savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Yağmurlu
9°C

Erdoğan, İdlib Konusunda Putin’in Sevgisini Kazanamadı

Erdoğan, İdlib Konusunda Putin’in Sevgisini Kazanamadı

Erdoğan, İdlib Konusunda Putin’in
Sevgisini Kazanamadı

Rusya, Sultanın Teröristlerini Ezmeye Kararlı[i]

Yaklaşan İdlib Savaşı, aynı zamanda Moskova ve Ankara’nın istekleri arasında bir savaş olacak.

Yazar: Amberin Zaman, Al Monitor, 7 Eylül 2018 (Russia Insider, 9 Eylül 2018)

Çeviren: Levent Kağan, Sun Savunma Net, 18 Eylül 2018

Al-Monitor’da yayınlanan makaleye koyulan fotoğraf. Kaynak: Al-Monitor

Rusya, Türkiye ve İran liderlerinin, Suriye’de isyancıların elinde bulunan İdlib eyaletine ortak bir çözüm bulmayı hedefleyen kritik zirve, bugün Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan, kameralar önünde görüş farklılıklarını dile getirince televizyonda yayınlanan bir dramaya dönüşmüştür. Kâğıt üzerinde liderler, Suriye’de yedi yıldır sürmekte olan iç savaşa görüşmeler yoluyla bir çözüm bulma, ülkenin toprak bütünlüğünü koruma, El Kaide bağlantılı teröristleri yok etme ve Suriye vatandaşlarının evlerine güvenle dönmesini sağlama konusundaki sözlerini yinelemiştir. Fakat Türkiye’nin cihatçılarla ‘‘Havuç ve Sopa’’ politikasını kullanmak için daha fazla zaman talep etmesine rağmen İdlib eyaletine rejim kuvvetlerinin saldırısı her an başlayacak gibi görünmektedir.

Birleşik Krallık merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlem Grubuna göre; liderler Tahran’da bir araya gelmiş olsalar da Suriye savaş uçakları eyalette bulunan askeri hedefleri vurmayı sürdürmektedir.

Türkiye’nin, Astana süreci hükümlerine uygun olarak, İdlib eyaletinde 12 adet gözetim merkezi bulunmaktadır. Bu girişim, geçtiğimiz yıl belirlenen gerilimi azaltma bölgelerinde, ateşkes için şartları ve hükümet ile isyancılar arasında yapılacak bir barışı kolaylaştırmak maksadıyla; Türkiye, İran ve Rusya tarafından başlatılmıştır. Gerilimi azaltma bölgeleri uygulamada ise Suriye rejiminin; Daraa ve Ghouta gibi isyancıların elinde olan bölgelere ve şimdi de geçmişte El Nusra Cephesi olarak bilinen, El Kaide bağlantılı Hayat Tahrir al-Sham (HTS) örgütünün hâkim olduğu, isyancıların kontrolündeki son kale olan İdlib eyaletine kanlı bir şekilde geri dönüşünü kolaylaştırmıştır. Gözetim noktalarında bulunan birkaç bin Türk askeri, kendilerini saldırının tam ortasında bulabilir ve on binlerce Suriyeli de Türkiye’ye kaçabilir.

Russia Insider sitesinde, Al Monitor kaynak gösterilerek 9 Eylül 2018
tarihinde yayınlanan makalede kullanılan illüstrasyon.




Erdoğan Tahran Zirvesinde yaptığı açıklamasında, Türkiye’nin 3,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını ve daha fazla mülteci alamayacağını ifade etmiştir. Erdoğan ayrıca; ‘‘İdlib’e yapılacak saldırı, felaket, katliam ve trajediyle sonuçlanacaktır’’ uyarısında da bulunmuştur. Türk lider konuşmasının bir bölümünde de İranlı şair Saadi’den bir alıntı yaparak, onun ‘‘Eğer sen başka insanların emniyetinden ıstırabından gamlanıp kederlenmiyorsan sana âdemoğlu demek yakışmaz’’ dizelerini kullanmıştır.

Fakat Türkiye, zirve sonrası yapılan ortak bildiriye ateşkesin de girmesi konusunda diğer liderleri ikna etmeyi başaramamıştır. Erdoğan’ın bu çabası, liderler ve delegasyonun oturmakta olduğu dev gibi beyaz bir masanın etrafında, basın mensuplarının kameraları çalışırken canlı olarak gerçekleşmiştir. Erdoğan, taş gibi ifadesiz bir yüzle, Astana sürecini güçlendireceği, çözümü kolaylaştıracağı ve zirve için bir zafer olacağına dikkat çekerek, ortak bildiride ateşkesin yer almasını talep etmiştir.

Erdoğan’ın ateşkes çağrısına Putin, buz gibi bir ifadeyle; ‘‘Bu masanın etrafında silahlı militanların temsilcileri bulunmamaktadır. Bunun da ötesinde; El Nusra Cephesi veya ISIS (İslami Devlet Terör Örgütü) temsilcileri de yoktur. Suriye Ordusu da burada yoktur. Genel olarak Türkiye cumhurbaşkanına katılıyorum. Bu iyi olurdu. Fakat onlar adına konuşamayız. Ve El Nusra ve ISIS teröristlerinin ateş etmeyi ve bomba yüklü dronları kullanmayı durduracağını kesin olarak söyleyemeyiz. Meslektaşlarımız metni düzenlerken bir çalışma versiyonu oluşturdular, belki de gereğinden fazla diplomatik, size katılıyorum. Metinde kullanılan ifadeler anlaşılması güç ve muğlak olabilirler, fakat gerçekçidirler’’ tepkisini göstermiştir.

Russia Insider sitesinde yayınlanan, Rus uçağının düşürüldüğü anı gösteren fotoğraf.
Sanki ‘‘Unutmadık ve asla unutmayacağız’’ mesajı verilmek isteniyor gibi görünmektedir.

İran Cumhurbaşkanı Hassan Rouhani’nin ise; Erdoğan El Nusra Cephesi ve HTS terör örgütlerine silahları bırakma yönünde bir çağrı yapabiliriz sözlerini sarf ederken, keyifli bir şekilde güldüğü görülmüştür.

Uzmanlar, zirvenin Erdoğan için iyi gitmediği konusunda hemfikirler: Moskova’dan Rusya ve Avrasya alanında uzman Kerim Has, Al Monitor’a yaptığı açıklamada; Tahran’da gerçekleşen zirvenin,  Rusya destekli rejim kuvvetleri ile İran destekli rejim yanlısı güçlerin müşterek saldırısının çok yakın olduğunu ifade etmiştir. Türkiye ile Rusya arasındaki karşılıklı güvenin çok zayıf olduğunu, ilişkilerin kırılganlığını sürdürdüğünü ve İdlib meselesinin de iki ülkeye de yeni zorluklar yaratacağını ileri süren Has, Türkiye’nin yeni mülteci dalgalarına da hazır olması gerektiğini ve bu terör tehdidinin artık Suriye topraklarında sınırlı kalmayacağını, Türkiye’nin kendi topraklarında da hissedileceğini vurgulamıştır. Has’ın gözlemlerine göre daha geniş anlamda; İdlib üzerindeki anlaşmazlık, Türk birliklerinin Afrin, Jarablus ve Azaz’da uzun süreli kalışı hususunda, Rusya ve Türkiye’nin anlaşabileceği olasılığını da ortadan kaldırmaktadır.

Afrin, Türk birliklerinin Rusya’nın lütfu ve isyancılar sayesinde Mart 2018 ayı içinde işgal ettiği, çoğunlukla Kürtlerin bulunduğu bir yerleşim bölgesidir. Guardian gazetesinden Martin Chulov’un bir Kürt lidere dayandırdığı haberine göre; Suriye Demokratik Güçleri (SDF – Syrian Democratic Forces) olarak bilinen az sayıdaki ABD destekli Kürt Arap unsurları, İdlib’de beklenen savaşta Suriyeli kuvvetlerin yanında yer almak üzere yola çıkmış durumdadır. Rejimin bu yardım karşılığında vereceği ise Türkiye ve vekâlet savaşçısı konumundaki isyancıları Afrin’den çıkarmak olabilir. Fakat Rusya’nın katkısı olmaksızın bu çok riskli bir hamle olabilir. Türkiye muhtemelen rejime ve Kürtlere karşılık verecek bu da daha büyük ve sonu bilinmez bir felakete neden olacaktır.

Türkiye gibi Birleşik Devletler de resmi olarak Suriye rejiminin İdlib’e saldırmasına ve Kürtlerin bu işe karışmasına itiraz etmektedir. Fakat Uluslararası Kriz Grubunda hükümet dışı silahlı aktörler uzmanı Sam Heller’in dikkat çektiği gibi ‘‘Resmi ABD söylemine rağmen, Birleşik Devletler hâlâ ABD askeri faaliyetine neden olacak olan sadece kimyasal silah kullanılmasını kırmızı çizgi belirlemiş gibi görünmektedir’’. Bununla birlikte, Al-Monitor’a elektronik posta ile gönderdiği yorumunda Heller, Birleşik Devletler’in, tek tük açıklamalar dışında bir saldırıyı durdurmak maksadıyla askeri harekât yapacak gibi görünmediğini ilave etmiştir. Bütün bunlar, Suriye’deki bir sonraki hamlesini tartarken Türkiye’yi giderek izole bir duruma sokmaktadır.

Tahran Zirvesi esnasında Erdoğan’ın İdlib eyaletinde ateşkes çağrısını dinleyen İran tarafı. Foto: FRANCE24

Adının açıklanmaması şartıyla konuşan bir Batılı yetkili; ‘‘Zirvenin Türkiye’nin dikkatini dağıtacak ve kötü görünmesini sağlayacak bir oyalama taktiğinden başka bir şey olduğunu düşünmüyorum. Suriye için bu taktiği ustaca uygulamaya koyan Putin’dir’’ ifadelerini kullanmıştır.

Çevirenin Notları: Azılı bir Erdoğan düşmanı olan Amberin Zaman tarafından kaleme alınan yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazar ile yayıncı kuruluşun görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının çevrilerek paylaşılması Sun Savunma Net ve çevirenin yazıda ifade edilen ve ileri sürülen görüşleri paylaştığı anlamına gelmemektedir.

Türk basınında yer alan haberlere göre; bütün dünyanın gözlerini çevirdiği ve Erdoğan’ın damgasını vurduğu Tahran Zirvesinin son kısmında, Putin ile Erdoğan arasında geçen diyaloğun video görüntülerini İngilizce alt yazılarla; ‘‘ERDO, WHY THE LONG FACE? Putin Dresses Down Bumbling Erdoğan at Tehran Conference – ERDO NEDEN ÜZGÜNSÜN? Putin Tahran Konferansında Beceriksiz Erdoğan’ı Azarladı’’ başlığı ve ‘‘Türkiye, İran ve Rusya liderleri arasındaki üçlü zirve televizyonda yayınlandı. Erdoğan’ın El Kaide ile ateşkes önerisine Putin’in acımasız tepkisini izleyin’’ başlık altı yorumuyla veren ve Amansız Palavra Detektörü olduğunu iddia eden Russia Insider sitesini şiddetle kınıyorum. Merak eden okurlar, Tahran Zirvesinde iki lider arasında, kameralar önünde gerçekleşen diyaloğu linkten izleyebilir. https://russia-insider.com/en/erdo-why-long-face-putin-dresses-down-bumbling-erdogan-tehran-conference-video/ri24739

Ayrıca; amansız bir palavra detektörü olduğunu iddia eden Russia Insider sitesini, Al-Monitor’da, Erdoğan düşmanı Amberin Zaman tarafından kaleme alınan ‘‘Erdoğan, İdlib Konusunda Putin’in Sevgisini Kazanamadı’’ başlıklı makalenin başlığına ‘‘Rusya, Sultanın Teröristlerini Ezmeye Kararlı’’ ifadelerini eklediği için de şiddetle kınıyorum.

Al-Monitor ve Russia Inside tarafından farklı başlık, fotoğraf ve illüstrasyon kullanılarak yayınlanan makalenin Al-Monitor’daki orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.al-monitor.com/pulse/originals/2018/09/iran-turkey-syria-summit-idlib-offensive.html

[i] Russia Insider tarafından 9 Eylül 2018 günü Al-Monitor kaynak gösterilerek yayınlanan yazının başlığına eklenen ifadedir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.