Riskler Neler?
Araştırmacılar; uzman olmayanlar ve bazen de bizzat öğrencilerin kendileri tarafından yapılan burun çubuğu testleri nedeniyle milyonlarca çocuğun beyin hasarı riski altında olduğu uyarısında bulunmaktadır.
Alliance for Natural Health International
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 26 Mart 2021
Geçtiğimiz aylarda ülke genelinde uygulamaya koyulan kısıtlamaların acı veren bir şekilde yavaşlatılmasının ilk adımı olarak, Birleşik Krallık’ta çocuklar okullarına geri döndüler. Bu geri dönüş çocukların düzenli olarak COVID-19 testleri yapması ve artık sınıfların yanı sıra, okulların ortak alanlarında da zorunlu maske takılması şartına bağlıdır. Bu uygulamaların tamamının; çocukların sağlıkları ve refahlarının yanı sıra, vergi verenlerin ceplerinden çıkacak olan 78 milyon pound kadar bir maliyeti bulunmaktadır.
Bütün bu kısıtlamalar acaba gerçekten gerekli midir? Londra Kraliyet Koleji Enfeksiyon Hastalıkları Bölümünden araştırmacılar, okullarda görülen aşırı düşük SARS-CoV-2 yayılma oranları nedeniyle, uygulanan kısıtlamaların gereksiz olduklarını ileri sürmektedirler.
Çocuklar – Beyninizi karıştırmaktan hoşlanıyor musunuz?
Bazı insanlar haklı olarak, PCR (Polymerase Chain Reaction – Polimeraz Zincir Reaksiyonu)[i] testlerinde kullanılan burun çubuklarının, çocuklar ve uzman olmayan kişiler tarafından uygun kullanılmamasından veya yanal akış testlerinin (LFT-Lateral Flow Test) beyni koruyan hassas zara hasar verebileceği konusunda büyük endişe duymaktadır. Gerçekleri araştıranlara inanacak olursanız bu bir komplo teorisinden başka bir şey değildir. Fakat birçok olayda ortaya çıktığı gibi gerçekleri araştıranlar ve kamuoyu ile paylaşanlar, bu konuda da yanılmışlardır.
Ortada bir risk vardır ve bu risk; şimdi çocuklar da dâhil birçok eğitilmemiş insan, kendi burun çubuğu sürüntü testlerini kendileri yaptıklarından giderek daha da büyümektedir.
JAMA Otolaryngology/University of Iowa Hospitals and Clinics tarafından yayınlanan bir rapora göre; burun çubuğu ile COVID-19 testi uygulanan bir kadının burnundan beyin omuriliği sıvısı akıntısı gelmiştir.
2020 yılı Ekim ayında JAMA (The Journal of the American Medical Association – Amerikan Medikal Birliği Dergisi) Otolaryngology – Head & Neck Surgery dergisinde yayınlanan bir rapora göre; burun çubuğu testi esnasında beyin zarı delinen bir kadında, beyin omurilik sıvısı sızıntısı görülmüştür. Birleşik Devletler’de başka bir kadında da geçtiğimiz günlerde benzer bir vakaya rastlanmıştır. Burun çubuğu kullanımını değerlendiren ve görüşlerini JAMA Otolaryngology – Head & Neck Surgery dergisinde paylaşan araştırmacılar, özellikle uygun kullanılmayan burun çubukları nedeniyle, rutin olarak test yaptıran milyonlarca insanın risk altında olduğu uyarısında bulunmuşlardır.
Peki, okullarda burun çubuklarını PCR testleri için kim kullanmaktadır? Ne yazık ki okul çocuklarının kendileri bu testleri uygulamaktadır. Ümit eldim ki çocuklar hata yaptıklarında fazla derine gitmemiş olsunlar. Hiç kimseye anlatılmamış gibi görünen bir ayrıntı ise aşağıdaki şekilde görülen etmoid kemiğinin kalbur şeklindeki delikli bölümü olan süngerimsi duvarın oldukça hassas, yumuşak ve bal peteği veya elek şeklinde küçük delikli ince ve dar bir yapı olduğudur. Endoskopik transnazal kafatası temelli operasyonlar için mükemmel bir giriş yeri olmasının nedeni tam da budur. Ancak, süzüntü testi için burun çubuğu kullanmakta yeteri kadar usta olmayan birinin, pamuklu çubuğu asla beyne kadar itmeyeceğini ileri sürmenin saçma bir düşünce olduğu da açıkça görülmektedir.
Okullarda uygulanan yatay akış testleri neden yanıltıcı ve para israfından başka bir şey değildir?
Yaklaşık 57 milyon adet yatay akış test (Lateral Flow Test)[ii] kiti, ülke genelinde Birleşik Krallık okullarına dağıtılmış durumdadır. Alınan hatalı pozitif sonuçların sayısı nedeniyle doğruluğu hakkında endişeler oldukça artmış durumdadır. Gerçek negatif oranları genel olarak düşünülenden çok daha az olsa da yüksek orandaki yanlış negatif sonuçlar hakkında da endişeler bulunmaktadır. SARS-CoV-2 virüsünün tespit edilmesi maksadıyla kitlesel testlerin kullanılması, kitlesel testlerin virüsün yayılmasını engellemediği yönündeki görüşlerle karışmış durumdadır. Bir çocuk pozitif test sonucuyla eve gönderilmekte, yapılan bir sonraki testte negatif olduğunda ise okula geri dönmektedir.
Bununla birlikte okulda bir çocuk ve temasta olduğu diğer çocuklarda yatay akış testinin pozitif çıkması durumunda, hükümet yetkilileri bir yatay akış testinin hatalı pozitif çıkma şansını minimum olarak değerlendirdiklerinden, PCR sonuçlarının negatif veya pozitif olduğuna bakılmaksızın çocuklar karantinaya alınmaktadır.
PCR testleriyle ilgili problemler ve virüsün toplum içinde yayılma seviyesinin düşük olduğu durumlarda test sonuçlarının büyük oranda pozitif çıkma olasılığı, geçmişte bu dergide paylaşılan çeşitli yazılarda tartışılmıştır. Aynı problem yatay akış testleri için de geçerlidir. Bunu göstermek maksadıyla Innova Rapid Flow Test hassasiyet ve spesifiklik verilerini (sırasıyla %77,8 ve %99,68), MedCalc Diagnostic Test Evaluation Calculator test değerlendirme hesaplayıcısına uyarladık. Hedefler; belirli bir nüfustaki düşük enfeksiyon miktarını hesaba katarak; PPV (Pozitif Predictive Value – Pozitif Tahmin Değeri), yani test sonucu pozitif olduğunda SARS-CoV-2 virüsünün olma olasılık değeri ile NPV (Negative Predictive Value – Negatif Tahmin Değeri), yani test sonucu negatif olduğunda SARS-CoV-2 virüsünün olmaması olasılık değerini hesaplamaktır.
Doktorlar kadının burnu içinde bir kitle tespit etmişlerdir ve bu kitlenin burun çubuğu uygulaması esnasında oluşarak beyin omurilik sıvısının akıntısına neden olduğuna inanmaktadırlar. Kaynak: JAMA Otolaryngology/University of Iowa Hospitals and Clinics.
Bu önemlidir, çünkü PCR testlerini eleştiren ‘‘Casedemic’’ başlıklı yazımızda açıkladığımız gibi Bayes Teoremi (İngiliz matematikçi Thomas Bayes tarafından geliştirilen; bir rassal değişken için olasılık dağılımı içinde koşullu olasılıklar ile marjinal olasılıklar arasındaki ilişkiyi gösteren teoridir. – VIKIPEDI), herhangi bir tanı testinin hatalı pozitif ve negatif oranlarını değerlendirirken yaygınlığın da hesaba katılmasını gerektirmektedir. Birleşik Krallık Sağlık Bakanı Matt Hancock’un kafasında şekillendirememiş gibi göründüğü veya anlamamayı tercih ettiği önemli gerçek budur.
Varyasyonu hesaba katmak için NHS Test & Trace verilerinden alınan üç yaygınlık oranı: %0.14, %0.07 (ikiye bölünmüş hali) ve %0.28 (ikiyle çarpılmış hali) kullanılmıştır. Bu yaygınlık oranlarında, hükümet tarafından hassasiyet hakkında yapılan iddialardan çok daha düşük pozitif tahmin değerleri bulabilirsiniz.
Birleşik Krallık vatandaşları ücretsiz NHS testi yaptırmak maksadıyla 119’u aramakta, test sonucunun pozitif çıkması durumunda 10 gün süreyle kendilerini izole etmektedir. İzolasyon tedbirlerine uymamanın cezası ise 1,000 pounddan başlamaktadır. Test sonucu pozitif çıkanlar son temas ettikleri kişi ve yerleri de NHS Test & Trace merkezine gecikmeksizin bildirmek zorundadırlar. NHS, test sonucu pozitif çıkanlarla temas edenleri de derhal aramakta ve kendilerini 10 gün süreyle izole etmeleri gerektiğini bildirmektedir.
Üç yaygınlık oranı olan; %0.07, %0.14 ve %0.28 için enfeksiyonun varlığını başarılı bir şekilde gösteren pozitif bir test şansı sırasıyla; %15, %25 ve %41’dir. İşte okullarda çocuklara, ebeveynlerine ve öğretmenlere söylenmeyen gerçek budur.
Royal Statistical Society COVID-19 görev ekibi, enfeksiyon yaygınlığının düşük olduğu durumlarda pozitif test riskleri hakkındaki endişelerini de dile getirmiştir. Hiç kimsenin bu uyarıları dikkate almıyor gibi görünmesi garip değil midir? Tekrar soralım: o halde vergi ödeyenlerin 57 milyon kadar büyük bir parasını, yatay akış test kitleri için harcamakta maliyet/fayda analizi nerededir?
Burun ve boğaz çubuk testleri, potansiyel olarak test uygulanan kişilere zarar verebilmelerinin yanı sıra, son derece de rahatsız edicidirler. Daha iyi bir test yöntemi var mıdır? Aslında evet, fakat nedense bu test yöntemi hakkında fazla bir şey duymuyoruz. Tükürük testleri, yatay akış testleri kadar etkili görünmektedir ve uygulanmaları da çok daha kolaydır. New England Journal of Medicine dergisinde yayınlanan son bir çalışmada; sürüntü örneklerine nazaran çok daha fazla sayıda tükürük örneğinin COVID-19 teşhisini takiben 10 güne kadar pozitif olduğu görülmüştür.
Tükürük testleri giderek daha çok yaygınlaşmakta, fakat nedense henüz birçok hükümet tarafından kullanılmamaktadır. Oysa tükürük testlerinin kullanımı, Birleşik Devletler, Birleşik Krallık ve Avustralya’nın yanı sıra birçok ülkede çeşitli sağlık kurumları ve otoriteleri tarafından onaylanmış durumdadır. Sydney University of Technology tarafından geliştirilen çok hassas bir tükürük testi 15 dakika içinde test sonucunu vermektedir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir, orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
[i] PCR Testi – DNA içindeki özgün bir bölgeyi enzimatik olarak çoğaltmak için uygulanan tepkimelere verilen genel bir isimdir. PCR yöntemi kısaca DNA replikasyonunun belirli sayıda sürekli taklit edilmesi ya da tekrar edilmesi olarak ifade edilebilir. Bu yöntem ayrıca ‘‘in vitro’’ yani cansız ortamdaki nükleik asit dizisi klonlama işlemi olarak da tanımlanabilir. Kaynak: Medical Park.
[ii] Yanal akış immünokromatografik tahlilleri veya hızlı testler olarak da bilinen yanal akış testleri, özel ve maliyetli donanıma ihtiyaç duymadan sıvı bir numunedeki hedef maddenin varlığını tespit etmeyi amaçlayan basit cihazlardır. Kaynak: Wikipedia.