Osman Başıbüyük, Sun Savunma Net, 18 Haziran 2023/Doha
Aydınlıkçıların lideri Doğu Perinçek, 02 Temmuz 2022 tarihinde, yanına aldığı yoldaşı Ethem Sancak ile birlikte kameranın karşısına geçerek “NATO (North Atlantic Treaty Organisation – Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı)’dan Çıkalım” kampanyası başlattı.
Bu yazıda kripto Aydınlıkçıların neden böyle bir kampanya başlattıklarını anlamaya çalışacağız. NATO, Soğuk Savaş ile kurulan küresel diyalektik dengenin kilit unsurudur. NATO deyince küresel dengeleri bilmek gerekiyor. O yüzden bu yazı sadece “NATO’dan çıkalım kampanyası ile ilgili olmayacak. Bu yazıyı okuyarak Vatansız Para’nın dünyayı şekillendirmek için 19’ncu Yüzyıldan günümüze, kripto bir istihbarat ağını nasıl kullandığını, bu ağ sayesinde iki kutuplu dünyayı nasıl yarattığını görmüş olacaksınız.
Makalenin tamamını PDF formatında okuyabilirsiniz.
Aydınlıkmı Karanlık mı-5 NATOnun uşakları
Ülkede en etkin iki tanrı vardır. İlki emayti, yavru tanrı diyeyim, ikincisi emayalti, ana tanrı. Yani kim ne derse desin, ülkeyi bu iki tanrıcılık oynayanlar yönetiyor. Bir anlamda istihbaratçıların fink attığı, kendi istihbaratçılarının kendi halkına tuzak/kumpas kurduğu, zulmettiği, yerine göre katlettiği, bu yapının dışında kalan hemen herkesin -mış, -miş gibi davrandığı hatta ana tanrı haricindeki herkesin çaktırmadan ona kuklalık ve yalakalık/yardakçılık yaptığı tuhaf bir 5’inci dünya ülkesinden bahsediyorum. Bir de herkes Cumhuriyet ve demokrasisiyle laiklik, hukuk vs. varmış gibi davranmıyor mu ??? Çok komik gerçekten, utanmazların, arsız ve ahlaksızların iktidar olduğu garip bir ülke, muktedirmiş gibi görünen kuklaların da aynı utanmazlık, arsızlık ve ahlaksızlık seviyesinde olduğunu söylememe gerek yok herhalde… Savaşmadan toprak kaybeden (Örn: 20+2 ada, S.Şah) kendini iktidar ve muktedir olarak lanse eden bu hain ve gayrımilli yapının bir de ezan, bayrak, vatan, millet vb. konularda ahkam/racon kesmesi yok mu hele… Evet, insan değil ve olamaz bunlar… Banu Avar bir konuşmasında Usame Bin Ladin’in gerçekte Aralık 2011’de öldüğünü ancak medya ölümünün 2011’de ve sözde cesedin de defninin okyanusa gerçekleştirildiğini uzun uzun anlatmıştı… Aynen öyle, herşeyin yalan olduğu, büyük yalanların üzerine inşa edildiği büyük bir tezgahın içerisindeyiz ve samimi insan sayısı yok denecek kadar az, burda herşey sahte dostum sevmeler gülümsemeler bile demiş ya sanatçı, aynen öyle, ve maalesef yani zannedersem ki halen/daha iyi hatta çok iyi günlerimizi yaşıyoruz hep birlikte… Ortaçağ karanlığı henüz çökmedi, yeniçağ/yakınçağ karanlığını yaşıyoruz halihazırda; karanlığın her tonunu yaşayacağız daha, karanlık manyağı olmadık daha…
Ladin’in gerçek ölümü 2001. Medya’da 2011’e kadar yaşıyormuş gibi yapıldı ve 2011’de öldürülmüş ve okyanusa defnedilmiş gibi yapıldı. Bunu yorumda sehven iki tarihi de 2011 yazmışım. Bilgilerinize…