IMF projelerden ziyade, ekonomik krizlerden darbe alan zor durumdaki hükümetlere; sorumlu harcama yaparak ekonomik istikrar ve büyümeyi yeniden tesis edebilmelerini sağlamak maksadıyla borç veren bir organizasyondur.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 26 Şubat 2024
Uluslararası Para Fonu ya da bilinen kısaltmasıyla IMF (İngilizce: International Monetary Fund), küresel finansal düzeni takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunan uluslararası bir organizasyondur. 1944 yılında ABD’nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods’ta kurulan ve 1947’de fiilen çalışmaya başlayan milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşan bir teşkilattır. 190 ülkenin üye olduğu teşkilatın merkezi ABD’de, Washington, DC’de bulunmaktadır.
IMF Nasıl Borç Verir?
Zamanında ve yerinde bir IMF finansmanı olmadığında bir ülkenin ekonomik krizden çıkma ve yeniden istikrarı sağlaması tutarsız ve zor olabilir. Örneğin; özellikle yabancı yatırımcılar ekonomik zorluklar altında ezilen ülkeye yeni finansman sağlamak istemiyorlar ise, ülke; hükümet harcamaları, ithalat ve ekonomik faaliyetlerin ağrılı bir baskısına maruz kalabilir.
Yüksek faizi şahsi düşmanı ilan eden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, faiz oranları düştüğünde enflasyonun da düşeceğini savunan bir ekonomisttir.
IMF tarafından sağlanan finansal destek bu ağrılı sürecin aşılmasını kolaylaştırabilir. IMF tarafından verilen borçlara genellikle bir dizi düzeltici politika eyleminin de eşlik etmesi, hükümetin uygun politikaları uyguladığının bir göstergesi olarak kabul edildiğinden, özel yatırımcıların ülkeye geri dönüşünü teşvik eder. IMP tarafından verilen borç bunun yanı sıra Politika Şartlılık İlkeleri yoluyla en hassas durumdaki nüfusu korumayı da amaçlamaktadır.
Ayemef bizden 5 milyar dolar belki de avro borç istedi. Arkadaşlara dedim ki verin. Verin dedim. Ve ne oldu biliyor musunuz? Sonra baktılar ya Türkiye, bu çılgın Türklerin sağı solu belli olmaz, herhalde bu beş milyar avroyu verecek, almaktan vazgeçtiler.
Neden IMF Politika Şartlılık İlkeleri?
Şartlılık ilkeleri, borç alan ülkenin ulusal veya uluslararası refaha zarar veren önlemlere başvurmadan ödemeler dengesi problemlerini çözmeye yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra bu ilkeler, ülkenin finansman yapısının, aldığı borcu geri ödeyecek kadar güçlü olmasını sağlayarak IMF kaynaklarının korunmasını ve diğer üye ülkelerin gelecekte ihtiyaç duymaları durumunda bu kaynakları kullanmasına da hizmet etmektedir.
IMF Web Sitesinden Bilgiler
IMF web sitesinde yer alan bilgilere göre üye ülke sayısı 190’dır. IMF web sitesinde 190 üye ülkenin kota ve oy haklarını gösteren kapsamlı bir tabloyu paylaşılmaktadır. Merak edenler IMF resmi web sitesinde bu ayrıntılı tabloyu inceleyebilir.
Fikir vermesi açısından, Türkiye dâhil sadece 10 ülkenin verilerini aşağıdaki tabloda bilgilerinize sunuyorum:
IMF öyle herkesin kafasına göre karar alabildiği bir organizasyon değildir. Tam 24 direktörden oluşan bir İcra Kurulu bulunmaktadır. Bu 24 direktörün bazılarının altında, tek başına fazla güçleri olmadığından, birlikten kuvvet doğar prensibiyle gruplanan ülkeler var. Mesela Türkiye; Avusturya, Belarus, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Kosova, Slovakya Cumhuriyeti ve Slovenya ile bir araya gelmiş ve grup olarak toplam oyu 162.296’ya fon yüzdesi ise 3.22’ye çıkmış durumdadır.
Kotalar Uluslararası Para Fonu’nun ana kaynağıdır ve bir üye ülkenin kotası onun dünya ekonomisindeki büyüklük ve pozisyonunu göstermektedir. IMF’de tek başına hareket eden ülke sayısı ise ABD, Japonya ve Çin Halk Cumhuriyeti olmak üzere sadece üçtür.
Tabloda oy oranı diye bir sütun var ya işte oraya biraz bakalım. ABD’nin oy oranına dikkat ettiniz mi? Tahmin edebileceğiniz gibi tablodaki son satırdaki TOPLAM rakamlarından sonraki en büyük rakamlar ABD satırında bulunmaktadır. Eee ne var bunda? Adamların ekonomisi güçlü, hem de dünya lideriler, tabi ki en büyük rakamlar onlarda olacak diyebilirsiniz. Dediklerinizde de %100 haklı olursunuz. Zaten benim dikkat çekmek istediğim konu da ‘‘En Büyük Amerika’’ falan değil.
Birleşik Devletler, uluslararası finans kurumlarında da her daim başat güç olmak istemektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF – International Monetary Fund) açısından bakıldığında; IMF tarafından alınan kararların uygulanması için %85’lik bir oy oranı gerekmektedir ve Birleşik Devletler, kurulduğu 27 Aralık 1945 tarihinden bugüne kadar geçen sürede IMF’de en az %15,1 oranındaki oy gücünü sürekli olarak muhafaza etmiştir. Bu bir anlamda, IMF tarafından alınacak kararlarda ABD’nin veto yetkisi anlamına gelmektedir ve ABD bu gücünü IMF tarafından verilen borçlarda günümüze kadar daima kullanmıştır.
Demek ki neymiş? Dünya hem beşten büyükmüş, hem de birden büyükmüş. Mesele BM Güvenlik Konseyi ise; DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR, yok mesele Uluslararası Para Fonu, yani çok daha iyi bilinen adıyla IMF (ayemef okunur) ise, demek ki ne diyoruz? DÜNYA BİRDEN BÜYÜKTÜR!