Adlî Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 15. maddesi uyarınca, tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yaparak kusur oranı tespit etme yetkisinin sadece Trafik İhtisas Dairesine ait olduğu ifade edilmektedir.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 05 Şubat 2023
Bir trafik kazasının, adli işleme esas olmak üzere suç soruşturma yetkisi savcılık ve emniyet güçlerine, ihtiyaç duyulması halinde kusur oranlarının belirlenmesine dair tespit ve raporların hazırlanması yetkisi Adli Tıp Kurumu’na aittir ve hâkim ihtiyaç duyması halinde bilirkişi incelemesi talep etse de kusurluluk oranının belirlenmesi nihai kararı sadece hâkim yetkisindedir.
Ulaşım Emniyeti İnceleme merkezi mevzuatı çerçevesinde yapılan ve tek amacı benzer kaza ve hadiseleri önlemeye yönelik tavsiyelerde bulunmak olan Hava Aracı Kazası İnceleme ve Araştırma raporu, suçu ve suçluyu tespit etme ve sorumluluk paylaşımı ortaya koyma amacı gütmese de, talep edilmesi halinde savcılık makamı ve mahkemeye verilmektedir.
Peki, bu rapor; savcılık iddianamesinin hazırlanmasında ve/veya hâkim tarafından suç ve kusurluluk oranlarının belirlenmesinde kullanılabilir mi?
Adli Soruşturma ve Kusur Oranı Tespit Yetkisi
Adli işleme esas olmak üzere, karşılığında ceza tayin edilmiş bir fiil işlediğinden şüphe edilen kişi ya da kişilerin, suçla ilgili derecelerini ortaya koymak amacıyla yetkili adli ve idari makamlarca yapılan her türlü araştırma, inceleme ve delil toplama faaliyetlerinin tümüne suç soruşturması denmektedir.
Hava aracı kazalarında, tıpkı diğer ulaşım aracı kazalarında olduğu gibi çok sayıda insan hayatını kaybetmekte, yaralanmakta, hasar ve zararlar meydana gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında hava aracı kazaları da bir adli soruşturma konusudur.
Tıpkı diğer kazalarda olduğu gibi hava aracı kazalarında da olayın tarafları bulunmaktadır ve taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklar ve cezai tedbirlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.
Örneğin meydana gelen bir trafik kazasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesinde; taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirilmesinin ancak hakim tarafından yapılabileceği yönünde bir Yargıtay İçtihat Metni bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin İçtihat Metninde; kusurun belirlenmesinin normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmasına rağmen, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hâkimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda, bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi, bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hâkimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hâkimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, kaldı ki 31/07/2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Adlî Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 15. maddesi uyarınca, tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yaparak kusur oranı tespit etme yetkisinin sadece Trafik İhtisas Dairesine ait olduğu ifade edilmektedir.
Trafik İhtisas Dairesi’nin görev ve çalışma usullerini düzenleyen Madde 15 kapsamında; mahkemeler ile hakimlikler ve Cumhuriyet savcılıklarınca gönderilen trafik olayları ile ilgili konularda gerekli muayene ve incelemeler yapılarak sonucu bir raporla mahalline bildirilmesi ve İlgili mercilerden gönderilmiş trafik kazaları ile ilgili tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yapılarak tarafların kusur oranları, zararları ve gerekli tazminat miktarları tespit edilerek sonucun bir raporla tespit edilmesi gibi hükümler bulunmaktadır.
Madde kapsamında; özel ihtisas gerektiren konularda kurum dışından uzman çağrılabileceği ve trafik kazalarının teknik arızadan dolayı meydana gelmesi durumunda, mahkeme veya savcılıkların talebi üzerine taşıtların teknik açıdan kontrollerinin yapılarak durumun bir raporla tespit edileceği hususu da yer almaktadır.
Hava Aracı Kazaları Trafik Kazası mıdır?
Trafik kelimesi TDK web sitesindeki bilgilere göre dilimize Fransızca ‘‘trafic’’ kelimesinden geçmiştir ve ulaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt tarafından kullanılması, gidiş geliş, seyrüsefer anlamlarına gelmektedir.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Havacılık Terimleri sözlüğünde hava trafiği; bir havaalanının manevra sahasında hareket eden hava araçları ile uçuştaki hava araçlarının tamamı olarak tanımlanmaktadır.
Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı – Araştırma ve İnceleme Raporu
Hava aracı kaza ve ciddi olay araştırma ve incelemelerinin bağımsız birimler tarafından tamamen gelecekteki benzer hava aracı kazalarının önlenmesi, can ve mal emniyetinin sağlanması maksadıyla yapıldığını, kapsamının da kazalara ait bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi, kazanın nedenlerinin belirlenmesi, sonucun karara bağlanması, gerekli tavsiye ve önerilerin belirlenmesi için yürütülen her türlü faaliyetler olduğunu bir kez daha hatırlayalım.
Hava aracı kazası araştırma ve inceleme nihai raporu kazayla ilgili gerçek bilgiler, analiz, sonuçlar ve emniyet tavsiyelerinin yer aldığı dört bölümden oluşur ve gerekirse ilaveler yapılır. Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı altındaki Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı bünyesindeki Hava Aracı Kazaları Birimi’nin görev ve yetkileriyle ilgili maddeler aşağıdadır:
Türk Sivil Havacılık Kanunu
Madde 13 – (Değişik: 23/1/2008-5728/428 md.) Ulaştırma Bakanlığı, havacılık alanında uzmanlığı kabul edilmiş kişilerden seçilecek bir kurulu, kazanın sebeplerini araştırması için görevlendirir. Bu Kurul, yukarıdaki maddede belirtilen amaç dairesinde her türlü araştırma ve incelemeyi yapar, soruşturma işlemlerini yürütmekle görevli Cumhuriyet savcısı ile işbirliği yaparak, delillerin toplanmasına yardımcı olur. Kurul, yaptığı araştırma ve inceleme faaliyeti sırasında ilgili kişileri dinleyebilir; açıklama yapmaktan kaçınan kişilerin Cumhuriyet savcısına başvurarak ifadesinin alınmasını sağlayabilir; bu ifade alma sırasında hazır bulunarak, açıklığa kavuşturulması istenen hususlarla ilgili olarak ifadesi alınan kişiye sorular sorulmasını isteyebilir. Kurul, araştırma ve inceleme faaliyeti sırasında teknik ve uzmanlığı gerektiren sair hususlarla ilgili olarak başka uzman kişiler görevlendirebilir. Araştırma ve İnceleme Kurulunun oluşturulması, araştırma ve incelemenin yürütülmesi, yetki ve sorumluluklar, hava aracı kazalarında yapılacak kurtarma ve yardım işleri Ulaştırma Bakanlığınca bir yönetmelikle düzenlenir. Bu yönetmelikte Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar göz önünde tutulur.
Araştırma ve İnceleme Raporu
Madde 14 – (Değişik: 23/1/2008-5728/429 md.) Araştırma ve İnceleme Kurulu; tespit ettiği hususları, vardığı sonucu, tekrarlara engel olunması bakımından alınmasını uygun bulduğu önlemleri, önerileri ile birlikte ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor hâlinde Ulaştırma Bakanlığına verir. Raporda yer alan hususlara kısmen veya tamamen katılmayan üyeler, kişisel görüşlerini ek bir raporda belirtebilirler. Ulaştırma Bakanlığı raporun bir suretini ilgililere verir ve raporun tekemmül etmiş olduğunu Resmi Gazete ile üçüncü şahıslara duyurur. Resmi Gazete ile yapılan duyuruda raporun ilgililerce nerede ve ne suretle incelenebileceği belirtilir. Rapor, gerektiğinde kısmen veya tamamen uygun bulunacak vasıtalar ile yayınlanır. Ancak, meydana gelen kaza ile ilgili olarak soruşturma başlatılması hâlinde, Ulaştırma Bakanlığı hazırlanan raporun bir örneğini yapılan soruşturma veya kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere, sadece ilgili Cumhuriyet başsavcılığına verir.
Bir sonraki yazıda, hava aracı kaza ve ciddi olaylarında hukuki sorumluluk, yani bir kimsenin sözleşmeye aykırı davranış veya hukukun yazılı veya yazısız kurallarına aykırı hareketi nedeniyle başkasına vermiş olduğu zararı tazmin etme sorumluluklarını irdeleyelim…