Başka kim var? Mehmet Şimşek var. Başka kim var? O zaman Ulaştırma Bakanı olarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun içinde olan Feridun Bilgin var. Hani bunlar dürüsttü ya. Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu? Bunlar Halk Bank’ı da dolandırmaya çalışıyorlar.’’
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 26 Ağustos 2024
Recep Tayyip Erdoğan – 07 Aralık 2019 – ‘‘Peki bu nasıl doğruluk? Peki, yanında kim var? Yine bir başka isim o da Sayın Babacan var. Onun da imzası var bu işin altında. Başka kim var? Mehmet Şimşek var. Başka kim var? O zaman Ulaştırma Bakanı olarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun içinde olan Feridun Bilgin var. Hani bunlar dürüsttü ya. Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu? Bunlar Halk Bank’ı da dolandırmaya çalışıyorlar.’’
Recep Tayyip Erdoğan ve Öğretim Geçmişi
Aslen Rizeli olan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Şubat 1954’te İstanbul’da doğmuştur. 1965 yılında Kasımpaşa Piyale İlkokulu’ndan, 1973 yılında ise İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden mezun olan Erdoğan, fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi’nden de diploma almıştır. Üniversiteyi Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi’nde okuyan Erdoğan, bu okuldan 1981 yılında mezun olmuştur (Cumhurbaşkanlığı web sitesinden alıntıdır).
Yüksek faizi şahsi düşmanı ilan eden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, faiz oranları düştüğünde enflasyonun da düşeceğini savunan bir ekonomisttir.
Erdoğan sonradan bu düşüncesinden vazgeçmiş ve Mayıs 2023 ayı sonundaki ikinci tur seçim zaferinin ardından Hazine ve Maliye Bakanı olarak Mehmet Şimşek’i atadığını açıklamıştır. Erdoğan AKP’sinin üyelerinden Şimşek, geçmişte 2009-2015 yılları arasında maliye bakanlığı görevini yürütmüştür.
Recep Tayyip Erdoğan, 2021 yılında AKP’nin TBMM’deki grup toplantısında faiz oranlarına yönelik yaptığı bir konuşmada aşağıdaki ifadeleri söylemiştir:
“Açık, net söylüyorum: Arkadaşlar, faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Biz, faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız. Hala kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam. Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim ve enflasyonla mücadelemi de sürdüreceğim. Şunu bir defa bilmemiz lazım. Bu konuda nas[i] ortada. Nas ortada olduğuna göre, sana bana ne oluyor?”
Diyen Erdoğan nası da unutmuş ve TCMB politika faizini %50 seviyelerine kadar çıkarmıştır. Aşağıdaki tabloda OECD Haziran 2024 verilerine göre ülkelerin gıda enflasyon oranları görülmektedir.
Tablodaki verilere bakıldığında Türkiye’nin inanılmaz bir şekilde açık ara ile listenin başında olduğu görülmektedir. Aynı dönemde Türkiye’nin enerji enflasyon oranı ise %89,8 seviyesindedir.
Komşumuz Yunanistan ile karşılaştırıldığında gıda enflasyon oranı %2,1’e %68,1, enerji enflasyonu ise %-1,6’ya %71,0 seviyesindedir.
[i] TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ – Allah’ın ve Peygamber’in Sözü Anlamında Nas. İslâm ilimlerinde nas (çoğulu nusûs) denilince genellikle Kur’an ve Sünnet’in lafızları kastedilir. Kaynaklar sıralamasıyla ilgili anlatımlarda Kitap ve Sünnet yerine kısaca “nusûs” dendiği de olur. Nassın bu anlamdaki kullanımında âm-has, mutlak-mukayyet olması veya delâletinin zannîliği-kat‘îliği gibi hususlar söz konusu edilmeksizin dildeki bütün özellikleriyle lafız kastedilir. Günümüze ulaşan erken dönem fıkıh literatürü içinde Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin eserlerinde de rastlanan bu kelimenin Şâfiî’nin eserlerinde sık sık geçtiği, hatta daha sonra belirgin hale gelecek teknik mânadaki nassı çağrıştıran kullanımlarının bulunduğu görülür (er-Risâle, s. 91, 106).
Bu anlamıyla nas vahyin metinsel verisi olduğundan teşrîin ve dinî bilginin temelini oluşturur; karşıtı genel olarak “ictihad”dır. İctihad, istidlâl ve kıyas gibi kavramlarla karşıt olarak zikredildiğinde nas Allah ve Peygamber’in sözünü, bu kavramlar da nasların akıl yoluyla açılımını anlatır. Mecelle’de, “Mevrid-i nasta ictihada mesağ yoktur” (md. 14) şeklinde ifadesini bulan genel anlayış da aklın nas karşısındaki pozisyonunu ve ictihadın alanını belirler. Nassın bulunduğu konularda ictihadın câiz olmayışı, nasların büsbütün ictihada kapalı olduğu değil nassın düzenlediği hususun nassa aykırı olacak bir şekilde alternatif bir düzenlemeye tâbi tutulmasının mümkün olmadığı anlamına gelir. Nitekim hemen bütün ictihadlar nas üzerinden yürütülür ve naslarla bağlantılıdır. Sünnî siyaset teorisinde imamın/halifenin seçimi nasla olmayıp ümmetin ictihadına bırakılmış bir mesele iken İsnâaşerî ve İsmâilî Şiî anlayışlarında imam nasla tayin edilir. Bu bağlamda nas terimi, Hz. Peygamber’in imam olacak kişiyi açıkça belirtmesini ve ondan sonraki imamların da kendilerinden sonrakini tayin etmesini ifade etmektedir.