savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,1841
EURO
36,8151
ALTIN
2.920,41
BIST
8.862,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
14°C
Ankara
14°C
Açık
Perşembe Açık
16°C
Cuma Açık
14°C
Cumartesi Çok Bulutlu
13°C
Pazar Az Bulutlu
14°C

Erdoğan’ın Söyledikleri ve Yaptıkları

‘‘Bütün Müslümanların Sultanı’’

Erdoğan’ın Söyledikleri ve Yaptıkları

Yazar: Khaled Abu Toameh, GATESTONE INSTITUTE, 05 Haziran 2020

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 20 Haziran 2020

Erdoğan’ın Söyledikleri ve Yaptıkları

 

‘‘Bütün Müslümanların Sultanı’’

Erdoğan’ın Söyledikleri ve Yaptıkları

 

Yazar: Khaled Abu Toameh, GATESTONE INSTITUTE, 05 Haziran 2020

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 20 Haziran 2020

 

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Otoritesi Başkanı Mahmoud Abbas ile bir görüşme yapmış ve Filistinlileri her alanda destekleme sözü vererek Türkiye’nin Filistin meselesindeki dayanışması konusunda güvence vermiştir. Fakat Suriye’deki iç savaştan kaçan Filistinlilere kapılarını açmak yerine Erdoğan onları aşağılamakta ve hapsetmenin yollarını aramaktadır. Fotoğrafta; 12 Ocak 2020 tarihinde Abbas’ı Ankara’daki sarayında ağırlayan Erdoğan misafiri ile kameralara poz verirken görülmektedir. Foto: Adem Altan/AFP/Getty Images

 

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, görünürde Filistin meselesine destek sağlarken ve Birleşik Devletler, Avrupa Birliği, Kanada ve Avustralya tarafından terör örgütü olarak nitelendirilen Hamas’ı methederken, Suriye’deki iç savaştan kaçan Filistinli mülteciler, Türk yetkililer tarafından kendilerine uygulanan ayrımcılık ve kötü muameleden şikâyet etmektedirler.
  • Filistin kaynaklarına göre; Türkiye’de ayrımcılığa uğrayan ve çok zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışan yaklaşık 10,000 Filistinli mülteci bulunmaktadır.
  • Filistinli mülteci Thuri Tamim’in, bağımsız bir web sitesi olan ve Filistinli mültecilerle ilgili haber yayımlayan Filistin Mültecileri İnternet Portalına verdiği bilgilere göre; Suriye’deki iç savaştan kaçan Filistinli mültecilerin çilesi Türkiye sınırına ulaştıkları anda başlamaktadır.
  • Erdoğan gerçekten Filistinlilere yardım etmek istiyor ise; hükümetine Filistinli mültecileri tutuklama ve taciz etmelerini durdurmaları yönünde talimat vermekle işe başlayabilir. Filistinlilere gerçekten yardım etmek istiyor ise Filistinlilerin yanı sıra İsrail’e de sefalet ve acıdan başka bir şey getirmeyen Hamas’a ev sahipliği yapmayı ve finansal destek sağlamayı bırakmalıdır.

 

 

UNRWA rakamlarına göre Suriye’de bulunan yaklaşık 560.000 Filistinli mültecinin yaklaşık %20’si (45.000’i Lübnan’a, 15.000’i Ürdün’e diğerleri Türkiye,  Avrupa ve Asya ülkelerine) iç savaş nedeniyle kaçmıştır. Kaynak: WORLD BULLETIN

 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistinlileri destekleyen açıklamalar yapmakta herkesi cebinden çıkarmaktadır. Fakat fiiliyatta yaptıkları, son iki yılda Suriye’den Türkiye’ye kaçan binlerce Filistinli mültecinin durumları hakkında çok farklı bir tutum sergilediğini göstermektedir.

 

İlk olarak Erdoğan, üzerlerinde her ne kadar Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecileri Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA-United Nations Relief and Work Agency) tarafından verilen kimlik kartlarını ve kendilerini Filistinli olarak tanımlayan başka belgeleri taşıyor olsalar da bu mültecileri Filistinli olarak tanımamaktadır.

 

Erdoğan bu mültecileri Filistinli değil de Suriyeli olarak kabul etmektedir, bunun nedeni de Suriye’den ülkeye gelmiş olmaları ve geçici seyahat belgelerinin Suriye hükümeti veya UNRWA tarafından verilmiş olmasıdır.

 

Geçtiğimiz günlerde Erdoğan Filistin Otoritesi Başkanı Mahmoud Abbas ile telefonla görüşmüş ve Türkiye’nin Filistin meselesindeki dayanışması konusunda ona her zaman olduğu gibi güvence vermiştir. Erdoğan’ın Abbas’a, Türkiye’nin Filistinlileri bütün alanlarda desteklemeyi sürdüreceğini söylediği ifade edilmektedir.

 

Maskeli Hamas militanları 2014 yılı Ağustos ayında bir caminin bahçesinde İsrail’e casusluk yapmakla suçlanan bir Filistinliyi infaza hazırlanırken görülmektedir. Kaynak: Death Penalty News

 

Erdoğan uzun süredir Hamas (Harakat al- Muqawama al-Islamiya– İslami Direniş Hareketi) örgütüne sağladığı destekle övünmekte ve onu terör örgütü olarak nitelendirmediğini dile getirmektedir. Erdoğan, 2018 yılı Mayıs ayında Londra’ya yaptığı resmi bir ziyaret esnasında Hamas için Filistin’in işgal edilen topraklarını kurtarmak için çalışan bir direniş hareketlerinden bir tanesi olarak nitelendirmiştir.

 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Mayıs 2020 tarihinde yayımladığı Ramazan bayramı mesajında; Türkiye’nin Filistinlilere olan desteğini bir kez daha yinelemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikalı Müslümanlara yayımladığı Ramazan bayramı mesajında; İsrail’in Batı Şeria’nın bazı bölümlerine bağımsızlık verme niyetine atıfta bulunarak; ‘‘Daha geçen hafta İsrail tarafından Filistin’in egemenliğini ve uluslararası hukuku hiçe sayan yeni bir işgal ve ilhak planının devreye sokulduğuna şahit olduk. Filistin topraklarının kimseye peşkeş çekilmesine göz yummayacağız’’ ifadelerini kullanmıştır.

 

2019 yılı Eylül ayında Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yine çok heyecanlı ve tutku dolu Filistin yanlısı bir konuşma yapmıştır. Konuşmasında ‘‘Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mazlum Filistin halkının yanında yer almaya devam edecektir” ifadelerine yer veren Erdoğan bir kez daha İsrail ve liderlerine olan nefretini ortaya koymuştur.

 

Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşmayla, ‘‘dünyadaki zulüm gören Müslümanlar adına’’ konuştuğu için ona bir teşekkür mektubu gönderen Hamas’ın eski lideri Khaled Mashaal’ı dahi etkilemeyi başarmıştır.

 

16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Referandumu sonrasında; ‘‘Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar’ı geçti’’ açıklamasını yapan Erdoğan’ın referandum gecesinden bir görüntüsü.

 

Erdoğan, 2018 yılı genel seçimlerinde yeniden cumhurbaşkanı seçildiğinde, Abbas ve Hamas liderleri dâhil birçok Filistinli seçim zaferi için onu hemen kutlamıştır. Hamas siyasi bürosu üyesi Izzat al-Risheq, Erdoğan’ın başarısının Filistinlilere olan desteği artıracağını ümit ettiğini ifade etmiştir. Diğer bir Hamas yetkilisi Hazem Qassem de yaptığı açıklamada; ‘‘Hamas, demokratik deneyim ve cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığı için Erdoğan’ı tebrik ediyor. Hamas,  Türkiye gibi bölgedeki bütün ülkelerle ilişki kurmak ve Türkiye’nin İsrail’in saldırılarına karşı Filistin halkının haklarını savunmasını talep etmektedir’’ ifadelerini kullanmıştır.

 

Erdoğan gerçekten de bazı Filistinlileri, özellikle de Hamas ve örgütün bazıları Türkiye’de yaşayan Filistinli liderlerini desteklemektedir.

 

İngiliz günlük The Daily Telegraph gazetesinde 2019 yılı Aralık ayında yer alan bir haberde, Erdoğan’ın gazete tarafından Filistinli bir terör örgütü olarak nitelendirilen ve İsrail’e saldırılar düzenleyen Hamas’a ev sahipliği yaptığı iddialarına yer verilmiştir.

 

The Telegraph haber sitesinde paylaşılan haberde Hamas örgütünün İsrail’e düzenlediği saldırıları Türkiye’de planladığı iddialarına yer verilmiştir. Haberde paylaşılan fotoğrafta, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamas Lideri Ismail Haniyeh ile görülmektedir. Kaynak: TURKISH PRESIDENCY PRESS OFFICE / AFP

 

Haberde; Hamas’ın faaliyetleri arasında intihar bombacıları bulup eğitmek maksadıyla teröristlerin ailelerine 20.000 ABD doları ödül vermek ve üst düzey İsrailli yetkililere suikastlar düzenlemek gibi iddialara yer verilmiştir.

 

Son iki yılda birkaç Hamas delegesi Erdoğan ve Türk hükümetinden üst düzey görevliler ile toplantı yapmak maksadıyla Türkiye’yi ziyaret etmiştir.

 

Erdoğan görünürde Filistin meselesine destek sağlarken ve Birleşik Devletler, Avrupa Birliği, Kanada ve Avustralya (ÇN: Hamas, Yeni Zelanda ve İsrail tarafından da terör örgütü olarak nitelendirilmektedir.) İsrail tarafından terör örgütü olarak nitelendirilen HAMAS’ı methederken, Suriye’deki iç savaştan kaçan Filistinli mülteciler, Türk yetkililer tarafından kendilerine uygulanan ayrımcılık ve kötü muameleden şikâyet etmektedirler.

 

Erdoğan; bir yandan kendisini Filistinlilerin ve Kudüs kentindeki kutsal İslami yerlerin savunucusu olarak lanse ederken, öte yandan binlerce Filistinli mülteciyi eğitim ve tıbbi bakım dâhil temel haklardan mahrum bırakmaktadır.

 

Geçtiğimiz hafta Filistinli eylemciler, Filistinli mültecilerin Türkiye’de yüz yüze kaldıkları yasal problemleri çözmek maksadıyla bir kampanya başlatmışlardır. Eylemciler, Suriye’deki iç savaştan kaçan Filistinli mültecilerin iki haftada bir Türk güvenlik yetkililerine giderek görünmek zorunda olduklarını ifade etmektedir. Filistinli eylemciler Türk yetkililerin, aileleri ülkedeki yasal statülerini gösteremeyen ailelerin çocuklarına resmi belge vermeyi reddetmelerinden şikâyetçidirler. Bunun sonucu olarak Filistinli çocuklar, eğitim ve tıbbi bakımdan mahrum kalmaktadır.

 

Filistin kaynaklarına göre; Türkiye’de ayrımcılığa uğrayan ve çok zor şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan yaklaşık 10,000 Filistinli mülteci bulunmaktadır.

 

European Civil Protection and Humanitarian Aid Operations resmi web sitesinde yer alan bir haberde, milliyetleri belirtilmeden Türkiye’deki Suriyelilerin çok iyi durumda oldukları ve lisan problemi hariç hiçbir sorunlarının olmadığından bahsedilmektedir. Kaynak:  European Commission.

 

Filistinli mülteciler en büyük sürprizi ise Türk yetkililerin onları Suriye vatandaşları olarak nitelendirdiklerini fark ettiklerinde yaşamışlardır. Filistinli mültecileri Suriyeli olarak kayıtlara geçiren Türk yetkililer, onları çok zor bir duruma sokmaktadırlar. Türk yetkililer bu durumdakilerin sonradan belgelerini kontrol ettiklerinde ve Filistin pasaportu taşıdıklarını gördüklerinde, mültecileri sahtekârlıkla suçlamakta ve Filistinli mülteciler sınır dışı edilme veya hapishaneye atılma tehlikesiyle yüz yüze kalmaktadırlar.

 

Filistinli mülteci Thuri Tamim’in bağımsız bir web sitesi olan ve Filistinli mültecilerle ilgili haber yayımlayan Filistin Mültecileri İnternet Portalına verdiği bilgilere göre; Suriye’deki iç savaştan kaçan Filistinli mültecilerin çilesi Türkiye sınırına ulaştıkları anda başlamaktadır.

 

Tamim’in verdiği bilgilere göre; Türkiye’ye illegal yollardan giren Filistinlilerin çoğu Türk sınır muhafızları tarafından tutuklanmaktadır. Kendilerini Filistinli olarak tanıttıklarında ve yetkililere UNRWA tarafından verilen kimlik kartlarını gösterdiklerinde 30-45 gün süreyle cezaevlerine atılmaktadırlar.

 

Tamim, Suriye’den Türkiye’ye kaçan Filistinli mültecilere ‘‘yasal ötekileştirme’’ uygulandığına dikkat çekmektedir. Tamim ve diğer Filistinli mülteciler, Türk yetkililerin Suriye belgeleri taşıyan Filistinli mültecileri neden gerçek Filistinli olarak tanımamalarını garip bulduklarını ifade etmektedir.

 

Diğer bir Filistinli aktivist Mohammad Omar da mültecilerle ilgili Türk yasalarının Filistinliler için hayatı yaşanmaz hale getirdiğini ifade etmektedir. Filistin pasaportu çalışma müsaadesi almak, ev kiralamak ve elektrik gaz, su bağlatmak gibi çeşitli hizmetler için kullanılamamaktadır. Omar ayrıca; son birkaç aydır yaşanan korona virüs salgını nedeniyle Filistinli mültecilerin durumlarının iyice kötüleştiğini de ifade etmektedir.

 

Suriye’deki iç savaştan kaçan Filistinlilere kapılarını açmak yerine Erdoğan onları aşağılamakta ve hapishanelere göndermenin yollarını aramaktadır.

 

Erdoğan gerçekten Filistinlilere yardım etmek istiyor ise; işe hükümetine Filistinli mültecileri tutuklama ve taciz etmelerini durdurmaları yönünde talimat vermekle başlayabilir. Filistinlilere gerçekten yardım etmek istiyor ise Filistinlilerin yanı sıra İsrail’e de sefalet ve acıdan başka bir şey getirmeyen HAMAS’a ev sahipliği yapmayı ve finansal destek sağlamayı bırakmalıdır. 

 

Erdoğan açısından Filistinliler, ‘‘Bütün Müslümanların Sultanı’’ olma hedefine ulaşmak maksadıyla kullandığı diğer bir koz gibi görünmektedir.

 

Çevirenin Notları: Yazıda ifade edilen düşünceler ve ileri sürülen iddialar yazar Khaled Abu Toameh’e aittir. Yazının çevrilerek paylaşılması, içeriğinin Sun Savunma Net ve çeviren tarafından paylaşıldığı anlamına gelmemektedir.

 

Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

 

https://www.gatestoneinstitute.org/16086/palestinians-turkey-erdogan

Yorumlar
  1. ercancanerblog dedi ki:

    “Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir medeniyetin mensupları olarak kimseye ayrımcılık yapmadık. İmkanları bizden katbekat fazla ülkeler, mültecilere, sayıları onlarla ifade edilen kotalar koyarken; biz ırk, din, dil, etnik köken ayrımı yapmadan herkese kucak açtık. Kendi vatandaşlarımıza hangi imkanları sunuyorsak, ülkemize sığınan mazlum ve mağdurlara da aynı hassasiyetle davrandık. Barınmadan sağlığa, eğitimden sosyal entegrasyona kadar hemen her alanda kapsamlı politikalar yürüttük. Ancak bu süreçte, Avrupa Birliği başta olmak üzere, lafa gelince demokrasi ve insan hakları savunuculuğunu kimseye bırakmayan ülkelerden herhangi bir destek alamadık. Türkiye’ye verilen sözler tutulmayarak, ülkemiz düzensiz göç yükünü tek başına omuzlamak zorunda bırakıldı.” Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan- Video konferans yoluyla katıldığı Uluslararası Göç Filmleri Festivali’nin kapanış töreninde yaptığı konuşmadan alıntıdır.