Hiçbir ayrım gözetmeden kapımızı ve gönlümüzü açtık ve birilerine rağmen bunu yaptık. BM hesaplamalarına göre bugüne kadar Suriyeli mülteciler için 37 milyar doları aşan harcama yaptık. Recep Tayyip Erdoğan, 2019, Mukogawa Kadın Üniversitesi, Japonya
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 10 Ocak 2025
İtalya Dışişleri Bakanlığı web sitesinde yapılan resmî açıklamaya göre Dışişleri Bakanı Antonio Tajani başkanlığında İtalya’da düzenlenecek olan Suriye toplantısına; İtalya, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya’nın yanı sıra Avrupa Birliği Dış İlişkiler Temsilcisi Kaja Kallas’ın katılacağı bildirilmiştir.
Yapılacak toplantıda beş dışişleri bakanının, Suriye’deki Geçiş Hükümeti’nin eylemlerini ve Ulusal Diyalog Konferansı ile fiili yetkililer tarafından ilan edilen yeni Anayasa taslağına ilişkin tutumunu değerlendireceği ifade edilmiştir.
İtalyan dışişleri Bakanı Tajani, Birleşmiş Milletler’in arabulucuğu ile uyumlu olarak, hükümetinin Suriye’de sosyal, dinsel ve siyasi hakları garanti altına alan barışçıl ve kapsayıcı bir geçişi sağlamak maksadıyla, beş ülke dışişleri bakanları arasında yakın koordinasyon ve işbirliğini sürdürmeye verdiği önemi vurgulayan bir açıklama yapmıştır.
Düzenlenecek toplantıda Bashar Assad rejimine uygulanan yaptırımların kaldırılması, Assad’ı devirerek iktidarı ele geçiren mevcut yetkililere sağlanacak ekonomik destek ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine olası dönüşleri gibi konuların değerlendirilecektir.
İtalya dışişleri bakanı hükümetinin Suriye’de başlayan yeni yönelime karşı açık bir tutuma sahip olduğunun altını çizerek; ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasının ve yeni yetkililerin bütün komşu ülkelere karşı ve bölgesel düzeyde yapıcı bir tutum sergilemesi gerektiğini de vurgulamıştır.
Margaret of Austria (1522-1586) ve adına yaptırılan ve şimdi otel olarak kullanılan beşlinin toplanacağı Villa madama.
Roma’da Villa Madama otelinde düzenlenecek toplantıya katılacak olan ve yakında görevini devredecek olan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de yaptığı açıklamada; barışçıl, kapsayıcı, Suriyelilerin liderliğinde ve Suriyelilere ait bir siyasi geçişi savunduğunu ifade etmiştir. Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde Fransa ve Almanya dışişleri bakanlarını Bay Al Shara ile görüşmek üzere Şam’a göndermiştir. Devrilmesi öncesinde Assad ile ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde Avrupa Birliği’ne baskı yapan İtalya’nın dışişleri bakanı da Fransız ve Alman mevkidaşlarını takip ederek geçtiğimiz günlerde Şam’ın yolunu tutmuştur.
Barkey Neler Diyor?
Council on Foreign Relations web sitesinde Henri J. Barkey tarafından kaleme alınan ‘‘What Role is Turkey Playing in Syria’s Civil War? – Türkiye, Suriye İç Savaşında Hangi Rolü Oynuyor?’’https://www.cfr.org/expert-brief/what-role-turkey-playing-syrias-civil-war başlıklı makalede; Türkiye’nin isyancıları destekleyen en önemli dış güç olduğu vurgulanmaktadır.
Makalede; coğrafi olarak Suriye’de isyancıların hâkim olduğu bölgeye komşu olduğu ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin, Suriye Devlet Başkanı Bashar al-Assad rejimine karşı 2011 Arap Baharı kalkışmasını desteklediği iddia edilmektedir. Barkey’in iddialarına göre Erdoğan, Suriye iç savaşı esnasında, zaman zaman çeşitli İslamcı grupları da desteklemiştir.
Önde gelen ve en önemli isyancı grup olan Ha’yat Tahrir al-Sham (HTS), İslami devlet Terör Örgütü’ne karşı savaşan, eski adı Al-Nusra Front (El Nusra Cephesi) olan cihatçı bir organizasyondur. Barkey’in iddialarına göre; HTS Assad rejimini devirdiği saldırı öncesinde, başta dronlar olmak üzere Türkiye’den silah yardımı almış olmasına rağmen, Türkiye’nin asıl vekili değildir ve HTS son yıllarda kendi silahlarını kendisi imal etmektedir.
Suriye Toplantısı, Ürdün, 14 Aralık 2024. Ürdün, Türkiye, ABD, BAE, Bahreyn, Fransa, Katar, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan ve Mısır’ın dışişleri bakanı düzeyinde katıldıkları toplantıda, Almanya, Birleşik Krallık, Arap Ligi, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler temsilcileri de hazır bulunmuştur.
Türkiye’nin isyancı gruplar içindeki müttefiki Suriye Milli Ordusudur (SNA – Syrian National Army) ve ismi içinde ‘‘millî’’ ifadesini içermesine rağmen tamamen bir Türk oluşumudur. İslami devlet Terör Örgütü’nün yenilgiye uğratılmasının ardından bugüne kadar geçen sürede Türkler, kuzey Suriye’de, Suriye Demokratik Güçleri (SDF – Syrian Democratic Forces) liderliğinde bir Suriye-Kürt oluşumunun ortaya çıkması konusunda çok daha endişelidirler. SDF bir Suriye oluşumu olmasına rağmen, kökleri Türk-Kürt direnişine kadar uzanmaktadır.
ABD, 2014 yılında İslami Devlet Terör Örgütü saldırılarının zirve yaptığı ve Irak, Suriye ve Iraklı Kürt güçlerin bu saldırılar karşısında başarısız olarak eriyip gittiği dönemde, SDF ile bir ortaklık kurmaya karar vermiş ve bu ittifak başarılı olmuştur. ABD, bugün dahi bölgede, SDF ile işbirliği içinde, İslami Devlet Terör Örgütü’nün yeniden dirilmesini engellemek maksadıyla, yaklaşık 900 kadar asker bulundurmaktadır.
Ruslar ve İranlılar, Lübnanlı vekilleri Hizbullah ile birlikte Suriye’nin en büyük askerî destekçisi ve Assad rejiminin iç savaşı başarıyla sürdürmesinde etkili olmuşlardır. Ruslar, Suriye’nin isyancıların kontrolündeki İdlib eyaletini hava kuvvetleriyle bombalamıştır. Ruslar, Assad’ın devrilmesine yönelik isyancı taarruzlarını yavaşlatmak maksadıyla da isyancıların yeni ele geçirdiği bölgeleri bombalamıştır.
Rusya’nın Suriye’deki ana üsleri, Alma Research and Education Center, Mayıs 2022
İran rejimi Assad’ın en önemli müttefiki olmuş, ona askerî danışmanlık ve silah yardımları sağlarken, Hizbullah’ı da deneyimli ve savaş görmüş savaşçılarını isyancılara karşı yönlendirmede yardımcı olmuştur.
Gelinen bu aşamada Assad’ın müttefiklerinin ne kadar fiziksel destek sağlayabilecekleri açık değildir. Rusya tamamen Ukrayna’daki savaş ile meşguldür, İran ve Hizbullah ise İsrail ile yaşanan son çatışmaların ardından iyice zayıflamış durumdadır.
Türkler muhtemelen HTS’nin saldırı hazırlıklarının farkındaydılar, ancak harekâtın planlaması ve zamanlamasının bir parçası olmaları mümkün görünmemektedir. Diğer birçok gözlemciler gibi Türkler de, isyancı muhaliflerin böylesine hızlı bir şekilde Assad rejimini devirmeleri karşısında şaşırmış olmalılar.
Halep’in düşmesi Ankara’da memnuniyetle karşılanmıştır. Yıllarca Assad’a çıkışan ve onu azarlayan Erdoğan, politikayı tersine çevirme ve Şam ile yeniden ilişki kurma zamanının geldiğine karar vermişken, cesaretlenen Assad Erdoğan’ı görmezden gelmeyi seçmiştir.
Halep’in düşmesi beş yıl önce Türkiye’de büyük bir sevinçle karşılanması beklenirken, HTS’nin cihatçı eğilimi ve kendi başına hareket etme arzusu Türkiye’yi endişelendirmelidir.
Ankara’nın isyancıları kontrol edememe olasılığının yanı sıra, HTS’nin politikasıyla tetiklenen yeni bir mülteci akınıyla karşılaşma riski de bulunmaktadır. Türkiye açısından bakıldığında olasılıklar çekici görünmemektedir.
Türkiye Belediyeler Birliği
Bu arada; Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, TBB olarak Şam’a gitmek için başvuruda bulunduklarını ve yakın zamanda teknik ve bürokratik bir ekibin Şam’a gideceğini açıklamıştır.
İmamoğlu açıklamasında; Türkiye’nin Suriye’nin yeniden yapılanmasında mutlaka bir lokomotif görevi üstlenmesi gerektiğini ve Suriye şehirlerinin her birinin kendi ruhuna uygun şekilde inşa edilmesini gerektiğini ifade etmiştir.