savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
9°C
Pazartesi Yağmurlu
10°C
Salı Hafif Yağmurlu
9°C
Çarşamba Yağmurlu
8°C

Azerbaycan ve Ermenistan Arasında Şiddetli Çatışmalar

Azerbaycan ve Ermenistan Arasında Şiddetli Çatışmalar

Azerbaycan ve Ermenistan Arasında Şiddetli Çatışmalar

 

Çözümsüzlükten fayda sağlayacağını düşünen Ermenistan yine haddini aşmıştır, bu defa yanıtını sahada almaktadır. Sahada ve masada Can Azerbaycan’ın yanındayız. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.

 

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 28 Eylül 2020

 

 Türkiye-Ermenistan milli futbol takımları arasında oynanan dostluk maçına FIFA Azerbaycan bayraklarının alınmasını yasaklamış, Azerbaycan ise FIFA yerine Türkiye’ye sitem dolu bir nota vermiştir.

Dünyanın en eski etnik ve bölgesel çatışmalarından olan Nagorno-Karabakh bölgesindeki çatışmalarda en az 23 kişinin öldüğü rapor edilmiştir. Uluslararası ortamda Azerbaycan’a ait olduğu kabul edilen bölge Ermenistan’ın kontrolü altındadır.

Nagorno-Karabakh Çatışması

Nagorno-Karabakh çatışması, 1980’li yılların sonlarında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması sonrasında başlamış ve Ermenistan ve Azerbaycan’ın bu stratejik bölgede hak iddia etmesi nedeniyle yaklaşık olarak 1994 yılına kadar sürmüştür. Nagorno-Karabakh’da 1994 yılında, Azerbaycan tarafından boykot edilen, halkın iki ülkeden birine katılmak yerine bağımsızlığı tercih ettiği bir referandum yapılmıştır.

İki tarafın da birbirini etnik temizlikle suçladığı Nagorno-Karabakh bölgesindeki etnik Ermeni ve Azeriler arasındaki çatışma özel bir düşük çatışma statüsüne kavuşmuş, fakat Nagorno-Karabakh Özerk Bölgesi Yönetimi Ermeni nüfusun çoğunlukta olması nedeniyle Ermenistan’a katılma kararı aldığında kötüleşmiştir. 1992 yılına kadar şiddet iyice artmış ve binlerce insan yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmıştır.

Rusya 1994 yılı Mayıs arasında taraflar arasında ateşin kesilmesi için arabuluculuk yapmış fakat iki ülke arasındaki çatışmalar iki tarafın da ateşkes ihlalleri ve şiddet nedeniyle o tarihten günümüze kadar sürmüştür.

Gözlemciler, birkaç faktör nedeniyle iki ülke arasında topyekûn bir savaş olasılığını öngörmemektedir. İki ülkenin de hak iddia ettiği bu tartışmalı bölgede, geniş çaplı bir çatışma olması durumunda halkı direkt olarak etkilenebilecek ve büyük bir olasılıkla yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalabilecek yüzlerce sivil yerleşim yeri bulunmaktadır.

Türkiye geçtiğimiz hafta meydana gelen gelişmeler sonrasında ‘‘bölgesel bütünlüğünü koruma mücadelesinde’’ Azerbaycan’ı destekleyeceğini açıklamış olsa da gözlemciler askeri bir tırmanmanın Türkiye ve Rusya gibi bölgesel güçleri çatışmanın daha da içine çekebileceğini, böyle bir durumun ise Ankara ve Moskova tarafından arzu edilmediğine dikkat çekmektedir.

Türkiye-Ermenistan Siyasi İlişkileri

Türkiye, Ermenistan’ın bağımsızlığını 16 Aralık 1991 tarihinde tanımış ve bağımsızlığını müteakip ciddi ekonomik problemler yaşayan bu ülkeye insani yardımda bulunmuş; Ermenistan’ın bölgesel kuruluşlar, uluslararası toplum ve Batılı kurumlarla bütünleşmesi yönünde çaba harcamıştır. Bu çerçevede Ermenistan, Türkiye tarafından Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’ne (KEİ) kurucu üye olarak davet edilmiştir. Ancak, bugüne kadar Ermenistan’la diplomatik ilişki tesis edilmesi ve ikili ilişkilerin gelişmesi için uygun koşullar oluşmamıştır.

Ermenistan’ın, 1993 yılında Azerbaycan’ın Kelbecer bölgesini işgal etmesi üzerine, ülkemizden Ermenistan’a doğrudan ticaret sona erdirilmiş; iki ülke arasındaki sınır kapatılarak kara/demiryolu ve havayolu bağlantıları kesilmiştir.

Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi yönündeki irademiz çerçevesinde, İsviçre’nin arabuluculuğunda başlatılan süreç neticesinde, 10 Ekim 2009 tarihinde Zürih’te “Diplomatik İlişkilerin Tesisi Protokolü” ile “İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolü” imzalanmıştır. Söz konusu Protokoller, ikili ilişkilerin normalizasyonu için bir çerçeve sunmaktadır.

Protokoller, onaylanmalarının uygun bulunması için TBMM’ye sevk edilmiştir. Ermenistan’da ise Protokoller, anayasaya uygunluğu açısından incelenmek üzere Anayasa Mahkemesi’ne iletilmiş; Anayasa Mahkemesi 12 Ocak 2010 günü, Protokollerin Ermenistan Anayasası’na uygun bulunduğunu açıklamakla birlikte, 18 Ocak 2010 tarihli gerekçeli kararında Protokollerin lafzına ve ruhuna aykırı önkoşullara ve kısıtlayıcı hükümlere yer vermiştir. Karar bu haliyle Protokollerin müzakere gerekçesini ve Protokollerle hedeflenen temel amacı zedelemiştir. Ermenistan, Protokollerin onay sürecini askıya aldığını 23 Nisan 2010 tarihli bir Nota ile Tiflis Büyükelçiliğimize bildirmiştir. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan Şubat 2015’te söz konusu Protokolleri Ermenistan Parlamentosu’ndan geri çekmiş, 01 Mart 2018 tarihinde ise Protokolleri hükümsüz ilan etmiştir.

Solda Türkiye-Azerbaycan dostluk ve kardeşliğini simgeleyen bir illüstrasyon, sağda ise Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan tarihi protokolün ardından Bursa’da oynanan milli maçta Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ı ağırlayan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül görülmektedir.

Diğer taraftan, Türkiye şimdiye kadar Ermenistan’la ilişkileri normalleştirmeye yönelik, iyi niyet ve kararlılığının göstergesi olarak kendi inisiyatifi ile tek taraflı birçok güven artırıcı önlemi hayata geçirmiştir. Ancak, Ermenistan’dan aynı yapıcı yaklaşım görülememektedir.

Öte yandan, Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde ilerleme kaydedilmediği sürece, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde kaydedilecek bir ilerleme tek başına yeterli ve kalıcı olmayacaktır. (Dışişleri Bakanlığı web sitesinden alıntıdır).

Öte yandan Congressional Research Service tarafından hazırlanan 09 Haziran 2017 tarihli Türkiye: Arka Plan ve ABD İlişkileri başlıklı raporda Ermenistan ile ilgili yer alan satırla aşağıdadır:

1915 ile 1923 yılları arasında Türkiye öncesindeki Osmanlı İmparatorluğu zamanında yüz binlerce Ermeni, imparatorluk yönetiminin uygulamaları sonucu hayatlarını kaybetmiştir. Bu olayların ABD ve uluslararası ortamda nasıl tanımlandırıldığı Türkiye’nin iç ve dış politikalarını ve karşılık olarak da Türkiye-Ermenistan ilişkilerini etkilemektedir.

Türkiye ve Ermenistan aslında, 2009 yılında ilişkileri normalleştirmek için bir takım ortak protokoller üzerinde anlaşmışlar, fakat süreç kısa bir süre sonra tıkanmış ve yeniden başlaması yönünde, günümüze kadar her iki taraftan da neredeyse yok denecek kadar az bir isteklilik sergilenmiştir.

Türkiye ile Ermenistan arasında 11 Ekim 2009 tarihinde, İsviçre’nin arabuluculuğu ile ‘‘Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokolü’’ ve ‘‘Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulması Protokolü’’ imzalanmış, Ermenistan 2018 yılında verdiği bir kararla ‘‘BEYHUDE’’ olarak nitelendirdiği protokolleri iptal etmiştir. Fotoğraf: NTV

Topyekûn Savaş mı?

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmaların şiddetlenmesi durumunda petrol ve doğal gaz boru hatları ile stratejik yolların engellenebileceği ve kesilebileceği yönünde kaygılar mevcuttur. Hem Azerbaycan hem de Ermenistan açısından olumsuz sonuçlar doğurabilecek böyle bir durum dikkate alındığında gözlemciler iki ülke arasındaki savaşın tarafların çıkarlarına aykırı olduğunu değerlendirmektedir.

İki ülke arasındaki çatışmalarla ilgili olarak Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), NATO, Rusya Federasyonu ve diğer ülkeler derhal çatışmalara son verilmesi çağrısında bulunmuştur. Aşağıda Birleşik Devletler Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Stephen Biegun tarafından yapılan açıklamayı okuyabilirsiniz.

Birleşik Devletler Ne Diyor?

Birleşik Devletler, siviller dâhil önemli kayıplara neden olan Nagorno-Karabakh çatışma bölgesindeki Temas Hattı boyunca büyük çaplı askeri faaliyetler nedeniyle endişelidir. Öldürülenlerin ve yaralananların ailelerine taziyelerimizi sunuyoruz.

Birleşik Devletler en şiddetli ifadelerle şiddeti kınamaktadır. Dışişleri Bakan Yardımcısı Stephen Biegun, şiddetin daha da tırmanmasından kaçınılması maksadıyla; her iki tarafı da saldırıları derhal durdurması, aralarındaki mevcut direkt iletişim bağlantılarını kullanmaları ve sahadaki gerginliği daha da artıran eylemler ve faydasız söylemlerden kaçınmaları uyarısında bulunmak için derhal Azerbaycan Dışişleri Bakanı Jeyhun Bayramov ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan’ı aramıştır.

Birleşik Devletler dış güçlerin tırmanan gerginliğe katkıda bulunmasının çok yararsız olacağına ve sadece bölgesel gerginlikleri daha da tırmandıracağına inanmaktadır. Tarafları, mümkün olan en kısa zamanda esaslı müzakerelere dönmeleri için Minsk Grubu eş başkanları ile birlikte çalışmaya davet ediyoruz. OSCE Minsk Grubu eş başkanı olarak Birleşik Devletler, çatışmaya barışçıl ve sürdürülebilir bir barış bulunması maksadıyla taraflara yardım edeceği yönündeki taahhütlerine bağlı kalmayı sürdürecektir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.