Ukrayna’daki savaşın barışçıl bir şekilde sona ermesi için derhal müzakere talep etmeliyiz, aksi takdirde bir daha hiç görülmeyecek bir Üçüncü Dünya Savaşı’na gireceğiz.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 22 Şubat 2023
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 45’inci Başkanı Donald Trump, nükleer savaş tehdidi konusunda yaptığı, insanın gerçekten kanını donduran uyarılara bir yenisini daha eklemiştir.
Amerika’nın 45’inci başkanı olan Trump, modern silah sistemlerinin tahrip gücünün dünya savaşı riskini önemli ölçüde artırdığına dikkat çektiği konuşmalarında, Üçüncü Dünya Savaşı’nın önüne geçilmesi için ABD’nin, Rusya ve Ukrayna’yı barış için müzakereye zorlaması gerektiği uyarılarında bulunmuştur.
Donald Trump’ın nükleer savaş riski konusundaki açıklamaları, Başkan Joe Biden’in, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer savaş tehditleri sonrasında bir nükleer Armageddon (ya da Melhâme-i Kübrâ[i], dini kaynaklarda Dünya’nın sonu geldiğinde yapılacağı kehanet edilen büyük Kıyamet savaşının adıdır) savaşı olasılığını dile getirmesinin ardından gelmiştir. Başkan Joe Biden, Putin hakkındaki yorumunda; Rus ordusunun önemli ölçüde düşük performans gösterdiğini ve Putin’in taktik nükleer silahlar, biyolojik veya kimyasal silah kullanımından bahsederken şaka yapmadığını ileri sürmektedir.
Trump’ın Geçmişteki Uyarıları
Rusya ile Ukrayna arasında potansiyel olarak yüz binlerce insanın ölümüne neden olacak bir savaş sürmekte, Ukrayna’daki savaşın barışçıl bir şekilde sona ermesi için için derhal müzakere talebinde bulunmak zorundayız, aksi takdirde Üçüncü Dünya Savaşı ile karşı karşıya kalacağız ve bu savaş geçmişte hiç görmediğimiz türde bir savaş olacaktır.
Bunun nedeni ise; en küçük bilgisi dahi olmayan aptal insanların yönetim kademelerinde olması ve ayrıca, günümüzdeki silahların, geçmişte hiç olmadığı kadar yok etme imkân ve kabiliyetleri olan silahların, modern silahların varlığıdır. Bunu herkesten çok daha fazla biliyorum çünkü orduyu yeniden inşa eden benim.
Sadece Rusya’nın durumuna bakarak, savaşa girmek konusunda konuşmanın insanların düşündükleri kadar kolay olmadığını ve düşündüğünüz kadar kolay olmadığını görebilirsiniz.
Ancak unutmayın ki bunun bir ikinci seviyesi de var ve bu çok güçlü bir seviyedir. Çok akıllı ve uyanık olmak zorundayız, ne yapmamız ve neler söylememiz gerektiğini bilmeliyiz ve şu anda tamamen yanlış şeyler söylüyoruz ve bu gidişle Üçüncü Dünya Savaşı ile karşı karşıya kalacağız.
Üçüncü Dünya Savaşı Kapıda
Üçüncü Dünya Savaşı şimdi olduğundan daha fazla ve hiç bu kadar yakın olmamıştı. Derin devlet, Pentagon, Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik endüstri kompleksi içindeki bütün savaş kışkırtıcıları ve Amerika’nın son küreselcilerinden kurtulmamız gerekmektedir.
Kyiv kenti yakınlarındaki Brovary Mezarlığı’nda yeni kazılmış mezarların üzerinde dalgalanan Ukrayna bayrakları, Birleşmiş Milletler verilerine göre savaşın başladığı günden bu yana en az 8.000 sivil (en az 487 çocuk) hayatını kaybetmiştir, 13.000 sivil de yaralanmıştır. Fotoğraf: AP Photo/Emilio Morenatti.
Nesiller boyu bir savaş başlatmayan tek başkan olmamın nedenlerinden bir tanesi; bizi sadece çatışmalara sokmayı bilen, ancak onlarca yıldır çatışmalardan nasıl çıkacağımız konusunda hiçbir bilgisi olmayan, birçok Washington generalleri, bürokratları ve sözde diplomatlarının felaket getirecek tavsiyelerini reddetmiş olmamdır.
Dışişleri Bakanlığı’nın Ukrayna’daki ayaklanmalara verdiği desteğin yanı sıra, yıllardır tıpkı Victoria Newland (Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı) ve diğer birçokları gibi Ukrayna’yı NATO’ya doğru itme saplantısı olan insanlarla karşı karşıyayız.
Bu insanlar, tıpkı Irak ve dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi uzun bir süreden beri çatışma arayışındalar. Ve şimdi Üçüncü Dünya Savaşı’nın eşiğindeyiz ve ne yazık ki birçok insan da bunu görmüyor. Ama ben görüyorum ve bugüne kadar birçok şeyde de haklı çıktım. Herkes Trump’ın her konuda haklı olduğunu söylüyor.
Bunların hiçbirisi, Ukrayna’nın acımasız ve korkunç işgalini, hiçbir şekilde mazur göstermez. Bir yıl önce eğer sizin başkanınız olsaydım, bunların hiçbirisi olmazdı, bunların gerçekleşmesi için en ufak bir olasılık dahi olmazdı.
Ancak bu, Amerika’da on yıllardır her önemli dış politika kararını yüzüne gözüne bulaştıran, yozlaşmış küreselci düzenden bir an önce kurtulmamız anlamına gelmektedir ve kurtulmamız gerekenlerin içinde, diğer ülkeler ve savaşlarla ilgili meselelerde, kendi adamlarının da asla iyi bir karar veremediğini söyledikleri, Başkan Biden de bulunmaktadır.
Bunların tamamını Amerika’nın çıkarlarını destekleyen insanlarla değiştirmek zorundayız. Beyaz Ev’deki dört yıl boyunca, Amerika bir yana, bütün dünyayı barışa kavuşturma konusunda inanılmaz bir ilerleme kaydettik ve şimdi bu misyonu tamamlayacağız.
Dışişleri bakanlığı, Pentagon ve güvenlik teşkilatı, yönetimimin sonuna kadar, hatta yönetimim esnasında, bugünkünden çok farklı bir yerde olacaklar. Güvenlik teşkilatı çok farklı bir yer olacak ve tıpkı dört yıl önce yaptığım gibi bütün işleri halledecek.
Geçmişte hiç bu kadar iyi olmamıştık, ayrıca lobiciler ve büyük savunma yüklenicilerinin/şirketlerinin, üst düzey askeri ve ulusal güvenlik yetkililerini, emekli olduklarında milyonlarca dolar maaşlı işlerle ödüllendirme karşılığında çatışmalara kışkırtmalarının da önüne geçeceğiz.
Rakiplerimizi destekleyen küreselci savaş çığırtkanlarının yaptıkları bağışlara bir göz atın, bu bağışların nedeni onların savaş adayları olmasıdır. Ben dünyaya barışı getiren başkanım ve bu sadece güç gösterimi ile sağlanan bir barıştır. Hiç çatışma yaşamamamızın bir nedeni vardı, hiç bir savaşa girmememizin bir nedeni vardı. Bunun nedeni diğer ülkelerin bize saygı duymalarıydı. En başından itibaren her şeyi doğru yaptım, ordumuzu yeniden inşa ettim. Amerika Birleşik Devletleri ile uğraşmak istememelerinin en büyük nedeni buydu, şimdi ise bize gülüyorlar.
Doğru bir liderlikle Ukrayna savaşını 24 saat içinde sonlandırabiliriz. Bir sonraki dört yıllık başkanlık dönemimin sonunda, savaş kışkırtıcıları, sahtekârlar ve başarısızlar ve hükümetin üst düzey yetkililerinin tamamı gitmiş olacak ve yerlerinde, Amerika’nın hayati çıkarlarını her şeyin üstünde korumaya inanan, liyakatli insanlardan oluşan yeni bir güvenlik teşkilatı olacaktır.
[i] İslam’da Melhame-i Kübra olarak bilinen savaş ile Hıristiyanlık ve Musevilikte Armageddon olarak bilinen savaş terminolojide aynı şeyi ifade etmektedir. Aralarındaki temel fark beklenen bu savaşın genel içeriği ile ilgili üç farklı dinin yaklaşımıdır. İslam’da bu savaşın Amik ovasında; Hıristiyanlık ve Musevilikte ise Megiddo dağının eteklerinde olacağına inanılmaktadır. “Megiddo dağının etekleri”nden Amik ovasının kastedilip kastedilmediği ise net değildir. İslam inancında bu savaşın Hz. Mehdi’nin ilk zuhurunun olacağına ve Hz. Mesih’in bu savaşta yer almayacağına inanılırken; Hıristiyanlık ve Musevilikte savaşın Hz. Mesih’in önderliğinde yapılacağına inanılmaktadır.
İslam’da Deccal denilen büyük fitneden bahsedilirken, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’den (S.A.V.) önceki bütün peygamberlerin ümmetlerine bundan bahsettiğini bildirmiştir. Deccal dünyaya şerri hâkim kılmak için savaşacak ve “Rablık” iddiasında bulunacaktır. İslam kaynakları 70.000 Yahudinin Deccal’e tabi olacağını yazar. Deccal’in çıkışı ve Hz. İsa’nın ikinci defa yeryüzüne inmesinden önce Hz. Mehdi’nin çıkışı olacaktır. Bu çıkışın hemen öncesinde çok büyük ve çok kanlı bir savaş olacaktır. Bu savaşın gerçekleşeceği yer atların diz kapaklarına kadar kana gömüleceği haber verilen Amik Ovası’dır. Burada 80 tümen İslam ordusu ile 80 tümen küfür ordusunun yani bir milyona bir milyonluk iki ordunun birbirleriyle savaşacağı inanılmaktadır. Bu ordunun komutanlığını Hz. Mehdi yapacak ancak kendisinden çok az kişi haberdar olacak, herkesçe bilinmeyecektir. Amik Ovası (Amanos Dağları) eteklerinde yer almaktadır. https://www.haberler.com/vahiy/