Ercan Caner, Sun Savunma Net, 10 Ağustos 2019
1998 yılında Kuzey Denizine düşen bir uçakta bulunan 55 kişinin hayatlarını kaybetmesi uygun olmayan yedek parçaların önemini ortaya çıkarır. Olayın nedeninin uygun olmayan parçaların arıza yapması sonrasında kuyruk dikey istikamet dümeninin koparak uçaktan ayrılması olduğuna inanılmaktadır. Aynı yıl DC-10 modeli bir uçak Chicago’da yere çakılır, problemin nedeni yine BOGUS parçadır. Uçağın motorunu kanatlara tutturan cıvatalar gevşemiştir. Havacılık endüstrisi yavaş yavaş sahte parçaların uçuş emniyeti açısından yarattığı ciddi problemi anlamaya başlamıştır.
Şüpheli onaylanmamış veya BOGUS parçalar uçuşa elverişli kabul edilmemesi gereken parçalardır. Bu nedenle hava araçları üzerine takılmaları uygun değildir. BOGUS parçaların tasarımı, üretimi veya dağıtımı havacılık düzenlemeleri ile çatışmaktadır. Bunun anlamı ise BOGUS parçanın onaylı bir tasarıma sahip olmadığı, onaylanmış bir üretici tarafından imal edilmediği, onaylanmamış bir dağıtıcı tarafından sisteme sokulduğu ve büyük olasılıkla da hurdaya ayrılmış bir hava aracından sökülmüş olduğudur.
Peki, uçuş emniyetini direkt olarak etkileyen, yolcular ve mürettebatın hayatlarını tehlikeye sokan BOGUS parçalar havacılık endüstrisine neden ve nasıl girerler?
Bunun ilk nedeni suçluların çok pahalı olan havacılık yedek parçalarının sahtelerini piyasaya sürerek çok para kazanma hırslarıdır. Suçlular, maliyeti sadece 1 ABD doları olan bir parçayı çok rahatlıkla 100 ABD dolarına satarak fahiş kârlar elde edebilirler.
Bazen üreticiler ihtiyaçtan fazla yedek parça üretirler ve satamadıkları yedek parçaları uygun kalite kontrol işlemlerinden geçmeden yedek parça satıcıları ve son kullanıcılara satarlar.
Hava araçları üzerinde kullanılan milyonlarca parça bulunmaktadır, bazen kullanıcılar insan hatasından kaynaklanan nedenlerle yedek parçaların takip ve kontrolünü uygun şekilde yapmayabilirler.
Son kullanıcıların yedek parçaları envantere almadan önce yaptıkları ilk/fonksiyon muayeneleri yeterli değildir. Fonksiyon muayenelerini yapan personel eğitimsizdir ve yaptığı işin öneminin farkında dahi değildir.
Fonksiyon muayenelerini yapan bakım kademeleri yeterli ve modern muayene sistemlerine sahip değildir. Sahtekârlar tarafından imal edilen veya hurdaya ayrılan hava araçları üzerinden sökülen parçalar, allanıp pullanarak piyasaya sürülür ve nitelikli fonksiyon muayene personeli ve uygun kontrol sistemlerine sahip olmayan bakım kademeleri tarafından kabul edilirler.
Hava aracı parçaları çok pahalıdır, tedarik makamları orijinal üreticiden yeni ve pahalı yedek parça temin etme yerine yedek parça satıcılarından kullanılmış/ikinci el parça almayı tercih ederler, bu da hava aracı kaza kırımlarına davet anlamına gelmektedir.
Birleşik Devletler Federal Havacılık Kurulu (FAA – Federal Aviation Administration) 1973 ile 1993 yılları arasında BOGUS parçaların neden olduğu hava aracı kaza ve ciddi havacılık olay sayısını 166 olarak tahmin etmektedir. Birleşik Devletlerde BOGUS parça işine bulaşan bir suçlu en az 5 yıl hapis ve 250.000 ABD doları para cezası istemiyle yargılanmaktadır.
1995 yılında American Airlines şirketine ait bir yolcu uçağı Kolombiya’da dağa çarpar ve uçakta bulunan 155 yolcudan 151’i ve 8 kişilik mürettebatın hepsi hayatını kaybeder. Kazanın nedeni seyrüsefer/yaklaşma sistemindeki bir problemden ve pilotların hava aracı konumunu teyit etmemeleridir. Nitekim kaza kırım soruşturması sonucunda American Airlines %75, Honeywell %17 ve Jeppesen de %8 oranında kusurlu bulunur. Kaza kırım soruşturmasında elde edilen bir bulgu daha vardır; kaderi kötü Boeing uçağı üzerindeki 523 adet parça ikinci el pazarından satın alınmıştır.
Gözünü para hırsı bürümüş sahtekârlar ve suçlulara karşı uygun tedbirler alınmaz ise özellikle uçuş emniyetini direkt olarak etkileyen BOGUS parçaların hava araçlarına takılması önlenemeyecek ve insanlar hayatlarını kaybetmeye devam edecektir.
İnsan hayatı çok önemlidir ve havacılık da ciddi bir iştir. BOGUS parçaların hava araçlarına takılmasını engellemek ise öncelikle tedarik makamları ve fonksiyon muayenelerini yapan organizasyonların sorumluluğudur.
Bütün uçuculara emniyetli uçuşlar dilerim…