Başkanlık seçim kampanyası esnasında, seçilmesi durumunda, Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını açıklayan Donald Trump’ın bu seferki hamlesi ne olacak?
Yazar: Aryeh Savir, World Israel News, 3 Aralık 2017
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 4 Aralık 2017
Filistinliler, Başkan Donald Trump’ın resmi olarak Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi durumunda, bu olayı tıkanan barış sürecine indirilen son darbe olarak göreceklerini ifade ederek şiddet tehdidinde bulundular.
Filistin resmi ajansı Wafa Haber Ajansının bildirdiğine göre; Filistin sözcüsü Nabil Abu Rudeineh, Cuma günü yaptığı açıklamada, Birleşik Devletlerin Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanıması ve büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımasının, barış sürecinin geleceği için aynı derecede tehlikeli olduğunu ve bölgeyi istikrarsızlığın merkezi haline getireceğini ifade etmiştir.
Abu Rudeineh, daha önce yaptığı açıklamalarda; bütün kutsal yerleri ile doğu Kudüs’ün, bölgeyi tahrip olmaktan kurtaracak bir çözümün başlangıç veya bitişi olabileceğini ifade etmiştir. Rudeineh, Filistin – İsrail çatışmasına bulunacak herhangi bir çözümün, doğu Kudüs’ün bağımsız Filistin devletinin başkenti olduğunu içermesi gerektiğini vurgulamış ve Filistin meselesini çözmedeki başarısızlığın, bölgede ve dünyada sürmekte olan gerginlik durumu, kargaşa ve şiddeti uzatacağını vurgulamıştır.
Sözcü, bölgenin zor seçenekler ile karşı karşıya olduğunu iddia etmiş ve bu ciddi zorlukların bütün Arap varlığının özünü etkilediğini sözlerine eklemiştir.
Filistin Otorite Başkanı Mahmoud Abbas’ın danışmanlarından Mahmoud Habash’ın Cumartesi günü yaptığı açıklamasına göre, Birleşik Devletler Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanıması, barış sürecinin tamamen yok olması anlamına gelecektir.
Cumartesi günü yaptığı açıklamada Hamas, 2015 yılı Eylül ayında başlayan Filistin terörüne atıfta bulunarak, Birleşik Devletlerin, Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanımasının, aynı zamanda ‘‘Bıçak İntifadası’’ olarak da bilinen ‘‘Kudüs İntifadasının’’ yeniden başlamasına neden olacağını ifade etmiştir.
Abbas’ın huzurunda konuşan danışman Habash, Kudüs’ün statüsünde herhangi bir değişikliğin bedelini bütün dünyanın ödeyeceğini ifade etmiştir.
Raporlar, ABD Başkanı Donald Trump’ın, başkanlık seçim kampanyası esnasında Birleşik Devletler İsrail Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs kentine taşıma yönünde verdiği sözü yerine getirme olasılığının sonuçlarını değerlendirme aşamasında olduğunu göstermektedir.
Beyaz Ev Basın Sekreteri Sarah Sanders ise yaptığı açıklamada; ‘‘bunun erken bir rapor olduğunu ve ellerinde ilan edecek bir şey olmadığını’’ ifade etmiştir.
Salı günü, İngiltere tarafından yönetilen Filistin Mandasının Yahudi ve Arap devletlerine bölünmesini öngören 181 sayılı Birleşmiş Milletler Kararının 70’nci yıldönümü nedeniyle bir konuşma yapan Başkan Yardımcısı Mike Pence, Başkan Trump’ın aktif bir şekilde elçiliği taşımayı değerlendirdiğini ifade etmiştir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazar ile yayımcı kuruluşun görüşlerini yansıtmaktadır.
ABD Kongresi tarafından onaylanan yasada, Kudüs kentinin İsrail devletinin bölünmemiş başkenti olarak tanınmasının bir Birleşik Devletler politikası olması gerektiği ifade edilmektedir. Kongre tarafından çıkarılan 1995 tarihli Kudüs Elçiliği Yasasında:
1995 tarihli yasanın bir fıkrasında ise kararın ulusal güvenlik gerekçesiyle altı aylık sürelerle ertelenmesine izin verilmiştir.
Son erteleme kararını Haziran ayında imzalayan Trump’ın, Aralık ayı içinde büyükelçiliğin taşınması veya yeniden altı ay daha ertelenmesi kararını vermesi ve gerekçeleriyle birlikte Kongreye bildirmesi gerekmektedir.
Kudüs kenti, 1947 yılındaki bölünme kararına kadar Filistin toprağı olarak kabul edilmektedir. 1947 yılındaki bölünme kararı ile kentin büyük tek tanrılı dinler için önemi tanınmış ve uluslararası bir statü verilmiştir.
1967 savaşı sonrasında kentin tamamı ve Batı Şeria’nın kalan kısmı da dâhil İsrail tarafından işgal edilmiş ve İsrail, kentin hukuki ve fiili durumunu değiştirmek için birçok adımlar atmıştır. Uluslararası toplum İsrail tarafından atılan bu adımları reddetmiş ve Kudüs kentini İşgal Altındaki Filistin Topraklarının bir parçası olarak ilan etmiştir.
Uluslararası yasalara göre; 1967 yılından sonra İsrail tarafından alınan ve uygulanan tek taraflı bütün kararlar geçersizdir.
Uluslararası yasalara aykırı olmasına rağmen, Knesset 1980 yılında ‘‘Basic Law’’ adlı yasayı kabul etmiş ve ‘‘BİRLEŞMİŞ’’ Kudüs kentini İsrail devletinin başkenti ilan etmiştir. Bu karar tepkiyle karşılanmış ve Kudüs kentinde elçilikleri olan bütün dünya devletleri, bunları Tel Aviv’e taşımışlardır. Knesset tarafından kabul edilen yasa, oybirliği ile bütün dünya tarafından açık bir şekilde kınanmış ve birçok Birleşmiş Milletler ve hatta kararları bağlayıcı olan Güvenlik Konseyi kararları alınmıştır.
İsrail, bütün bu kararları reddetmiş ve daima Birleşik Devletlerin veto yetkisine güvenmiştir. İsrail, attığı yasal adımların yanı sıra kenti Yahudileştirme faaliyetlerine de başlamıştır. İsrail’in yaptıkları uluslararası yasalara aykırı olsa da zorlayıcı bir mekanizma olmadığından, bu devlet hukuk dışı uygulamalarını pervasız ve fütursuzca sürdürmeye devam etmektedir.
Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
Palestinians threaten violence if US recognizes Jerusalem as Israel’s capital
PA Chairman Mahmoud Abbas (AP/Majdi Mohammed) Palestinians threaten violence if US recognizes Jerusalem as Israel’s capital The Palestinians are threatening to react with violence if Trump recognizes Jerusalem as Israel’s capital.