savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,2096
EURO
36,7752
ALTIN
2.933,26
BIST
8.862,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
12°C
Ankara
12°C
Açık
Çarşamba Açık
13°C
Perşembe Açık
15°C
Cuma Az Bulutlu
14°C
Cumartesi Çok Bulutlu
13°C

İki Kadının Hikâyesi

İki Kadının Hikâyesi
A+
A-

Yasaksız FinCEN Dosyaları

İki Kadının Hikâyesi

İki kadının hikâyelerinin birleştiği tek ortak nokta petroldür. Birinci kadın, diktatör parçası babasının yardımları ile petrol ticaretinden milyonlarca dolar kazanırken, ikinci kadın ise para bulabildiğinde satın alabildiği çok az miktardaki petrolü, dişinin ağrısını dindirmek için ağzında çalkalamaktadır.

 

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 4 Ekim 2020

 

LUANDA, Angola — Bu, dünyanın en yozlaşmış ve işlevsiz ülkelerinden bir tanesi olan Angola’da kendi hayat yollarında birer sembol olan iki kadının hikâyesidir.

 

Petrol ve kanlı elmas zengini olan eski Portekiz kolonisi Güney Afrika ülkesi Angola 1975 yılında bağımsızlığını kazanmıştır. Bağımsızlık sonrası yüz binlerce masum sivili katleden, ekonomiyi önemli ölçüde yıkan ve Isabel dos Santos’un babası Jose Eduardo liderliğinde vahşi, kokuşmuş ve yozlaşmış bir düzeni başlatan 27 yıl süren bir iç savaş başlamıştır.

Angola dünyanın ikinci ham petrol üreticisi ve ihracatçısı olmasına ve petrol, doğal gaz, uranyum, elmas ve sattığı diğer ürünlerden milyarlarca dolar gelir elde etmesine rağmen beş yaş altı çocuklarda en yüksek ölüm oranı görülen ülkedir. Ülkede doğan altı çocuktan biri, beşinci doğum gününü göremeden ölmektedir. Ülkenin üçte ikisi, kişi başına sadece 2 ABD doları ile büyük bir sefalet içinde yaşamaktadır. Uluslararası Para Fonu (IMF)’na göre örneğin sadece 2012 yılında devlet petrol şirketi Sonangol bağlantılı toplam 4,2 milyar dolar kayıplara karışmıştır.

Birinci Kadın – Isabel dos Santos (Azizlerin Isabel’i)

Hikâyesini anlatacağımız ilk kadın Afrika’nın en zengin kadını olan Isabel dos Santos’a aittir. Angola devlet başkanının kızı olan bu kadın, 3 milyar dolarlık servetiyle Afrika’nın tek kadın ve en genç milyarderidir.

Angola’yı 30 yıl soyup soğana çeviren diktatör parçası hırsız José Eduardo dos Santos’un kızı Zengin Isabel Dos Santos. Kaynak: Schatzie’s Earth Project

 

Azizlerin Isabel çok ölçüsüz zevklere sahiptir. Onuncu evlilik yıldönümünde, günlerce süren ve hesapsız harcamaların yapıldığı kutlamalar için dünyanın her yerinden misafirlerini uçakla getirtmiştir. Angolalı gazeteci Rafael Marques de Morais’e göre, Azizlerin İsabel’i Afrika topraklarında bugüne kadar görülmeyen ölçekte rüşvet yiyen bir kadındır.

 

Isabel dos Santos, 1973 yılında Rus bir anneden (Tatiana Kukanova) Azerbaycan’ın Bakü kentinde dünyaya gelmiştir. Londra King’s College Üniversitesinde mühendislik eğitimi alırken gelecekte eşi olacak Kongolu Sindika Dokolo ile tanışmıştır. İkili 2002 yılında, gelecekteki ölçüsüz zenginliklerin net bir habercisi olan aşırı ihtişamlı bir merasimle dünya evine girmiştir. İkilinin dört çocukları olmuştur. Hikâyenin burasında Isabel dos Santos’un insanlıkla ilgili kısmı sona ermektedir.

 

Forbes dergisinin yaptığı araştırmaya göre diktatörün kızı, 2013 yılında Afrika’nın en zengin kadını olmuştur ve serveti Afrikalı diktatörler tarihinde o güne kadar görülmeyen bir büyüklüktedir. Forbes dergisine göre bu kadının serveti diktatör babası tarafından kendisine aktarılan petrol, iletişim endüstrisi ve maden fonlarından kaynaklanmaktadır. 

 

İkinci Kadın – Delfina Fernandes

Diğer hikâye Angola açısından çok daha tipik bir kadın olan Delfina Fernandes’e aittir. Delfina, ülkenin kuzey kesimlerindeki Kibanga adlı bir köyde yaşamaktadır. Bir gözü görmeyen Delfina fotoğrafta görüldüğü gibi çatısı otla örtülü, elektrik ve suyu olmayan küçük bir kulübede sağlık sistemine erişimi olmadan yaşamını sürdürmektedir. Delfina,  sadece beşi hayatta kalabilen toplam 15 çocuk doğurmuştur. Bir annenin yaşayabileceği en büyük acı çocuğunu kaybetmesidir ve zavallı Delfina bu acıyı tam 10 kez yaşamıştır.

Delfina Fernandes. Kaynak: The New York Times

 

Delfina’nın çocuklarını neden kaybettiğini öğrenmek imkânsızdır, çünkü Angola halkının yarısı gibi Delfina’nın da sağlık sistemine erişim imkânı yoktur. Bu nedenle hayata gözlerini açan ve yuman çocuklarının hiç birisinin doğum sertifikaları olmamıştır. Delfina’nın çocukları büyük bir olasılıkla sıtma ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatlarını kaybetmiştir. Tahmin edebildiğiniz gibi Delfina’nın tıpkı köyde yaşayan diğer kadınlar gibi aile planlamasından haberi dahi bulunmamaktadır.

Angola’nın Fernandes gibi insanları için yaşam birkaç yıl öncesinde de aynıdır. Kırsal kesimde okul olmadığından herkes cahildir. Tek bir harfi dahi tanıyamayan bu zavallı insanların sivrisineklerin sıtmaya neden olduğundan da haberleri yoktur. Lubango yakınlarında bir hastanede çalışan Amerikalı Dr. Stephen Foster’e göre ülkede yaşayanların insanların yarısı sağlık hizmetlerinden yoksundur.

Petrol zengini Angola’nın paraları diktatör bozuntusu tarafından çalınan zavallı halkının yaşam koşullarını gösteren bir fotoğraf. Kaynak: Ver Angola.

 

Bütün yoksulluğuna rağmen Fernandes eli açık ve misafirperver bir kadındır. Tek şikâyeti on büyük acı veren çürük dişidir. Kaybettiği dişlerinden ötürü yemek yemekte dahi zorlanan Delfina tarif edilmez diş ağrıları çekmekte ve sadece uyurken rahatlayabildiğini ve ağrıları hissetmediğini söylemektedir.

Zavallı Delfina’nın Angola hükümetine hiçbir kızgınlığı yoktur, ona göre çektiği acıların tek sorumlusu çocuklarını ondan alan Tanrı’dır. Delfina’nın ı yozlaşmış Angola diktatörü, ilk hikâyenin kahramanı Azizlerin Isabel’i, petrol, kanlı elmas ve diğer şeylerden haberi dahi yoktur.

Çektiği bütün acıların sorumlusu olarak Tanrı’yı gören Delfina, biraz haksızlık ediyor olabilir. Angola, Afrika’nın doğal kaynaklar açısından en zengin ülkelerinden bir tanesidir. Uluslararası Para Fonu’na göre 2007-2010 yılları arasında ülkenin 32 milyar doları kayıptır.

Azizlerin Isabel’i ile Fernandes’in sürdüğü hayatlar arasında çok büyük bir uçurum bulunmaktadır. Ve bu iki kadının yaşamlarında paylaştıkları tek ortak nokta petrol endüstrisindeki çıkarlarıdır. Azizlerin Isabel’i petrolden milyonlarca dolar kazanırken, zavallı Fernandes ise benzin alabilecek para bulduğunda diş ağrısını gidermek için kullanmaktadır.

Forbes dergisine göre 2016 yılındaki serveti 3,200 milyon dolar olan Isabel dos Santos’un bugünkü serveti hakkında kesin ve net bilgi bulunmamaktadır. Sadece Angola’daki serveti 2,000 milyon avroyu aşmaktadır. Ülkenin ilk telefon şirketi olan Unitel’in %25 hissesi, Banco de Fomento’nun çoğunluk hissesi, büyük çimento fabrikaları, Niara Power enerji şirketi, Candado hipermarketler zinciri, Luandina bira fabrikası, Zap televizyon kanalı, devletle yaptığı 6,700 milyon avro değerindeki ihaleler, elmas alım-satım lisansları ve Sonangol şirket başkanlığı bu zengin kadının Angola’daki yatırımlarıdır.

Angola’yı 1979-2017 yılları arasında soyup soğana çeviren diktatör parçası José Eduardo dos Santos günümüzde İspanya’nın Barselona kentinde sürgün hayatı yaşamaktadır. Kaynak: The Africa Report

 

Zengin Isabel’in Angola dışındaki yatırım ve şirketleri Portekiz’dedir. Hollanda, Kıbrıs ve Malta’daki şirketler üzerinden paraları vergi cennetlerine pompalayan Eurobic Bank’ın %42,5’si bu zengin Angolalı kadına aittir. Portekiz büyük bir ekonomik krizle boğuşurken, Hükümet tarafından 1 milyar dolara yeniden piyasaya sürülen bu bankayı sadece 1 (bir) avroya satın almıştır. Angola’daki şirketleri üzerinden Portekiz devlet enerji şirketi Galp’e girmiş ve Portekiz’in ilk telekomünikasyon şirketi olan Nos’un yarısını satın almıştır.

Kongolu kocası Sindika Dokolo ile evliliği sayesinde işlerinin kapasite ve çevresini daha da genişletmiştir. Kongolu koca ülkesindeki elmas ticaretini kontrol etmektedir. Zengin kadın Angola halkının parasıyla bir İsviçre mücevher firmasını da satın almıştır ve bazı kaynaklara göre bu şirket üzerinden yasadışı elmas kazançlarını aklamakta kullanmaktadır.

FinCEN Dosyalarında Isabel dos Santos

Isabel dos Santos adlı Angolalı milyarder kadın, ülkeyi 38 yıl yöneten diktatör bozuntusu (!) babasının yardımıyla bir iş imparatorluğu kurmuştur. 2020 yılı Ocak ayında ICIJ tarafından yapılan bir soruşturma sonucu dos Santos ve kocası Sindika Dokolo’nun kamu ihaleleri ve lisansları almak maksadıyla aile bağlantılarını istismar ettikleri ortaya çıkmıştır. Isabel dos Santos şimdi Angola’da yolsuzluk ve rüşvetle suçlanmaktadır. Portekiz yetkilileri de zengin dos Santos’un ülkedeki geniş iş ağını inceleme altına almış, kadının banka hesaplarını dondurmuş ve çeşitli şirketlerdeki paylarına ve lüks mallarına el koymuştur.

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumuna (ICIJ-International Consortium of Investigative Journalists) göre 2012 yılının başlarında, Angolalı zengin dos Santos’un iş bağlantılarından şüphelenen bazı uluslararası bankalar ondan uzaklaşmaya başlamıştır. 2013 tarihli FinCEN Dosyalarına göre;  JPMorgan Chase, zengin kadın ve kocasıyla ilgili kamu ve şahıs rüşvet olayları nedeniyle birkaç şüpheli faaliyet raporu doldurmuştur.

JPMorgan Chase tarafından doldurulan şüpheli faaliyet raporlarından bir tanesi 2012 yılı Mart ayında 4.050.000 ABD doları tutarında Dokolo tarafından Danimarka’daki Melbourne Investments BV şirketine yapılan transfer işlemidir. JPMorgan şüpheli faaliyet raporu doldurma nedeni olarak dos Santos ve ailesinin iş bağlantıları hakkında basın organlarında yer alan haberler ve transfer işleminin içeriğinin belirsizliği olduğunu ifade etmiştir.

ICIJ Luanda Belgeleri bu transfer işleminden birkaç gün sonra Dokolo’nun anlaşmanın bir parçası olarak Danimarka şirketini lüks mücevher işine yatırım yapmak için kullandığını ve bu yolla zor durumdaki firmanın bütün kontrolünü ele geçirerek Angola’dan bir elmas ticaret şirketi bünyesine kattığını göstermektedir. Angola devlet elmas şirketi en az 120 milyon dolar kaybettiği iddiasıyla dava açmış ve kuyumcu de Grisogno iflas talebinde bulunmuştur. Dokolo ise avukatları aracılığı ile bütün suçlamaları reddetmiş ve kuyumculuk işine yatırım yapmasının tek amacının Angola’nın elmas endüstrisinin değerini yükseltmek olduğunu ileri sürmüştür.

Finansal Suçlar Uygulama Ağının (FinCEN) amacı; her ne kadar finansal sistemi yasadışı kullanımlara karşı korumak, kara para aklama ve terör dâhil ilintili suçlarla mücadele etmek ve finansal yetkilerin stratejik kullanımı ile finansal istihbaratın toplanması, analiz edilmesi ve yayımlanması aracılığı ile Birleşik devletlerin ulusal güvenliğine katkı sağlamak olsa da bu örnekte görüldüğü gibi; dünyanın her yerinde adaletsizliklerin önüne geçilmesine ve suçluların önünde sonunda ortaya çıkmasını da sağlamaktadır.

Dünyanın her yerindeki diktatör bozuntuları ve ailelerinin asla akıllarından çıkarmamaları gereken husus; bütün yolsuzlukları ve halkından çaldıkları paraların önünde sonunda ortaya çıkacağıdır. Çünkü gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir alışkanlıkları vardır.

FinCEN ve Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu, Angolalı Delfina’nın ve onun gibi milyonlarca insanın diktatör ve hırsızlara karşı haklı mücadelesine verdikleri destekten ötürü büyük bir teşekkürü de fazlasıyla hak etmektedir.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.