Türk Modelinden Vazgeçildi mi?
15 yıl önce Avrupa Birliği ülkelerini dolaşmaya başladığımda Avrupa parlamentosunda benden bir konuşma istemişlerdi. Konuşmamı yaptım sorular başladı. Sorular başladığında sorulan soruların başında ‘‘Ilımlı İslam hakkında ne düşünüyorsun?’’ Bana o zaman bunu söylemişlerdi. Sordukları buydu. Recep Tayyip Erdoğan.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 13 Ekim 2020
İllüstrasyon: Abro /Dawn.com
İslam dininde reform yapılması yönünde tartışmalar sürüp giderken Müslüman dünyasının liderliği konusunda da bir rekabet mevcut. Ilımlı ve radikal İslam konusundaki tartışmalar ise işin başka bir boyutu. Ilımlı İslam teriminin patenti acaba gerçekten Batı’ya mı ait? Peki, Batı dünyası aslında nasıl bir Müslüman dünyası ister? Her kafadan bir sesin çıktığı parçalanmış bir İslam dünyası mı, yoksa bir halife vasıtasıyla kolaylıkla etki altına alabilecekleri ve yönetebilecekleri ılımlı bir İslam mı?
İslam dini, demokrasi ve özellikle laiklik ile bağdaşmakta mıdır yoksa ikisi bir arada olduğu zaman ters mıknatıslanma mı yapar? Laiklik nasıl bir şeydir? Hem Müslüman hem laik olunabilir mi? Ya Müslüman ya da laik mi olmak gerekmektedir?
Bir diğer önemli tartışma konusu da Batı dünyasının Müslümanlara dayatmak istediği İslam dini için dünyada rol model bir ülke olup olmadığıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu modern Türkiye Cumhuriyeti, İslam dini ile demokrasi ve laiklik kavramlarının bir arada olabileceğini gösteren bir kanıt mıdır? Türkiye Müslüman dünyası için hâlâ bir rol model olabilir mi?
Batı dünyasında süren bu tartışmalara değinen Richard Nixon ve ölümünden önce 1994 yılında kurduğu Nixon Center Uluslararası Güvenlik ve Enerji Programı Direktörü Zeyno Baran tarafından 2004 yılında kaleme alınan ‘‘Hizb ut-Tahrir: Islam’s Political Insurgency’’ başlıklı yazıdan alıntıları PDF formatında okuyabilirsiniz.