Yazar: Dave Majumdar, National Interest, 22 Eylül 2018
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 6 Ekim 2018
Rusya Savunma Bakanlığı, iç savaş nedeniyle paramparça olan Suriye’ye gelişmiş hava savunma sistemleri sağlama kapsamında sürdürdüğü çabalarına bir yenisini daha ekleyerek, S-300 hava savunma sistemlerinin gönderilmesinin tamamlandığını açıkladı.
Suriye’ye bugüne kadar nokta hava savunma sistemleri sağlayan Rusya’nın, çok korkulan S-300 silah sistemlerini ülkeye göndermesi, ülke hava sahasının, F-22 Raptor ve B-2 Spirit ve F-35 uçakları hariç, diğer bütün hava araçları için uçuşa yasak bölge olması anlamına gelmektedir.
Rus kuvvetleri bugüne kadar; 28 savaş ve saldırı uçağı ile birlikte, genel olarak Pantsir S-1 adıyla bilinen, iki üç adet SA-22 Greyhound hava savunma sistemini Latakia üssü civarında konuşlandırmıştır. Yüksek hareket kabiliyetine sahip Pantsir S-1 hava savunma sistemi, esas olarak stratejik tesisler ve küçük bölgeleri korumak maksadıyla tasarlanan, üzerinde iki adet 2A38M 300 mm top ve bir düzine 57E6 kara-hava füzesi bulunan bir silah sistemidir. Üreticisine göre 12 mil (yaklaşık olarak 20 kilometre) menzile sahip olan Pantsir S-1 hava savunma sistemi 60.000 feet irtifadaki hedeflere angaje olabilmektedir.
Fakat Pantsir S-1 hava savunma sistemi sadece bir nokta savunma silahıdır. Rusya’nın entegre hava savunma silah sistemleri genel olarak; bir ‘‘Soğan’’ veya ‘‘Matruşka Bebeği’’ gibi katmanlara ayrılmış bir şekilde mevzilendirilmekte ve kullanılmaktadır. Pantsir S-1 kara-hava füzesi, entegre hava savunma sisteminin sadece bir komponentidir.
Pantsir S-1 hava savunma sisteminin eski bir versiyonu olan ve Malezya Havayollarının 17 Sefer Sayılı (MH17) yolcu uçağını, 17 Temmuz 2014 tarihinde Ukrayna üzerinde düşüren, orta menzilli gelişmiş mobil bir hava savunma sistemi olan, Almaz-Antey Buk-M2E gibi silah sistemleri, çok daha uzun mesafelerde koruma sağlamaktadır ve muharebe esnasında mekanize birliklere eşlik etmek için tasarlanmıştır. NATO tarafından SA-17 Grizzly olarak tanımlanan Buk, üretici firmaya göre; 28 mil (yaklaşık olarak 45 kilometre) mesafe ve 82.000 feet irtifadaki hedeflere angaje olabilmektedir.
S-300 ve S-400 gibi silahlar ise Rus kara-hava füze savunma sistemlerinin en üst seviyesini oluşturmaktadır ve stratejik olarak önemli alanları korumak maksadıyla tasarlanmışlardır. S-300 PMU-1, yaklaşık olarak 300 mil (yaklaşık olarak 500 kilometre) menzile sahiptir ve 100.000 feet irtifadaki hedeflere angaje olabilmektedir. Her bir S-300 bataryası, aynı anda yarım düzine düşman hedefine angaje olabilmektedir.
Eski nesil stratejik kara-hava füzeleri sabit olarak kullanılmakta, S-300 ve takip eden versiyonları ise, mobil olarak kullanılabilen ve onları çok daha tehlikeli hale getiren ve hayatta kalabilmelerini kolaylaştıran gizli mevzi değiştirme imkân ve kabiliyetlerine sahiptirler. Sovyetler Birliği döneminde S-300 gibi silah sistemleri genellikle sadece Sovyet hava savunma birliklerine (Voyska PVO) verilirken, Buk gibi orta menzilli sistemler de Sovyet kara birliklerine verilmektedir. Modern Rusya da benzer bir yapıyı sürdürmektedir, fakat günümüzde Voyska PVO, Rusya Hava Kuvvetleri bünyesine dâhil edilmiştir.
S-300 ve sonraki versiyonları, bir hava kuvvetlerinin karşı karşıya kalabileceği en güçlü ve en tehlikeli hava savunma sistemlerindendir. Füzeler, mobil olmalarının yanı sıra bir ağ içinde birbirlerine entegre edilmiştir. Bir adet S-300 bataryası, kendi kendine yeterli oldukça kabiliyetli bir silahtır, fakat birkaç adet S-300 bataryasının, bir ağ içinde birbirlerine entegre edilmesi, bu hava savunma sistemini, F-15, F-16 ve F/A-18 gibi dördüncü nesil savaş jetleri tarafından alt edilemeyen, çok daha ölümcül ve korkulan bir kara-hava füzesi haline getirmektedir.
Birleşik Devletler Deniz Piyadelerinden (U.S. Marine Corps) bir havacının ifadesine göre; S-300 serisi hava savunma silahları ölümcüldür ve dördüncü nesil bütün savaş jetleri karşısında oyunun kurallarını tamamen değiştirmiştir. Amerikalı havacıya göre, bir canavar olan bu hava savunma sistemlerine kimse yaklaşmak dahi istememektedir.
Entegre bir hava savunma sistemini bertaraf etmenin en uygun yöntemi, F-22 Raptor ve B-2 hayalet bombardıman uçağı gibi görünmezlik teknolojisine sahip hava araçları kullanmaktır. Operasyonel olarak kullanılmaya başlandıkları 2005 yılından beri F-22 mürettebatı, ‘‘Global Saldırı Görev Kuvveti’’ adını verdikleri F-22 ve B-2 uçaklarının görev aldıkları müşterek bir saldırı gücüne aktif olarak katılmaktadır.
F-22 Raptor savaş uçakları, benzersiz görünmezlik, yüksek irtifa ve inanılmaz hız kombinasyonunu kullanarak entegre hava savunma sistemlerini saf dışı bırakabilir ve arkasından gelen B-2 bombardıman uçakları da hedeflerine rahatsız edilmeksizin ilerleyebilirler. F-22 Raptor savaş uçaklarına böyle bir imkan ve kabiliyet, hava savunma silah sistemlerinin sinyal yayıcılarını çok daha hassas bir şekilde algılayabilmesini sağlayan, Increment 3.1 modernizasyonu sonrasında kazandırılmıştır. Ve bu imkan ve kabiliyet Increment 3.2B modernizasyonu ile daha da geliştirilecektir.
Modern ve entegre bir hava savunma sistemini bertaraf etmenin diğer bir yöntemi de JASSM (Joint Air-to-Surface Standoff Missile–Müşterek Hava-Kara Uzaktan Atılan Füze) ve JASSM-ER (Extended Range–Artırılmış Menzil) gibi uzaktan atılabilen seyir füzelerini, EA-18G Growler gibi elektronik harp platformlarıyla birlikte kullanmaktır. EA-18G Growler, düşman radarlarını karıştırmanın yanı sıra füze mevzilerinin emniyetle ateş altına alınabileceği bir elips de oluşturabilir. Buradaki problem, yaklaşmakta olan silahların uçuş süresince, düşman mevzi değiştirmeden önce güncel izleme verileriyle seyir füzesinin hassas bir şekilde güncellenmesidir.
Herhangi bir şeyin yanlış gitmesi durumunda bütün bunların hepsi teoride kalmaktan öteye gitmeyecektir. Bununla birlikte Orta Doğudaki Birleşik Devletler kuvvetlerinin Rus kuvvetlerinin karşısına çıkmak için çabalamadıklarını vurgulamak gerekmektedir. Kimse bir Üçüncü Dünya Savaşı istememektedir. Fakat Rus ve Amerikan kuvvetlerinin savaş bölgesinde birbirlerine bu denli yakın olmaları da en azından oldukça kötü bir haberdir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir, orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
Pantsir S-1 hava savunma silah sistemi, farklı hareketli platformların yanı sıra savaş gemileri üzerine de üzerine yerleştirilebilir. Pantsir S-1 sisteminin hedefleri tespit etmek maksadıyla üç adet gözü vardır: bunlardan ilki bir hedef tespit radarıdır, 360 derece görüş alanında 32 ile 45 kilometre mesafedeki hedefleri tespit eder. İkincisi bir takip/izleme radarıdır, izleme radarının görevi hedefleri atış menziline girene kadar takip etmektir. 45 derecelik koni şeklinde görüş sahasında 20 hedefi aynı anda takip edebilir. Üçüncü radar ise kızıl ötesi bir radardır ve düşük görüş şartlarında hedeflerin tespit ve takip edilmesini sağlar.
Pantsir S-1 hava savunma sistemi Suriye ordusu tarafından, ‘‘kimyasal silah kullanıldı’’ yalanı ile Birleşik Devletler, Birleşik Krallık ve Fransa’nın, Türkiye Cumhuriyeti liderlerinin de memnuniyetle karşıladığı, kandil gecesi Suriye’ye yapılan füze saldırılarına karşı kullanılmış ve atılan toplam 103 adet füzeden 71’ini imha ederek düşmanlarını rezil etmeyi başarmıştır.
Miraç Kandili gecesi, kimyasal silah kullanıldı yalanı ile Suriye’ye düzenlenen saldırıda, 103 adet füzeden 71 adedini havada paramparça eden hava savunma silah sistemleri içinde S-300 kara-hava füze sistemi bulunmamaktadır. Fakat artık var. Ve bu, Suriye hava sahasının, ABD ve müttefiklerinin her türlü hava saldırıları için uçuşa yasak bölge olması anlamına gelebilir.
ABD, müttefikleri İsrail, İngiltere ve Fransa tarafından kurgu bir kimyasal saldırı masalı ile tuzağa çekilmiş, uluslararası hukuku çiğneyerek, Suriye’ye her zamanki gibi elde somut delil olmadan saldırmış, bu saldırı için 149,2 milyon dolar para harcamış, bütün bunların karşılığında da yüz kızartıcı bir yenilgi alarak caydırıcılığını önemli ölçüde zayıflatmıştır (Osman Başıbüyük, Silahlı Emperyalizmin Sonuna Geldik, Sun Savunma Net, 18 Nisan 2018).
Kral Deli Donald ve müttefikleri, bundan sonra Suriye’ye savaş jetleri ve seyir füzeleriyle bir saldırı planlarken iki kere düşünmek zorunda kalacaktır.
American F-22s and B-2 Bombers vs. Russia’s S-300 in Syria: Who Wins?
Russia is deploying advanced air defense systems to Syria as part of its military build up inside the war-torn country. While it is currently deploying point defense missiles, it’s possible Russian forces could deploy more capable area air defense systems like the much-feared Almaz-Antey S-300 to the region.