savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,1936
EURO
36,8294
ALTIN
2.928,73
BIST
8.862,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
14°C
Ankara
14°C
Açık
Perşembe Açık
15°C
Cuma Açık
14°C
Cumartesi Çok Bulutlu
13°C
Pazar Parçalı Bulutlu
15°C

Amerika’nın Uyanık Göçmen Politikası

Amerika’nın Uyanık Göçmen Politikası

Amerika’nın Uyanık Göçmen Politikası

Dünya tarihinde hiç bu kadar çok insan evlerinden göç etmemiştir, bu özellikle güney ve kuzey Amerika’da görülen bir olaydır. Antony Blinken

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 30 Mart 2024

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken 04 Ekim 2022 tarihinde Kolombiya’nın başkenti Bogotá’da, Venezuela’lı Geçici Koruma Statüsündekilerin (TPS – Temporary Protected Status) bulunduğu bir göçmen merkezini ziyaret eder. Göçmen merkezini ziyareti esnasında Blinken’e Bogotá Belediye Başkanı Claudia López Hernández de eşlik eder.

TPS programı, ülkeye gelen Venezuela vatandaşlarına, Kolombiya topraklarında 10 yıl çalışma izni veren bir programdır. TPS programı kapsamında Kolombiya bugüne kadar, 500.000’den fazlası halen başkent Bogotá’da yaşayan 2.5 milyon Venezuelalıya ev sahipliği yapmaktadır.

08 Şubat 2021 tarihinde ilan edilen TPS programı ile Kolombiya topraklarında kayıtsız olarak bulunan Venezuela vatandaşlarına kayıt olma hakkı ve 10 yıl süresince yasal statü verilmiştir. Venezuelalı göçmenlere 10 yıl sonunda göçmen vizesi verilmesi de mümkün olabilecektir.

Ziyareti  gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Blinken’e teşekkür eden Bayan Lopez, entegresyan merkezinin bir Venezuelalılar ve göçmenler merkezinden ziyade, yeni Bogotálıların ağırlandığı bir merkez olduğunun altını çizmiştir. TPS programının, ABD hükümeti, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve Kolombiya hükümeti tarafından yürütülen ortak bir çaba olduğunu belirten Bayan Lopez, belediye başkanlığını yürüttüğü başkent Bogotá’nın, son yılllarda bütün Amerika kıtasında en fazla göçmen alan kent omasından duyduğu büyük memnuniyet ve onuru ifade etmiştir.

Bayan Lopez konuşmasında 57.000 yeni Bogotálı çocuğun kentteki anaokullarında eğitime başlamalarından duyduğu çok büyük memnuniyeti de dile getirerek, başta ABD ve özellikle USAID’e destekleri için teşekkür etmiştir. 2019 yılındaki belediye başkanlığı seçim kampanyası esnasında Venezuelalı göçmenler sorununu çözeceğine söz veren Bayan Lopez’e göre, Bogotá kentinin güney ve kuzey Amerika kıtalarında en fazla göçmene ev sahipliği yapması bir onurdur, zordur, ancak aynı zamanda da yönettiği kent için bir nimettir.

Alianza Verde ve Polo Democrático Alternativo partilerinin kurduğu koalisyonun ortak adayı olarak 2019 yılında Bogotá belediye başkanlığını kazanan Bayan Lopez, 49 yıllık yaşamının 15 yılını yolsuzlukla mücadeleye adamıştır. İlginç olan ise, belediye başkanlığı seçim kampanyası esnasında Bayan Lopez’in çözme vaadinde bulunduğu meselelerden bir tanesinin de Venezuelalı göçmenler olmasıdır. Kaynak: GESTION

ABD Dışişleri Bakanı Blinken konuşmasına Bayan Lopez’e teşekkür ederek başlamış ve onu iklim değişikliği ve COVID-19 salgını gibi birçok meselede gösterdiği olağanüstü liderlik nedeniyle kutlamıştır.

Dünya genelinde 100 milyondan fazla insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığı bir dönemden geçildiğini vurgulayan Blinken’e göre; bu problem en fazla güney ve kuzey Amerika’da hissedilmektedir. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan Guatemalalılar, Honduraslılar, El Salvadorlular, Haitililer, Kübalılar, Venezuelalılar ve Nikaragualıların muazzam bir sorun oluşturduğunu vurgulayan Blinken, yaklaşık 2,5 milyon Venezuela vatandaşını ağırlayan ve onlara 10 yıl boyunca geçici koruma statüsü veren Kolombiya’nın yaptıklarının bütün dünyaya örnek olması gereken bir davranış olduğunu ifade etmiştir.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken bu süreçte ülkesinin yardımcı olmaktan büyük bir onur ve gurur duyduğunu ve Venezuela’daki kriz nedeniyle ülkelerini terk ederek Kolombiya, Peru ve Ekvador topraklarına gelenlere yaklaşık olarak 3 milyar dolar tutarında yardım sağladığını belirtmiştir.

Venezuela & Nicolas Maduro

Bir zamanlar petrol gelirlerine dayanan Venezuela, Maduro’nun 2013 yılında iktidara gelmesinin ardından kötü yönetim ve sektörün altını oyması nedeniyle büyük kayıplar yaşamıştır.

Petróleos de Venezuela S.A.’s (PDVSA), 2013 yılına kadar dünyanın en sağlam milli petrol şirketlerinden bir tanesidir. 2013 yılı sonundaki verilere göre Venezuela günde 3.02 milyon varil ham petrol ve yerli  ve milli rafineri sistemleriyle günde 1.2 milyon varil petrol üretmiştir. 2014 yılında küresel petrol fiyatlarındaki düşüş ile başlayan çöküş, Maduro yönetiminin kötü yönetimiyle daha da hızlanmıştır.

2004-2013 yılları arasında elde edilen petrol geliri 700 milyar ABD dolarıdır. Maduro iktidara gelir gelmez PDVSA’nın tam kontrolünü ele geçirmek için hamlelere başlamıştır. Yüzlerce yönetici ve çalışan işten çıkarılmış, hapislere tıkılmış veya sürgüne gönderilmiş, yerlerine petrol sektöründe bilgisi ve deneyimi olmayan, ama Maduro’nun politikalarını koşulsuz destekleyen siyasi yandaşlar getirilmiştir.

Sayın Hasan Peker Günal’dan okuyalım;

Venezuela’da başkanlık sistemi var. Hugo Chavez 1998’de başkan seçildi. Yoksul ve cahil ahali, onu çok seviyordu, gıda kolisi dağıtıyor, gariban mahallelere sağlık ocağı filan açıyor, devletin kaynaklarını sebil gibi kullanıyor, açlıktan nefesi kokan halkın kurtarıcısı olarak görülüyordu.

Şak… Anayasayı değiştirdi, devletin yönetim şeklini değiştirdi. Artık onu sevip sevmemelerinin önemi yoktu, çünkü artık onu başkanlıktan indirmek hukuken mümkün değildi. Muhalefeti susturdu, basını susturdu, iş dünyasını sustalı maymuna çevirdi.

Onun yönetim şekli yüzünden 1,5 milyon kişi ülkeden kaçtı. Nüfusun yüzde beşi ülkeden kaçarken… Twitter sosyal medya hesabından kendisini takip eden üç milyonuncu takipçisine ev hediye ederek, kendisini alkışlatıyordu. Kansere yakalandı. Halefi olarak, başkan yardımcısı Maduro’yu seçti. Bütçe dâhil, tüm yetkilerini başkan yardımcısı Maduro’ya devretti. Maduro otobüs şoförüydü, lise mezunuydu, sendikacılıktan tırmanmış, Chavez’in sağ kolu olmuştu. “Üniversite mezunu olmayan biri devlete başkan olabilir mi?” diye eleştirildiğinde… Chavez “neden olmasın” diyordu, “iktidar halkındır, elitler-seçkinciler istemese de otobüs şoförü başkan olur” diyordu. Chavez öldü, otobüs şoförü Maduro geçici olarak başkan oldu.

Nisan 2013’te yeniden başkanlık seçimi yapıldı, başkanlık imkânlarını sonuna kadar kullanan Maduro, %50,6 oyla kıl payı kazandı. Rakibi %49,1 almıştı. Seçimde şaibe olduğunu, oyların çalındığını elbette herkes biliyordu, ama itirazlardan netice alınamadı, çünkü seçim kurulu, yargı, komple Maduro’nun kontrolündeydi. Toplum karpuz gibi ikiye bölündü.

Protesto gösterileri başlayınca, halka ateş açıldı. Harvard mezunu muhalefet lideri tutuklandı. Bizzat başkan Maduro tarafından “kendisinin başkanlığını kabul etmeyenlere konuşma yasağı” getiren yasa teklifi hazırlandı, meclis bu teklifi kabul etti iyi mi… Muhalefete kanunen konuşma yasağı getirildi. Başkanlık yetkilerini daha da artıran yasalar çıkarttı, mesela, petrol ve madenler konusunda meclise sormadan karar verme yetkisini kendisine aldı!

Yandaş medya oluşturdu, şu anda Maduro haricinde hiçbir şey yazmıyorlar, televizyonlarda devamlı Maduro konuşuyor. Muhalif medyayı susturdu, yayınlarını beğenmediği televizyon kanallarını kablolu kanaldan çıkardı.

20 milyon kişiye 120 bin ton gıda kolisi dağıttı. Temel ihtiyaç maddeleri karaborsaya düşmeye başlayınca, başkanlık bünyesinde komisyon kurdu, kıtlığın sebebinin araştırılmasını istedi. Yalaka komisyon araştırdı. Ne buldular biliyor musunuz? “Halkımızın yüzde 95’i günde dört-beş öğün yemek yiyor, bu nedenle tüketim maddelerinde sıkıntı yaşanıyor” sonucunu buldular! Kıtlığın sebebi halkın çok yemesiydi yani… Başkanın sorumluluğu, kusuru yoktu!

2015’te parlamento seçimi yapıldı. Maduro her türlü katakulliyi yaptı ama hezimete uğramaktan kurtulamadı. Muhalefet ezici çoğunlukla kazandı. Muhalefet parlamentoyu kazandı ama… Başkan hâlâ Maduro’ydu. Ordu, polis, yargı, onun elindeydi. Hükümeti hâlâ o kuruyordu.

2018 Yıllık  Sefalet Endeksi. Kaynak:VISUAL CAPITALIST

Meclis çoğunluğunu ele geçiren muhalefet, 2019’da yapılması gereken başkanlık seçimlerinin öne çekilmesi için, erken seçim talebinde bulundu. Başkan reddetti!

Bunun üzerine, erken seçime gidilmesi konusunda referandum yapılması için anayasal süreç başlatıldı. Anayasaya göre, referanduma gidilmesi için seçmenin yüzde 20’sinden imza toplanması gerekiyordu. Dört milyon imza toplandı. Nafile… Başkanın emrindeki seçim kurulu, imzaları kabul etmedi, referandum meferandum yapamazsınız dedi, kesti attı!

Muhalefet bir başka yol aradı, meclisten, Maduro’nun başkanlıktan azledilmesini talep eden karar çıkarıldı. Gel gör ki… Tüm üyeleri Maduro tarafından seçilen Anayasa Mahkemesi bu kararı reddetti. Meclisin azil talebinin anayasaya aykırı olduğu açıklandı!

Bunlar yetmezmiş gibi, Aragua eyaletinin valisini, kendisine başkan yardımcısı yaptı. Bu herif “uyuşturucu baronu” olarak tanınıyor! Eğer Maduro da Chavez gibi ölürse, 2019’a kadar ülkeyi bu arkadaş yönetecek.

2021 Yılı Sefalet Endeksi. Türkiye 54,6 ile 13’üncü sıradadır.

Netice?

Şu anda Venezuela’da enflasyon yüzde 16.000… Alışverişlerde kredi kartı geçmiyor, mağazalar kabul etmiyor. Hükümet devalüasyonla eriyen banknotları tedavülden kaldırıp, yerine yenilerini sürmek istedi, para basmak için bile para bulamadı! Asgari ücrete güya yüzde 50 zam yapıldı, 40 bin bolivar oldu, 40 bin bolivar ne ediyor biliyor musunuz, 15 dolar ediyor! Et, un, şeker, pirinç, süt karaborsa satılıyor, ekmek için bile kuyruk var, marketler saldırıya uğruyor, yağmalanıyor. Hal böyleyken, zengin daha da zengin oldu, bir hamburger 170 dolara satılıyor, alıcı buluyor! Eczane rafları boşaldı, ilaç sıkıntısı var, sağlık sistemi çöktü, ameliyat malzemesi yok, yeni doğan bebek ölümleri rekor seviyeye ulaştı. İthalat bıçak gibi kesildi, alt tarafı diş macunu almak isteyen, normal fiyatının yüz misli ödemek zorunda kalıyor. Günde 18 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor, yeterli elektrik üretilemediği için, kamu kurumları haftada beş gün tatil ediliyor, sadece pazartesi ve salı çalışıyor, özel sektör haftalık izin gününü üçe çıkardı.

Şehirlerde günde sekiz saat su kesintisi yapılıyor, her gün… Fuhuş patladı. Suç patladı, her 21 dakikada bir cinayet işleniyor, her sene 17 bin adam kaçırma olayı, fidye rapor ediliyor. Gasp öyle hale geldi ki, insanlar cep telefonuyla anca evlerinde konuşuyor, sokağa çıkarken yanına almıyor. Sosyal hayat durdu, sinema yok, tiyatro yok, konser yok, hava kararınca şehirler ıssızlaşıyor. Karayolları, limanlar ve havalimanları ordu kontrolünde tutuluyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.