<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
Bu hafta iğnelerin yerine bir bilmece sunuyorum.
Bakalım aşağıda bazı özelliklerini sunduğum şahsı tanıyabilecek misiniz?
Bilmek zor çünkü yüzlerce ipucundan bazılarını verebiliyorum…
Aksi olursa kendisine hırsız denilmesini bile istemiştir.
Dünyadaki emsalleri arasında en az varlıklıların başında gelmektedir.
Oğlunun askerlik yapamayacağı bağımsız tabiplerce raporlanmıştır.
Damadının bakan olması tamamen yetenekleriyle bağlantılıdır;
Damadın olgun davranışları ve ekonomide ülkeyi her ay daha iyiye götüren başarıları en iyi kanıttır.
Emeklilerin ikramiyesi az artırılınca, üzüntülü bir yüzle, ” Daha çok olmalıydı” demiştir.
NATO’nun Libya’ya müdahalesini doğru bulmadığı için uçaklarımızı göndermemiştir.
Türk yargısının tutukladığı ABD’li rahibi ve Alman gazeteciyi devlet başkanlarının baskısına rağmen görevde olduğu süre içinde iade ettirmemiştir.
Arap şeyhinin ülkemizde cinayet işlemesine göz yummamıştır.
15 Temmuz darbesinde rolü olan Arap ülkesi ile diplomatik ilişkiyi kesmiştir.
Büyük diktatör Putin bile onun karşısında put gibi durur. Kapıda beklemesin diye bahçede karşılamıştır.
Başta beşli çete denen ballı ihale zenginlerine döneminde göz açtırmamış, ballı garantiler verilmesini, vergi borçlarının silinmesini önlemiştir.
Merkez bankasından yok olan milyarlarca doların bulunması için gece gündüz çalışarak yerine konmasını sağlamış, sorumluların anasını ağlatmıştır.
Köhnemiş, küçücük bir köşkten koca ülkeyi yönetmektedir, sarayları sadece çalışanlar ve halk için yaptırmıştır.
Deniz Feneri davasında; baş hırsıza bir türlü yaklaşamadıkları için yargıçları görevden aldırmıştır.
17-25 Aralık olaylarında yolsuzluğa bulaşan bakanların yüce divanda yargılanması için çok uğraşmış ancak meclisin kararına saygı duyduğundan sessiz kalmıştır.
Bazı belediye başkanlarını görevden alarak vurgunlarına son vermiş ancak yargılatmaya gücü yetmemiştir.
Evindeki paraların kaçırılması konusunda oğlu ile yaptığı konuşmaların montaj olduğu bağımsız yargı eliyle kanıtlanmış, aklanmıştır.
Soruşturmayı yürütenlerin cezalandırılmasına çok üzülmüştür.
Rakiplerinin inancını söz konusu etmez.
Hatalarında dine sığınmaz.
Beğenmediği kararlarda bile yüksek yargı organlarına laf etmemiş, ettirmemiştir.
Hiçbir olayda “bağımsız yargı önünde hesap vereceklerdir” gibi son derece doğru bir yaklaşımla adres göstererek yargıya talimat vermemiştir.
“Turpun büyüğü heybede” gibi, olayları bildiği ve yönlendirdiği algısını yaratacak açıklamalardan kaçınmıştır.
Hiçbir davada kendini savcı yerine koyacak kadar işin içine girmemiştir.
Devlet sırlarının açığa çıkmasını istemediği için kozmik odaya girilmesini bizzat önlemiştir.
Devletin genelkurmay başkanının teröristlerin gizli tanıklığı ile yargılanmasına ve ceza almasına göz yummamıştır.
Son derece nazik bir İstanbul beyefendisidir. Ağzından bir devlet adamına yakışmayacak tek kötü kelime çıkmaz.
Güzel Türkçemizi akıcı bir şekilde, yabancı kelime karıştırmadan kullanmaya özen göstererek vatandaşlara örnek olur.
Sanata ve sanatçılara saygı duyar.
Hoşuna gitmeyen heykele tükürmez.
Okuduğu binlerce kitap-makaleden, izlediği eserlerden örnekler vererek halkı aydınlatır, yol gösterir.
Halka açıklama sözü verdiği bilgi ve belgeleri zamanından bile önce ortaya koymuştur. (Türbanlı bacının üstüne işeme görüntüleri çarpıcı, unutulmaz örnektir.)
Mülakata karşı olmamasına karşın söz verdiği için kaldırtmıştır.
Bilin bakalım dört dörtlük bu devlet adamı hangi şanslı ülkenin lideridir, kimdir?..
Yanıtlarınızı bekliyorum…
Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE