savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Parçalı Bulutlu
9°C
Pazartesi Yağmurlu
10°C
Salı Yağmurlu
8°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
8°C

Beş Ülkeden Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Faaliyetlerine Kınama

Beş Ülkeden Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Faaliyetlerine Kınama

 

Siz de Nereden Çıktınız?

Beş Ülkeden Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Faaliyetlerine Kınama

 

Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanları, yaptıkları ortak açıklamayla Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’daki faaliyetlerini kınadı.

 

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 12 Mayıs 2020


Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dışişleri bakanlıkları yaptıkları ortak açıklama Türkiye’nin Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi (Exclusive Economic Zone) ve karasularında sürdürdüğü faaliyetleri yasadışı olarak nitelendirerek kınamışlardır. Kınama mesajı beş ülkenin dışişleri bakanlarının, Doğu Akdeniz’deki son gelişmeler ile bölgedeki barış ve istikrarı tehdit eden hususları görüşmek üzere tele konferans yöntemiyle yaptıkları toplantı sonucunda yapılmıştır.

Beş ülke dışişleri bakanları yaptıkları ortak açıklamada; Türkiye tarafından sürdürülen faaliyetlerin, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinde yer alan uluslararası yasaların ihlali anlamına geldiğini ifade etmişlerdir.

Bakanlar, siyasi istişareleri güçlendirme ve yoğunlaştırmanın stratejik önemini vurgulamış ve 08 Ocak 2020 tarihinde, Doğu Akdeniz’de güvenlik ve istikrarın geliştirilmesi maksadıyla Kahire’de yapılan toplantının sonuçlarını övmüş ve Akdeniz’de tırmanan gerilim ile sürmekte olan provokatif eylemler hakkında derin endişe duyduklarını ifade etmişlerdir.

Yayınlanan ortak metinde; Türkiye’nin, bir yıldan daha az bir sürede, hâlihazırda Kıbrıs’ın deniz yetki alanlarında (Uluslararası yasalara göre; iç sular, karasuları, bitişik bölge, münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı ve açık deniz), altıncı sondaj teşebbüsünü gerçekleştirdiği vurgulanmıştır.

Beş ülkenin dışişleri bakanları ayrıca; Türkiye’nin yasaklanmış sahalar ve karasuları üzerinde yaptığı artan uçuşları da kapsayan Yunanistan hava sahası ihlallerini kınamıştır.

Bakanlar ayrıca Türkiye’yi; mültecilerin Yunanistan topraklarına kara sınırları üzerinden yasadışı yollardan geçişlerini ayarlama ve kolaylaştırma ile deniz yoluyla yasadışı geçişlere verdiği sürekli destek için de kınamışlardır.

Libya meselesiyle ilgili olarak da Ankara ile Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Milli Mutabakat Hükümeti lideri Fayez Al Sarraj arasında, 2019 yılı Kasım ayında imzalanan iki mutabakat metninin, uluslararası yasalar ve Birleşmiş Milletler tarafından Libya’ya uygulanan silah ambargosuna aykırı olduğunu bir kez daha yinelemişlerdir.

Açıklamada ayrıca; Yunanistan’ın egemenlik haklarını çiğnediği ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine aykırı olduğu gerekçesiyle; Türkiye’nin, Libya’nın Türkiye destekli Müslüman Kardeşler hükümetiyle imzaladığı Akdeniz’de deniz yetki alanlarını sınırlayan mutabakat metni de kınanmıştır.

Yunan Ekathimerini gazetesinin iddialarına göre; Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’deki haklarını kabul etmek ve Yunan adalarını işgal hayallerine son vermek anlamına geleceğinden, Türkiye bütün dünyada Deniz Hukuku Sözleşmesini imzalamayan 15 ülkeden bir tanesidir. Türkiye bunun yanı sıra, Yunan adaları üzerindeki iddialarını meşrulaştırmak maksadıyla; Libya Ulusal Ordusu karşısında neredeyse hezimete uğrama noktasına gelen Libya’nın Müslüman Kardeşler destekli hükümetini de desteklemektedir.

Beş ülkenin bakanları Türkiye’nin Libya’daki faaliyetlerini şiddetle kınamakta ve Türkiye’yi Birleşmiş Milletler silah ambargosuna tam olarak saygı göstermesi konusunda uyarmakta ve Suriye’den yabancı savaşçıları Libya’ya getirmeyi durdurmaya davet etmektedir. Bu gelişmeler Libya’nın Afrika’daki komşularının da istikrarını tehdit etmektedir.

Bakanlar, Libya’da savaşan taraflara da seslenerek kutsal Ramazan ayında bir ateşkes yapmalarını talep etmiş, Birleşmiş Milletler koruyuculuğunda Libya krizine bütüncül bir siyasi çözüm bulunması için katkıda bulunmayı taahhüt etmiş ve politik, askeri, ekonomik ve finansal katkılar dâhil Berlin sürecinin yeniden başlaması yönünde istekli olduklarını beyan etmişlerdir.

Kıbrıs (GKRY), Mısır, Fransa, Yunanistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanlarının Ortak Açıklaması

(11 Mayıs 2020)

1-  Fransa ile birlikte, Mısır, Kıbrıs ve Yunanistan arasındaki önceki istişareler ve düzenli koordinasyon üzerine bina edilen 3+1 formülü çerçevesinde; bu ülkelerin dışişleri bakanları, Birleşik Arap Emirlikleri’nden katılan paydaşlarıyla, Doğu Akdeniz’de son günlerde meydana gelen endişe verici gelişmeleri ve bu bölgede barış ve istikrarı tehdit eden bölgesel krizleri görüşmek maksadıyla; 11 Mayıs 2020 günü tele konferans yöntemiyle icra edilen bir toplantıda bir araya gelmişlerdir.

2-  Bakanlar siyasi istişarelerini güçlendirme ve yoğunlaştırmanın stratejik önemini vurgulamış ve 08 Ocak 2020 tarihinde, Doğu Akdeniz’de güvenlik ve istikrarın geliştirilmesi maksadıyla, Kahire’de yapılan toplantının sonuçlarını övmüş ve Akdeniz’de tırmanan gerilim ile sürmekte olan provokatif eylemler hakkında derin endişe duyduklarını ifade etmişlerdir.

3-  Bakanlar, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinde belirtilen uluslararası yasaların açık bir ihlali olduğundan, Türkiye’nin Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi ve karasularında sürdürdüğü yasadışı faaliyetleri kınamaktadır. Türkiye bir yıldan daha az bir sürede, hâlihazırda Kıbrıs’ın deniz yetki alanlarında (Uluslararası yasalara göre; iç sular, karasuları, bitişik bölge, münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı ve açık deniz), altıncı sondaj teşebbüsünü gerçekleştirmektedir.

4- Beş ülkenin dışişleri bakanları ayrıca; Türkiye’nin yasaklanmış sahalar ve karasuları üzerinde yaptığı artan uçuşları da kapsayan Yunanistan hava sahası ihlallerini de kınamaktadır. Bakanlar bunun yanı sıra Türkiye’yi; mültecilerin Yunanistan topraklarına kara sınırları üzerinden yasadışı yollardan geçişlerini ayarlama ve kolaylaştırma ile deniz sınırları üzerinden yasadışı geçişlere verdiği sürekli destek için de kınamaktadır.

5-  Bakanlar, Türkiye’yi bütün devletlerin egemenliklerine ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarındaki egemenlik haklarına tam saygı göstermesi konusunda uyarmaktadır.

6- Bakanlar; Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakat Metni ve Ankara ile Bay Fayez Al Sarraj arasında, 2019 yılı Kasım ayında imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Metinlerinin sırasıyla; uluslararası yasalar ve Birleşmiş Milletler tarafından Libya’ya uygulanan silah ambargosuna aykırı olduğunu ve iki mutabakat metninin de bölgedeki istikrarın altını oyduğunu bir kez daha yinelemektedir. Bakanlar, Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakat Metninin üçüncü devletlerin egemenlik haklarını çiğnediğini, Deniz Hukuku ile bağdaşmadığını ve üçüncü devletler açısından hiçbir yasal sonuç doğurmadığını hatırlatmaktadır.

7- Bakanlar, Libya’da tırmanan düşmanlıklardan derin endişe duymakta ve Berlin konferansında üzerinde anlaşılan Libya’ya yabancı askeri müdahalelerden kaçınma taahhüdünü hatırlatmaktadır. Bu anlamda, Bakanlar Türkiye’nin Libya’ya askeri müdahalesini şiddetle kınamakta ve Türkiye’yi Birleşmiş Milletler silah ambargosuna tam olarak uyması ve Suriye’den yabancı savaşçıları Libya’ya getirmeyi durdurması konusunda uyarmaktadır. Bu gelişmeler Libya’nın Afrika’daki komşuları ve Avrupa’nın istikrarı açısından bir tehdit oluşturmaktadır.

8- Bakanlar, Libya’da savaşan taraflara kutsal Ramazan ayında bir ateşkes yapmaları çağrısını yapmakta ve Birleşmiş Milletler himayesinde Libya krizine bütüncül bir siyasi çözüm bulunması için katkıda bulunma taahhütlerini vurgulamakta ve Berlin sürecinin üç kulvarında (Politik, Askeri, Ekonomik ve Finans) görüşmelerin yeniden başlaması yönünde istekli olduklarını beyan etmektedirler.

9-  Bakanlar düzenli olarak istişarelerde bulunmaya karar vermişlerdir.

 

Libya Dışişleri Bakanlığının Açıklaması

Libya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakat muhtırasıyla ilgili ifadelerin, “Libya’nın içişlerine karışmak ve gerçekleri çarpıtmak olduğu” belirtilerek, bunun kabul edilemez olduğu ifade edilmiştir.

 “Söz konusu ülkelerin ortak açıklamasında Libya devletine ve ulusal egemenliğine karşı yanlış ifadeler ve ihlaller yer alıyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Libya hükümeti, halkın ve devletin çıkarlarını koruma hakkına sahiptir.”

 Akdeniz ülkelerini Libya konusundaki tutumlarını gözden geçirmeye çağıran Libya Dışişleri Bakanlığı, bu ülke yönetimlerinin Trablus’a saldıran diktatör Haftar’ın değil, Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin yanında yer alması gerektiğinin altını çizmiştir.

Libya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair mutabakat metni ile güvenlik ve askeri işbirliği alanlarını kapsayan mutabakat metninin, Akdeniz’e kıyı iki devletin hükümetleri tarafından imzalandığı ve üçüncü tarafları ilgilendirmediği vurgulanmıştır.

Türkiye Dışişleri Bakanlığının Açıklaması

Mısır, Yunanistan, GKRY, Fransa ve BAE Dışişleri Bakanlarının bugün Doğu Akdeniz ve Libya konusunda yayınladıkları ortak bildiri, takip ettikleri politikalarla bölgesel kaos ve istikrarsızlık peşinde koşan, halkların demokrasi ümitlerini darbeci diktatörlerin fütursuz saldırganlığına kurban etmekte beis görmeyen, ancak hesapları Türkiye tarafından bozulduğunda hezeyana kapılan bir grup ülkenin ikiyüzlüğünün ibretlik bir örneğidir.

Yunanistan ve GKRY’nin Doğu Akdeniz konusunda ülkemizle ve KKTC ile diyaloğa girmek yerine, konuyla ilgisiz bölge dışı aktörlerden medet ummaları, ancak mandacı ve sömürgeci bir mantığın eseri olabilir. Türkiye’nin uluslararası hukuk temelinde meşru menfaatlerini korumak amacıyla attığı adımların haksız ve hukuksuz gerekçelerle çarpıtılması asla kabul edilemez.

Aynı durum keza Mısır için de geçerlidir. Bu ülke yöneticileri kendi halkının menfaatlerini ve haklarını korumak yerine, bunlardan çoktan feragat etmeyi tercih etmiş gözükmektedir.

Doğu Akdeniz’le hiçbir alakası olmayan BAE’ni ise diğer ülkelerle bir araya getiren, Türkiye düşmanlığından başka bir şey değildir. Bu ülkenin hem bize, hem Libya’ya karşı sabıkası bellidir.

Barış Pınarı Harekâtımızla Suriye’de bir terör devletçiği kurma emellerine ağır bir darbe vurduğumuz Fransa’nın ise, bu ruh hali içinde Türkiye’ye karşı oluşturulan şer ittifakının hamiliğine soyunduğu anlaşılmaktadır.

Tüm bu ülkeleri aklıselime, uluslararası hukuka ve teamüllere uygun hareket etmeye davet ediyoruz.

Bölgemizde barış ve istikrar şer ittifakları ile değil, ancak samimi ve gerçek bir diyalog ve işbirliği ile tesis edilebilir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.