savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
8°C
Pazartesi Yağmurlu
9°C
Salı Hafif Yağmurlu
8°C
Çarşamba Yağmurlu
8°C

İntihar Önlenebilir mi?

İntihar Önlenebilir mi?
A+
A-

İntihar Önlenebilir mi?

Dünyada her yıl yaklaşık olarak 800.000 insan intihar etmekte ve küresel intihar olaylarının %78’i düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelmektedir.

Yazar: Doug Irwing, The RAND Blog, 8 Mayıs 2017

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 23 Haziran 2017

Foto: DrAfter123/Getty Images

Bazı çevrelerde intiharın önlenmesi hakkındaki konvansiyonel akıl, sadece hangi belirtilere bakılacağının bilinmesinin yeterli olduğunu ileri sürmektedir. Oysa durum böyle değildir. Ve Birleşik Devletlerde intihar olayları hızla yükselmeye devam etmektedir. İntihar olaylarının engellenmesinde ihtiyaç duyulan şey bazı yeni fikirler ve faraziyelerimizi destekleyecek daha fazla veridir.

Wilkins Kearney karısına, mutfak tezgâhı üzerindeki düğün fotoğrafı üzerine dayadığı bir not bırakmıştı. ‘‘Sevgili Lilla’’ diye başlayan not, ‘‘Seni çok seviyorum!’’ cümlesi ile bitiyordu. Karısına sevgi dolu bu veda notunu bırak Wilkins, sonra bir çekmeceyi açarak silahını almış ve kendi yaşamına son vermiştir.

Wilkins’in yaşamına son vermesine yakın arkadaş ve aile çevresinden hiç kimse bir anlam verememiştir. Şimdi geriye doğru dönüp geçmişe baktıklarında, iş veya hayat onu zora soktuğunda tek başına yaptığı uzun koşuların haricinde, Wilkins’te hiçbir uyarı ve depresyon belirtisi olmadığını hatırlıyorlar. Yakın bir arkadaşının anlattıklarına göre o, gülümsemesinde daima bir yaramazlık pırıltısı olan her zamanki sadık dost Wilk’ti ve yaşama sürekli olarak aktif şekilde katılan birisiydi.


Yıllar boyunca sürdürülen kamu hizmeti kampanyaları, intiharın önlenebilir olduğunu vurgulamış ve insanların sadece uyarı işaretlerini yakalamaları durumunda, bir insanın hayatını kurtarabileceklerini öne sürmüştür. Fakat RAND tarafından yapılan son araştırma, gerçeğin çok daha karmaşık olduğunu ortaya koymuştur. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, intihar olaylarının önlenmesinde yanlış yerlere bakıyor olabiliriz.

Wilkins’in geride kalan dul eşi Lilla Wright Kearney, hala kendisine ‘‘Ben neyi kaçırdım?’’ sorusunu sormaya devam etmektedir. ‘‘Onunla yaşadım. Neyi değiştirebilirdim? Ne yapabilirdim? Onu geri getirebilmek için yapabileceğim bir şey yok ve bu beni çok üzüyor.’’ ifadelerini kullanmaktadır.

İntihar Oranları Yükseliyor

İntihar, Amerika Birleşik Devletleri’nde ne yazık ki ana ölüm nedenlerinden bir tanesi haline gelmiştir. Özellikle genç kadınlar ve orta yaşlı insanlarda görülen intihar olayları, on yıldan fazla bir süredir, her yıl bir öncekine göre artmaya devam etmektedir.  Amerika’da, günde yaklaşık olarak ortalama 121 insan intihar ederek yaşamına son vermektedir, Cadılar bayramı akşamı bunların arasına Wilkins Kearney de katılmıştır.

2016 yılında yaşamına son veren Wilkins Kearney karısı Lilla Wright Kearney ile poz verirken. Foto: Kearney Ailesi

Wilkins, doğduğu New Orleans’ta da her açıdan sevilen ve sayılan bir adamdır. Radyodaki spor programlarını aramakta, kendisini Grand Isle’den Catfish olarak tanıtmakta ve uzun uzun Saints futbol takımı hakkında konuşmaktadır. Düğününde, ettiği yemin sonrasında söylediği uzun ve yüksek sesli ÂMİN ile bütün cemaati gülmekten kırıp geçirmiştir.

Bütün bu olanlar ölümünden sadece 14 ay öncesindedir.

Çok yakın arkadaşlarından Todd Thompson, hatıraları birçok kez geri sardığını, fakat hiç kimsenin en küçük bir ipucu dahi yakalayamadığını söylüyor. Çocukluğundan beri tanıdığı birinin böylesine acılar içinde olmasına ve bunu kimsenin fark etmemesine bir anlam veremiyor.

Bir insan, intihara doğru kaymaya başladığında, kesinlikle bunun bazı belirtileri olacağına yönelik iddialar öylesine yaygın bir şekilde anlatılmıştır ki herkes bunun bir gerçek olduğunu kabul etmektedir. Fakat bu alanda yapılan araştırmalar ne yazık ki çok kapsamlı değildir. Çok bilinen intihar önleme web sitelerine bakıldığında, intihar belirtisi olarak sunulan düzinelerce uyarı işaretleri olduğu ve bunların çok azının araştırmalar ile desteklendikleri görülmektedir. Ve uyarı işaretlerinin çoğu öylesine belirsizdir ki neredeyse herkese uygulanabilir durumdadırlar.

Birleşik Devletlerde intihar oranı dramatik bir şekilde yükselmiş, 1999 yılında 29.199 olan intihar sayısı 2015 yılında 44.193’e yükselmiştir. Bu %26 oranında bir artış anlamına gelmektedir. Yine 1999 yılında 100.000’de 10.5 olan intihar oranı 2015 yılında 13.3’e yükselmiştir.

Yeni Bir Yaklaşım: Psikolojik Otopsiler

Rajeev Ramchand, RAND’ta intihar üzerine çalışmalarını sürdüren üst düzey bir davranış bilimcisidir. Çalışmaları, intihar hatlarında çalışan görevlilerin yapılan aramalara daha iyi cevaplar vermelerine ve askeri liderlerin, askerler arasındaki intihar riskine karşı daha iyi müdahale etmelerine yardımcı olmuştur. Fakat Ramchand da intiharı önleme kampanyalarının temel öğesi haline gelen uyarı işaretleri için sağlam kanıtlar olmamasından her zaman rahatsız olmuştur.

2015 yılının sonlarında başlayarak, Ramchand ve araştırmacılardan oluşan küçük timi, RAND Gulf States Policy Institute tarafından desteklenen, New Orleans adli hekimlik ofisine neredeyse demir atmışlardır. Orada olmalarının nedeni; intihar olaylarını, mahkeme dosyaları veya tıbbi rapor ve özetlerden değil, bizzat çok sevdiklerini kaybeden insanlarla yüz yüze konuşarak, onların hikâyelerini dinleyerek yakından incelemektir.

Bu süreçte, Ramchand’ın ‘‘Psikolojik Otopsi’’ olarak adlandırdığı, yaşamına son veren 17 insanın ailesi ile görüşme yapmışlardır. Ailelere, intihar ederek yaşamlarına son verenlerin günlük rutin faaliyetleri, ilişkileri, sağlık ve finans problemleri, evde silah olup olmadığı ve kurbanların bir not bırakıp bırakmadığı gibi sorular yöneltilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda, bir şey kesin olarak netlik kazanmıştır: Neredeyse hiçbir olayda, güvenilir oldukları ifade edilen, intihara doğru sürüklenen bir yaşamın belirti ve uyarı işaretlerine rastlanmamıştır.

Yaşamına son verenlerin aileleri açısından uyarı işaretleri, tehlike işaretlerinden ziyade, günlük hayatın gerçeklerinden başka bir şey değildir.

Bu durum, kesinlikle uyarı işaretlerinin olmadığı anlamına gelmemektedir. Aslında yaşamlarına son veren insanların çoğu içlerine kapanmış, endişeli ve amaçsız bir hale gelmiş, yaşamak için bir neden olmadığını ifade etmiş ve hatta intihar hakkında açık açık konuşmuştur. Problem, bunların intihar edenler için yeni davranış şekilleri olmaması ve etraftaki insanlar tarafından bir intihar belirtisi olarak algılanmamasıdır.

Çalışmada incelenen insanların üçte ikisinde akıl hastalıkları ve yarısından fazlasında illegal ilaç kullanımı tespit edilmiştir. Aileleri tarafından intihara yönelik uyarı işaretleri olarak algılanması gereken belirtiler, tehlike işareti yerine, aslında günlük yaşamın gerçekleri olarak görülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre; aileler sevdikleri insanların intihar etme riski taşıdıklarını akıllarına dahi getirmemiş ve intiharın kronik bir risk olduğunu zannetmişlerdir.

17 intihar olayından, sadece dördünde araştırmacılar, gerçekten yeni olan uyarı işaretleri tespit etmişlerdir. Fakat bu olaylarda dahi intihar belirtilerinin tespit edilebilmesi, bir depresyon veya sıkıntı sonucu olduklarından neredeyse imkânsızdır. İntihar edenlerden üçü, son zamanlarda tutuklanmış veya soruşturmaya maruz kalmış, dördüncü de daha önce yaşamına son verme girişiminde bulunmuş ve işini kaybetmiştir.

Ramchand yaptığı açıklamada, uyarı işaretleri hakkında çok dikkatli olmak gerektiğini ve insanların uyanık ve dikkatli olmaları durumunda, intihar belirtilerini yakalayabilecekleri yönünde, hatalı bir beklenti oluşturmamak gerektiğini ifade etmektedir. Bu belirtiler bir insanın yüzüne yansıyandan çok daha karmaşıktırlar.

Yapılan araştırma ve çalışma oldukça küçük olduğundan Ramchand, intihar belirtileri yaklaşımının desteklenmesi veya bırakılması alanında çok daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç olduğunu ifade etmektedir. Fakat kendisinin bulguları, intihar olaylarına farklı yaklaşımın, ailelere daha fazla yardımcı olabileceğini ve daha fazla hayat kurtarabileceğini ortaya koymaktadır.

Aileler ve Arkadaşlar Suçlu Değildirler

Ramchand hala birçok intihar olayının engellenebileceğine inanmaktadır. Fakat bunun için depresyon, akıl hastalıkları ve bilinen diğer risk faktörlerinin çok daha derin bir şekilde incelenmesi gerektiğini açıklamaktadır. Ramchand’a göre yapılması gereken, akıl sağlığı problemleri olan insanlar ve depresyonla boğuşan aileler için daha yüksek kalitede programlar uygulamaktır. Bir intiharı engellemek için çalışmalara aylar ve hatta yıllar öncesinden başlamak gerekmektedir.

ABD ordusunda yaşamına son veren gaziler askeri merasimle toprağa verilmekte fakat geride kalan aileleri ihmal edilmektedir. Amerikalı Afganistan ve Irak’tan dönen gaziler arasında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre gazilerin yaklaşık olarak %30’u, evlerine döndüklerinde intihar girişiminde bulunmuştur. Amerika Irak Afganistan Gazileri (IAVA – Iraq Afghanistan Veterans of America) derneğinin kendi üyesi 4.000’den fazla gazi arasında yaptığı araştırma sonuçlarına göre %37’si kendi yaşamına son veren bir gaziyi kişisel olarak tanıdıklarını beyan etmişlerdir.

Ramchand yaptığı çalışmada, yakınları veya sevdikleri intihar eden aileler ve arkadaşlar için de önemli bir ders çıkarmıştır. Aileler ve arkadaşlar intihar olaylarında suçlanmaları gereksizdir. Onların kaçırdıkları bir şey yoktur.

Wilkins Kearney’i kaybeden insanlar onu hala özlemekte ve acı çekmektedir. Wilkins’in intiharı RAND çalışmasına konu olmasa da New Orleans’da sürdürülen intiharı önleme gayretleri için Ramchand ile bir araya gelmişlerdir. Eğer öyle olsaydı dul kalan eşi araştırmacılara eşinin acı içinde olduğunu gösteren hiçbir belirti olmadığını ifade etmezdi. Wilkins sadece birkaç kez konuşmak istemediğini söylemiş ve tek başına yaptığı uzun koşular için ortadan kaybolmuştu.

Dul eşi, her akşam yemek yaparken ona bakmak için Wilkins’e ait en sevdiği fotoğraflardan bir tanesini mutfak tezgâhı üzerine yerleştirmiş. Yüzündeki o gülümsemenin sadece sevgi olduğunu, dostları ve kendisine olan sevginin göstergesi olduğu anlatıyor. ‘‘Tek gördüğüm sevgi, mutsuz bir insan görmüyorum, üzüntü görmüyorum! Gördüğüm şey o muazzam gülüşü!’’ şeklinde sözlerini sürdürüyor.

Wilkins geleneklerine bağlı olan bir adamdı ve en sevdiği şeylerden bir tanesi de her yıl dostları tarafından düzenlenen Mardi Gras partilerine katılmaktı. Dostları, finansal destek toplamak için onun yokluğunda yine bir araya geldiler. Ramchand dâhil 500 kişi toplantıya iştirak etti ve akıl sağlığı problemleri olan insanların tedavisinde kullanılmak üzere 50.000 ABD dolarından fazla yardım toplandı. Wilkapalooza (Wilk İçin) adı verilen etkinlikte, üzerlerine Giant Catfish logosu olan tişört, şapka ve kemerler satışa sunulmuştur.

ABD’de yayınlanan rapora göre intihar olayları erkekler ve kadınlar arasında ve 10 ile 74 aralığında genel bir artış göstermiştir. Kadınlarda en fazla artış 10-14 yaşları arasında, erkeklerde ise 45-64 yaş aralığında gerçekleşmiştir. 2014 yılında erkekler arasında en sık rastlanan intihar yöntemi ateşli silah ile olmuş, yaşamına son veren erkeklerin %55,4’ü ateşli silahla yaşamına son vermiştir. Kadınlarda en sık rastlanan yöntem ise %34,1 ile zehir kullanımı olmuştur.

Genç insanlar canlarına kıydıklarında geride kalan yakınları daima kendilerine, intiharın belirtileri olabilecek işaretlerin intihar olayı öncesi yakın dönemde olup olmadıklarını sorarlar. Yaşları 10 ile 30 arasında değişen ve daha önce hiç psikiyatrik tedavi görmemelerine rağmen yaşamlarına son veren 10 genç insanın aileleri psikolojik otopsi yapma maksadıyla seçilmiş ve anne, baba, arkadaşlar, kardeşler ve eski hayat arkadaşları ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Kurbanlardan altısının geride bıraktıkları intihar notları da incelenmiştir. Yorumlayıcı fenomenolojik analizlere göre intiharın olası uyarı belirtileri tespit edilmiştir. Yapılan analizde yaşamına son veren genç insanlar ölümleri öncesinde intiharla ilgili bir planları olduğuna dair hiçbir emare göstermemiş ve yardım talebinde bulunmamışlardır. Genç insanların, hayatlarına son vermeden önceki dönemde, psikolojik durumları ile ilgili dört adet belirti ortaya çıkmıştır:

  • Sürekli olarak verilen yanlış bir kararın geri döndürülemeyeceğini vurgulamak,
  • Bu nedenle hissettikleri ümitsizlik,
  • Kendi ölümlerini bir tehdit aracı olarak kullanmak ve
  • Ölümden, gidilecek bir yer olarak bahsetmek.

İntihar eğilimini gösteren konuşma ve faaliyetler kadar duygusal destek için yapılan endişe verici dolaylı taleplerde direkt olarak kişiyle görüşülmelidir. Bu işaretlere uygun tepkiler verilmesi bir insanın hayatını kurtarabilir.

Yazının orijinaline http://www.rand.org/blog/rand-review/2017/05/is-
suicide-preventable-insights-from-research.html
linkinden erişebilirsiniz.

İntihar karmaşık bir fenomendir. Her yıl dünyada yaklaşık olarak 800.000 insanın intihar ederek hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Önemli olan şey intiharın önlenebilir olmasıdır. Zamanında ve kanıta dayalı etkili müdahaleler intihar olaylarının önlenmesinde etkin bir rol oynamaktadır.

Dr. Shekhar Saxena, Dünya Sağlık Örgütü Akıl Sağlığı ve Madde Kullanım Departmanı Başkanı.

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.