savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
6°C
Pazar Parçalı Bulutlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Yağmurlu
9°C

Erdoğan’ın Türk Ekonomi Mucizesi Çöküşte

Erdoğan’ın Türk Ekonomi Mucizesi Çöküşte

Erdoğan’ın Türk Ekonomi Mucizesi Çöküşte

 

Bazı kamuoyu anket sonuçları, Erdoğan’ın AK Partisinin (AKP) kırsal kesim ve işçi sınıfı muhafazakârları arasında güçlü bir taban ile popülerliğini korumasına rağmen, iktidar koalisyonunun gayri resmi bir muhalefet ittifakının gerisinde kaldığını göstermektedir.

 

Yazar: Jonathan Spicer, REUTERS, 15 Temmuz 2021

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 18 Temmuz 2021

 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Referandumu gecesinden bir görüntüsü.

 

ISTANBUL, 15 Temmuz 2021 (Reuters) –Darbeyi atlatmasının üzerinden beş yıl geçmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iktidarını üçüncü bir on yıla uzatma şansı, Türklerin refah, gelir dağılımı ve istihdam kapasitesinin 2013 yılından günümüze kadar düşmesine neden olan ekonomik gerilemeyi tersine çevirip çeviremeyeceğine bağlı olabilir.

Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü kuruluş yılı olan 2023’te seçimlerle karşı karşıya ve kamuoyu anketleri de son üç yılda yaşanan döviz krizi, şiddetli ekonomik durgunluk ve korona virüs salgınının ardından Erdoğan’a olan halk desteğinin düştüğünü göstermektedir.

Bazı kamuoyu anket sonuçları, Erdoğan’ın AK Partisinin (AKP) kırsal kesim ve işçi sınıfı muhafazakârları arasında güçlü bir taban ile popülerliğini korumasına rağmen, iktidar koalisyonunun gayri resmi bir muhalefet ittifakının gerisinde kaldığını göstermektedir.

Türkiye’nin, 2020 yılında ekonomik daralmadan kaçınan birkaç ülkeden bir tanesi olmasının ardından bu yıl ekonomik büyümesi yeniden hızlanmıştır. Ancak son yılların hasarı; gıda ve diğer temel ihtiyaç mallarında %20 veya daha fazla bir enflasyon oranına geri dönüşü de içermektedir.

Fitch Ratings değerlendirme kuruluşu Avrupa ülkeleri direktörü Douglas Winslow yaptığı açıklamada; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamuoyu anket puanlarına zorlu bir ekonomik zeminle birlikte bakıldığında, önümüzdeki 12 ay boyunca onlar için bir seçimin uygun göründüğünü düşünmeyi hayal etmenin gerçekten zor olduğunu ifade etmiştir.

Dünya Bankası tahminlerine göre 1,5 milyondan fazla Türk geçtiğimiz yıl yoksulluk sınırının altına düşmüştür. Ve gelir ve servet dağılımını gösteren Gini endeksi de gelir dağılımı eşitsizliğinin 2011 yılından beri yükseldiğini ve 2013 yılından itibaren hızlanarak, Erdoğan’ın iktidardaki ilk on yılında, 2006-2010 döneminde elde edilen büyük kazanımları silip süpürdüğünü göstermektedir.

Modern Türkiye’nin en uzun süre iktidarda kalan lideri olan Erdoğan’ın yeni kurulan AKP’si, 1970’li yıllardan beri yaşanan en kötü ekonomik çöküşün ardından, Türkleri daha iyi bir yaşam için uzun süreden beri hayal kırıklığına uğratan kötü yönetim ve ekonomik durgunluklardan kurtarma sözü vererek 2002 yılında iktidara gelmiştir.

Zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık on yıl sürecek olan bir refah getirmek maksadıyla, ekonomik toparlanma ve Batı’ya diplomatik alanda dönüşten yararlanmıştır.

10 Yıl Süren Zenginlik

Yoksulluk ve işsizlik en alt seviyelere indirilmiş ve on yıl önce üç haneli olan enflasyon %5 seviyesine kadar düşürülerek, Türk lirasının yerli ve yabancılar nezdinde cazibesi artırılmıştır.

Erdoğan artık dokunulmaz görünmektedir.

Eşi benzeri görülmemiş hükümet karşıtı protestoların Türkiye’yi kasıp kavurduğu ve büyük ekonomiler daha da ivme kazanırken, gelişmekte olan piyasaların küresel olarak sancılı bir finansal çöküşle karşı karşıya kaldığı 2013 yılında işler değişmeye başlamıştır.

Reuters tarafından yapılan analize göre; kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH), işsizlik ve diğer ekonomik refah ölçümleri açısından 2013 yılı bir dönüm noktası olmuştur.

Resmi tahvil varlık istatistikleri ve Turkey Data Monitor’e göre 2013 yılı ayrıca, yabancı yatırımcılar açısından da bir doruk noktası olmuştur. O yıldan itibaren lira değer kaybetmeye başlamış ve Türklerin küresel satın alma gücü de azalmaya başlamıştır.

Baskılar ve İzolasyon

Recep Tayyip Erdoğan, hükümeti 2013 yılında İstanbul Gezi Parkı’nda başlayan protestoları bastırdığında birçok kişiyi şok etmiştir.

Sabancı Üniversitesi sosyoloji bölümünden yardımcı doçent Ateş Altınordu Gezi Parkı protestolarının bastırılmasının AKP’yi yeni bir egemen çevre olarak belirginleştirdiğini ve popüler desteğin ona karşı döndüğünü gösterdiğini ifade etmiştir.

Başarısız 15 Temmuz 2016 darbe girişimi de analizcilerin Türklerin ekonomik refah seviyesini daha da kötüleştiren sert bir olağanüstü hal uygulamasına yol açmıştır.

Altınordu, 2013 yılından itibaren AKP ve Erdoğan’ın, muhtemelen ekonomiye çeşitli şekillerde zarar veren otoriterliği daha da artırdığını dile getirmiştir.

Altınordu’ya göre AKP ve Erdoğan, daha az medya özgürlüğü ile daha izole ve merkezi bir karar alma moduna girerek; muhtemelen daha fazla siyasi hata yaptıkları, hızlı çözüm bulma yeteneklerini kaybettikleri ve yolsuzluğa çok daha fazla fırsat yarattıkları bir moda girmiştir.

Seçmen Tabanı

Erdoğan’ın 2003 yılında iktidara gelmesi sonrasında önemli ölçüde iyileşen sağlık hizmetleri gibi diğer kilit önlemler ise sağlamlığını korumayı sürdürmektedir.

2001-2002 Uluslararası Para Fonu (IMF) programı kapsamında uygulanan kemer sıkma politikaları gevşerken, Erdoğan o zamanlar AKP’nin merkezi hedefi olan Avrupa Birliği’ne katılmak için gereken serbest piyasa politikalarını benimsemiştir.

2008-2009 küresel finansal krizi Türkiye’yi de vurmuş, fakat bunun yanı sıra yükselen piyasalarda kâr etmek isteyen yatırımcı akınını da beraberinde getirmiştir.

Ucuz dış krediler, AKP’nin arka arkaya sekiz ulusal seçimi kazanmasını sağlayan inşaat tabanlı bir ekonomik patlamanın sürmesine yardımcı olmuştur.

Washington Institute için kaleme aldığı bir raporda Soner Çağaptay; Erdoğan’ın, 20’nci yüzyılın büyük bir bölümünde Kemalistlerin yönetiminden önemli ölçüde daha iyi yaşam standartlarına sahip olan, hayran ve sadık vatandaşlardan oluşan bir tabana sahip olduğunu yazmıştır.

Çağaptay raporunda ayrıca; Erdoğan iktidara gelmeden önce, savaş öncesi Suriye’ninkiyle karşılaştırılabilir olan Türkiye’deki bebek ölüm oranının şimdi İspanya’nınkine benzer hale geldiğine de dikkat çekmiştir.

Ekonomik ve Siyasi Gerginlikler

Ancak diğer refah seviyesi göstergeleri ABD Merkez Bankası’nın, gelişmekte olan piyasalardan fonları emmeye başlayacağını ima ettiği 2013 yılında çatırdamaya başlamıştır.

Erdoğan’ın seçimleri kazanmasının ardından milliyetçi müttefiklerine dönmesi ve sonrasında da iktidarı sarayının (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi) çatısı altında yoğunlaştıran bir başkanlık sistem (Türk Tipi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) referandumunu kazanmasıyla siyasi gerginlikler giderek artmıştır.

Bazı önemli ekonomi yetkilileri iktidar gaspına karşı çıkarak AKP’yi terk etmişlerdir. Analizciler, Türk lirası 2018 yılında krize girerken merkez bankasına faiz oranlarının düşürülmesi için baskı yapılması da dâhil, politikalarında derin çatlaklar oluşmaya başladığını ifade etmektedirler.

Türk lirası, son üç yılda yarısından fazla olmak üzere, 2013 yılından bu yana ABD doları karşısında değerinin %75’ini kaybetmiş durumdadır. Birçok Türk vatandaşı artık birikimlerini yabancı para birimlerinde tutmayı tercih etmektedir.

 

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası bölge ekonomi uzmanı Roger Kelly, siyasi açıdan bakıldığında; 2013 yılından bu yana Türkiye ve Batı’nın giderek birbirinden uzaklaştığına yönelik bir his olduğunu ifade etmektedir.

 

Kelly açıklamasında; ‘‘Evet, 2013 yılından bu yana bir bozulmaya tanıklık ettik ancak bunu, 2013 öncesinde atılan olumlu adımlar bağlamında görmemiz gerekiyor’’ ifadelerine de yer vermiştir.

 

Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve Sayın Jonathan Spicer’in görüşlerini içermektedir. Yazının çevrilerek paylaşılması Sun Savunma Net sitesi ve çevirenin yazıda ifade edilen görüşler ve ileri sürülen iddiaları paylaştığı anlamına gelmemektedir.

 

Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

 

https://www.reuters.com/world/middle-east/when-erdogans-turkish-economic-miracle-began-failing-2021-07-15/

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.