GİZLENEN DÜNYA DÜZENİ ARTIK AÇIKTAN FAALİYET GÖSTERİYOR.

Yazan: Mustafa Dönmez

Amerika, Güney Kıbrıs’a Dedeağaç’a yaptığı yığınağın bir benzerini inşa ediyor. Önceki yazılarımda belirttim. Kıbrıs’ın uluslararası anlaşmalarına aykırı olarak Amerika buraya yerleşiyor Gazze’ye en yakın ulaşım Güney Kıbrıs üzerinden yapılıyor. Türkiye olanları sessizce izlerken İsrail’in güvenliği ve yayılmacılığı meşrulaştırılıyor. Kıbrıs adım adım kaybediliyor. Çünkü Kıbrıs’ta güç unsurları Türkiye aleyhine değişiyor.

Kuzey Kıbrıs’ta gençler, dış ülkelere giderken yönetim Cumhurbaşkanlığı Sarayı yaptırıyor. Ülkede siyasi birlik sağlanamıyor. Amerika 1974 yılında Güney Kıbrıs’a koyduğu silah ambargosunu iki sene önce kaldırdığında Kıbrıs’a dikkat çekmiştim. Anlaşmanın perde arkasındaki görüşmelerde Ambargonun kaldırılması karşılığında Amerikalılara lojistik üs verilmesi pazarlığı vardı. İsrail ve ABD’nin Kıbrıs’a yerleşmesine müsaade edilmemesi gerektiğini belirtmiştim. Rahmetli Denktaş yıllarca Doğu Akdeniz’deki doğal gaz ve petrole dikkat çeker Türklerin hak ve hukuklarını savunurken Türkiye tarafından ötekileştirilmişti. Bugün o uyarıların ne kadar hayati olduğuyla Türkiye yüzleşiyor ve gerekli adımları o günlerden bugüne atamamasının faturasını, Kıbrıs’ı kaybederek ödeyebilir. Doğu Akdeniz’de KKTC ait 5nci parselle ilgili Güney Kıbrıs’ın ihale açmasına ve petrol platformları kurulmasına dün karşı çıkan Türkiye, bugün bu faaliyetlere sessiz kalıyor. Kıbrıs düşerse İskenderun körfezine hapsolan Türkiye düşeceğini göremiyor.

Bu sitede Denktaş’ın eski danışmanı Sebahattin İsmail sürekli bu ve değişik konularla ilgili kaygılarını anlatmaya çalıştı. Türklerin gelecek kuşakları için hayati olacak çıkarları, yapılan uyarı ve hatırlatmalar dikkate alınmıyor. Kuzey Kıbrıs’ta siyasi muhalefetin yaptığı haklı ikazlar göz ardı ediliyor. KKTC iktidarının uygulamaları Türkiye’deki düzene uydu.
Türkiye’ye dayatılan isteklerde bugüne kadar türlü oyalama taktikleri kullanıldı. İstek ve beklenti yayı gerildiği noktada;

Varsayım1. Amerika’ya bel bağlayan bir Türkiye yarın ABD başkanının ağzından tıpkı Gazze’de Filistinlilere yaptığı gibi ‘KKTC’deki Türkler anavatanlarına dönsün’ denilirse ne yapacaktır?

Varsayım2. Türkiye yönetimini dün eline beyzbol sopasıyla tehdit eden Obama gibi bugün akıl sağlığı şüpheli birinin geçmiş uygulamalarında olduğu gibi Türkiye’yi tehdit eder ağır yaptırımlar getirirse ne yapacaktır?

Varsayım3. Kıbrıs-İsrail aksına Suriye ve Irak içinde İkinci bir İsrail devleti, bir emrivaki ile ilan edilir, eklenirse Türkiye ne yapacaktır?

Varsayım4. Amerika’nın ülke içindeki Sivil Toplum Kuruluşları (NGO), etkin etnik ve radikal dinci unsurlarını hareketlendirir ve iç savaş fitilini hareketlendirirse Türkiye ne yapacaktır… Düşünülmeli bugünden önlem alınmalıdır.
Göçmen hamamına dönmüş, demografik dengeleri bozulmuş, insanları birbirine düşürülmüş bir Türkiye, yetersiz ekonomik gücü, parçalı muhalefeti ile dolu dizgin gözlerimizin önünde yıkıma gidiyor. Etrafımızı saran yalan perdelerini yırtarak gerçekleri Türk halkına gösterecek kadrolar bir araya gelemez sorunlara akılcı çözümler getirilemezse kaçınılmaz felaket zincirleri yaşanması an meselesidir. 106 sene önce Mustafa Kemal Atatürk Mayıs 1919 yılında Havza’da şöyle demişti. ‘’Sessiz durgun, başı eğik kalmayınız, uyanın. Milli bağımsızlığımızı çiğniyorlar haklarımızı savunmak için birleşiniz. Düşman karşısına dikiliniz. Sesinizi duyurunuz. Bütün dünyaya; Ben Türküm bağımsızlık bana atalarımdan miras kaldı, onu sana vermem’’ diye haykırınız…

Sanki bugüne yapılan bir çağrıdır.