Sınırda İnsanlık Dramı

Afganlı Amina’nın Hikâyesi

BBC’ye göre Taliban’dan kaçan ve Avrupa’ya ulaşmak isteyen Afganlılar, İran-Türkiye sınırının İran tarafında çetelerin eline düşmekte ve insanlık dışı işkencelere maruz kalmaktadır.

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 15 Haziran 2023

İstanbul’da çöplerden plastik ve karton toplayan Afganlı bir göçmen, Fotoğraf: Ivor Prickett /The New York Times.

BBC NEWS haber sitesinde, kendisi de bir göçmen olan ve yıllar önce İran’dan Türkiye’ye kaçak yollardan geçen Soran Qurbani imzalı bir yazı paylaşılmıştır. Qurbani yazısında, onlarca yıldır kullanılmakta olan bu yasadışı yolun günümüzde çok daha tehlikeli bir hale geldiğini iddia etmektedir.

Qurbani’ye göre İran’dan Türkiye’ye geçmek isteyen Afganlılar günlerce kurak dağlarda güneşin altında yürümektedir. İnsan kaçakçıları ile işbirliği yapan çeteler, sınırın İran tarafında göçmenleri ele geçirmekte, işkence yapmakta ve serbest bırakmak için yakınlarından fidye istemektedir.

Bir video görüntüsünde, dağın zirvesinde boyunlarından asma kilitlerle zincirlenmiş bir grup  Afgan göçmen serbest bırakılmaları için yalvarmaktadır.

‘‘Bu videoyu kim izliyor ise, ben dün kaçırıldım, her birimiz için 4,000 dolar fidye istiyorlar. Bizi gece-gündüz hiç durmadan dövüyorlar.’’

Başka bir video görüntülerinde ise çırılçıplak bir grup erkek karda sürünürken ve kırbaçlanırken görülmektedir. ‘‘Ailem var, bunu bana yapmayın, bir karım ve çocuklarım var, lütfen merhamet edin’’ diye yalvaran bir erkeğe bıçak zoruyla tecavüz edilmektedir.

Amina’nın Hikayesi

Amina, Türkiye’nin ticari başkenti İstanbul’da bir apartmanda yaşamaktadır. Afganistan’da başarılı bir polis memuru kariyeri olan kadın, Taliban iktidarı ele geçirdikten sonra ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır.

İran-Türkiye sınırının İran tarafında kendisinin ve ailesinin başına gelenleri yumuşak bir ses tonuyla anlatan Amina, hamile olduğunu, çok korktuğunu, genç erkeklere dahi tecavüz edildiğine dair birçok hikayeler duyduğunu ve babasına video görüntüleri gönderilerek fidye istendiğini ifade etmektedir.

Babası Haji’nin,  Afganistan’daki evini satması ve çeteye fidyeyi ödemesinin ardından serbest kalan Amina bu sefer Türkiye’ye geçmeyi başarmıştır.

Fakat İran-Türkiye sınırında geçirdiği sekiz gün Amina’ya pahalıya mal olmuş ve zavallı kadın bebeğini kaybetmiştir.

Amina’nın çetelere ilave olarak sınırda karşılaştığı bir başka engel ise üç metre yüksekliğinde, dikenli tel ve elektronik sensörlerle donatılmış İran-Türkiye sınırının yarısından fazlası boyunca uzanan, Avrupa Birliği fonuyla inşa edilen duvar olmuş.

Türkiye, ülkeye giren göçmenleri durdurmak maksadıyla duvarın inşasına 2017 yılında başlamıştır, ancak göçmenler hâlâ gelmeye devam etmektedirler. Amina, Türk yetkililer tarafından geri itildikten sonra, İran tarafında çetelerin eline düştüklerini iddia etmektedir.

Afganlı kaçak göçmenler, nüfusu 20 milyona yaklaşan İstanbul’da geçici işçi hiyerarşisinde en alt sıralarda yer almaktadır. Yetkililere göre Türkiye’de 200,000 kadar (Mayıs 2021) Afganlı mülteci bulunmaktadır. Afganlılar, Suriyelilerden sonra ülkedeki en büyük ikinci göçmen grubunu oluşturmaktadır ve açık ara ile en yoksul kesim durumundadır.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Türkiye’de 13 milyona yakın sığınmacı ve kaçak olduğunu, 1,750,000 kişiye vatandaşlık verildiğini ve bu rakamın seçim sonuçlarını etkileyecek %3’lük bir oran olduğunu ileri sürmektedir.

28 Haziran 2023 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminde, görevdeki Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan geçerli oyların yaklaşık %52’sini alarak yeniden cumhurbaşkanı seçilirken, rakibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu %48 seviyesinde kalmıştır.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ

Türkiye’de 13 milyona yakın sığınmacı ve kaçak var. Bu ülke istila ediliyor. Bu istilanın bedeli Türk halkına ödetiliyor, 100 milyar doları aştı. Tarihte ilk kez bir halk ülkesinin istila edilmesini finanse etmekle zorlanıyor ve bu arada bunlara vatandaşlık veriliyor. 1 milyon 750 bin kişiye vatandaşlık verilmiş, Suriyeli artı diğer uluslar. Bu, neredeyse seçim sonuçlarını etkileyecek yüzde 3’lük bir oran. Bacaklarınıza 10’ar kilo demir bağlasam yüzebilir misiniz? Türkiye de bacaklarına 10’ar kilo demir bağlanmış bir yüzücüye benziyor, sürekli aşağıya çekiliyor. Kendisini ancak su üstünde tutuyor. Eğer bu böyle devam ederse Türkiye, Irak’ta ve Suriye’de yaşanan iç savaşın aynısını, daha tahrip edicisini yaşayacak. Çünkü Suriyelilerin, Afganların vesairelerin Türkiye’ye itilmesinin bir stratejik göç mühendisliği olduğunu ve amacın Büyük Kürdistan için Türkiye iç savaşı olduğunu biliyoruz. Karşı karşıya olduğumuz durum, bir insan hakları meselesi olmanın ötesinde bir İstiklal Savaşı‘dır.