(Biden Yazılır Baydın Okunur)
Joe Biden – ABD’nin darbeden önceden haberi ve bilgisi kesinlikle yoktu. Fethullah Gülen’in ülke dışına çıkarılması uzun bir yasal süreç olabilir.
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 19 Ağustos 2020
Joseph Biden, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile tokalaşırken. Kaynak Alex Wong/Getty Images
Önümüzdeki ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayı Joe Biden, Aralık 2019 ayında New York Times tarafından kayda alınan bir konuşmasında Recep Tayyip Erdoğan hakkında bazı yorumlar yapar ve Türk liderin rakipleri için destek çağrısında bulunur. 2020 yılı Ocak ayı içinde yayımlanan bu video görüntülerini dışişleri yetkilileri dâhil herkes pas geçer. Ve nedense bu video görüntüleri, uzun bir aradan sonra Cumartesi günü birdenbire sosyal medyada paylaşılmaya başlanır.
Haklı olarak Türkiye’de kıyamet kopar. Hem iktidar hem de muhalefet yetkilileri Biden’in açıklamalarını şiddetle kınar. Herkes haklı! Türkiye bir muz cumhuriyeti değil, bağımsızlığını muharebe meydanları ve ekonomik arenada savaşarak kazanan önemli ve güçlü bir ülkedir.
Demokrasi, en kısa ve net tanımıyla; halkın seçimlerde istediği yönetimi iktidara getirebilmesidir. Türkiye’de de iktidarları sadece halk özgür oylarıyla belirlemelidir. En güzel yanıtlardan bir tanesini Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın vermiş. Attığı Twitter mesajında Kalın; Joe Biden tarafından yapılan Türkiye analizinin katıksız bir cehalet, kibir ve ikiyüzlülüğe dayandığını, Türkiye’ye emir verme dönemlerinin artık bittiğini ve bunu hâlâ yapabileceğini düşünenler var ise hodri meydan diyerek bedel ödeyeceklerini ifade etmiş. Fahrettin Altun’un; ‘‘Türkiye siyasi oyunlara malzeme yapılacak bir ülke asla değildir’’ açıklaması da güzel.
İstanbul’u ilk ve yinelenen seçimlerde AKP’nin elinden alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Nevşehir’de gazetecilere yaptığı açıklamada başkan adayı Joe Biden’in sözlerini aşağıdaki ifadelerle eleştirmiştir.
ABD’nin başkan adayının, Türkiye’ye bir demokrasi ayarı verme cümleleri kabul edilemez. Bu, hepimizin şiddetle kınayacağı, reddedeceği bir durumdur. Az önce söylediğim gibi; 750 yıldır burada yaşayan bu derinlikte, Hacı Bektaş-ı Veli’nin içinde demokrasi vardır, özgürlük vardır, barış vardır. Yani bize birkaç yüzyıllık bir ülkenin siyasisi, demokrasi ayarı veremez. ‘Tam bağımsız Türkiye’ ve ‘Özgürlük, bağımsızlık benim karakterimdir’ diyen anlayışın bir ferdiyiz. Bu manada, hele hele içeriden, dışarıdan demokrasiye ayar verme çabaları artık tutmaz, o devir bitti. Bu ülkenin yaşayanları, bu güzel milletimiz, gerektiğinde gereken sonucu ortaya koyar; koymuştur da. Geçen yıla baktığınızda görürsünüz. Yoksa ama dünyada ama yurt içinde bir avuç insanın ayar verme çabasının bittiği bir dönemi yaşıyoruz. Kınıyoruz. Türkiye’miz çok güzel. Demokrasi ve Cumhuriyet sevdalısıdır 83 milyon insanımız.”
Biden’in açıklaması; Yaşar Büyükanıt’ın kendi ifadesine göre ‘‘laiklik hassasiyetini ortaya koyan bir metin’’ olduğunu iddia ettiği tarihe 27 Nisan 2007 E-Muhtırası olarak geçen metni hatırlattı. Kendisinin kaleme aldığını iddia ettiği o metnin iktidardaki partinin işine yaradığını çok iyi hatırlıyoruz.
New York Times’ın Erdoğan ile ilgili sorusunu yanıtlayan Biden; Türk lideri otokrat olarak nitelendirmiş, Kürtlere karşı yürüttüğü politikayı eleştirmiş, Türkiye’nin Suriye’ye müdahaleleriyle ilgili olarak çok kaygılı olduğunu ve Rusya ile kısmi askeri işbirliğinden endişe duyduğunu ifade etmiş ve Türk muhalefetine destek verilmesi gerektiğini savunmuştur. Video görüntüleri kaydedildiğinde Demokrat Parti başkan adayı olan Biden, Recep Tayyip Erdoğan için ayrıca ‘‘Bedel ödemek zorunda’’ ifadelerini de kullanmıştır.
Peki, başka neler demiş Biden? Erdoğan’ı yenmeleri ve iktidara gelebilmeleri için Washington’un Türk muhalefet liderlerini desteklemesi gerektiğini ve bunun üzerine basarak darbeyle değil de seçimle olacağını söylemiş.
Bu video görüntüleri ilk kez 2020 yılı Ocak ayı içinde yayımlanmış ve fazla bir tepki çekmemiş, fakat Cumartesi günü yayımlanan mülakat görüntüleri Türkiye’den öfkeli bir tepkiye neden olmuş.
15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında, darbenin arkasında kimler olduğu konusunda çok çeşitli iddialar ortaya atılmıştır.
ABD istihbaratının, Erdoğan’ın NATO’dan Rusya’ya doğru önemli stratejik kayış manevrasından sadece birkaç gün sonra başlatılan, Erdoğan’ı devirmeyi hedefleyen darbede parmağı olduğu yönündeki ilk kabullenme Zbigniew Brzezinski’den gelmiştir.
“Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkân vermesin” Bedduamatik FETÖ.
ABD istihbarat sisteminin en önde gelen üyelerinden biri olan, dünyanın sayılı stratejistleri arasındaki Brzezinski, Obama’nın eski danışmanı ve 1979 yılında Jimmy Carter tarafından, Afganistan’da Sovyet kuvvetlerine karşı yürütülen terör operasyonlarını yürütmek maksadıyla kurulan Ulusal Güvenlik Konseyinin mimarlarındandır.
Kendi ‘‘Twitter’’ hesabında yaptığı bir yorumda, ‘‘The American Interests’’ isimli dergiye yazdığı yeni bir makalenin kısa özetini paylaşan Brzezinski; ‘‘Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılan ABD destekli darbe girişiminin çok büyük bir hata olduğunu, ABD’nin itibarına büyük bir darbe vurduğunu ve 15 Temmuzdan beri Türkiye’de olanlara bakıldığında bunun kesinlikle doğru olduğunu’’ ifade etmiştir.
FETÖ terör örgütünün lideri imam Fethullah Gülen ise darbenin arkasındaki ismin Erdoğan olduğunu iddia etmiştir. ABD’de yaşayan ve Türk yetkililerin, Temmuz ayı içerisindeki başarısız darbeyi yönettiğini iddia ettikleri Müslüman imam Fethullah Gülen, Alman gazetesine yaptığı açıklamada, darbenin arkasındaki ismin Erdoğan olduğundan emin olduğunu söylemiştir.
Die Zeit ile yaptığı söyleşide, askeri darbe girişiminin Türk hükümetinin ilkeleri ve ‘‘Hizmet’’ olarak adlandırdığı küresel hareketine karşı bir ihanet olduğunu ifade eden Gülen, 15 Temmuz gecesi Erdoğan’ın, orduyu temizlemesini sağlayacağından, darbeyle ilgili olarak yaptığı, ‘‘Allah’ın bir lütfu’’ yorumuna dikkat çekmiştir.
Erdoğan’ın, darbenin arkasındaki isim olduğunu mu kastettiği yönündeki soruya Gülen: ‘‘Şimdiye kadar böyle bir olasılık olduğunu değerlendiriyordum. Şimdi işe bunun kesin olduğunu düşünüyorum.’’ yanıtını vermiştir.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve beraberindeki heyeti kabul etmiştir. Kaynak: Anadolu Ajansı – Cumhurbaşkanlığı – Murat Çetinmühürdar.
Hain darbe girişimi sonrasında Türkiye’yi ziyaret eden en üst düzeyli yetkili olan Birleşik Devletler Başkan Yardımcısı Joe Biden ise Ankara’da yaptığı açıklamada; darbe girişiminin arkasında ABD olduğu yönündeki iddialara; ABD’nin darbede hiçbir rolü olmadığı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetinin iktidardan düşürülmesine yönelik hiçbir bilgileri olmadığını ifade etmiştir.
Biden Ankara ziyareti esnasında yaptığı açıklamada; darbe teşebbüsünü, ordu içindeki bir grubun korkakça ve kalleşçe bir hareketi olarak nitelendirmiş ve üzerine basa basa ABD’nin önceden haberi olmadığını ifade etmiştir.
Birleşik Devletler başkan Yardımcısı Biden bombalanan meclis binasını da ziyaret etmiş ve Türk halkının darbe girişimi karşısında sokaklara dökülmesine hayran kaldıklarını ifade etmiştir. Biden ayrıca Türk milletinin ABD’den daha iyi dostu olmadığını da söylemiş ve seçilmiş hükümete zarar verenlere ve İslami Devlet terör örgütüne karşı birlikte hareket edeceğimizi de söylemiş.
Hızını alamayan Biden bir gazetede yayımlanan makalesinde; ‘‘Geçen ay, şiddet içeren bir darbe girişimi karşısında, sıradan erkekler ve kadınlardan oluşan binlerce cesur Türk vatandaşı, güvenli evlerini bırakıp sokaklara döküldüler ve Taksim Meydanı’nı ve ülke genelindeki meydanları doldurdular. Silah sesleri ve patlamaların ortasında, kişisel güvenliklerini büyük riske atarak demokrasiyi savundular’’ ifadelerine yer vermiştir.
Demokrat Parti başkan adayı Biden efendinin Aralık 2019’da kayda alınan, 2020 Ocak ayında yayımlanan video görüntülerini acaba kim ve neden birdenbire ortaya çıkardı? Hem hükümet hem de muhalefet Biden’in sözlerine sert tepki gösterdiler.
Neler diyor Biden? Erdoğan’ın Kürtlere karşı yaklaşımından, Suriye’ye müdahalesinden ve Rusya ile kısmi askeri işbirliğinden çok endişeli olduğunu ifade ediyor.
Biden çok ama çok önemli bir şey daha söylüyor. Birleşik Devletlerin, başta Doğu Akdeniz’deki petrol ve halledilmesi zaman alacak olan diğer bir sürü şeyde Erdoğan’ın bölgedeki faaliyetlerini izole etme konusunu müttefikleriyle koordine etmesi gerektiğini dile getiriyor.
Mağdurum da, mağdurum, çok mağdurum mağdurum.
Peki, Biden’in küstah açıklamalarından aslında zarar gören kim? Muhalefet mi yoksa yeniden ‘‘mağdurum da mağdurum’’ edebiyatına sarılan iktidar mı?
Bu konuyu köpürtecekseniz sadece Biden efendinin Erdoğan hakkında söylediklerine değil, Türkiye hakkında söylediklerine odaklanın. Koray Aydın’ın dediği gibi ‘‘Joe Biden’in küstah açıklamaları eğer birine yarayacaksa mevcut iktidara yarayacaktır. Dış güçler paranoyasıyla Türkiye’nin gerçek sorunlarının üzerini örtmeye çalışan iktidar, Biden’in bu saçma açıklamalarına can simidi gibi sarılabilir ama Türk Milleti gerçeğin farkındadır’’ açıklamasına katılıyorum. Zamanlama çok manidar.
Bir kez daha üzerine basarak ifade etmek isterim ki Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını muharebe meydanlarında kazanmış ve istiklali uğruna kan dökmüş bir devlettir. Bu ihtiyar başkan adayına gereken yanıt verilmelidir.