ve ABD’nin öncülük ettiği Katar krizinde de başrolde Hamas var. Bugün yaşananların 17 Aralık sürecinin devamı olduğu da bu detayda saklı. 7 Haziran 2015 seçiminde Ak Parti tek başına iktidar olamıyor ve Erdoğan’ın başkanlık hayali sona eriyor diye sevinenlerin başında geliyordu.”

”1 Kasım’da tekrarlanan seçimin ardından ise ”Erdoğan kazandı, yas tutmalıyız” dedi. 1 Kasım’dan birkaç gün sonra ise yine FETÖ’cülerden aldığı yalan bilgilerle seçimin hileli olduğu iftiraları attı. Gelelim Michael Rubin’in 15 Temmuz’daki parmağına. Rubin 21 Mart 2016’daki yazısında Türkiye için 3 Temmuz Mısır darbesi benzeri bir darbe müjdesi verdi, ”yakında Türk ordusu, Sisi’nin Mısır’da yaptığının bir benzerini yapabilir” dedi. Rubin’in saldırıları bitmek bilmedi. 16 Nisan referandumunda Türkçe hayır propagandası yaptı. İşte bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ve tehditlerini de iyice artırdı.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.