Güney Kore hükümeti ‘‘ZAMAN’’ ve ‘‘BİLGİ’’ faktörlerinin virüse karşı yürütülecek mücadelede çok kritik silahlar olacağını çok iyi bildiğinden ülke genelinde inanılmaz sayıda test uygulaması başlatmıştır. Bu dev projeyi uygulayabilmek maksadıyla, her gün binlerce insana test yapabilecek 40 adet laboratuvar devreye sokulmuştur.
Yazar: Dr. Alon Levkowitz, BESA, 03 Nisan 2020
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 05 Nisan 2020
Güney Kore’nin 2020 yılı rakamlarına göre nüfusu yaklaşık 51 milyondur. Güney Kore Sağlık Bakanlığına göre; 31 Mart 2020 itibarıyla ülkede teyit edilen korona virüs vaka sayısı 9,786, hayatını kaybedenlerin sayısı 162, iyileşenlerin sayısı da 5,408’dir. Güney Kore’de yine 31 Mart 2020 itibarıyla test edilen insan sayısı ise 395,194’dür. Güney Kore’nin salgınla nasıl mücadele ettiğini anlayabilmek için bu rakam çok önemlidir.
Güney Kore’de ilk korona virüs vakası Şubat 2020 başlarında, yaklaşık 2,5 milyon nüfuslu Daegu’da bulunan gizemli Shincheonji Kilisesinde görülmüştür. Kilisenin neredeyse 10,000 üyesi bulunmaktadır ve tarihe ‘‘31 Numaralı Hasta’’ olarak geçen bir kilise müdavimi, ayinler esnasında diğerlerine virüsü bulaştırmıştır. Güney Kore Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezine göre, ülkede görülen korona virüs vakalarının %63,5’i Shincheonji Kilisesi bağlantılıdır. Güney Kore hükümeti süratle duruma müdahale etmiş ve bu garip kilise müdavimlerinin %90’ı teste tabi tutulmuştur. Yetkililer bununla da yetinmemiş ve bu garip kilise üyelerinin temas ettiği ve etkileşime girdiği bütün insanların da haritasını çıkararak hepsini teste tabi tutmuştur.
Güney Kore hükümeti ‘‘ZAMAN’’ ve ‘‘BİLGİ’’ faktörlerinin virüse karşı yürütülecek mücadelede çok kritik silahlar olacağını çok iyi bildiğinden ülke genelinde inanılmaz sayıda test uygulaması başlatmıştır. Bu dev projeyi uygulayabilmek maksadıyla, her gün binlerce insana test yapabilecek 40 adet laboratuvar devreye sokulmuştur. Güney Kore sağlık sistemi tarafından kullanılan test kiti, ülkede geliştirilmiş ve üretilmiştir, yani ülke İsrail ve diğer ülkeler gibi dışarıdan ihraç edilen test kitlerine bağımlı değildir.
Güney Kore hükümetinin virüsü kontrol altına alması ve yayılmayı durdurabilmesi için mevcut kaynakları tanımlaması ve insanları mümkün olabildiğince hızlı bir şekilde test etmesi gerekmektedir. Krizin başlarında Güney Kore, günde 3,000 test uygularken, bu sayıyı süratle artırmış ve günlük test sayısını kısa bir zamanda 20,000’e çıkarmıştır. Yapılan çok sayıda test, Güney Kore hükümetinin virüsün halk içinde nasıl yayıldığının haritasını çıkarmasını sağlamıştır.
Bu sürecin etkinliğini artırmak maksadıyla Seul hükümeti, McDonald tarzı bir ‘‘ARABAYA SERVİS’’ test hizmeti oluşturmuştur. Oluşturulan stantlara giren insanlara, araçlarından inmeden korona virüs testi uygulanmıştır. Bütün test süreci sadece 10 dakika içinde bitirilmiştir. İsrail de bu sistemi benimsemiş ve ülkede beş noktada uygulamaya koymuştur.
Seul hükümeti, virüsle mücadelede hayati öneme haiz olan halkın güven ve işbirliğini sağlamada şeffaf olması gerektiğini de çok iyi anlamış ve uygulamıştır. Testler ve gözetim konusunda yaptığı her hamlede halkı bilgilendirmiştir. Fakat Güney Kore halkı da kendi üzerlerine düşen sorumluluğu çok iyi özümsemiş ve söylenenlere harfiyen uymuştur. Kurallara uymayanlara, örneğin karantina kurallarını ihlal edenlere ise 30,000 ABD doları tutarında ceza kesilmiştir.
Güney Kore hükümeti, korona virüs test sonuçları pozitif çıkan vatandaşların hareketlerini izlemek ve haritasını çıkarmak maksadıyla; mobil telefon izleme sistemi, kapalı devre televizyon ve ödemeli bir sistem dâhil teknolojik imkânlardan faydalanmıştır. İnsanların bu şekilde izlenmesi ‘‘Büyük Birader Sizi İzliyor’’ çağrışımları yapabilir, fakat virüsten etkilenen insanları tespit etmek ve onlara kendilerini derhal test ettirmeleri ve karantina almalarını söylemek için çok etkili bir yöntemdir. Güney Kore topraklarına adım atan herkesten, telefonlarına bir uygulama yüklemesi ve her gün güncellemesi talep edilmiştir. Bazı durumlarda da ülkeye girenlerden kendilerini 14 gün karantina altına almaları talep edilmiştir.
Güney Kore’nin korona virüse karşı yürüttüğü mücadeleyi kazanmasının en başta gelen nedenlerinden bir tanesi de ülkedeki birinci kalite sağlık sistemidir. Hükümet korona virüs ile ilgili yapılan bütün medikal harcamaları karşılama kararı almıştır, ancak virüsten etkilenen insanların sayısında önemli ölçüde bir artma olması durumunda, ülke genelinde halka uygulanan kısıtlamaları artırması da gerekecektir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir, orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu COVID-19 hastalığının yayılmasını, aldığı akıl ve bilim dolu tedbirler ve uyguladığı şeffaflık politikası ile önleyen Güney Kore hükümetine ve işbirliği yapan Güney Kore halkına şapka çıkarıyorum.
Kendi kendisini Mesih ilan eden 88 yaşındaki şarlatan Lee Man-hee’nin başında olduğu ve ülkedeki korona virüs vakalarının %63,5’inden sorumlu olan Shincheonji Kilisesi cemaatini de şiddetle kınıyorum.
Bu kiliseye devam eden cemaat, gizli olarak yaptıkları ayinlerde kitlesel olarak bir araya gelerek, uzun süre, birbirlerine yakın bir şekilde yerde oturarak ve sık sık birbirlerine sarılarak ve bağırarak Güney Kore’de görülen korona virüs vakalarının %63,5’ine neden olmuştur.
Daegu kentinin sakinleri büyük bir paranoya altındadır. Etraflarındaki insanların bu kilisenin üyeleri olup olmadıklarını bilememekten yakınan kent sakinleri, Kuzey Kore ile Shincheonji Kilisesi arasında hiç bir fark olmadığını ifade etmektedir.
Güney Kore halkından özür dilerken yüzüne maske, koluna da altın saat takan, kendi kendine Mesih olduğunu ilan eden şarlatan Lee Man-hee’nin ruhani lideri olduğu Shincheonji Kilisesi cemaati hakkında, cinayet ve yaralama iddiasıyla suç duyurunda bulunan Seul Belediye Başkanı Park Won-soon’u da tebrik ediyorum.
https://besacenter.org/perspectives-papers/south-korea-coronavirus/