Ercan Caner, Sun Savunma Net, 05 Kasım 2019
İkinci Dünya savaşından, savaşın tüm yıkıcı etkileriyle askeri ve ekonomik çöküntü içinde olan Avrupa’nın, doğusunda beliren Bolşevizmin etkilerinden ve Sovyet tehdidinden korunmak için sığındıkları NATO, bu görevini Doğu Blok’unun yıkılışına kadar kesintisiz olarak yerine getirmiştir. Kırk yıllık bu süre içinde Avrupa’nın galip ve mağlupları, NATO şemsiyesi altında ekonomilerini düzelterek Dünyanın sayılı gelişmiş devletleri haline gelmişlerdir.
1980’li yılların sonlarına doğru Avrupa’daki askeri durumda büyük değişiklikler meydana gelmiş ve bu radikal değişiklikler NATO’nun güvenlik kapsamında hala bir rolü olup olmadığı sorusunun sorulmasına neden olmuştur. Geleneksel NATO örgütünün temeli; üye ülkelerin güvenliklerini sağlamak maksadıyla güvenlik konusunda işbirliğine dayanmaktadır. Soğuk Savaş’ın devam ettiği yıllarda güvenlik alanında işbirliğinin gerekli olduğuna dair hiçbir şüphe bulunmamaktadır ama Avrupa güvenlik durumundaki radikal değişiklikler örgüte olan ihtiyacın sorgulanmaya başlamasına neden olmuştur.
Erdoğan’ın Türkiye’si ve NATO başlıklı makalemizi de okumak isteyebilir siniz.