savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4746
EURO
36,4066
ALTIN
2.957,53
BIST
9.356,86
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
17°C
Ankara
17°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Pazartesi Az Bulutlu
2°C

Erken Seçim ve Türkiye Gerçekleri

Erken Seçim ve Türkiye Gerçekleri
A+
A-

Yazı Dizisi -2

Erken Seçim ve Türkiye Gerçekleri

Adalet

Yazan: Yakup Battal, Sun Savunma Net, 15 Mayıs 2018

Yargı için 2010 yılında “tarafsız ve bağımsız yargı için evet diyorum.” 2017 Anayasa Değişiklik Referandumunda “Bağımsız ve Tarafsız Yargı için Tüm Kalbimle Evet” diye propaganda yapılmış. İktidar partisinin seçim manifestosunda da tarafsız ve bağımsız yargı vurgusu var, sanki 8 yıldır ülkeyi siyasi iktidar değil, başka birileri yönetiyor.

Oysa 2010 Anayasa değişikliğinin asıl amacı kozmetik düzenlemeler bir yana bırakılırsa Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’dan oluşan yüksek yargı ile HSYK’ya hâkim olmaktı. Maalesef tıpkı askeri vesayet gibi yargı vesayetini kaldırıyoruz derken, yargı FETÖ’ye teslim edildi, Yargı sistemimizde 2010 yılından itibaren FETÖ vesayeti en üst seviyeye ulaşmış oldu. FETÖ, Osmanlı’nın tarikatları gibi devletten nemalanmak yerine, iktidar olmayı hedefledi, siyasi iktidar ise koltuğunun sallantıda olduğunu fark etti ve tedbir almaya çalıştı, ama çok geçti. FETÖ, 17/25 Aralık operasyonları ile siyasi iktidarı, yolsuzluk ve rüşvet konusunda epey zor durumda bırakacak şekilde bazı belge ve eylemleri servis etti.

İki şey arasında farklara ilişkin bulmacalar vardır. Aşağıdaki afişler de öyle.

2010 ve 2017 Anayasa değişiklik afişleri. (https://indigodergisi.com/2017/04/referandum-evet-afisleri/)

 

Yargı sistemi, torba KHK’ler ile şekillendirilmeye çalışılmakta, mahkemelerin yapısı, hâkim ve savcıların tayini nedeniyle adalet sistemi türbülansa girmiş, ekonomik sıkıntılar nedeniyle iflas ve icralar artmış durumda. Hâkim ve savcılar iş yükünün altında ezilmekte. Yeni hâkim ve savcı temininde siyasi davranıldığı konusunda toplumda genel bir algı mevcut.  Avukat olduğum için var demek istemiyorum. Hâkimlik ve savcılık teminatından bahsetmek zor olduğundan siyasi iktidar ve hatırı sayılır kişiler aleyhine karar verebilmek çok zor ve riskli. Bir de kraldan fazla kralcılar var, Sayın Cumhurbaşkanı Anayasayı tanımazsa ben de Anayasa Mahkemesini tanımam diyor.

‘‘Cumhurbaşkanı nasıl olsa anayasaya uymuyor bari biz anayasayı Cumhurbaşkanına uyduralım’’ diyen
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Foto: Haber365

 

Bir ülkede “Cumhurbaşkanı Anayasaya uymuyor bari Anayasayı Cumhurbaşkanına uyduralım” diye Anayasa değiştiriliyorsa, torba yasa ve KHK’ler ile ülke yönetiliyorsa ve hukuki mevzuat ile uygulamaları farklı ise hukuk devleti açısından söylenecek fazla söz yoktur.  Hukuk devleti demek, hukuku olan devlet değil, yoksa birkaç ülke hariç tüm dünya ülkeleri hukuk devletidir. Hukuk devleti, insan haklarına saygılı, çoğulcu demokrasi, hukukun üstünlüğü ve hukuki güvenlik ilkelerine göre hareket eden devlet demek.

Bağımsız düşünce kuruluşu Dünya Adalet Projesi’nin yıllık değerlendirmesinde hukukun üstünlüğü açısından Türkiye, 113 ülke arasında 2014’te 59, 2015’te 80, 2016’da 99 ve 2017’de 101’inci sırada yer almış. Türkiye’nin bu konuda gerilerde olmasının bir nedeni de PKK ve FETÖ ama gerçek olan Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ve adalet konusunda gelişmiş ülkelerin çok altında olduğu. En basit örneği, Anayasa değişikliği 21. Maddesine göre 6 ay içinde uyum yasalarının çıkarılması gerekiyordu. Aradan bir yıl geçmiş çıkarılmamış bir ay kalmış, KHK ile seçime uyum yasaları çıkarılmaya çalışıyor yani anayasayı değiştiriyorsunuz ama bunu nasıl uygulayacağınız üzerinde çalışmıyorsunuz. Bu şu anlamda gelir, Anayasa değişikliği bahane, ülkeyi OHAL şartlarında KHK ile yönetmek şahane. Hukukun üstünlüğü demek Cumhurbaşkanı, hükümet, milletvekilleri dâhil tüm devlet görevlilerinin hukuki mevzuata uyması ve hukuki mevzuatın mesleği, statüsü ne olursa olsun herkese eşit uygulanması demektir.

Yarın ‘‘Ekonomi’’ konusunu inceleyeceğiz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.