Yazar: David Israel, Jewish Press, 25 Eylül 2017
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 26 Eylül 2017
Öyle görünüyor ki sadece iki ulus Kürt bağımsızlık referandumunun sonuçlarını kutluyor: Kürtler ve İsrailliler. Gerçekten de ulusal kimlikleri; Türkiye, İran ve Suriye’de baskı altına alınan binlerce Kürt, akşam saatlerinde referandumdan ‘‘EVET’’ oyu çıkacağı beklentisi ile sokaklara döküldüler. Türk haber ajansı Hürriyet Daily News gazetesi ise uyardı:
‘‘Romantik bir yaklaşımla veya Yahudi devletinin bir müttefik kazanma hesapları ile bu oylamanın önümüzdeki günlerdeki potansiyel tehlikeleri gözden kaçabilir.’’
Irak Kürdistanı’nda oy verme sandıkları kapanırken kayıtlı seçmenlerin %80’den fazlası, bildiğimiz anlamda Orta Doğu’nun tamamını değiştirebilecek olan Kürt bağımsızlığı yününde oy kullandılar.
Guardian tarafından bildirildiğine göre; petrol zengini Kirkük kentinde, geleneksel Kürt giysileri giyen insanlar sokaklara akın ettiler. 62 yaşındaki bir demirci ustası, Guardian’dan Martin Chulov’a referandum gününün hayatının en güzel günü olduğunu ifade etmektedir.
Kürt Başkan Massoud Barzani liderliği altında bağımsızlık oylamasının, ezici bir üstünlükle bağımsızlık yönünde sonuçlanacağından neredeyse herkes emin görünmektedir.
Hürriyet soruyor: Kuzey Irak’taki Kürt nüfusu ne kadar? Kuzey Suriye’de ne kadar Kürt yaşıyor? İran’daki Kürt nüfusu ne kadar? Ve dört ülkeye yayılmış durumdaki 30 milyon Kürt arasında Türkiye’deki Kürtlerin oranı ne?
Yukarıda sayılan ülkelerde ne kadar Kürt yaşadığından tam olarak emin olamayız, fakat yıllardır baskı altında yaşadıklarını, birkaç Irak rejimi tarafından kimyasal gaz kullanılarak öldürüldüklerini, Türk hükümetleri tarafından uygulanan şiddetli baskıları çok iyi biliyoruz. Herkes, kendine göre haklı bir nedenle, tıpkı bir zamanlar İsrail’in bağımsızlığından korkulduğu gibi Kürdistan’ın bağımsızlığından da korkmaktadır. Yeni Kürdistan, etrafındaki zorba tiranlar tarafından çevrelenen bir demokrasi adasıdır, refah bir ülkedir ve Kürdistan bağımsızlığı için savaşmak istemektedir ve bu savaş için yeterli gücü de vardır.
Kürdistan’ı çevreleyen bütün komşularının, askeri birliklerini sınıra doğru kaydırmalarının tek nedeni budur, muhtemelen, tıpkı 1948 yılında yedi Arap devletinin, yeni filizlenmeye başlayan İsrail Devletini yok etmek istediklerindeki teşebbüsü tekrarlamak istemektedirler. Fakat Başkan Barzani, İsrail Devletinin kurucusu David Ben Gurion’un yaptığı gibi komşularının yanı sıra ABD, Birleşik Krallık, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Arap Liginden gelen referandumun iptal edilmesi ve Iraklı Kürtlerin statüsüyle ilgili Bağdat ile görüşülmesi yönündeki bütün çağrıları göz ardı etmiştir.
Türk medyası ağız birliği ile Iraklı Kürt liderler ve İsrailli destekçilerinin ifade ettikleri gibi referandumun geçmesinin, derhal bağımsızlık ilanı ile sonuçlanmayacağı yönünde bir varsayım olsa da Bağdat hükümeti ile görüşmelerin başlaması yönünde atılan büyük bir adım olduğu yönündeki değerlendirmelerin hatalı olduğunu sürekli dile getirmektedir. Kürdistan yönetimi, ABD’nin Bağdat hükümetinin askeri müdahalesine izin vermeyeceğini çok iyi bilmektedir. Irak’ın kendi varlığı tehlikeye girdiğinde, Irak hükümetinin tutumunun müdahale yönünde olacağı o kadar da olası görülmemektedir.
İran, Irak ve Türkiye’nin üst düzey yetkililerinin son yaptıkları açıklamalar, Irak ile Türkiye arasındaki artan temaslar ve Irak sınırında Türk tanklarının yaptığı atışlı manevralar, belki de Türkiye’nin, sonuçlarına katlanmaya hazır değiller ise bütün Iraklı Kürtlerin hep birlikte referandum planından vazgeçmeleri yönündeki tehdidinde şaka yapmadığını göstermektedir.
İsrail sosyal medyası, bu yazı hazırlanırken sayımı yapılan referandum ile ilgili haberlerle çalkalanmaktadır ve sosyal medyada hâkim olan duygu; özgür Kürdistan’a komşularından bir saldırı olması durumunda İsrail’in Kürt halkına yardım etmek zorunda olduğu yönündedir.
Kürdistan ve İsrail’in düşmanları aynıdır. Özgür Kürdistan için bir savaş patlak verirse, bu savaş, halen İran ve Irak hükümetine sadık Şii milislerin tehdidi altında olan Kirkük kentinde yoğunlaşacaktır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürdistan’ı, Irak Kürtlerinin petrolünü Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyan petrol boru hattının vanasını kapamakla tehdit etmektedir. Ve Irak Başbakanı Haider al-Abadi de referandum sonucu bağımsız Kürdistan kararı alınırsa askeri müdahale tehdidinde bulunmuştur.
Gelinen bu noktada, Kürdistan’ı bağımsızlığı için ölümüne savaşmaktan gerçekten koruyabilecek tek dünya gücü Amerika Birleşik Devletleri’dir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yayın kuruluşu ile yazarın görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının çevrilmesi, Sun Savunma Net ve çevirenin aynı düşünceleri paylaştığı anlamına gelmemektedir. Yazının çevrilmesindeki amaç; güney sınırlarımızın hemen dibinde gerçekleşen bir olaya, İsrail tarafının bakış açısını göstermektir. Yazının orijinaline aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.