Pyongyang, ABD tarafından rüşvet verilen ve Güney Kore istihbaratı ile bağlantıları olan bir Kuzey Kore vatandaşının liderlerini öldüreceğini iddia etti.
Yazarlar: Ewen MacAskill ve Justin McCurry, The Guardian, 5 Mayıs 2017
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 5 Mayıs 2017
Kuzey Kore, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatını (CIA), lideri Kim Jong-un’u başkent Pyongyang’da düzenlenecek halka açık bir tören esnasında, belirlenemeyen biyokimyasal bir maddeyle öldürmeye teşebbüs etmekle suçlamıştır.
Kuzey Kore devlet bakanlığı yayınladığı açıklamada, ABD istihbarat ajansının, sadece isminin Kim olduğu belirtilen bir Kuzey Kore vatandaşına suikastı gerçekleştirmek üzere rüşvet verdiğini ifade etmiştir. Yapılan açıklamada muhtemel suikastın, Kim Jong-un’un babası ve ülkenin kurucusu olan büyükbabasının mezarlarının bulunduğu anıt mezarda veya askeri bir geçit töreni esnasında planlandığı ifade edilmiştir.
Suçlama, Kuzey Kore’nin kontrolsüz nükleer programı hakkında artan gerilimin ortasında, Pyongyang rejiminin Trump yönetimi ile arasındaki gerilimin giderek artan savaşçı söylemleri ile yükseldiği bir döneme denk gelmiştir.
Diğer Kuzey Kore iddiaları gibi CIA’nin Kim Jong-un’u suikastla öldürme planının doğruluğunu da teyit etmek mümkün değildir. Rejim hakkındaki medya raporları, devlet propaganda makinesi tarafından çok sıkı bir şekilde kontrol edilmekte ve genellikle sadece liderin ününü parlatmak için tasarlanmaktadır.
Aynı şekilde, ülke içinde halk desteği sağlamak maksadıyla; Kuzey Kore liderini öldürmeyi planlayan ve ülkenin varlığını tehdit eden dış güçlerin varlığını ileri sürmek, sık sık başvurulan eskiden kalma bir taktiktir.
Merkezi İstihbarat Teşkilatının, politik liderleri gizli suikastlarla öldürmesi dünya çapında ün kazanmış olsa da CIA bu tür operasyonları 1970’li yıllarda yapılan bir Senato soruşturması sonucunda, o güne kadar uygulanan suikastların boyutları ve zarar verici oldukları ortaya çıktıktan sonra bırakmak zorunda kalmıştır.
Kuzey Kore bakanının açıklamasında; ‘‘Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti tarafından geçenlerde ortaya çıkarılan ve ezilen bu iğrenç suç, sadece ülkemize karşı değil, insanlığın adalet ve vicdanı ile geleceğini de yok etmeye yönelik bir suçtur’’ ifadelerini kullanmıştır.
Bakan açıklamalarını; ‘‘radyoaktif ve nano zehirli madde içeren biyokimyasal maddelerin bir suikastta kullanılması, hedefe yaklaşma ve erişimi gerektirmeyen en iyi suikast yöntemidir’’ şeklinde sürdürmüştür.
Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre; bir ‘‘insan pisliği’’ olarak tanımlanan suikastçı Kim’e, en az 740.000 ABD doları para, uydu alıcı vericisi ve suikast için gerekli olan diğer malzemeler ve donanım sağlanmıştır.
Suikastçı Kim’in Güney Kore istihbarat personeli ve Qingdao Nazca Trade şirketinden Çin ismi gibi görülen Xu Guanghai adlı biri ile bağlantıları bulunmaktadır.
Bakanlığın yaptığı açıklamada planlanan suikastın nasıl ortaya çıkarıldığı veya Kim’in başına gelenler belirtilmemiştir. Fakat dâhili bir tasfiyenin potansiyel işareti olarak, bakanlığın teröristleri ortaya çıkaracağı ve imha edeceği ifade edilmiştir.
Kuzey Kore lideri ve rahmetli babası aleyhinde bugüne kadar birçok suikast girişimi olduğu rapor edilmiştir, fakat batılı analizciler ve istihbarat yetkilileri bunların çoğunu ülke içinden muhalif askerler ve diğer yetkililere bağlamaktadırlar.
Mevcut gerilim göz önüne alındığında Pyongyang, suikast girişiminin tamamen bir iç komplo olduğunu kabul etmek yerine Washington’u suçlamayı tercih etmiş olabilir.
Suikastları azaltmasına rağmen ABD, suikastın adını değiştirerek cinayetlerine devam etmiş ve 1970 yılından itibaren rahmetli Libya Lideri Muammar Gaddafi ve rahmetli Irak Başkanı Saddam Hussein gibi liderlere yönelmiştir.
ABD’nin elinde artık, rahmetli Küba Lideri Fidel Castro’ya gönderdiği keskin nişancılar ve patlayan purolardan çok daha gelişmiş suikast silahları bulunmaktadır. Sayısal çağ insanları gizli ve örtülü bir şekilde öldürme alternatiflerinin sayısını artırmıştır. WikiLeaks tarafından, bu yılın başlarında ortaya çıkarılan bir CIA belgesi, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının araçların işletim sistemlerine nüfuz edebilme çabası içinde olduğunu göstermiştir.
Kim hanedanını çevreleyen Kuzey Kore’deki efsane; ülkenin Güney Kore ve batılı müttefiklerine karşı ekonomik, politik ve askeri üstünlüğü üzerine odaklanmıştır.
Suikast girişimini engellediğini iddia etmesi, Kuzey Kore’nin yenilmezlik havalarına katkı sağlayabilir, bununla birlikte dış dünya tarafından apaçık bir yalan olarak görülmektedir. İlave olarak, son haftalarda Pyongyang, nükleer harp başlıklı uzun menzilli balistik füze programını haklı çıkarmak için ABD’yi mütecaviz olarak nitelendirmiştir.
Güney Kore başkanlık seçiminin birkaç gün öncesinde ortaya atılan böylesine dramatik bir iddia, ABD füze savunma sisteminin Güney Kore’ye gönderilmesinden günler sonra Seoul ve Washington arasına, bir nifak sokma girişimi olarak görülebilir.
9 Mayıs 2017 günü yapılacak başkanlık seçimlerini kazanacağı öngörülen liberal ve eski insan hakları avukatı Moon-Jae-in, başkanlık seçimini kazanması durumunda füzesavar sisteminin kullanılmasını tekrar gözden geçirme sözü vermiştir. Geçen hafta, Moon’un dış politika danışmanı Guardian’a verdiği demeçte; Trump’ın Beyaz Sarayı ile çalışabileceğini belirtmiş fakat ABD yönetimlerinin ezelden karşı olduğu, Pyongyang ile koşulsuz görüşmelere de açık olduğu mesajını vermiştir.
Suikast komplosunda kimyasal maddelerin olduğunu iddia etmek, Kuzey Kore yönetiminin ayrı bir kurnazlığıdır, Şubat 2017 ayında Kim’in üvey kardeşi Kim Jong-nam, Kuala Lumpur havaalanında yüksek oranda zehir içeren VX sinir gazı kullanılarak öldürülmüş ve cinayeti Kuzey Koreli ajanların işlediği iddia edilmiştir.
Çevirenin Notları: yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazarların düşüncelerini yansıtmaktadır. Yazının orijinaline aşağıdaki link vasıtasıyla erişebilirsiniz.
http://sunsavunma.net/savunma/kuzey-kore-topyekun-savasa-hazir/