savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4777
EURO
36,5815
ALTIN
2.926,31
BIST
9.232,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
14°C
Ankara
14°C
Parçalı Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
15°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
15°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
4°C

Diyalektik Tuzak

Diyalektik Tuzak

Diyalektik Tuzak

 

Önümüze bir fırsat çıkmıştır. Cambaza baktığımız yeter artık. Bu ülkenin Alevisi de biziz Sünnisi de biziz, Kürdü de Türkü de biziz, birisi oğlumuzsa diğeri kızımızdır. Aslında yok birbirimizden bir farkımız. Bize dayatılan kimlik siyasetinden kurtulmalıyız. Her partinin içinde her renkten insan olmalıdır.

Osman Başıbüyük, Sun Savunma Net, 02 Haziran 2023/Fethiye

Uzun yıllardır bize bir çeşit cambaza bak oyunu seyrettiriyorlar. Birisi arkadan gelip çaktırmadan cüzdanımızdan paraları çekiyor, haberimiz yok!

Yeni Dünya Düzeni İlk Türkiye’de Kurulacak

Türkiye tam gaz ucuz iş gücü cennetine dönüşüyor. Asgari ücretle çalışan köleler ülkesi oluyoruz. Zaten AKP Hükümeti, ülkeye sermaye çekmek adına bu stratejiyi benimsemişti.

Galiba yeni dünya düzeni önce bizde devreye girecek. Bundan sonra emekçiler, üç vardiya yedi gün yalnızca karın tokluğuna ve “KİRALARINI” ödeyebilmek için çalışacaklar.

Emekçi haklarının gasp edildiği, sarı sendikaların işçileri savunuyormuş gibi yaptığı, şoven duyguların halk üzerinde self kontrol sağladığı, sağlayamadığı yerde, polisin copu, jandarmanın dipçiğinin devreye girdiği bir düzene doğru sürükleniyoruz.

Peki, bu düzeni kim istiyor? Hiç şüphesiz ki Vatansız Para.

Burada kilit soru, bu düzeni ülkeye kimin yerleştirebileceğidir. 24 Ocak kararları nasıl ki asker gücüyle uygulamaya koyulduysa yine benzer bir mekanizmaya ihtiyaç var. Yeni bir darbeden bahsetmiyorum. Bu işi ancak çok güçlü ve karizmatik bir lider yapabilir. Ondan da Türkiye’de bir tane var: Erdoğan.

“Aya çift şerit yol yapacağız” dese taraftarları buna inanır.

Muhalefetin bu oyundaki rolü nedir dersiniz?

Bakın, CHP’nin “Vizyon Belgesi”nin baş kahramanlarından, Amerikalı neoliberal ve küreselci iktisatçı Jeremy Rifkin neyi savunuyor: Zat-ı muhterem, Vatandaşın hiçbir şeye sahip olmamasını, evleri, kıyafetleri ve hatta eşyaları bile Netflix tarzı abonelik sistemiyle kullanmasını istiyor. Bu tetikçi, işçi sınıfının hiçbir şeye sahip olmadığı, zenginlere sürekli kira ödediği bir ekonomi modelinden yana.

Peki, CHP’nin diğer ekonomistleri kimler? Mesela Daron Acemoğlu, kendisi Vatansız Para’nın bir başka tetikçisi olur.

CHP’nin Sosyal Sorunlar, Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi Başkanı Selin Sayek Böke’ye ne demeli? Açın bakın özgeçmişine, Kemal Derviş’i görmüş gibi olursunuz.

Bu kadro mu bizi köleleşmekten kurtaracak? Bu toplama ekibin, AKP’nin ekonomik kadrosundan ne farkı var? HİÇ. Birisinin ekonomi programlarını yıllarca McKinsey hazırladı, ötekininkini de bu toplama kadro!

Kılıçdaroğlu, seçim vaadi olarak 300 milyar dolar bulduğunu söylüyordu. Bu parayı ona kim ne için verecekti? Kimse sormadı.

Vatansız Para’nın dayatmalarını CHP’nin toplama ekonomik kadrosu uygulayamazdı. Tekrar edelim bu iş için karizmatik bir lidere ihtiyaç vardı. Sanki muhalefet içindeki gizli bir el işte bu yüzden Erdoğan’a çalıştı. Bu benim gözlemim ya da kuruntum. Ona siz karar verin.

Mesela bu 6’lı masa nereden çıktı? Ne gerek vardı? Bu aklı Kılıçdaroğlu’na kim verdi? Millet AKP’den bıkmıştı. Karşılarına iyi bir isim çıksa ona oy vereceklerdi. Ama birileri illa da Kılıçdaroğlu olsun diye diretti. Üstelik bir de onu, “Demirtaş’a, Kavala’ya özgürlük” diye bağırttılar. Ortağına, “Türklüğü anayasadan çıkartmak istiyoruz” dedirttiler. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamudaki görevinden çıkarılanları (FETÖ) göreve geri iade edeceklermiş! Ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyecek yerel yönetimler özerklik şartını kabul edeceklermiş! Bir de üstüne Kılıçdaroğlu’na “Alevi” videosu çektiler. Tam süper oldu!

Sözün kısası CHP kurmayları Anadolu insanın damarına basmak için ne yapmak gerekiyorsa onu yaptılar. Ümit Özdağ’ın ikinci tur öncesi Kılıçdaroğlu’na son anda imzalattığı yedi maddelik milliyetçi protokol halkı ikna etmeye yetmedi.

Bu söylemlerle Türk halkından oy alınamayacağını biz biliyoruz da CHP’nin kurmayları bilmiyor muydu? CHP’nin bu stratejisini kim belirlediyse sorgulamak lazım!

Bence bir oyun oynanıyor. Ama biz bu oyunu göremiyoruz. Öyle bir kurgu var ki, muhalefet var gücüyle Erdoğan ile mücadele ediyormuş gibi görünüyor ama aslında yaptıkları her hamle Erdoğan’a yarıyor.

Vatansız Para’nın mahareti işte buradadır. Öyle bir illüzyon yapıyorlar ki ünlü sihirbaz Houdin bile ağzı açık seyreder. Bütün oyun diyalektik çatışma üzerine kurulmuş. Tarafların çatışmasıyla insanların gözü boyanıyor. Kimlik kavgası ön plana çıkarılarak, insanlar kendilerine ait gördükleri kimliğin liderine gözü kapalı sarılıyor. Bu arada atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Bizim cüzdan gidiyor, kimsenin ruhu duymuyor.

Biri Bizi Gözetliyor

NATO’da görev yaparken Etki Odaklı Harekât üzerine çalışıyorduk. Bir Kanadalı subay ile birlikte NATO temsilcisi olarak 2006 yılında ABD’nin harekât planlama usullerini geliştirdiği Norfolk’taki karargâha bir ziyaret gerçekleştirmiştik. Orada Afganistan harekâtını nasıl yönettiklerini gözlemledik. Bir çeşit yazılım geliştirmişlerdi (System Analysis Tool). Açık ve gizli kaynaklardan akan bilgiler ile bir database oluşturulmuş ve bu bilgiler üzerinden birey, grup, kabile, aşiret, toplum vs davranışları analiz ediliyordu. Bir hamle yapıldığında karşı tarafın ne tepki vereceğini ölçebiliyor ona göre plan yapıyorlardı. Aradan kaç yıl geçti, bigdata şirketleri kim bilir ne programlar geliştirmiştir? Demek istediğim sosyal medya yemlemeleri ile mahalle mahalle, etnik, mezhep grubuna göre, tarikat, cemaat, parti, dünya görüşü, gelir düzeyine varana kadar her türlü veri ellerindedir. Hangi söyleme toplumun hangi kesiminin ne cevap vereceğini bilirler. Bigdata şirketleri tahmin edemeyeceğiniz detay ve doğrulukta analizler yapabilir ve bu analizlere göre görünmez eller siyasi liderleri yönlendirebilir.

Emin olun Kılıçdaroğlu’nun ne yaptığından haberi yoktur ama CHP ne yaptıysa her hamlesiyle AKP’ye hizmet etmiştir. Kılıçdaroğlu üzerinden kurulan kimlik siyaseti tuzağı bu denkleme hizmet eder. Bir önceki makalede konuyu ayrıntısıyla ele almıştık.

İş Başa Düşüyor Herkes Elini Taşın Altına Koymalıdır

CHP ve AKP’nin ekonomi kadroları birbirinin kopyasıdır. Ekonomi politikaları açısından iki parti arasındaki hiçbir fark yoktur. İki parti arasındaki tek fark; Erdoğan’ın karizması nedeniyle köleleştirme projesini uygulama görevi ona verilmiş, CHP’ye ise payanda olma görevi düşmüştür.

Şimdi biz vatanseverlere bir fırsat doğdu. Bu seçim sonucunu lehimize çevirmeliyiz. Sağdan soldan, hangi inançtan olursa olsun tüm vatanseverler gözünü açsın.

Türklerde güzel bir adet var. Birisi vefat ettiğinde cenazesi hemen kaldırılır. Amaç, acıyı bir an önce dindirmektir. Bir de cesedin kokması önlenir. İnsanlar yüzlerini ekşitmesin diye.

Kılıçdaroğlu ölmüştür, cenazesi bir an önce kaldırılmalıdır.

Hâlâ birileri seçimin çalındığına inanıyor. Bu, yalan haberlerle bilerek yaratılmış bir inançtır. Amaç, muhalif seçmene umut vererek, CHP içindeki guguk kuşu yavrularını korumak ve Türkiye’ye kurulan diyalektik tuzağı devam ettirmektir.

Bu tuzak bozulmalıdır. Hiç vakit kaybetmeden Kılıçdaroğlu ve etrafındaki neoliberal çete, kolundan tutularak sorgusuz sualsiz sokağa atılmalıdır. Ancak bu şekilde Vatansız Para’nın etnik, mezhep, dünya görüşü vs üzerine kurduğu AKP-CHP diyalektik çatışma oyunu bozulabilir. Yoksa başka türlü gözümüz açılmayacak, biz cambaza bakarken cüzdan güme gidecek haberimiz olmayacak.

Bu kadar seçim yenilgisinden sonra Kılıçdaroğlu hâlâ koltuğundan kalkmıyor ve bir de üstüne kongre kazanıyorsa CHP artık kemikleşmiş bir kimlik partisi haline gelmiş demektir. O zaman 10 Aralıkçıların dediği gibi bu partiyi müzeye çevirmekten başka çare kalmaz.

Önümüze bir fırsat çıkmıştır. Cambaza baktığımız yeter artık. Bu ülkenin Alevisi de biziz Sünnisi de biziz, Kürdü de Türkü de biziz, birisi oğlumuzsa diğeri kızımızdır. Aslında yok birbirimizden bir farkımız. Bize dayatılan kimlik siyasetinden kurtulmalıyız. Her partinin içinde her renkten insan olmalıdır. Politika etnik-mezhep kimlikleri üzerine değil ekonomik kalkınma modelleri üzerine yapılmalıdır. Bunu yapan bir parti çıktığında hiç şüpheniz doğrudan iktidara yürüyecektir. Vatansız Para’nın köleleştirme oyununa başka türlü karşı koyamayız. Birlik olmalıyız.

Zaman değişim zamanıdır.

Yorumlar
  1. Levent dedi ki:

    Osman bey yazınızı keyifle okudum. Çok açıklayıcı muhalefet ve iktidarın Rus ve İngiliz taseronlugunu yapmaya devam ediyor. Benim aklıma hemen Selahattin Demirtaşın HDP yi turkiyeyelestirme adimlari geldi kimlik siyasetinde vazgeçip HDP yi Türkiye partisi yapma yolunda çaba gösteriyordu bir şekilde önü kesildi ve hapsedildi. ROP projesini bana göre HUDAPAR’A verildi HÜDA-PAR ittifaka katıldıktan veya katılmadan önce Barzani ile görüşmeye gitmişti Anlaşılan o ki Demirtaşı pasifize edenler Yapıcıoğlunun önünü açıyor 4 parçalı Kürt devleti adımları atılmaya devam ediliyor Öte yandan İsrail Rusya İran arasında top çevriliyor asıl mesele bir millet nasıl oluyorda 20 yıl uyutulabiliyor ayrıca seçim manipülasyonyonlari gözle gorulur. Bir şekilde Sinan oğlanın ilk turda yüzde 5 alması imkansız çünkü toplum artık ya Erdoğan ya Kılıçdaroğlu şeklinde algılarda o şekilde dizayn edildi seçim süresince ayrıca MHP nin %10 almasını kimse izah edemiyor.