savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5418
EURO
36,6203
ALTIN
2.922,18
BIST
9.232,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Çok Bulutlu
15°C
Ankara
15°C
Çok Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
15°C
Cuma Az Bulutlu
15°C
Cumartesi Çok Bulutlu
2°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
2°C

Aydınlık mı Karanlık mı? MOSSAD’ın Çocukları – Kıbrıs

Aydınlık mı Karanlık mı? MOSSAD’ın Çocukları – Kıbrıs

Yazı Dizisi – 3

Aydınlık mı Karanlık mı? MOSSAD’ın Çocukları – Kıbrıs

 

Osman Başıbüyük, Sun Savunma Net,16 Aralık 2022

İllüstrasyon: Alexander Hunter/The Washington Times

Bundan birkaç yıl önce Kıbrıs hakkında bir araştırma yaparken Halkın Kurtuluşu Partisi Genel Başkanı Nurullah Ankut imzalı bir yazıya rastladım. Ankut yazısında, Doğu Perinçek’in, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan hemen sonra Rauf Denktaş’a, “işgalci, ilhakçı, Türk Ordusu’nun işbirlikçisi faşist diktatör” dediğini yazıyordu. Ankut, yazısına Aydınlık Hareketi’nin önemli isimlerinden Doğu Perinçek’in kız kardeşinin eşi Gün Zileli’nin anılarından bir alıntıyla başlamıştı. Aydınlıkçılar, Barış Harekâtının ilk günlerinde Kıbrıs’a yapılan müdahaleye taraftarlardı. Ama ne olduysa bir süre sonra birdenbire Kıbrıs’a yapılan müdahaleye var güçleriyle karşı çıkmaya başlamışlardı. Gün Zileli’nin ağzından anlatılan bu dönüşü aynen buraya koyalım:

“İstediğimiz (Kıbrıs’a yapılan müdahale) Ecevit tarafından birkaç gün sonra yerine getirildi. 1974 yılı Temmuz ayının o sıcak günlerinde Türk ordusu Kıbrıs’ın bir bölümünü işgale girişti. Aydınlık hareketinin neredeyse tamamı, başlangıçta solun diğer bütün kesimleri gibi işgali destekleyen bir tutum içindeydi. Ne var ki, Doğu Perinçek ve artık her yere birlikte gidip geldiği ve yakında evleneceği Şule Perinçek, aynı kanıda değillerdi. Bir akşam vakti onlara rastladım Kavaklıdere taraflarında. İşgale karşı olduklarını görünce önce şaşırdım. Özellikle Doğu çok öfkeliydi. Ecevit’in ‘anti-faşizm’ sahtekârlığına ateş püskürüyor, solun kuyrukçu tutumunu şiddetle eleştiriyordu. O ana kadar benim de o ‘kuyrukçu’lardan pek bir farkım yoktu doğrusu. Ne var ki, Doğu’nun eleştirileri o öyle yabana atılacak gibi değildi gerçekten. Nasıl olmuştu da böyle dalgaya kapılıvermiştik birdenbire. Halkın coşkusuna kendini fazla kaptırmanın da demek böyle handikapları vardı. Doğu ve Şule’yle o karşılaşmamdan hemen sonra döngeri ettim. Evet, işgale karşı çıkmak gerekirdi. Zaten parti de ilk Merkez Komitesi toplantısında bu kararı almakta gecikmedi. Toplantı, Bahçelievler tarafında bir evde yapıldı. Toplantının güvenliğini örgütleyen, aynı zamanda dışarıdaki Aydınlıkçı gençlerin örgütlenmesi işini üstlenen Hikmet Özdemir’di.”[1]

Doğrusunu isterseniz bu yazılanlara inanmadım. Benim bildiğim Doğu Perinçek ve Aydınlıkçılar, Birleşmiş Milletler eski genel sekreteri Kofi Annan’ın adıyla anılan BM Planı’na var güçleriyle karşı çıkmışlardı. Annan Planı, Türk ve Rum kesimleri halinde bölünmüş Kıbrıs Adası’nın bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesini ve bu birleşik devletin Avrupa Birliği’ne (AB) üye olmasını öneriyordu. Bu planın gerçekleşmesi durumunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) yok olacak ve ada bir bütün halinde AB’nin bir parçası olacaktı. Böylece Türkiye güneyden de kuşatılacak ve bütün Doğu Akdeniz’i kaybedecekti. Doğu Perinçek ve Rauf Denktaş bu hain plana karşı omuz omuza mücadele etmişlerdi. Benim aklımda hep bu görüntüler vardı. O yüzden Doğu Perinçek’in geçmişte söylediklerine bir türlü inanasım gelmemişti. Acaba bu iddialar doğru olabilir mi diye araştırmaya başladım.

Sahaflarda 1976 basımı bir kitap buldum. “Kıbrıs Meselesi” başlıklı kitap, Doğu Perinçek tarafından kaleme alınmış ve Aydınlık Yayınları tarafında basılmıştı. Harekâttan hemen sonra Aydınlık Dergisinde beş sayı devam eden yazı dizisi toparlanmış ve bazı değişikliklerle 1976 yılında kitap haline getirilmişti. Kitabı hemen aldım ve okumaya başladım. Okurken gözlerim fal taşı gibi açıldı! Kan beynime sıçradı! Yazılanlar doğruydu! Doğu Perinçek, Kıbrıs Barış Harekâtına karşı çıkıyor, “Türk Ordusuna işgalci”, “Denktaş’a işbirlikçi faşist” diyordu. Bir Türk, nasıl olur da böyle şeyler yazabilir diye düşünmeye başladım. Kitabı okurken yaşadığım hisleri size aktarabilmek için tamamen operasyon amaçlı yazılmış bu kitaptan sadece birkaç paragrafı sizlerle paylaşmak istiyorum. Operasyonun ne olduğunu ilerleyen satırlarda anlatacağım.

Yazının tamamını PDF formatında okuyabilirsiniz.

[1] Nurullah Ankut, HKP Basın Açıklamaları, https://www.hkp.org.tr/oksur-bakalim-hafiz-rauf-denktas-isgalci-ilhakci-turk-ordusunun-isbirlikcisi-fasist-diktator-mu-yoksa-turk-dunyasinin-vatansever-devlet-adamlarinin-en-onde-gele/

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.