Bir süreç olarak hedefleme; potansiyel bir taarruzda ateş altına alınacak düşman personel ve silah sistemlerini, hangi düşman hedeflerine taarruz edileceğini belirleme, taarruzda kullanılacak silah sistemleri ve taktiklerini seçme, taarruzun icra edilmesi ve etkilerinin değerlendirilmesini içeren ve sürekli tekrarlanan bir döngüdür.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 13 Ekim 2023
Hedefleme askerî literatürde, düşman imkân ve kabiliyetlerini imha ederek, etkisiz hale getirerek, bozarak veya taciz ederek, genel harekât planı kapsamında arzu edilen hedeflere ulaşmak maksadıyla muharebe gücünün kullanılması sürecini tanımlar.
Bir süreç olarak hedefleme; potansiyel bir taarruzda ateş altına alınacak düşman personel ve silah sistemlerini, hangi düşman hedeflerine taarruz edileceğini belirleme, taarruzda kullanılacak silah sistemleri ve taktiklerini seçme, taarruzun icra edilmesi ve etkilerinin değerlendirilmesini içeren ve sürekli tekrarlanan bir döngüdür.
Bununla birlikte, komutanın taarruz için hedef seçme konusundaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Üst komutanlık tarafından verilen vazife ve siyasi zorunluluklar ile tahditlere ilave olarak, saldırıları sadece yasal hedeflere yönlendirmek bütün askerî operasyonların ayrılmaz bir kuralıdır. Hangi hedeflerin yasal olduğu; hangi hedeflere saldırı düzenlenebileceğinin yanı sıra, taarruz için kullanılacak araç ve yöntemleri de belirleyen hükümler uluslararası çatışma hukukunda tanımlanmıştır.
Bu nedenle yasal analiz ve değerlendirme, hedeflerin seçimi ve angaje olunması sürecinin temel bir bileşenidir. Basitçe ifade etmek gerekirse, uluslararası çatışma hukuku komutanlara, planlı saldırı için seçilen düşman personeli, tesisleri ve yerlerinin askerî hedef olup olmadıklarını ve buralara düzenlenecek saldırılarda kullanılacak silah sistemlerinin yasal olup olmadıklarını dikte eder.
Yasal Askerî Hedeflerin Belirlenmesi
Bazı oluşumlar nerdeyse daima askerî hedeftir. Örnek vermek gerekirse; savaş dışı kalmadıkları sürece düşman silahlı kuvvetler personeli, savaş uçakları, denizaltılar ve mühimmat depoları askerî hedef statüsündedir. İkili kullanım olarak adlandırılan diğer şeylerin geçerli askerî hedef olarak tanımlanmaları daha zor olabilir.
İkili kullanım statüsündeki oluşumlar hem siviller hem de askerler tarafından kullanılabilir, sivillere ve orduya hizmet edebilir. İkili kullanıma örnek olarak havalimanları, elektrik dağıtım sistemleri veya şebeke altyapısı gösterilebilir. Angajman öncesi bu tür yerlerin yasal askerî hedef olup olmadıklarını belirlemek maksadıyla mevcut durum ve elde mevcut bilgilere dayanılarak dikkatli bir analiz yapılması gereklidir.
Normal olarak sivil kullanıma tahsis edilen bir yerin askerî harekâta katkıda bulunup bulunmadığına dair bir şüphe varsa o yer askerî yasal hedef olarak kabul edilmez. Çift kullanımlı yerler, özellikle sivil nüfus üzerindeki uzun süreli etkileri olumsuz etkileri göz önüne alındığında çok daha fazla orantısallık endişesi doğurmaktadır.
Sorumluluk ve Hesap Verebilirlik
Uluslararası İnsani Hukuk ve Askerî Çatışma Hukukuna uyma konusundaki bireysel sorumluluk ve hesap verme, hükümet düzeyi dâhil herkesi kapsamaktadır. Hedeflere angajmanı uygulayanlar, hedefleme konusunda verilen direktifleri onaylanmış angajman kuralları ile Uluslararası İnsani Hukuk ve Askerî Çatışma Hukukuna göre uygulamaktan sorumludur.
Angajman araçlarının ve yöntemlerinin seçiminde mümkün olan bütün önlemler alınmalı ve hedefin askerî bir hedef olmadığının belirlenmesi veya mevcut koşullarda tahmin edilen tali hasarın aşırı olacağının açıkça ortaya çıkması durumunda angajman iptal edilmeli veya ertelenmelidir.
Pozitif Tanımlama
Bütün hedefler angajman öncesinde yasal askerî hedef olarak ayırt edilmeli ve komutanlar hedefin geçerli bir askerî hedef olduğunu doğrulamak maksadıyla mümkün olan her şeyi yapmalıdır.
Bir hedefin yasal bir askerî hedef olup olmadığı, ilgili silahlı çatışma hukuku hükümleri ve tanımlarına göre belirlenir. Bu tür hüküm ve tanımlar bağlayıcı silahlı çatışma hukuku anlaşmalarının yanı sıra, uluslararası teamül hukukunda da bulunur. Aslında, devletler ile terör örgütleri gibi devlet dışı aktörler arasındaki silahlı çatışmalar bağlamında, anlaşma yükümlülüklerinin resmi olarak uygulanabilirliğine bakılmaksızın, bütün savaşan taraflar için uygulanabilir yükümlülükleri belirleyen uluslararası teamül hukukudur.
Hangi dünya da bu uygulandı,
abd de Irak ta bunu uyguladı mı?
Israil li hatırlatmaya gerek var mı?
Kim kimden hesap soracak, sorabildi
Tabi sömürgeci haçlı ordusu Türkler den hesap sorar
Silah ambargoları uygular, haksız oldukları yerlerde bile