Yazar: Fatih Bengi, Sun Savunma Net
Suriye’de bir ay süre ile ‘‘insani ateşkes’’ ilan edilmesini öngören tasarı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde oy birliği ile kabul edilmiştir. 72 saat içinde uygulanmaya başlayacak olan karar, Suriye’nin tüm bölgelerinde ateşkes ilan edilmesini öngörmektedir. Karar kapsamında, Suriye rejiminin yoğun saldırı altında tuttuğu Doğu Guta bölgesine de 48 saat içinde insani yardım ulaştırılmaya başlanacaktır.
Suriye’de ateşkes kararının ardından Türkiye’nin Afrin operasyonu etkilenecek mi tartışması başladı. Oylama sonrası Rusya ve Kuveyt’in Birleşmiş Milletler daimi temsilcilerinden, ateşkesin Afrin operasyonunu da kapsaması gerektiği yönünde açıklamalar geldi. Ancak Türk yetkililer aynı görüşte değil.
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, oylama sonrası yaptığı konuşmada, ateşkesin ‘‘tüm ülke genelinde derhal uygulanmaya başlaması’’ çağrısında bulunmuştur. Suriye rejiminin ve destekçilerinin, Doğu Guta’daki bombardımanı durdurması ve insani yardım girişine bir an önce izin vermesinin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Haley, ”Bu krize müdahale etmekte çok geciktik” ifadelerini kullanmıştır.
Kararın kabul edilmesindeki gecikmeden Rusya’yı sorumlu tutan Haley, ‘‘Bu kararı kabul etmek için geçen üç günde kaç anne bombardımanda çocuklarını kaybetti, çocukların cesetlerini tutan kaç baba daha görmek zorunda kaldık’’ ifadelerini kullanmıştır.
Kararın kabul edilmesi için günler süren görüşmeler sonrasında ‘‘sadece birkaç kelime ve virgülün yerinin değiştiğine’’ ve bu sürede onlarca kişinin hayatının kurtarılabileceğine işaret eden Haley, ‘‘Suriyeliler, Moskova’dan talimat beklerken ölmemeli’’ şeklinde konuşmuş, sanki Ortadoğu’da, Afganistan’da binlerce insanın ölmesinde, yersiz yurtsuz kalmasında ülkesinin hiç suçu yokmuş gibi Rusya’yı suçlamıştır.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise kararın alınması sonrası yaptığı açıklamada; ateşkesin ‘‘derhal’’ yürürlüğe girmesinin talep edildiğini, ancak bunun ‘‘uygulanabilir’’ ve ‘‘mümkün olmadığını’’ düşündükleri için karar üzerinde uzlaşının uzun sürdüğünü ifade etmiştir. Nebenzia, BMGK’de kabul edilen kararın ‘‘sübjektif yorumlanmasına’’ ise müsaade etmeyeceklerini vurgulamıştır.
Öte yandan, BMGK’de alınan ateşkes kararının Afrin’deki operasyonları etkileyemeyeceğini vurgulayan Türk yetkililer, ‘‘Çatışan taraf değiliz, operasyon teröre karşı’’ açıklamasında bulunmuştur.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasili Nebenzia ise, BMGK tarafından oy birliği ile kabul edilen 30 gün süreli ateşkes kararının tüm Suriye’yi kapsadığını söylemiştir. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Nebenzia, Rudaw’ın New York Temsilcisinin ateşkesin Afrin’i de kapsayıp kapsamadığı yönündeki sorusuna, ‘‘Evet, bütün Suriye’yi kapsıyor’’ yanıtını vermiştir.
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar El Caferi de BMGK’nin yeni kararının, ‘‘Afrin, ABD güçlerince işgal edilen topraklar ve işgal altındaki Golan Tepeleri’’ dâhil, Suriye’nin tümünde uygulanması gerektiğini ifade etmiştir.
9-10 Şubat’ta “pişirilen” Suriye’de bir ay süreli insani ateşkes kararı oldukça kritiktir. Kararın kaleme alındığı süre zarfında, Putin’in veto etmemesi için iknaya uğraşıldığı anlaşılmaktadır. Putin BMGK’de baskılara maruz kalırken, Erdoğan ve Esad’a Afrin için ‘‘mutabakat sağlayın’’ demiş, uluslararası kamuoyu da Türkiye’nin haklılığını bir kenara bırakarak, Türkiye’ye defalarca çağrıda bulunarak, ‘‘Afrin harekâtını durdurun’’ demiştir. Almanya Şansölyesi Merkel ve bilhassa Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye’yi durdurmak için Rusya Devlet Başkanı Putin’e ricacı olmuş, özel mektup ve temsilciler göndermişlerdir. Putin Türkiye’ye doğrudan dur diyememiştir.
Suriye, BMGK kararı henüz ortada yokken Afrin’e yardım konvoyları çıkartmış, Suriye-Esad konvoylarına Rus askerî tarafından koruma-kollama yapılmış, Putin hazır BMGK kararı pişirilirken fırsattan istifade ederek Esad’a biraz meşruiyet kazandırmak istemiştir.
Türkiye Afrin harekâtının her safhasında, uluslararası meşruiyet ve müdahale hukukuna uygun hareket ettiğini ifade etmiştir. Zeytin dalı harekâtı Birleşmiş Milletlerin 51. maddesi kapsamında yapılan bir terörle mücadele operasyonudur. Normal olarak BMGK’nin aldığı karar Afrin operasyonunu kapsamaz. Ancak kararın ‘‘Suriye kapsamında’’ çıkması, Amerika ve Rusya temsilcilerinin kararın Afrin’i de kapsadığını ifade etmesi sıkıntılı, kafaları karıştıran bir durumdur. PYD ve malum ülkeler bunu kullanabilirler.
BMGK kararıyla Afrin harekâtını durdurmamız istenirse ve hükümet bunu reddederek harekâta devam ederse, sırasıyla ABD ve Fransa, Türkiye’nin sahada ilk karşılaşacağı ülkeler olacaktır. Ateşkesi ihlal edebilecek TSK karşısında, önümüzdeki günlerde Rusya’yı ise diplomasi yoluyla Türkiye’yi ikna edici aktör olarak görebiliriz. Rusya içinde, Lavrov ve ekibinin de ateşkesi ihlal edebilecek Türkiye’ye karşı sertleşebileceğini söyleyebiliriz.
Kısaca ifade etmek gerekirse; BMGK kararı kullanılarak Türkiye’ye karşı bir oyun sahnelenmektedir. Afrin harekâtı esnasında görüldüğü üzere; Batı dünyası, Arap ülkeleri, Suriye konusunda ittifak içinde olduğumuz Rusya ve İran dahi bu harekâta karşıdırlar. Yani sahada ‘‘yalnız kalmış’’ görülüyoruz. Bu gelişmeler karşısında ordumuz, siyaset kurumumuz ve diplomasimiz sakin ve sabırlı olmalı, gelişmeleri yakından izlemeli, aleyhimize oluşabilecek gelişmelere karşı da son derece hazırlıklı bir şekilde hareket tarzları ve diplomasi geliştirmelidir.