savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,2414
EURO
36,9664
ALTIN
2.933,70
BIST
8.855,03
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
16°C
Ankara
16°C
Açık
Cuma Açık
14°C
Cumartesi Çok Bulutlu
13°C
Pazar Az Bulutlu
14°C
Pazartesi Az Bulutlu
12°C

Bir Kadının Feryadı

Bir Kadının Feryadı
A+
A-

 

Bir Kadının Feryadı

 

İtalya bu virüsü durdurmak zorundadır. Yoksa bütün Avrupa’ya yayılması kaçınılmazdır.

 

 Yazan: Christina Higgins, Facebook, 10 Mart 2020

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 13 Mart 2020

 

Korona virüsü ne kadar ciddiye almamız gerektiği konusunda kamuoyu ikiye bölünmüş durumdadır. Bazıları virüse karşı tam bir pandemi gibi davranırken bazıları ise aslında sadece basit bir soğuk algınlığı veya grip olan bir hastalığı haddinden fazla önemsediğimizi düşünmektedir.

Bütün vatandaşların evlerine hapsolduğu İtalya’da yaşayan bir kadının Facebook’ta paylaştığı; diğer Avrupa ülkeleri ve Birleşik Devletleri virüsü daha çok ciddiye almaları yönünde uyaran yazısı, bütün dünyada milyonlarca insan tarafından okunmuş durumdadır.

İtalya’nın korona virüsünün merkezi olan Bergamo kentinde yaşayan Christina Higgins, 10 Mart 2020 tarihinde paylaştığı yazısında; Birleşik Devletler medyasının olanların ciddiyetini kavrayamadığını ifade etmektedir.

Higgins’in yazısında ifade ettikleri, bazılarının sadece belirli şartlardaki yaşlıları etkileyen bir grip olarak gördüğü korona virüs hakkındaki düşünceyi tamamen ortadan kaldırmıştır. Higgins yazısında ilk olarak korona virüsünün insanların gerçekten hastalanmasına neden olduğunu ve artık kapasiteleri dolan yoğun bakım ünitelerinde haftalarca kalmak zorunda bıraktığını dile getirmiştir. Higgins ayrıca hastanelerin giderek daha genç insanların da hastalık nedeniyle hastanelere geldiği yönündeki haberlere dikkat çekmiştir.

Higgins ikinci olarak da virüsün iki haftalık bir kuluçka süresi olduğunu ve bunun da hastalığa yakalananların, hastalığın böylesine hızla yayılmasının nedenlerinden bir tanesi olan, semptomları gösterdiklerini asla bilemeyeceklerini ifade etmiştir.

Hong Kong’da okulların süratle kapatılması ve uygulanan karantina tedbirleri ile toplumun güçlü ve duyarlı tepkisi sonucu virüsün yayılması engellenmiştir.

Higgins’in son mesajı ise bütün yapılanların haddinden fazla aşırı olduğunu düşünenlere olmuştur. Bütün İtalyan vatandaşlarının evlerine hapsolmasının bir hafta önce kimsenin aklından bile geçmediğini dile getiren Higgins, yakında bir seçenek olmayacağını ve yapılabilecek her şeyin derhal yapılması gerektiğini vurgulamıştır.

BBC’nin son haberlerine göre İtalya’da virüsten etkilenen insan sayısı 10,000, hayatını kaybeden insan sayısı ise 631’dir.ulunmuştur.

Bergamo Belediye başkanı Giorgi Gori de yaptığı açıklamada bütün vatandaşların evlerinde kalmalarını, iş faaliyetlerinin durmasını istediğini ve bütün alışveriş merkezlerinin iki haftalığına kapanması çağrısında bulunmuştur. Gori açıklamasında; virüsün yayılmasının ancak bu şekilde durdurulabileceğine ve bütün sağlık sisteminin çökmesinin engellenebileceğine inandıklarını ifade etmiştir.

Aşağıda İtalya’nın Bergamo kentinde hayatını sürdüren Christina Higgins’in kaleme aldığı ve Facebook ile Linkedin sosyal medya hesaplarında paylaştığı, kısa sürede milyonlarca insan tarafından okunan yazıyı okuyabilirsiniz.

Size İtalya’dan, korona virüsün merkezi olan Bergamo’dan yazıyorum. Birleşik Devletler medyası burada olanların ciddiyetini anlamadı. Bu yazıyı yazmamın nedeni her biriniz, bugün, hükümet değil, okul müdürü, belediye başkanı değil, her bir vatandaş bugün hemen ülkenizin gerçeğinin İtalya’daki hale gelmesini geciktirecek tedbirleri alma şansının olmasıdır. Bu virüsü durdurmanın tek yolu yayılmayı sınırlandırmaktır. Ve yayılmayı sınırlandırmanın tek yolu da milyonlarca insanın davranışlarını bugünden itibaren değiştirmesidir.

Eğer Avrupa’da veya Birleşik Devletler’de iseniz bugün burada içinde bulunduğumuz noktadan sadece birkaç hafta kadar uzaksınız.

‘‘Bu sadece bir grip vakasıdır. Sadece belirli durumlardaki yaşlı insanları etkiliyor’’ dediğinizi duyar gibiyim.

Korona virüsün İtalya’yı dize getirmesinin iki tane nedeni var. Bunlardan birincisi insanların gerçekten hastalandıklarında haftalarca yoğun bakım ünitesine ihtiyacı olmaları, ikincisi de ne kadar hızlı ve etkili bir şekilde yayılmasıdır. İki hafta süren bir kuluçka dönemi vardır ve virüsün bulaştığı birçok insanda semptomlar asla görünmemektedir.

Başbakan Conte dün gece bütün ülkenin, 60 milyon insanın evlerine hapsolabileceğini açıkladığında kafama en çok dank eden; ‘‘artık kaybedecek zaman kalmadığı’’ oldu. Çünkü açık ve net olmak gerekirse; bu ulusça evlere hapsolma bir Kutsal Meryem duasıyla üstesinden gelinebilecek bir olay değil. Başbakanın kastettiği; yayılma hızı rakamlarının düşmeye başlamaması durumunda sistemin, İtalya’nın tamamen çökeceğidir.

Neden? Bugün Lombardy kentindeki bütün yoğun bakım üniteleri tam kapasiteyle hatta kapasitelerinin üstünde çalışmaktadır. Yoğun bakım ünitelerini artık hastanelerin koridorlarına koymaya başladılar. Eğer rakamlar aşağıya düşmezse yayılmanın büyüme oranı bize, virüsten etkilenen binlerce insanın bir (?) veya iki hafta (?) içinde tedaviye ihtiyaçları olacağını söylüyor. 100 veya 1.000 insan hastaneye ihtiyaç duyduğunda ve geride sadece birkaç yoğun bakım ünitesi kaldığında ne olacak?

Pazartesi günü bir doktor, hastalar acil servise geldiklerinde, tıpkı savaşta yapıldığı gibi, içlerinden hangilerinin yaşayacağına ve hangilerinin öleceğine karar vermeye başladıklarını yazdı. Bu durum giderek daha da kötüleşecektir.

Sınırlı sayıda doktor, hemşire ve tıbbi personel mevcut ve onlara da virüs bulaşmaktadır. Sağlık personeli bunun yanı sıra durmaksızın, günlerce hiç ara vermeden çalışmaktadır. Doktorlar, hemşireler ve tıbbi personel hastalara bakamayacak duruma geldiklerinde, yardım etmek için artık orada olmadıklarında ne olacak?

Ve son sözüm bunun sadece yaşlı insanlara olduğunu söyleyenlere, dünden itibaren başlamak üzere hastaneler; 40, 45, 18 yaşlarında giderek daha genç insanların da tedavi için hastanelere gelmeye başladığını bildirdiler.

Fark yaratmak ve bu virüsün ülkenizde yayılmasını durdurmak için bir şansınız var. Bütün ofistekilerin evden çalışması için baskı yapın, doğum günü partilerini ve diğer bütün toplantıları iptal edin, mümkün olabildiğince evlerinizde kalın. Eğer ateşiniz var ise, ne kadar az olursa olsun kesinlikle evinizde kalın. Okulların kapanması için baskı yapın, hemen şimdi. Yayılmayı durdurmak için ne yapabilirseniz yapın, çünkü bulunduğunuz ortamda yayılıyor, iki hafta süren bir kuluçka dönemi var ve eğer bunları şimdi yerine getirirseniz medikal sisteminize ihtiyaç duyduğu zamanı kazandırabilirsiniz.

Okulları kapatmanın ve diğer bütün şeylerin yapılmasının imkânsız olduğunu söyleyenlere de bir sözüm var; bütün İtalya’nın evlerine hapsolması bir hafta öncesine kadar kimsenin aklından dahi geçmiyordu.

Çok yakında hiçbir seçeneğiniz olmayacak, onun için şimdiden yapabileceklerinizi yapın.

Lütfen bu yazıyı paylaşınız.

Christina Higgins

Hasta sayısındaki ani artışlara DİKKAT!

Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. Sanırım söylemeye gerek yok, fakat yazıda ifade edilen ve ileri sürülenler Sayın Christina Higgins’e aittir. Yazının çevrilerek paylaşılmasının nedeni İngilizce bilmeyen sayın okurların da bilgiye ulaşma haklarına duyulan saygıdır.

Türkiye Gazetesi web sitesinde yayımlanan bir habere göre Türkiye’de 3,400 civarında yoğun bakım ünitesi, yaklaşık 42,000 yoğun bakım yatağı, 400 de, yoğun bakım uzmanı bulunmaktadır. Bu rakamla Avrupa şampiyonu olduğumuz vurgulanan yazıda; Almanya’da 100,000 kişiye düşen yoğun bakım yatağı sayısının 29, Portekiz’de 5, Türkiye’de ise 43 olduğu da ifade edilmektedir.

 

Ülkemizde yoğun bakım yatak sayısı 2017 yılına göre %5 artış göstererek 38 bin 098’e ulaşmıştır. Erişkin yoğun bakım yatak sayısı 2017 yılında 22,728’den 2018 yılında 24,071’e, çocuk yoğun bakım yatak sayısı 1,526’dan 1,625’e, yeni doğan yoğun bakım yatak sayısı ise 11,986’dan 12,402’ye yükselmiştir. Sağlık Bakanlığı yoğun bakım yataklarının, tüm yoğun bakım yatakları içerisindeki payı %42 olmuştur.

Korona virüsünün alınacak tedbirlerden daha güçlü olmadığını ifade eden bakan ve bütün sağlık çalışanlarına virüse karşı yapacakları hayat kurtarma mücadelelerinde başarılar diliyorum.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.